14 Ağustos 2022

Çin klasik romanları Türkçeye neden hiç çevrilmedi? | Bir erotik edebiyat baş yapıtı: Jin Ping Mei

Romanın orijinal kısaltılmamış versiyonunu basılı kitap olarak Çin'de bugün de bulmanız kolay değil

Şair ve yazar Wang Shizhen (王世貞,1526-1590) babasının ölümünden sorumlu tuttuğu yönetici Yen Shifan'dan intikam almaya kararlıdır. Yen'in pornografiye çok meraklı olduğunu bildiğinden 6 haftada 1600 sayfalık erotik dozu yüksek bir roman yazar. Romanın baş kahramanı olarak da Yen'den esinlenerek Ximen Qing diye bir karakter yaratır. Ximen, Yen'in parodisidir.  

El yazması olarak hazırladığı romanı okuması için Yen'e gönderir. Ancak her sayfanın köşesine bir miktar zehir sürer. Yen kitabı aldığında okumaya başlar. Roman o kadar sürükleyicidir ki soluksuzca okumaya devam eder. Her sayfayı çevirdiğinde parmağını ağzına götürüp ıslatıp sayfanın köşesine sürmekte ve giderek daha fazla dozda zehiri bir anlamda yalamaktadır. Romanı bitirdikten kısa bir süre sonra ölür.

Altı büyük klasik Çin romanından biri olan Altın Vazodaki Erik (金瓶梅, Jīnpíngméi) hakkındaki rivayetlerden biri de yukarıdaki hikâyedir. Kitabı Langlinli Dalgacı Alim (蘭陵笑笑生) [1] adıyla imzalayan yazarının gerçek kimliği bilinmemektedir. Wang Shizhen olası yazar adaylarından biridir.

1573-1620 arasında hüküm sürmüş olan Ming İmparatoru Wanli döneminde 16. yüzyılın sonlarında yazıldığı tahmin edilen eserin ilk el yazması kopyaları 1595 yılı civarında görünmeye başlanmış ve eser ilk kez 1618 yılında basılmıştır.

Kitabın cinaslı ismi (Jin Ping Mei) üç ana kadın karakterden gelmektedir: Altın Nilüfer/ Pan Jinlian (潘金, Pān jīnlián), Küçük Vazo /Li Ping'er (李瓶, Lǐ píng er) ve Bahar Erik Çiçeği /Pang Chunmei (龐春梅, Pángchūnméi).

Sözcük anlamı Altın Vazo Erik olmakla birlikte semantik anlamı Altın Vazodaki Erik ya da Altın Vazodaki Erik Çiçekleri'dir. Üç tane yakın sesliyle sesteş (eşsesli - homonym) olduğundan Vajinaya Girmenin Cazibesi olarak da okunabilir. [2]   

Jin Ping Mei'nin bir dans uyarlaması

Altı klasik Çin romanından biri

Önde gelen edebiyat tarihçileri ve eleştirmenlerinin hemfikir olduğu gibi altı büyük klasik Çin romanı vardır. 14 ila 18. yüzyıl arasında yazılmış olan bu eserler Üç Krallığın Hikayesi (三国演义, yazar: Luo Guanzhong, 14.yy), Su Kıyısı (水浒传, yazar: Shi Nai'an, 14.yy), Batıya Yolculuk (西游记, yazar: Wu Chengen, 16.yy ),  Kızıl Konağın Düşü (红楼梦,  yazar: Cao Xueqin, 18.yy),  Alimler (儒林外史, yazar: Wu Jingzi, 18.yy) ve Altın Vazodaki Erik'tir.

Bu romanlar sadece Çin edebiyatının değil dünya edebiyatının en önemli klasikleri arasında kabul edilir. Yani bir Don Kişot dünya tarihi ve kültürü bağlamında neyse, ne anlam taşıyorsa Batıya Yolculuk ondan daha azı değildir. Hemen her Çinli bu romanları bilir. Şu ya da bu şekilde tanışmışlardır. Yani Çin kültürü diye adlandıracağımız bir şey varsa bu eserler onun olmazsa olmaz öğeleridir.

Hâl böyleyken ve Batı edebiyatının neredeyse bütün klasik romanları Türkçede yayımlanmışken şimdiye kadar hiçbir yayıncının Çin klasiklerine gönül indirmemiş olması düşündürücüdür. Hele lafa gelince herkesin Çin'in öneminden bahsettiği düşünülecek olursa…

* * *

Altın Vazodaki Erik (AVE) bu altı roman arasında en "şöhretli" olanıdır. "Malum" şöhreti ne yazık ki edebi değerini uzun süre gölgelemiştir.

