Gazze ve Ukrayna gündemdeyken gözden uzak coğrafyalardaki gelişmeler çok da dikkat çekmiyor. Küçücük cüssesinden daha fazla yer yakma potansiyeline sahip Tayvan bunlardan en önemlisi.
Tayvan’ın yeni devlet başkanı Lai Ching-te’nın (William Lai ismini de kullanıyor) göreve başlamasının ardından Çin Halk Kurtuluş Ordusu (ÇHKO) ada etrafında iki günlük büyük bir tatbikat icra etti. Çin “tehlikeli bir ayrılıkçı” olarak gördüğü Lai’den zaten hazzetmiyordu, “Çin ve Tayvan arasında aslık üstlük ilişkisi yoktur” gibi ifadeler bulunan göreve başlama konuşmasını da “küstahça” olarak değerlendirdi.
Bir anlamda bu tavrı cezalandırmaya yönelik olarak da ada etrafında hemen "Müşterek Kılıç 2024A (联合利剑—2024A) tatbikatını başlattı. Geçtiğimiz perşembe sabahı yerel saatle sabah 7.45’te başlayıp 48 saat süren, 49 savaş uçağı, 19 savaş gemisi, 7 sahil muhafaza gemisi ve roket komutanlığına ait birliklerin katıldığı tatbikatın en önemli özelliği hem Tayvan adasının hem de Tayvan’ın kontrolündeki küçük adaların etrafında tam bir abluka uygulamaya yönelik olmasıydı.
“Müşterek Kılıç 2024A” tatbikatının icra edildiği alanlar
Ölü bir ada
Çin’in Tayvan’da topyekûn bir savaş yerine abluka ağırlıklı bir senaryo üzerine yoğunlaştı biliniyor. Öyle anlaşılıyor ki Çin bu konudaki senaryoları “rafine etme” sürecinde.
Nitekim Çin Halk Kurtuluş Ordusu (ÇHKO) Ulusal Savunma Üniversitesi'nde doçent olan Yarbay Zhang Chi (张弛)’nin devlet televizyonu CCTV'deki röportajda söyledikleri bu konuda oldukça fikir verici: “Tayvan denizin ortasında tek başına izole bir adadır. Kendi kendine yeterliliği yok denecek düzeydedir. Ekonomisi ihracata dayalıdır ve enerji ihtiyacının önemli bölümü ithalata bağlıdır. Kuşatılıp ablukaya alınınca kısa sürede ekonomisi çöker ölü bir ada haline gelir. Müşterek Kılıç 2024A Tayvan’ı ablukaya almanın yeni yöntemine odaklanan bir tatbikattır.”
Yarbay Zhang Chi’nin CCTV'de yayınlanan röportajı
Çin Halk Kurtuluş Ordusu Doğu Cephesi Komutanlığı da tatbikatın "ilerleme", "kuşatma", "ablukaya alma", "saldırı", "yok etme" ve "adanın dünya ile ilişkisini kesme" aşamalarını içerdiğini açıkladı.
Tatbikattaki uygulamalara bakıp Çin’in yeni Tayvan ablukası planını şöyle özetlemek mümkün: İlk aşamada ani ve birkaç saatlik yoğun bir hava ve deniz saldırısı ile Tayvan’ın ekonomik, ulaştırma ve haberleşme altyapısını felce uğratmak.
Burada önemli nokta bunun ABD ve diğer müttefik güçlerin yardıma gelmesine zaman bırakmayacak kısalıkta olması ve buna imkan verilmemesi. Nitekim Tayvan’ın yardımına gelebilecek güçleri engellemeye yönelik kullanılabilecek daha ziyade deniz hedeflerine etkili orta menzilli süpersonik Hsiung Feng III (雄風三型) füzeleri de bu tatbikat kapsamında konuşlandırıldı.
Planın ikinci aşamasında ise ada etrafında yoğun tatbikatlar yaparak resmi olarak değil ama pratikte abluka uygulayıp adaya yönelik deniz ve hava trafiğini büyük ölçüde engellemek.
Öyle anlaşılıyor ki böyle bir durumda Çin resmi olarak ilan edilmiş bir abluka ve savaş hali olmaması nedeniyle ABD ve batının müdahaleye kalkışmasını oldukça az bir olasılık olarak değerlendiriliyor.
Muhtemelen Çin birkaç hafta devam edecek böyle bir fiili durum neticesinde Tayvan’da önemli kazanımlar elde edeceğini düşünüyor.
***
Sanıyorum pek çok şeyde olduğu gibi Tayvan ablukası konusunda da bir yerlerde bahisler açılıyordur.
Korkarım ki bu bahiste kaybetme ihtimali oldukça az.
Tayvan hakkında
Çin tarafında ise Tayvan bir nevi “tabu” durumunda. Tayvan Boğazının iki yakasının birleşmesini zorunluluk olarak görüp her fırsatta bu dile getiriyorlar.
