27 Eylül 2023

Agrobay, benden 1.5 milyon TL talep ettiği davada Yargıtay'da da kaybetti

Dava süreci beş yıldan uzun sürse de bu kararın, Türkiye'de basın ve ifade özgürlüğünün içinde bulunduğu koşullar açısından önem taşıdığı kuşkusuz

Aslında Yargıtay 4. Hukuk Dairesi'nin kararını, yalnızca beni değil, bir bütün olarak gazetecilik mesleğimizi ilgilendirmesi nedeniyle daha önce zaten yazacaktım.

Sadece gazeteciliği ilgilendirdiği için de değil üstelik. Davanın açıldığı 2017 yılından bu yana, çok sayıda meslektaş, gazetecilik diğer sahalardaki meslek örgütleri ile milletvekillerinin duruşmalara bizzat gelerek izlemeleri, destek vermeleri dolayısıyla da sonucu kamuoyuna duyurma borcum vardı.

Agrobay'ın benden 1,5 milyon TL talep ettiği davada Yargıtay aşamasında da basın özgürlüğü lehine karar verilerek kesinleşen bu karar, geçen yıl sonu alınmış. Fakat karar sürecinin tamamlanması uzun sürmüş olmalı ki bana iki ay önce avukatım Sayın Evrim İnal tarafında bana iki ay önce ulaştırıldı. Seçim ertesi ülkenin gündemi bambaşka alanlara kaydığı için de önceliklerim arasına giremedi.

Gelin görün ki son haftalarda sendikal çalışmalara katıldıkları gerekçesiyle işten çıkarılan, direnişleri sırasında güvenlik güçlerince darp edilen, gözaltına alınan Agrobay Seracılık çalışanlarının direnişlerini ve ilgili haberleri okuyunca daha fazla gecikmek istemedim.

* * *

Bayburt Grubu çatısı altındaki Agrobay Seracılık, altı yıl önce "Rusya'ya domatesler de Bayburt'tan" başlıklı (Cumhuriyet) yazım ile şirketin kamuoyu önünde küçük düşürüldüğü, kişilik haklarına basın yoluyla saldırıda bulunduğum iddialarıyla, 1,5 milyon TL tutarında tazminat davası açtı. O günkü ABD Doları kuruna yaklaşık 410 bin ABD Doları demekti bu. Bugünkü karşılığı ise 11.2 milyon TL.

Bayburt Grubu'nun astronomik tutarda manevi tazminat talep ettiği tek dava bu değildi. Gruba bağlı Şenbay Madencilik şirketi de "Tasarruf arıyorsanız metro ihalelerine bakın" başlıklı yazım dolayısıyla 1,5 milyon TL'lik bir dava daha açmıştı.

Grup, bugünkü dolar kuru cinsinden 22.5 milyon TL para istiyordu benden. Son seçimlerde aktif siyaseti seçen ve halen İyi Parti GİK üyesi olan avukat Sedat Aksakallı'nın şirket vekili olarak açtığı davalarda, şirketlerin kişilik haklarına basın yoluyla saldırıda bulunduğum iddia ediliyordu. Hukuk eğitimi almış bir gazeteci olarak hak arama özgürlüğüne hiçbir itirazımın olması söz konusu olamasa da talep edilen tutarın anormalliği dolayısıyla gözdağı verme, caydırma ve nihayetinde mesleğe yönelik bir baskı niteliği taşıdığını duruşmalarda ifade etmeye çalışmıştım. (Nitekim bu tip davaların sadece Türkiye'de olmadığını, birçok ülkede meslektaşlarımıza açılan ağır davalarla caydırma motivasyonu içeren "slapp" adıyla anıldığını daha sonra öğrendim.)

Şenbay Madencilik şirketinin daha sonra çekileceği Gayrettepe-İstanbul Havalimanı metro hattı ihalesinde para biriminin Euro üzerinden belirlenmesini eleştirmiştim. O davada davacı taraf son duruşmaya gelmedi.

* * *

Agrobay Seracılık şirketinin açtığı davanın konusu ise Rusya ile Türkiye arasında yaşanan "uçak krizinin" kısmen çözülmesinin ardından yeniden açılan domates ihracatı kanalında, söz konusu şirkete öncelik verilmesinin, grubun iktidara yakınlığıyla bağlantılı olabileceği yönünde kulis haberini aktarmam.