Her ne kadar romanın baş kahramanı Ximen Qing zina, fuhuş, ensest, pedofili dahil ezcümle kötücüllüklerin vücut bulduğu, önüne gelenle yatan bir seks "canavarı" olarak eser boyunca içlerinde karıları, cariyeleri hatta erkek hizmetkarı da olmak üzere 20'nin üzerinde farklı partner ile mebzul miktarda afrodizyak tüketiminin, hayal gücünüzü zorlayacak çeşitlilikte seks oyuncaklarının, S-M'in gırla gittiği renkli bir spektrumda seks yapıyor ve bunlar 72 ayrı hikâye olarak tasvir ediliyor olsa da AVE'ye pornografik eser muamelesi yapmak haksızlıktır. 

Aslında yaklaşık 800 bin kelimeden oluşan romanda malum tasvirlerin toplamı sadece 20 bin kelime civarındadır.

Romanın İngilizceye en kapsamlı çevirisini yapmış olan David Tod Roy'a göre "eser, sadece Çin için değil dünya tarihi ve perspektifinden de anlatı sanatının gelişiminde bir dönüm noktasıdır. Genji'nin Hikâyesi (1010) ve Don Kişot (1605), bir yana bırakılırsa dünya edebiyatında kurgusal düzyazı örneği olarak AVE ile eşit sofistikasyona sahip daha eski başka bir eser yoktur" [3]   

Ona göre "AVE ahlaki açıdan kaybolmuş ve yozlaşmış bir toplumun olağanüstü ayrıntılı bir tasviri"dir. Roy eserin "ciddiyetini" şu sözlerle ifade eder:

"Sıradan okurlar için beş ciltlik bu kitabı okumak belli bir inatçılık gerektirebilir. Özellikle de kitabın Proustvari uzunluğu (yaklaşık 3 bin sayfa), DeMille'e layık karakter zenginliği (romanda 800'den fazla karakter bulunmaktadır) ve Ulysses vari gündelik ayrıntıcılığı düşünülecek olursa." [4]   

 17.yüzyılda kitap için yapılmış bir illüstrasyon: Pan Jinlian (Altin Nilüfer) bir hizmetkârla yaptığı kaçamak sonrası aşağılanma seansında...

Roman, Ming Hanedanlığı (1368-1644) döneminde yazılmış olmasına rağmen 1111-1127 yılları arasında zengin Kuzey Song Hanedanlığı döneminde geçmektedir. Ama Kuzey Song Hanedanlığı döneminin çürüyen toplumsal yapısının bir eleştirisi gibi gözükse de aslında yazıldığı dönemin (Ming Hanedanlığı) dekadansını gözler önüne sermektedir.

* * *

İlk baskısında yer alan önsözde Langlinli Dalgacı Alim kitabın amacının "döneminin ciddi bir ahlaki eleştirisi" olduğunu belirtmiştir.

Eleştirmen Naifei Ding de romanın ahlaki perspektifine dikkat çeker:

"AVE müstehcenliği tematikleştirdiğince pornografi ile yüksek edebiyat arasında geçişkenlik (borderline) gösteren bir metindir: Efendi ile onun karıları, cariyeleri odalıkları arasındaki genişletilmiş anlatı formundaki cinsel pratikler döngüsel cezalandırıcı mantığa uyar. Nihayetinde hemen tüm mücrimler cinsel aşırılıklarından ölür." [5]    

AVE'in ana temasının bir anlamda aç gözlülük, öfke, aptallık ve delicesine tutku olduğu söylenebilir.

"Şehvet sınırsız ama insanın dirimselliği sınırlıdır"

Roman farklı malzemelerin bir arada harmanlandığı yamalı bir anlatı gibidir. Örneğin ilk bölümden başlayarak bir başka klasik baş yapıt olan Su Kıyısı romanından alınmış/uyarlanmış öğeler vardır. Bunun yanı sıra o dönemdeki sözlü hikâyeler, erotik hikâyeler, Song Hanedanlığı dönemi tarihi kayıtları, oyunlar, popüler şarkı (sözleri), şarkılı hikâyeler (chantefable) de kullanılmıştır. Bunlar arasında popüler şarkılar roman boyunca düzenli olarak karşımıza çıkar. [6]