2021’de Çin Komünist Partisi (ÇKP)’nin 100. Kuruluş yıl dönümde yaptığı konuşmada Xi Jinping konuyu bir anlmada kırmızı çizgileri olarak netleştiriyordu: [1]
Tayvan sorununu çözmek ve Çin'in tam olarak yeniden birleşmesini gerçekleştirmek,ÇKP’nin tarihi bir misyonu ve sarsılmaz bir taahhüdüdür. Aynı zamanda Çin ulusunun tüm oğullarının ve kızlarının ortak arzusudur. Tek Çin ilkesini ve 1992 Mutabakatı'nı destekleyeceğiz ve barışçıl ulusal yeniden birleşmeye ulaşacağız. Tayvan Boğazı'nın her iki yakasındaki yurttaşlar olarak hepimiz bir araya gelmeli ve birlikte hareket etmeliyiz. “Tayvan bağımsızlığına” yönelik her türlü girişimi tamamen yenilgiye uğratmak için kararlı adımlar atmalı ve ulusal canlanma için parlak bir gelecek yaratmak üzere birlikte çalışmalıyız. Çin halkının ulusal egemenliğini ve toprak bütünlüğünü savunma konusundaki kararlılığını, iradesini ve yeteneğini kimse küçümsememelidir.
10 Ağustos 2022’de yayınlanan “Yeni Dönemde Tayvan sorunu ve Çin’in yeniden birleşmesi” adlı beyaz kitapta daha kararlı bir duruş ortaya kondu: [2]
“Önümüzdeki yolculuk tamamen pürüzsüz bir seyir olamaz. Bununla birlikte, Tayvan Boğazının her iki yakasındaki Çinliler olarak, yaratıcılığımızı ve enerjimizi aynı amaca adadığımız sürece, kimsenin şüphesi olmasın ki Tayvan'a hiçbir dış müdahaleye müsamaha göstermeyeceğiz, ülkemizi bölmeye yönelik her türlü girişimi önleyeceğiz ve ulusal yeniden birleşme ve ulusal canlanma için azametli bir güç birliği yapacağız. Anavatanımızı yeniden birleştirmenin tarihi hedefi gerçekleştirilmelidir ve gerçekleştirilecektir. (…) Tarihin çarkı, ulusal yeniden birleşmeye doğru dönüyor ve hiçbir kişi ya da güç tarafından durdurulamayacak”.
Kısacası Çin Tayvan’ı en önemli ulusal meselelerinden biri olarak görmektedir.
Tayvan herkes için önemli
Tayvan dünyanın en büyük çip (yonga) üreticisi ve tüm dünyada kullanılan çiplerin yaklaşık yüzde 65’i TSMC (Taiwan Semiconductor Manufacturing Company) tarafından adada üretiliyor.
Daha da önemlisi mantık çipleri denen 10 nanometre (10 nm) ve altındaki yarı iletkenlerin yüzde 92’si Tayvan’da yapılıyor.
TSMC ayrıca dünyadaki otomotiv mikrodenetleyicilerinin yüzde 35'ini ve dünyadaki akıllı telefon çip setlerinin yüzde 70'ini üretmekte.
Kısacası adanın küresel düzen için hayati bir önemi var.
***
Çin “elbet bir gün kavuşacağız” retoriğini sürdürse de Çin’in parçası olma düşüncesi Tayvan’da giderek daha az taraftar buluyor. Bunda Çin’in Hong Kong’a karşı olan politikasındaki değişimin önemli etkisi var.
Bilindiği gibi 1997’de Hong Kong’un devri için Çin Halk Cumhuriyeti (ÇHC) ile İngiltere arasında varılan mutabakata göre Çin Hong Kong’un mevcut yönetim yapısı ve düzenini 50 yıl boyunca korumayı kabul etmişti.
“Tek ülke iki sistem” (一国两制 ) olarak adlandırılan bu uygulama Hong Kong’a Temel Kanun adı verilen mini anayasası çerçevesinde ÇHC’den bağımsız bir hükümet sistemine, yasal, ekonomik ve mali işlere sahip olma hakkı veriyor. Özerklik alanlarına yabancı ülkelerle ticari ilişkiler de dahil.
Ancak Çin’in 30 Haziran 2020’de uygulamaya koyduğu Ulusal Güvenlik Yasası Çin ile ilgili herhangi bir konuya muhalefet etmeyi imkansız hale getirmiş ve yasanın uygulanmaya başlamasıyla yüzlerce kişi tutuklanmıştı. Bu durum pek çoklarınca “Tek ülke iki sistem”in fiiliyatta fişinin çekilmesi olarak değerlendirildi.
Çin’le “Tek ülke iki sistem” çerçevesinde birleşmeye belli ölçüde sıcak bakan Tayvan kamuoyu da Hong Kong’daki bu gelişmelerden sonra giderek bu fikirden oldukça uzaklaşmış gözüküyor.
|
[1] 习近平:在庆祝中国共产党成立100周年大会上的讲话 : http://www.xinhuanet.com/2021-07/15/c_1127658385.htm
[2] 台湾问题与新时代中国统一事业, http://www.news.cn/2022-08/10/c_1128903097.htm
Cevdet Kadri Kırımlı kimdir?
İzmir'de doğdu.
Yurt içinde ve yurt dışında farklı şirketlerde yöneticilik yaptı.
Çin'de ve Hong Kong'da yaşadı.
"Çin Mucizesinin Sonu mu? Uyuyan Arslan Kağıttan Kaplan" adlı bir kitabı (İletişim Yayınları) vardır.
|