02 Şubat 2024

BAE'ye enerji için "yer" hazırlanıyor

Türkiye BAE'ye, anlaşma kanunla yürürlüğe girdikten sonraki üç ay içinde saha tahsis etmeyi taahhüt ettiği için Karaman'da YEKA ilanı, bu taahhüdün bir bileşeni olma ihtimalini içeriyor

Resmi Gazete'de en az dikkat çeken bölüm neresidir bilir misiniz?

On yıllardır Resmi Gazete izleyen bir gazeteci olarak bu soruya cevabım "Çeşitli İlanlar" olurdu. Çeşitli İlanlar: Hayli iddiasız bir kelime öbeği…

Sayfayı açtığınızda görünen ilk yerde, herkesin hayatını ilgilendiren kanunlar, atamalar, Cumhurbaşkanı kararları, (eskiden Bakanlar Kurulu kararları) yönetmelik değişiklikleri uzun bir liste halinde dururken, en aşağıya adeta gizlenmiş ve içinde ne olduğuna dair ipucu yansıtmayan "Çeşitli İlanlar"a bakmak pek aklımıza gelmez, ya da sadece ilgililerin aklına gelir

1 Şubat, yani dünkü Resmi Gazete'nin "Çeşitli İlanlar" kısmında, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nın bir ilanı vardı. "YEKA İlanı" başlıklı bu ilan, Karaman'da Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları'nı tarif ediyordu. Toplam yüzölçümü 15,41 kilometrekareydi. Sınır ile köşe koordinatı listelenmiş, küçük bir krokide de gösterilmiş bir alan

Öteki kaynak türleriyle kıyaslandığında; temizliği, ucuzluğu ve güvenilirliği nedeniyle yenilenebilir enerjinin neredeyse kutsandığı bir çağdayız. Dolayısıyla böyle bir ilanda tuhaf olan ne olabilir öyle değil mi?

Yakından bakalım:

Adı Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi olan bir yönetim içinde, bir bakanlığın kararı, Cumhurbaşkanı'nın bir yıl önceki bir kararıyla aynı sahayı içeriyorsa, böyle bir durum dikkate hak eder.

Enerji Bakanlığı'nın Karaman için ilan ettiği YEKA alanı, Cumhurbaşkanı Erdoğan imzasıyla 16 Şubat 2023 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan karardaki saha ile aynı.

O kararda diyor ki:

"Karaman ili Merkez ilçesinde bulunan bazı alanların, Karaman Enerji İhtisas Endüstri Bölgesi olarak ilan edilmesi hakkındaki ekli kararın yürürlüğe konulmasına, 4737 sayılı Endüstri Bölgeleri Kanunun 3. Maddesi ile 3/A maddesi gereğince karar verilmiştir."

Bir yıl arayla alınmış iki kararı yan yana koyup, krokilere baktığınızda aynı saha olduğunu uzman olmayan birisi bile görebilir.

Kapitülasyona mevzuat zemini

Peki sorun ne? Bu sorunun cevabını ararken, yine dün (ne tesadüf!) TBMM Sanayi Enerji Komisyonu'nda görüşülmeye başlanan enerji "torba" kanunu ve Dışişleri Komisyonu'ndaki Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ile Türkiye anlaşmasını birlikte değerlendirmek gerekebilir.

Görüşünü sorduğum bir sektör yetkilisi, Enerji Bakanlığı'nın Karaman ile ilgili dünkü YEKA kararına kadar, bu bölgenin Türkiye'deki sanayicileri önceleyen, onlar için yenilenebilir enerji odaklı olduğunu vurguladı.

Bakanlığın dünkü kararı ile yani aynı bölgenin YEKA alanı olarak ilan edilmesinin, BAE'ye altın tepside sunulacak olan enerji imtiyazlarına hazırlık niteliğinde olduğunun da altı çiziliyor.

Gerçekten de geçen aralık ayında yazarak kamuoyuna duyurduğumuz BAE ile enerji anlaşması, bu ülkede bir çok enerji alanında kapitülasyon benzeri imtiyazlar sunulmasını içeriyor.

İzleyen yazıda BAE ile anlaşma metninde, Türkiye BAE'ye ihalesiz saha tespit edip vermeyi taahhüt ettiğini duyurduk.

Bürokratik zorunluluk ve işlemler hakkında kolaylıklar garanti ediyor. Karaman'da YEKA olarak yeni ilan edilen bu alanın Endüstri Bölgesi olarak kullanımı çok farklı bir kanun ve işlemleri gerektiriyordu. Endüstri Bölgesi'nde yatırım yapacakların her şeyden önce, Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) olumlu raporu alma zorunluluğu var.