Romanın ana karakterlerinden Altın Nilüfer Ximen'in beşinci eşidir ve tam bir femme fatale'dir. Bencil, kıskanç, kurnaz, seks düşkünü ve cani kişiliklidir. Altı yaşındayken babası ölür. Sekiz yaşındayken annesi tarafından üst düzey bir devlet yöneticisi olan Wang'a satılır. O ailenin yanında müzik aleti çalmasını ve şarkı söylemesini öğrenir. Daha önce de üç yıl devam ettiği kız okulunda okuma ve yazmayı öğrenmiştir. 13-14 yaşındayken Wang ölünce Zhang adlı bir mülk sahibine satılır. Zhang ona tecavüz eder.  Altın Nilüfer bu durumu Zhang'ın karısına anlatınca adam onu kiracısı olan Wu Dalang adlı bir cüceyle evlendirir. Seyyar sokak satıcısı olan orta yaşlı Wu Dalang hem yoksul hem de çirkindir. "Kaplan Avcısı" namıyla maruf, genç ve yakışıklı Wu Song adında bir erkek kardeşi vardır.

Altın Nilüfer bir sabah kocası gittikten sonra pencereyi açarken kullandığı bambu sopa aşağıdan geçen romanın baş kahramanı Ximen Qing'in başına düşer. Bu vesileyle tanışmalarıyla başlayan ilişki Altın Nilüfer'in kocasını zehirleyerek öldürmesi ve ardından Ximen konağına katılımıyla sonuçlanır.

Romanda entrikaların merkezinde olan Altın Nilüfer'in arda arda gelen pek çok ölümde parmağı vardır: Cariye olarak bulunduğu evin eski efendisi, seyyar satıcı kocası, Ximen'in seviştiği bir cariye, Ximen'in altıncı eşi Küçük Vazo / Li Ping'er den olan oğlu, sonra Küçük Vazo ve nihayetinde Ximen Qing'in kendisi…

Kısacası Altın Nilüfer romanda son derece zalim, kurnaz ve cinsel iştahını doyurmak için her şeyi yapabilecek bir nemfoman olarak resmedilir.

Cinsellik ve ölümün girift bir şekilde iç içe geçtiği romanda ölüm kanlı ve sürüncemeli iken seks gayrimeşru ve zevk veren, vakıa araçsal olarak kullanılıp ifrada kaçılandır.

* * *

Yüz bölümden oluşan romanın ilk 48 bölümü Ximen Qing'in yıldızının parladığı, yükselişte olduğu dönemin hikâyesidir. Dönüm noktası 49 ve 50. bölümlerdir.

Ximen Hindistan'dan gelen garip bir keşişten o güne kadar hiç bilmediği bir afrodizyak satın alır. Altın Nilüfer'in "doymak bilmez şehveti" ve diğer karılarının erkeklik görevi beklentileri yetmezmiş gibi bir de üzerine yeni "fetih"ler peşinde koşmaya kalkması giderek artan afrodizyak kullanımında el yükseltmesini zorunlu kılmaktadır.

Takip eden 30 bölümde Ximen yükselişini sürdürür gözükse de aslında giderek dozu artan aşırılıklarla dolu hayatında çöküşün tohumları atılmaktadır.

Yeni doğan oğlunun ölümü onun için büyük bir dramdır. Soyunu devam ettirecek tek mirasçısını kaybetmek onu derinden sarsar. Üzerine oğlunun annesi en sevdiği eşi Küçük Vazo'nun ölümü gelir.

Bütün bu trajedilerin ardından 79. bölümde Çin yılbaşısında arkadaşlarıyla yiyip içen Ximen daha sonra dükkan yöneticisinin karısıyla iyice sarhoş olana kadar içmeyi sürdürür. Ardında keşişten aldığı afrodizyakı kullanır ve saatle boyunca o kadınla birlikte olur.

Eve döndüğünde çok yorgun ve sarhoştur. Odasına gittiği Altın Nilüfer'e "küçük fahişem, babacığın bu gece çok sarhoş" deyip uyumaya başlar. Ancak Altın Nilüfer'in farklı beklentileri vardır. Her yolu dener ama erkeği uyarmayı başaramaz. Bunun üzerine keşişten alınan afrodizyak kutusunu bulur. İçinde üç hap vardır. Ximen'in mevcut durumunda tek hapın yeterli olmayacağını düşünüp üç hapı birden ona yutturur.

