31 Ocak 2024

Enerjide "sipariş" gibi torba kanun

Torba Kanun ile getirilen ve birçoğu sektör oyuncuların avantaj ve kolaylık sağlama olarak değerlendirilebilecek düzenlemelerin önemli bir kısmının Birleşik Arap Emirlikleri ile imzalanan ve Dışişleri Komisyonu'nda görüşülmeyi bekleyen anlaşma ile bağlantılı olabileceği belirtiliyor

AKP milletvekilleri imzasıyla TBMM'ye getirilen ve yedi ayrı kanunda değişiklik yapan yeni torba kanun, enerji alanında sektör oyuncuları için hazırlanmış "sipariş" nitelikli maddeler içeriyor. Maden, doğalgaz, yenilenebilir enerji alanında iş yapan şirket ve ülkeler için hazırlanan bu enerji torbasında, AKP iktidarın ihtiyaçlarına özel, "nakış" gibi işlenmiş düzenlemeler yer alıyor.

Yarın (Perşembe) Sanayi Komisyonu'nda görüşülmesi beklenen, 15 maddelik bu kanun teklifi, şu kanunlarda değişiklik yapacak:

- Maden Kanunu

- Kıyı Kanunu

- Doğalgaz Piyasası Kanunu

- Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi Üretimi Amaçlı Kullanımına İlişkin Kanun

- Enerji Verimliliği Kanunu

- Elektrik Piyasası Kanunu

- Nükleer Düzenleme Kanunu

TL'den tekrar dolara dönüş

En önemli değişikliklerden biri:

Yenilenebilir enerji alanındaki üretim tesisleri için yapılan yarışmalı ihalelerde, bakanlıkça belirlenen tavan fiyatta TL para biriminden vazgeçiliyor. Berat Albayrak'ın Enerji Bakanlığı döneminde ABD Doları olarak belirlenen tavan fiyat için, bundan dört yıl önce yapılan yasa değişikliğiyle TL'ye geçilmişti. Meclis'teki torba kanunda, tavan fiyatta TL'yi detaylı anlatan maddenin kaldırılarak yerine şu ifadenin gelmesi öngörülüyor:

"Yarışmaya ilişkin usul ve esaslar ilgili yarışma şartnamesinde Bakanlık tarafından belirlenir. Yarışma sonucunda oluşan fiyat ve/veya bedel, yarışma şartnamesinde belirlenecek süre boyunca YEK Destekleme Mekanizması kapsamında değerlendirilir."

Bu ifade de sektör ilgilileri tarafından, yenilenebilir enerji yatırımlarındaki, üretim alımlarında devletin ABD Doları'na dönüşü olarak yorumlanıyor.

Kıyı Kanunu'nda yapılacak bir değişiklikle, "denizde" ifadesi "suda" olarak değiştiriliyor. Kanun'un 6. Maddesinin Başlığı:

"Kıyı, Kıyı Kenar Çizgisi, Sahil Şeridi, Planlama ve Yapılanma Kıyının Korunması, Yapı Yasağı, Kıyı ve Denizde Yapılacak Yapılar"

Bu değişiklikle, deniz üstünde yapılacak enerji tesisleri, sadece deniz değil, göl, ırmak vs gibi deniz dışındaki su kaynaklarını da kapsayacak şekilde genişletileceği belirtiliyor.

İmar planı olmadan santral

Asıl önemli değişiklik de bundan sonra geliyor. Kıyı Kanunu'nun söz konusu 6. Maddesine şu fıkra ekleniyor:

"İçme- kullanma suyu temin edilen rezervuarlar ve sulak alanlar ile bu Kanun kapsamında kalan kıyı ve sahil şeritleri hariç olmak üzere denizler, baraj gölleri, suni göller ve tabii göllerin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığınca yenilenebilir enerji kaynak alanı olarak ilan edilen alanlarında imar planı yapılmaksızın yenilenebilir enerji üretim santralleri kurulabilir.

İçme- kullanma suyu temin edilen rezervuarlar ve sulak alanlar ile bu Kanun kapsamında kalan kıyı ve sahil şeritleri hariç olmak üzere baraj gölleri, suni göller ve tabii göllerde imar planı yapılmaksızın 14/3/2013 tarihli ve 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanununa göre hidrolik kaynaklara dayalı önlisans veya üretim lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından yenilenebilir enerji kaynağına dayalı birden çok kaynaklı üretim tesisi kurulabilir."

Böylece doğal ve suni göller, baraj göllerinde imar planı yapmadan enerji üretim tesisleri yapılabilmesinin önü açılıyor.