Öte yandan Endüstri Bölgesi'nde Bu bölgede yatırım yapacakların yatırımın onbinde 5'i kadar tutarı katkı payı olarak yatırması gerekiyor.

Karaman'da 15,41 kilometrekarenin ani bir kararla YEKA olarak ilanı, bu değişikliğin BAE için yapıldığı ihtimalini, işte şu iki nedenle güçlendiriyor:

- Sanayi ve Enerji Komisyonu'nda görüşülmeye başlanan yeni "enerji torbası"nda, YEKA teklifleri için "TL'den ABD Doları'na dönüş" maddesi yer alıyor. Bunu bir önceki yazımda duyurdum.

Gizlilik maddesi

- Türkiye BAE'ye, anlaşma kanunla yürürlüğe girdikten sonraki üç ay içinde saha tahsis etmeyi taahhüt ettiği için Karaman'da YEKA ilanı, bu taahhüdün bir bileşeni olma ihtimalini içeriyor.

Peki neden bu kadar önemli bir konuyu tahmin ve ihtimal üzerine yazıyoruz?

Bu sorunun muhatabı iktidar…

BAE ile imzalanan ve yakında Dışişleri Komisyonu'nda görüşülecek anlaşma metninde. O anlaşma ile iktidar bu toplumun varlığı olan doğal kaynakları, ihalesiz kuralsız, imtiyazlar dolu bir şekilde yabancı bir ülkeye açarken, ilgili anlaşmaya bir de gizlilik maddesi koydu, ya da konulmasına rıza gösterdi: Taraflar projelerle ilgili herhangi bir bilgiyi gizli tutmak için ellerinden gelen üstün çabayı gösterecekler.

Nitekim gösteriyorlar. Bir gün bir torba kanun, TL'den dolara dönüş, öteki gün bir YEKA ilanı. Yan yana okuduğunuzda belli muhataplar için açık edilmemesine özen gösterilen bir hazırlık olduğu apaçık ortada.

TBMM ise muhalefet ne kadar konuşursa konuşsun, iktidarın kendi mutfağında kendi bekası için hazırlayıp getirdiği ve kamu yararı aleyhine sonuçlanacak düzenlemelere etki etmediği, ellerin inip kalktığı bir onay makamı işlevi görüyor ne yazık ki.

Çiğdem Toker kimdir?

Çiğdem Toker, Diyarbakır'da doğdu. Denizli Lisesi'nden mezun oldu. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. Gazeteciliğe üniversite öğrencisiyken Anka Ajansı'nda başladı. Günaydın, Ankara Ulus gazetelerinde, Nokta dergisinde stajlar yaptı.

Anadolu Ajansı'nın sınavlarını (1988) kazanarak, adliye, Devlet Güvenlik mahkemeleri (DGM), yüksek yargı muhabiri olarak çalıştı. 1990-1993 yıllarında haftalık Ekonomik Panorama dergisinde; sonrasında da kesintisiz 15 yıl Hürriyet Gazetesi Ankara Bürosu'nda ekonomi muhabiri olarak görev yaptı. Burada maliye, vergi, özelleştirme, enerji, rekabet politikalarını izledi. 1994 ve 2001 ekonomik krizlerini, IMF ile ilişkileri, kriz kapsamında çıkarılan kanunların TBMM'deki yasama süreçlerini haberleştirdi. Çeşitli ülkelerde Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası toplantıları muhabir olarak takip etti.

Habertürk gazetesinin ilk Ankara temsilcisi olarak gazetenin Ankara bürosunu kurdu. İstifa ederek ayrıldı. İnternet gazetesi T24'ün ilk yayınlarında OECD'nin "Futbolda Kara Para Aklama" raporunu konu alan dizi yazısıyla yer aldı. Köşe yazarı ve Ankara Temsilcisi olarak çalıştığı Akşam gazetesinden, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'nun (TMSF) el koyma sürecinde kendi isteğiyle ayrıldı.

2013-2018 yılları arasında Cumhuriyet gazetesinde köşe yazarlığı yaptı. Gazetenin sahibi konumundaki Cumhuriyet Vakfı yönetimi değiştikten sonra kendi isteğiyle ayrıldı. 2018'de katıldığı Sözcü gazetesindeki yazılarına 2022 Kasım ayında 'küçülme' gerekçesiyle son verildi. Fox TV kanalında yayımlanan "Orta Sayfa" adlı haber programında yorumcu olarak yer alıyor.