Altın Nilüfer kısa sürede ulaştığı iki orgazm sonrasında Ximen'in "kaplumbağasının başının şişip giderek daha da büyüdüğünü, mor ciğer rengine dönüştüğünü" fark eder. Uzun uğraşlardan sonra onu rahatlatmada başarılı olur. Ancak sadece sperm değil oluk oluk kan gelmiştir.

Bu noktada yazar öğüt vermek üzere araya girer:

"Sevgili okur biliniz ki
Bu dünyada şehvet sınırsız ama insanın dirimselliği sınırlıdır.
Arzu ve ihtiraslar derinken, cennetsel dürtüler sığdır. 
Ximen Qing sadece kendi cinsel tatmininin peşinden koşarken farketmedi ki;
Gazı bitince lamba söner, iliği çekilen adam ölür" [7]   

Ximen Qing ölüm döşeğindeyken bile Altın Nilüfer tarafından "istismar" edilir. 

Ximen ertesi sabah uyandığında çok halsizdir, giderek artan baş dönmesi ve iştahsızlıklıktan muzdariptir. Genital bölgesi şişmektedir. Doktorun verdiği ilaçlar durumunu daha da kötüleştirir, idrarını yapamaz hale gelir. Ve "tükenmiş organın sapı bir demir gibi olana kadar kalkar, gece gündüz rahatlayamaz"

Altın Nilüfer için bu kaçırılmayacak bir fırsattır. Gece olunca bilincinin yarı kapalı olmasına aldırmadan Ximen ile "mumu baş aşağı daldırma"ya girişir. [8]

Bu kadarına artık can dayanmaz. Ximen kısa süre içinde ölür.

Romanın son yirmi bölümü konağın ve konaktakilerin dağılışı üzerinedir. Ximen'in eşleri ve cariyeleri ya birilerine satılır ya kendileri ayrılıp yeni bir hayat kurmayı denerler.

Son bölümde başta Ximen olmak üzere bazı roman kahramanları yeniden doğarlar. Ximen kendi oğlu olarak tekrar dünyaya gelir. Büyüdüğünde Budist keşiş olacaktır… 

Mao Altın Vazodaki Erik'in hakkını teslim eder…

Konfüçyüsçü ahlak anlayışında cinsellik bir anlamda tabu olarak görüldüğünden üzerine konuşulması da pek hoş karşılanan bir şey olmadı. Bu nedenle yazıldığı dönem bir kenara bırakılırsa AVE  hiçbir zaman herkesin kolayca bulup okuyabildiği bir kitap olmadı.

Kitabı ilk yasaklayan İmparator Kangxi'di (Qing Hanedanlığı, 1644-1911). 1687 yılında kitabın basımı ve satışı yasaklandı. Daha sonra komünist rejime kadar olan Çin Cumhuriyeti döneminde de yasak devam etti. Çin Halk Cumhuriyet'inin kuruluşundan (1949) sonra da durum değişmedi.

AVE'in 1957'te sansürsüz olarak 1000 adet basılan kopyası. Sadece tanınmış araştırmacılara ve partinin üste düzey yöneticilerine zimmetle verildi.

Eserin gerçekçiliğinden etkilenenler arasında Mao da vardır. AVE'yi "Ming Hanedanlığı dönemindeki çeşitli çelişkileri özellikle de yöneten ve yönetilen sınıflar arasındakileri ayrıntılı biçimde ortaya koyan bir `kınama kurgusu (fiction)` olarak tanımlayan Mao, 1957 yılında bir toplantıda "kadınları aşağılayan bölümleri bir kenara bırakılacak olursa bu roman önemli bir başvuru kaynağı olabilir, mahalli parti komiteleri incelesinler" diyerek AVE'in önünü açtı. [9]   

Roman gerçekten de oldukça didaktik bir metindir. Döneminin aile hayatını ve gündelik ilişkileri çok ayrıntılı olarak tasvir eder.

Mao'nun sitayişle bahsetmesinin ardından romanın yeraltından çıkış süreci başladı.

Çin Cumhuriyet'i döneminde (1912-49) Ulusal Peiping Kütüphanesi'nde [10]  bulunan Cihua edisyonundan 104 adet çoğaltılıp bir grup yazar ve akademisyene gönderilmişti.