Yanı sıra Agrobay'ın bünyesinde yer aldığı Bayburt Grup'taki diğer inşaat şirketlerinin altyapı ihalelerinde, özellikle davet yöntemli olarak büyük bedelli işler almasıyla öne çıktığını vurgulamış ve TCDD'nin davet yöntemiyle verdiği Sapanca-Geyve YHT altyapı/ üstyapı inşaatını 2 milyar TL'ye yapacak olan Özgün Yapı'nın, 3. havalimanını kente bağlayacak 1 milyar avroluk Gayrettepe hattını yapmak üzere Ulaştırma Bakanlığınca seçilen Kolin-Şenbay ortaklığındaki Şenbay'ın, 1.1 milyar TL'lik Rize Havalimanını Cengiz'le birlikte yapmakta olan Aga Enerji'nin de kardeş kuruluşu" diye ihaleleri listelemiştim.

Yargıtay istinaf kararını onadı

1. Davanın açıldığı Ankara 1. Asliye Hukuk Mahkemesi Aralık 2018'de talebi reddetti.

Ret gerekçesi özetle şöyleydi:

"Yazıda konu edilen hususla ilgili kamu yararı bulunduğu, yayınlandığı tarih itibariyle güncel olduğu, Türkiye'deki domates üretimi ve domates üretimi ve ticareti ile iştigal eden kişi sayısı nazara alındığında toplumsal ilginin yaygın bir şekilde var olduğu, yazıda veriliş şekli itibarile olayın özü ile biçim arasındaki dengenin korunduğu ve objektif sınırlar içerisinde kalındığı, davalının konuyu aktarır iken kamuoyunun menfaatini gözetme amacı taşıdığı ve halkın haber alma hakkı çerçevesinde basın özgürlüğü kuralları dahilinde hareket ettiği gerekçesiyle..."

2. Karar, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinafa götürüldü.

1,5 milyon TL'lik tazminat talebi, 25. Hukuk Dairesi tarafından da Haziran 2020'de oybirliğiyle reddedildi.

İstinaf kararının gerekçesi şöyleydi:

"Davacı şirketin devletten büyük altyapı yatırımları aldığı, kamuoyu ve basında sık sık gündeme getirilen Bayburt Grup bünyesinde bulunması da gözetilerek, domates ihracatı yapacak şirket seçimiyle ilgili şüpheli durumların eleştirildiğinin anlaşılması, usul ve yasaya uygun olan ilk derece mahkemesi kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf kanun yolu başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353. Maddesi gereğince duruşma yapılmadan esastan reddine..."

Agrobay şirketi bu kararı Yargıtay'da temyiz etti.

Yine oy birliği

3. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi Ekim 2022'de oybirliği ile verdiği kararla Bölge Adliye Mahkemesi kararını uygun bularak onadı.

Yargıtay kararında, istinaf aşamasındaki karar kastedilerek "Verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiş olmasına göre davacı vekilinin yerinde olmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün HMK 370/1. Maddesi gereğince ONANMASINA..."denildi.

Dava süreci beş yıldan uzun sürse de bu kararın, Türkiye'de basın ve ifade özgürlüğünün içinde bulunduğu koşullar açısından önem taşıdığı kuşkusuz.

Çiğdem Toker kimdir?

Çiğdem Toker, Diyarbakır'da doğdu. Denizli Lisesi'nden mezun oldu. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. Gazeteciliğe üniversite öğrencisiyken Anka Ajansı'nda başladı. Günaydın, Ankara Ulus gazetelerinde, Nokta dergisinde stajlar yaptı.

Anadolu Ajansı'nın sınavlarını (1988) kazanarak, adliye, Devlet Güvenlik mahkemeleri (DGM), yüksek yargı muhabiri olarak çalıştı. 1990-1993 yıllarında haftalık Ekonomik Panorama dergisinde; sonrasında da kesintisiz 15 yıl Hürriyet Gazetesi Ankara Bürosu'nda ekonomi muhabiri olarak görev yaptı. Burada maliye, vergi, özelleştirme, enerji, rekabet politikalarını izledi. 1994 ve 2001 ekonomik krizlerini, IMF ile ilişkileri, kriz kapsamında çıkarılan kanunların TBMM'deki yasama süreçlerini haberleştirdi. Çeşitli ülkelerde Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası toplantıları muhabir olarak takip etti.

Habertürk gazetesinin ilk Ankara temsilcisi olarak gazetenin Ankara bürosunu kurdu. İstifa ederek ayrıldı. İnternet gazetesi T24'ün ilk yayınlarında OECD'nin "Futbolda Kara Para Aklama" raporunu konu alan dizi yazısıyla yer aldı. Köşe yazarı ve Ankara Temsilcisi olarak çalıştığı Akşam gazetesinden, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'nun (TMSF) el koyma sürecinde kendi isteğiyle ayrıldı.