Eleştirel finans haberciliği olarak da tanımlanan yazıları hakkında kimileri astronomik, çok sayıda manevi tazminat davası açıldı. Konusu bir imar haberi olan yazısı hakkında hapis cezası istemiyle yargılandı. Kamu ihaleleri ve şirketleri konu alan çok sayıda yazısı da Sulh Ceza hâkimlikleri kararlarıyla erişime engellendi.

Kitapları

- Adım da Benimle Beraber Büyüdü- Abdüllatif Şener, Doğan Kitap, 2008

- "Türkiye'de Sağlıkta Kamu Özel Ortaklığı - Şehir Hastaneleri" kitabına makale katkısı, İletişim Yayınları, 2018

- Kamu İhalelerinde Olağan İşler - Tekin Yayınevi, 2019

Ödülleri

- İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi "En Başarılı İktisat Muhabiri Ödülü" (1995)

- Sabah Gazetesi "Muammer Yaşar Bostancı Haber Yarışması Büyük Ödülü" (1997)

- Türkiye Ziraat Odaları Birliği "Basında Tarım Ödülü" (2000)

- Milliyet Gazetesi "Abdi İpekçi Barış ve Dostluk Ödülü" – "Taksiyarhis'in Zehra Teyzesi" başlıklı röportaj (2001)

- Türkiye Gazeteciler Cemiyeti-TGC "Sedat Simavi Gazetecilik Ödülü" |"Evcil'in Dönüşü" dosyası – (2005)

- European Press Prize "The Mystery of the Secret Funds" – "Yorumcu Ödülü"nde kısa liste (2015)

- Halkevleri "Basın Ödülü" (2016)

- Uluslararası Şeffaflık Derneği Ödülü (2016)

- İstanbul Tabip Odası "Basında Sağlık Ödülü" (2016, 2018 ve 2019)

- TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi "Emre Madran Koruma Ödülü" (2017 ve 2019)

- Eskişehir - Bilecik Tabip Odası "Halk Sağlığı Ödülü" (2017)

- ÇGD "Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Ödülü" (2017)

- ÇGD Bursa Şubesi "Meslekte Dayanışma Ödülü" (2018)

- Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü "Uluslararası Cesaret Ödülü - Kısa liste" (2018)

- Sedat Simavi Gazetecilik Ödülü – "Kamu İhalelerinde 21/b Usulü" dosyası-(2018)

- Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği "Önder Kadınlar Ödülü" (2019)

- Rekabet Derneği "Adil Rekabete Katkı Ödülü" (2019)

- TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası "Hasan Balıkçı Onur Ödülü" (2020)

- Halkevleri Dayanışma Ödülü (2020

- Ankara Tabip Odası – "Şehir hastanelerinin ekonomi politiğini tüm gerçekliğiyle ortaya koyarak kamuya ve sağlık çalışanlarına etkilerini görünür kılan haberleri" nedeniyle (2021)

- TMMOB Şehir Plancıları Odası - Kent Planlama Basın Ödülü (2021)

- İzmir Gazeteciler Cemiyeti "Hasan Tahsin Basın Özgürlüğü Ödülü" (2021)

- SES Eşitlik ve Dayanışma Derneği "Yılın Kadınları" Ödülü (2021)

- Alanya Gazeteciler Cemiyeti - Ulusal Basında Yılın Gazetecisi Ödülü (2021)

Yazarın Diğer Yazıları

2025 bütçesinde KÖİ ve Dışişleri bütçesi

KÖİ modeliyle yaptırılan ulaştırma altyapı projeleri ile şehir hastaneleri için 200 milyar TL’nin üzerinde kaynak ayrıldı. Bu tutarın 97,6 milyar TL’si, otoyol, köprü ve tüneller için. Dışişleri Bakanlığı için ayrılan 39 milyar TL’nin 2,5 katı...

Asgari ücret artışındaki “denge”

Asgari ücrete kuş kadar zam geldi diye kaç yıldır tanık olduğumuz fırsatçılığın, bu defa da sergileneceğini ve satın alma gücünü ışık hızıyla bir daha bir daha düşüreceğini görmek için uzman olmaya gerek yok. Bu ülkenin vatandaşı olmak yeterli

Asgari ücrette gerçek patron: Erdoğan

Asgari Ücret Tespit Komisyonu eskiden olduğu gibi, yani İş Kanunu kapsamından çıkarılmasaydı, asgari ücretin daha adil saptanmasına ilişkin değişiklik talepleri TBMM’de görüşülebilecekti. Oysa şimdi bu imkânsız! Erdoğan’ın Komisyon’un profili konusunda tam yetkili olması, aslında asgari ücrete de dilediği gibi karışabileceği anlamına geliyor

"
"