"Sıvılaştırma" ekleniyor

Doğalgaz Piyasası Kanunu'na eklenen bir maddeyle doğalgaz sıvılaştırılması da faaliyet alanlarına ekleniyor.

Torba kanun; Türkiye'de üretilen ya da ithal edilen doğal gazın sıvılaştırılarak yurt dışına ihraç edilmesi ya da yurt içinde yeniden satışı amacıyla kurulacak sıvılaştırma tesislerini işletecek tüzel kişiler için düzenleme yapıyor.

Öte yandan doğalgaz depolaması faaliyetinde bulunan şirketlerin uyması gereken koşul ve kurallara istisna getiriliyor. Söz konusu kuralları listeleyen maddenin altına şöyle bir cümle ekleniyor:

"Yüzen LNG tesislerinin işletilmesi ve yer değişikliği kapsamında Bakanlık görüşü alınarak sağlanacak istisnalar Kurul tarafından bu madde uyarınca yayımlanan usul ve esaslarda düzenlenir."

Enerji torbası BAE imtiyazı ile bağlantılı

Sıvılaştırılmış doğalgaz depolama tesisleri konusunda da sektör oyuncularına "çok iyi" gelecek bir değişiklik var. Yeni yapılacak tesisler ile mevcutlarda kapasite artışı olacaksa, EPDK, bakanlığın görüşünü alarak, sisteme erişim hükümlerinden muaf tutulabilecek.

Torba Kanun ile getirilen ve birçoğu sektör oyuncuların avantaj ve kolaylık sağlama olarak değerlendirilebilecek bu düzenlemelerin önemli bir kısmının Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ile imzalanan ve Dışişleri Komisyonu'nda görüşülmeyi bekleyen anlaşma ile bağlantılı olabileceği belirtiliyor.

Nükleer santraldan yenilenebilir enerjiye, bataryadan doğalgaza kadar enerjinin birçok alanında BAE'ye imtiyaz niteliğinde avantajlar sağlayan bu anlaşmanın ayrıntılarını kamuoyuna duyuran iki yazı yazdığımı anımsatayım.

Velhasıl; CHP, bir kısmı ne kadar isabetli ve ne kadar "halkçı" olduğu çok tartışılan yerel seçim adaylarını belirlemekle meşgulken, iktidar bir yandan seçmen iradesine meydan okuyarak Can Atalay'ın vekilliğini düşürme hamlesi yapıp diğer yandan ömrünü yeniden konsolide etme hedefine yönelik; yerel, Körfezsel ve küresel nitelikli imtiyazlı avantajlı emrivaki "torbaları" getirmeyi sürdürüyor.

Çiğdem Toker kimdir?

Çiğdem Toker, Diyarbakır'da doğdu. Denizli Lisesi'nden mezun oldu. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. Gazeteciliğe üniversite öğrencisiyken Anka Ajansı'nda başladı. Günaydın, Ankara Ulus gazetelerinde, Nokta dergisinde stajlar yaptı.

Anadolu Ajansı'nın sınavlarını (1988) kazanarak, adliye, Devlet Güvenlik mahkemeleri (DGM), yüksek yargı muhabiri olarak çalıştı. 1990-1993 yıllarında haftalık Ekonomik Panorama dergisinde; sonrasında da kesintisiz 15 yıl Hürriyet Gazetesi Ankara Bürosu'nda ekonomi muhabiri olarak görev yaptı. Burada maliye, vergi, özelleştirme, enerji, rekabet politikalarını izledi. 1994 ve 2001 ekonomik krizlerini, IMF ile ilişkileri, kriz kapsamında çıkarılan kanunların TBMM'deki yasama süreçlerini haberleştirdi. Çeşitli ülkelerde Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası toplantıları muhabir olarak takip etti.

Habertürk gazetesinin ilk Ankara temsilcisi olarak gazetenin Ankara bürosunu kurdu. İstifa ederek ayrıldı. İnternet gazetesi T24'ün ilk yayınlarında OECD'nin "Futbolda Kara Para Aklama" raporunu konu alan dizi yazısıyla yer aldı. Köşe yazarı ve Ankara Temsilcisi olarak çalıştığı Akşam gazetesinden, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'nun (TMSF) el koyma sürecinde kendi isteğiyle ayrıldı.

2013-2018 yılları arasında Cumhuriyet gazetesinde köşe yazarlığı yaptı. Gazetenin sahibi konumundaki Cumhuriyet Vakfı yönetimi değiştikten sonra kendi isteğiyle ayrıldı. 2018'de katıldığı Sözcü gazetesindeki yazılarına 2022 Kasım ayında 'küçülme' gerekçesiyle son verildi. Fox TV kanalında yayımlanan "Orta Sayfa" adlı haber programında yorumcu olarak yer alıyor.