2013-2018 yılları arasında Cumhuriyet gazetesinde köşe yazarlığı yaptı. Gazetenin sahibi konumundaki Cumhuriyet Vakfı yönetimi değiştikten sonra kendi isteğiyle ayrıldı. 2018'de katıldığı Sözcü gazetesindeki yazılarına 2022 Kasım ayında 'küçülme' gerekçesiyle son verildi. Fox TV kanalında yayımlanan "Orta Sayfa" adlı haber programında yorumcu olarak yer alıyor.

Eleştirel finans haberciliği olarak da tanımlanan yazıları hakkında kimileri astronomik, çok sayıda manevi tazminat davası açıldı. Konusu bir imar haberi olan yazısı hakkında hapis cezası istemiyle yargılandı. Kamu ihaleleri ve şirketleri konu alan çok sayıda yazısı da Sulh Ceza hâkimlikleri kararlarıyla erişime engellendi.

Kitapları

- Adım da Benimle Beraber Büyüdü- Abdüllatif Şener, Doğan Kitap, 2008

- "Türkiye'de Sağlıkta Kamu Özel Ortaklığı - Şehir Hastaneleri" kitabına makale katkısı, İletişim Yayınları, 2018

- Kamu İhalelerinde Olağan İşler - Tekin Yayınevi, 2019

Ödülleri

- İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi "En Başarılı İktisat Muhabiri Ödülü" (1995)

- Sabah Gazetesi "Muammer Yaşar Bostancı Haber Yarışması Büyük Ödülü" (1997)

- Türkiye Ziraat Odaları Birliği "Basında Tarım Ödülü" (2000)

- Milliyet Gazetesi "Abdi İpekçi Barış ve Dostluk Ödülü" – "Taksiyarhis'in Zehra Teyzesi" başlıklı röportaj (2001)

- Türkiye Gazeteciler Cemiyeti-TGC "Sedat Simavi Gazetecilik Ödülü" |"Evcil'in Dönüşü" dosyası – (2005)

- European Press Prize "The Mystery of the Secret Funds" – "Yorumcu Ödülü"nde kısa liste (2015)

- Halkevleri "Basın Ödülü" (2016)

- Uluslararası Şeffaflık Derneği Ödülü (2016)

- İstanbul Tabip Odası "Basında Sağlık Ödülü" (2016, 2018 ve 2019)

- TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi "Emre Madran Koruma Ödülü" (2017 ve 2019)

- Eskişehir - Bilecik Tabip Odası "Halk Sağlığı Ödülü" (2017)

- ÇGD "Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Ödülü" (2017)

- ÇGD Bursa Şubesi "Meslekte Dayanışma Ödülü" (2018)

- Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü "Uluslararası Cesaret Ödülü - Kısa liste" (2018)

- Sedat Simavi Gazetecilik Ödülü – "Kamu İhalelerinde 21/b Usulü" dosyası-(2018)

- Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği "Önder Kadınlar Ödülü" (2019)

- Rekabet Derneği "Adil Rekabete Katkı Ödülü" (2019)

- TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası "Hasan Balıkçı Onur Ödülü" (2020)

- Halkevleri Dayanışma Ödülü (2020

- Ankara Tabip Odası – "Şehir hastanelerinin ekonomi politiğini tüm gerçekliğiyle ortaya koyarak kamuya ve sağlık çalışanlarına etkilerini görünür kılan haberleri" nedeniyle (2021)

- TMMOB Şehir Plancıları Odası - Kent Planlama Basın Ödülü (2021)

- İzmir Gazeteciler Cemiyeti "Hasan Tahsin Basın Özgürlüğü Ödülü" (2021)

- SES Eşitlik ve Dayanışma Derneği "Yılın Kadınları" Ödülü (2021)

- Alanya Gazeteciler Cemiyeti - Ulusal Basında Yılın Gazetecisi Ödülü (2021)

 

Yazarın Diğer Yazıları

Ağaç katliamı ile sponsorluk bir arada

Truva Maden'in hisseleri borsada işlem görseydi, sponsorluğun miktarını öğrenebilirdik. Çünkü ancak o zaman kendisini “halka” sorumlu hissederdi

Gazetecilik dikte edilmemiş soruları sormaktır

Gazetecilik, muhataba, dikte edilmeyen soruları sorabilmektir. İşin bu kısmı, iktidarlardan, unvanlardan ve fani ömürlerden bağımsız bir realite olarak kendini sayısız kez teyit etmiştir

Truva Bakır Maden’in sermayesi 2 milyara çıktı

Kazdağları bir kez daha tehdit altında. Hem de ekolojik sömürü için. Dileriz bu defa ÇED olumlu kararının iptali için açılan idari yargıdaki dava, çok geç olmadan sonuçlanır

"
"