Halkın Edebiyatı Basımevi (人民文学出版) eldeki bu kopyalardan yararlanarak Cihua edisyonunun birebir (sansürsüz) baskısını yaptı. Sadece 1000 adet basıldı ve tümü numaralandı. Üst düzey devlet yöneticileri ile önde gelen akademisyenlere ve saygın üniversitelerin ilgili bölüm başkanlarına zimmetlenerek teslim edildi.  

Sıradan insanların esere ulaşabilmeleri ancak 1984'de mümkün oldu. Orijinal eserden 19 bin 161 sakıncalı karakterin (kelimenin) çıkarıldığı kısaltılmış bir versiyondu bu.

Romanın orijinal kısaltılmamış versiyonunu basılı kitap olarak Çin'de bugün de bulmanız kolay değil.

Altın Vazodaki Erik'in İngiliz hısımı sayılabilecek Fanny Hill'in yasal olarak basımına ABD'de ancak 1963, İngiltere'de ise 1970'de izin verildiği düşünülecek olursa bu duruma çok da şaşırmamak gerekir her halde.  


[1] Lanling Çin'in doğu kıyısındaki bugunkü Shandong eyaleti

[2] The Plum in the Golden Vase or Jin Ping Mei, Vol. 1, Çeviren David Tod Roy, Introduction, s.16 Princeton University Press, 1993

[3] The Plum in the Golden Vase or Jin Ping Mei, Vol. 1, Çeviren David Tod Roy, Introduction, s.17, Princeton University Press, 1993,

[4] Jennifer Schuessler, An Old Chinese Novel is Racy Reading Still, The New York Times, 18 Kasım 2013

[5] Ding, Naifei, Obscene Things, Duke University Press, 2002, s.xix

[6] Henan, P.D. , "Sources of the Chin P'ing Mei," Asia Major (new series), Volume 10, Part. 1, (1963), s.23

[7] The Plum in the Golden Vase or Jin Ping Mei, Vol. 4, Çeviren David Tod Roy, s. 639, Princeton University Press, 2011

[8] "Mumu baş aşağı daldırmak": Kadının erkeğin üzerinde olduğu cinsel birleşmenin kitaptaki metaforik ifadesi. The Plum in the Golden Vase or Jin Ping Mei, Vol. 4, Çeviren David Tod Roy, s. 648, Princeton University Press, 2011

[9] "禁书"《金瓶梅》的脱敏之旅(中国新闻周刊 宋春丹 文), 2016年10月26日总第778期《中国新闻周刊》,  (Song Chundan, Yasak Kitap Jin Ping Mei'nin Normalleştirilme Yolculuğu, China News Weekly, sayı 778, 26 Ekim 2016 )

[10] Bugünkü Çin Milli Kütüphanesi. 1912'de Qing Hanedanlığ döneminde Pekin İmparatorluk Kütüphanesi adıyla kuruldu. Cumhuriyet döneminde 1928'de adı Ulusal Peiping Kütüphanesi olarak değiştirildi.

Cevdet Kadri Kırımlı

İzmir’de doğdu.

Yurtiçinde ve yurtdışında farklı şirketlerde yöneticilik yaptı.

Çin’de ve Hong Kong’da yaşadı.

Yazarın Diğer Yazıları

Asya Pasifik’te ittifak peşrevleri: Yankees taraftarı Japon Başbakanı, Kuzey Kore ile dostluk yılı…

80 yıl önce Asya Pasifik’te boğaz boğaza savaşan ABD, Filipinler ve Japonya ortak dostluklarında yeni bir dönemin başladığını duyururlarken Çin ise hemen ertesi gün ilişiklerinin 75. yılı vesilesiyle Kuzey Kore ile dostluk yılını ilan ediyordu

Üç Cisim Problemi ve Xi Jinping

Kültür Devrimi'nin parasal ve insan sermayesi anlamında muazzam bir maliyeti olmuştur. 1979'da Merkez Komite başkan yardımcısı Li Xiannian, o on yıldaki kaybın Çin devlet sektörünün 1949'dan 1979'a kadar biriktirdiği tüm sabit varlıkların değerinden daha fazla olduğunu söylemişti

Üç Cisim Problemi ve Kültür Devrimi

Diziyi Çin'de izlemek mümkün değil. Resmi olarak hiçbir platformda yer almıyor. Ama kaçak göçek yollarla izleniyor. Dizinin Netflix'te yayına girdiği ilk gün olan 21 Mart'ta BitTorrent'ten indirilme sayısı 90.618'e, ertesi gün ise 72.764'e ulaştı