Eleştirel finans haberciliği olarak da tanımlanan yazıları hakkında kimileri astronomik, çok sayıda manevi tazminat davası açıldı. Konusu bir imar haberi olan yazısı hakkında hapis cezası istemiyle yargılandı. Kamu ihaleleri ve şirketleri konu alan çok sayıda yazısı da Sulh Ceza hâkimlikleri kararlarıyla erişime engellendi.

Kitapları

- Adım da Benimle Beraber Büyüdü- Abdüllatif Şener, Doğan Kitap, 2008

- "Türkiye'de Sağlıkta Kamu Özel Ortaklığı - Şehir Hastaneleri" kitabına makale katkısı, İletişim Yayınları, 2018

- Kamu İhalelerinde Olağan İşler - Tekin Yayınevi, 2019

Ödülleri

- İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi "En Başarılı İktisat Muhabiri Ödülü" (1995)

- Sabah Gazetesi "Muammer Yaşar Bostancı Haber Yarışması Büyük Ödülü" (1997)

- Türkiye Ziraat Odaları Birliği "Basında Tarım Ödülü" (2000)

- Milliyet Gazetesi "Abdi İpekçi Barış ve Dostluk Ödülü" – "Taksiyarhis'in Zehra Teyzesi" başlıklı röportaj (2001)

- Türkiye Gazeteciler Cemiyeti-TGC "Sedat Simavi Gazetecilik Ödülü" |"Evcil'in Dönüşü" dosyası – (2005)

- European Press Prize "The Mystery of the Secret Funds" – "Yorumcu Ödülü"nde kısa liste (2015)

- Halkevleri "Basın Ödülü" (2016)

- Uluslararası Şeffaflık Derneği Ödülü (2016)

- İstanbul Tabip Odası "Basında Sağlık Ödülü" (2016, 2018 ve 2019)

- TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi "Emre Madran Koruma Ödülü" (2017 ve 2019)

- Eskişehir - Bilecik Tabip Odası "Halk Sağlığı Ödülü" (2017)

- ÇGD "Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Ödülü" (2017)

- ÇGD Bursa Şubesi "Meslekte Dayanışma Ödülü" (2018)

- Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü "Uluslararası Cesaret Ödülü - Kısa liste" (2018)

- Sedat Simavi Gazetecilik Ödülü – "Kamu İhalelerinde 21/b Usulü" dosyası-(2018)

- Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği "Önder Kadınlar Ödülü" (2019)

- Rekabet Derneği "Adil Rekabete Katkı Ödülü" (2019)

- TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası "Hasan Balıkçı Onur Ödülü" (2020)

- Halkevleri Dayanışma Ödülü (2020

- Ankara Tabip Odası – "Şehir hastanelerinin ekonomi politiğini tüm gerçekliğiyle ortaya koyarak kamuya ve sağlık çalışanlarına etkilerini görünür kılan haberleri" nedeniyle (2021)

- TMMOB Şehir Plancıları Odası - Kent Planlama Basın Ödülü (2021)

- İzmir Gazeteciler Cemiyeti "Hasan Tahsin Basın Özgürlüğü Ödülü" (2021)

- SES Eşitlik ve Dayanışma Derneği "Yılın Kadınları" Ödülü (2021)

- Alanya Gazeteciler Cemiyeti - Ulusal Basında Yılın Gazetecisi Ödülü (2021)

Yazarın Diğer Yazıları

TÜİK kimin tarafında duruyor?

TÜİK; DİSK’in zorunlu olarak Bilgi Edinme Kurulu’nun bağlı olduğu Adalet Bakanlığı’na açtığı davada çıkan karara itiraz etmiş. Madem taraf değilseniz bu itiraz ne? Bitmedi: TÜİK, bir de Adalet Bakanlığı aleyhine dava açıyor. Yetmiyor, Danıştay Başsavcılığı’na TÜİK olarak “Bu kararları bozun” diyor

Yargıya saygılı bir TÜİK aranıyor

Yeni Anayasa konusunda, TÜİK'in bilgi karartmasından, yargı kararına uymamasından zerre rahatsızlık duymayan bir iktidar partisinin ardına düşülür mü?

Kamu tasarrufunda farkı ne yaratacak?

Ne temsil, tören harcamalarında ne kırtasiyede ne araç kiralamalarında tasarruf sağlanmış değil. Peki bundan sonra ne değişecek de kendilerinden tasarruf beklenen bürokrasi bu plana sadık kalacak?