14 Mart 2025
Dolduruş “enteresan” bir kelime olmuş. Erdoğan’ın böyle bir soruyu beklemediği belli. Nitekim şaşkınlığı yüz ifadesine de yansımış. 1000 TL artış bu kadar yeni açıklanmışken ertesi gün nasıl daha fazlası talep edilebilir, “Hayre bir şey” der gibi bir anlatım.
Erdoğan’ın bu tepkisi, aslında ona soru sorabilmenin ne kadar güçleştiğini gösteriyor. Daha doğrusu, soru sorabilmekten ziyade, önceden planlanmamış, konforlu bir ortamda test edilip onaylanmamış soruları yöneltmenin ne kadar zor olduğunu. Böyle demek daha doğru çünkü TBMM Grup Toplantıları ve onların çıkışları, liderlerin ve bakanların danışmanları açısından zorlayıcı oluyor. Sorulacak soruların ve ortamların belirlendiği iktidar düzeninde, kontrolleri dışında bir durumun gelişmesinden rahatsızlık duyuyorlar. Misal, Sözcü tv muhabiri Aslı Kurtuluş Mutlu’nun Cumhurbaşkanı Cevdet Yılmaz’a soru yöneltince, çekimi güvenlik değil, danışman tarafından engellenmeye çalışıldı. Ama gazeteciliğin tam da bu, yani herkesin merak ettiği soruları kamu yararı adına yöneltmek olduğunu, ne kadar sık gerekiyorsa o sıklıkta da hatırlatmak lazım.
Düşünelim, 2018’de ilk uygulaması başladığında 25 kilo kıyma (40 TL) alınabilen bir ikramiyenin, yedi yıl sonra geldiği tutar ile sekiz kilo (500 TL) alınabiliyor. O da en ucuzundan. Sırf et hesabıyla dahi, o bayram ikramiyesinin en az 12 bin 500 TL olması gerekiyor.
Sebebi ister enflasyonist etki yaratacağı olsun, isterse kasada para olmayışı, neresinden bakılırsa bakılsın zalimane bir tercihle karşı karşıyayız. Zalimane çünkü iktidarın emekliye gücü yetiyor! Sanki alım gücünün düşmesinin, yüksek enflasyonun sorumlusu bizzat bu iktidarın, yanlış ve kötü ekonomik politikaları değilmiş gibi enflasyonun faturası yine en kırılgan kesimlerden biri olan emeklilere ödetiliyor.
Üstelik TÜİK’in çok çarpıcı çıktılar içeren Yaşlılık 2024 verilerini açıkladığı sıra yapıyor bunu. TÜİK verilerine göre, 65 yaş üzerinde iş hayatına dönüşler artıyor. Gelir dağılımını alt üst eden ve yoksulluğu arttıran yüksek enflasyon yaşlı nüfusun işgücüne yeniden katılımına yol açtı. Toplam işgücündeki artış, 65 yaş üstünde ise 0,7 puan artarak, yüzde 11,5’ten yüzde 12,2’ye yükseldi.
İstihdamda olan kişilerin sektörel dağılımı ve yaşları ise daha acı bir tablo içeriyor. TÜİK verilerine göre 65 yaş üzeri tarım sektöründen çıkarken, sanayi, inşaat ve hizmetlerde istihdam artışı görülüyor. 2014 yılında 65 yaş üstünde yüzde 18,9 olan hizmetlerin payı (temizlik, garson, kurye) yüzde 32,1’e çıktı .
Gerçekten de 65 yaş üzerinin, hizmetler sektöründeki yaygınlığını günlük hayat içinde de görebiliyoruz. Geçenlerde bindiğim bir taksinin şoförü, trafikteki kural tanımazlıktan yakındı ve “Kendilerine yarayacak kanunlar yerine, herkesin kafasına göre davranmasının önleseler ya” dedi. 71 yaşındaymış, Emniyet’ten emekliymiş iyi mi. “Sizin tatil yapmanız, dinlenmeniz lazım” deyince de açtı ağzını yumdu gözünü. En iyisi ne dediğini yazmayayım.
Cumhurbaşkanı’nın, gazeteciye “Sen beni dolduruşa mı getirmeye çalışıyorsun?” dediği emeklilerin vaziyeti böyle. 8 kilo kıyma alınabilecek bir parayı “ikramiye” adıyla reva görmek, ikramiye kelimesine hiç uymuyor. Tıpkı müjde kelimesindeki aşınma gibi.
AA’nın haberine göre, “Bayram ikramiyesindeki bin liralık artışın, 2025 yılı bütçesine 28,4 milyar lira ilave maliyet oluşturacağı hesaplanıyor.”
28,4 milyar TL, 45 müteahhite ödenmek üzere ayrılan tutarın sekizde biri. Yük dedikleri bu. Geçmeyen otomobiller için döviz üzerinden ödenen trafik garantileri kadar değeri yok bizdeki emeklinin.
Çiğdem Toker kimdir?Çiğdem Toker, Diyarbakır'da doğdu. Denizli Lisesi'nden mezun oldu. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. Gazeteciliğe üniversite öğrencisiyken Anka Ajansı'nda başladı. Günaydın, Ankara Ulus gazetelerinde, Nokta dergisinde stajlar yaptı. Anadolu Ajansı'nın sınavlarını (1988) kazanarak, adliye, Devlet Güvenlik mahkemeleri (DGM), yüksek yargı muhabiri olarak çalıştı. 1990- 1993 yıllarında haftalık Ekonomik Panorama dergisinde; sonrasında da kesintisiz 15 yıl Hürriyet Gazetesi Ankara Bürosu'nda ekonomi muhabiri olarak görev yaptı. Burada maliye, vergi, özelleştirme, enerji, rekabet politikalarını izledi. 1994 ve 2001 ekonomik krizlerini, IMF ile ilişkileri, kriz kapsamında çıkarılan kanunların TBMM'deki yasama süreçlerini haberleştirdi. Çeşitli ülkelerde Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası toplantıları muhabir olarak takip etti. Habertürk gazetesinin ilk Ankara temsilcisi olarak gazetenin Ankara bürosunu kurdu. İstifa ederek ayrıldı. İnternet gazetesi T24'ün ilk yayınlarında OECD'nin "Futbolda Kara Para Aklama" raporunu konu alan dizi yazısıyla yer aldı. Köşe yazarı ve Ankara Temsilcisi olarak çalıştığı Akşam gazetesinden, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'nun (TMSF) el koyma sürecinde kendi isteğiyle ayrıldı. 2013- 2018 yılları arasında Cumhuriyet gazetesinde köşe yazarlığı yaptı. Gazetenin sahibi konumundaki Cumhuriyet Vakfı yönetimi değiştikten sonra kendi isteğiyle ayrıldı. 2018'de katıldığı Sözcü gazetesindeki yazılarına 2022 Kasım ayında 'küçülme' gerekçesiyle son verildi. Fox TV kanalında yayımlanan "Orta Sayfa" adlı haber programında yorumcu olarak yer alıyor. Eleştirel finans haberciliği olarak da tanımlanan yazıları hakkında kimileri astronomik, çok sayıda manevi tazminat davası açıldı. Konusu bir imar haberi olan yazısı hakkında hapis cezası istemiyle yargılandı. Kamu ihaleleri ve şirketleri konu alan çok sayıda yazısı da Sulh Ceza hâkimlikleri kararlarıyla erişime engellendi. Kitapları - Adım da Benimle Beraber Büyüdü- Abdüllatif Şener, Doğan Kitap, 2008 - "Türkiye'de Sağlıkta Kamu Özel Ortaklığı - Şehir Hastaneleri" kitabına makale katkısı, İletişim Yayınları, 2018 - Kamu İhalelerinde Olağan İşler - Tekin Yayınevi, 2019 Ödülleri - İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi "En Başarılı İktisat Muhabiri Ödülü" (1995) - Sabah Gazetesi "Muammer Yaşar Bostancı Haber Yarışması Büyük Ödülü" (1997) - Türkiye Ziraat Odaları Birliği "Basında Tarım Ödülü" (2000) - Milliyet Gazetesi "Abdi İpekçi Barış ve Dostluk Ödülü" – "Taksiyarhis'in Zehra Teyzesi" başlıklı röportaj (2001) - Türkiye Gazeteciler Cemiyeti- TGC "Sedat Simavi Gazetecilik Ödülü" |"Evcil'in Dönüşü" dosyası – (2005) - European Press Prize "The Mystery of the Secret Funds" – "Yorumcu Ödülü"nde kısa liste (2015) - Halkevleri "Basın Ödülü" (2016) - Uluslararası Şeffaflık Derneği Ödülü (2016) - İstanbul Tabip Odası "Basında Sağlık Ödülü" (2016, 2018 ve 2019) - TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi "Emre Madran Koruma Ödülü" (2017 ve 2019) - Eskişehir - Bilecik Tabip Odası "Halk Sağlığı Ödülü" (2017) - ÇGD "Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Ödülü" (2017) - ÇGD Bursa Şubesi "Meslekte Dayanışma Ödülü" (2018) - Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü "Uluslararası Cesaret Ödülü - Kısa liste" (2018) - Sedat Simavi Gazetecilik Ödülü – "Kamu İhalelerinde 21/b Usulü" dosyası- (2018) - Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği "Önder Kadınlar Ödülü" (2019) - Rekabet Derneği "Adil Rekabete Katkı Ödülü" (2019) - TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası "Hasan Balıkçı Onur Ödülü" (2020) - Halkevleri Dayanışma Ödülü (2020) - Ankara Tabip Odası – "Şehir hastanelerinin ekonomi politiğini tüm gerçekliğiyle ortaya koyarak kamuya ve sağlık çalışanlarına etkilerini görünür kılan haberleri" nedeniyle (2021) - TMMOB Şehir Plancıları Odası - Kent Planlama Basın Ödülü (2021) - İzmir Gazeteciler Cemiyeti "Hasan Tahsin Basın Özgürlüğü Ödülü" (2021) - SES Eşitlik ve Dayanışma Derneği "Yılın Kadınları" Ödülü (2021) - Alanya Gazeteciler Cemiyeti - Ulusal Basında Yılın Gazetecisi Ödülü (2021) |
“Zamanın ruhu” bütün dünyada zor bir döneme işaret ediyor. İnsan haklarına saygılı, eşitlik ve adalet temelli bir yönetim anlayışı ise herkesin ihtiyacı
İktidar, pekâlâ, bütçe kaynaklarını çocuk bakımı nedeniyle istihdamdan kopan, geçinebilmek için mesai dayatması karşısında çocuğunu işyerine götürmek zorunda kalan kadınları gözeterek kullanabilir. Bunu yapmak yerine sadakatle kendisinin yanında duran, karşılıklı simbiyotik ilişki içinde oldukları şirketleri gözeten politika araçlarına aktarıyor
Mattia Ahmet Minguzzi canavarca katledildi. Onu katledenlerin 18 yaş altında olması sebebiyle suça sürüklenen çocuk korumasından yararlanmasının koşulları çok iyi tartılmalı, tartışılmalı; vicdanları rahatlatmayacak olası kararın adaletsizliği derinleştirmesinin önüne geçilmelidir
© Tüm hakları saklıdır.