Jiangsu Eyaleti'nin, Taicang Limanı'nın yeni enerji araçları ihraç edilmek üzere bekliyor
Belki Türkiye'de değil ama Çin dünya gündeminde her zaman çeşitli vesilelerle ön planda. Son dönemin gözde konusu ise aşırı kapasite. ABD Ticaret Bakanı Janet Yellen'in 3-9 Nisan tarihlerindeki Çin gezisinde konu iyice alevlendi. Yellen daha Guangzhou'ya adımını atar atmaz neredeyse her konuşmasında lafı Çin'in kapasite fazlasına getirdi. "Çin'in kapasitesi dünyanın geri kalanının alabileceğinden ziyadesiyle büyük" diyen Yellen aşırı devlet teşvikleriyle gerçekçi olamayacak kadar ucuz fiyatlarla ürün sunan Çin firmalarının ABD ve diğer ülke firmalarının yaşayabilirliğini tehdit ettiğini öne sürüyor. Çin ekonomisinde son dönemdeki yavaşlamanın iç talebi çok daralttığını ve firmaların ucuz ihracata daha da ağırlık verdiğine işaret ederek Çin yönetiminin dengeli bir büyümeye yönelmesi gerektiğini söylüyor.
Yeri gelmişken bir parentez açalım: Tıpkı Yellen gibi ABD Dışişleri Bakanı Blinken da geçen ay yaptığı Çin gezisine Pekin dışındaki bir kentten başlamak durumunda kaldı. İmparatorluk döneminde Çin'i ziyaret eden yabancı misyonların doğrudan başkente gelmesine izin verilmezdi. Gezilerine bir sahil kentinde başlarlar, önce yerel yöneticilerle görüştükten sonra başkente gelebilirlerdi. ABD ile ilişkilerin limonileşmesine paralel olarak Çin yönetiminin ABD'li bakanlara benzer bir muameleyi uygun gördüğü söylenebilir. Hatta Blinken'a daha da özel ilgi gösterildi. İlk durağı olan Şangay'da kendisine tarihi Peace (Barış) otelinde nehri gören bir oda verildi ve Çin Halk Kurtuluş Ordusu Deniz Kuvvetleri'nin 75. kuruluş yıldönümü nedeniyle nehirde (Bund) resmi geçit yapan "Barış" adlı hastane gemisiyle Zibo isimli güdümlü füze muhribini izleme şansı da bahşedildi.
Parantezi kapatıp konumuza dönecek olursak, aşırı kapasite konusu Çin'in batıya özellikle elektrikli araçlar ve güneş panelleri ihracatının son dönemde hızla artmasıyla gündeme geldi. Örneğin 2023'te Çin'in elektrikli araç ihracı bir önceki yıla göre yüzde 80 artarak 1.2 milyon adede yükseldi. Lityum-iyon akü ihracı ise yine aynı dönemde yüzde 30 arttı.
Toplam otomobil ihracatı olarak bakıldığında ise Çin'in satışları son 3 yıl içinde dörde katlanarak geçen yıl 5 milyona ulaşmış durumda.
Avrupa Birliği'nde bir önceki yıl yüzde 1 olan Çin'den ithal elektrikli araçların payı geçen yıl yüzde 8'e yükselmiş ardından da AB Komisyonu geçen Ekim'de Çin'in önde elektrikli araç üreticileri hakkında aşırı sübvansiyonlarla haksız fiyat avantajı yarattıkları gerekçesiyle soruşturma başlatmıştı.
AB'deki Çin menşeli elektrikli araçlarını oranın gelecek yıl yüzde 15'e ulaşması bekleniyor. Bu da 2030 itibarıyla Avrupalı araç üreticilerinin yıllık bazda 7 milyar Euro kârdan olmaları anlamına gelecek.
Kapasite aşırı mı?
Çin'de hâlihazırda yılda 40 milyon araçlık üretim kapasitesi bulunuyor. İç pazarda satılan araçların sayısı 22 milyon civarında. Veriler Çinli otomobil üreticilerinin kapasite kullanımlarında istikrarlı bir azalma olduğunu gösteriyor. Otomobil üretiminde 2017'de yaklaşık yüzde 62 olan kapasite kullanımı 2023'te yüzde 48'e düşmüş. Öyle ki sadece 20 araç üreticisi yüzde 60 ve üzeri kapasite kullanımına ulaşabilmiş durumda. 19 üretici yüzde 30-50 kapasite kullanımıyla yetinirken 36 üreticinin kapasite kullanımı ise yüzde 30'un altında gerçekleşmiş.
Elektrikli araç üretimi özelinde ise başa baş noktası olarak kabul edilen yıllık 400 bin adet üzeri satış yapabilen sadece 4 üretici söz konusu Çin'de. Pazardaki enflasyonu ortaya koyan en dikkat çekici veri ise hâlihazırda 123 farklı elektrikli araç markasının bulunması…
Çin'de bazı sektörlerde fabrika kapasite kullanım oranları
Güneş elektrik panelleri (PV modülleri) alanında da benzer bir durum söz konusu. Güneş panellerinin tüm üretim aşamalarında dünya genelindeki kurulu kapasitenin yüzde 80'i Çin'de bulunuyor. Önümüzdeki iki yıl içinde Çin'deki kurulu kapasitenin dünyadaki toplam talebin iki katına ulaşması bekleniyor. Çin'de üretilen modüller Avrupa'da üretilenlerden yüzde 50, ABD'de üretilenlerden ise yüzde 65 daha ucuz.
Sübvansiyonların boyutu
Çin'in katma değeri yüksek ürün ihracını artırma yönündeki hedefleri çerçevesinde elektrikli/hibrit araçlar, lityum-iyon aküler ve güneş panellerini öncelikli alanlar olarak belirlediği ve gelişimi için teşvikler sağladığı malum.
Nitekim bunun sonucu olarak bu üç sektörün Çin'in toplam ihracatı içinde 2018'de yüzde 1 olan payı geçen yıl 4.2'ye ulaştı.
Elektrikli/hibrit araçlar alanında konunun uzmanlarından Scott Kennedy'e göre 2009-2022 arasında devletin sağladığı teşvikler 173 milyar dolara ulaşmış durumda. Örneğin Çin'in en büyük elektrikli otomobil üreticisi BYD'nin yıllık raporlarına göre şirkete 2018-22 arasında doğrudan verilen devlet teşviklerinin miktarı 3.5 milyar doları buluyor.
2015 öncesinde elektrikli araç üreticilerine verilen araç başına 8-9 bin dolara ulaşan doğrudan teşvikler o kadar cezbediciydi ki bir süre sonra ülkenin ücra köşelerinde elektrikli araç mezarlıkları ortaya çıkmaya başladı. Bazı açıkgöz iş adamları derme çatma elektrikli otomobiller üretip bunları kağıt üzerindeki araç kiralama şirketlerine satıp teşvikleri cebe indirdikten sonra araçları aküleri ve işe yarayacak parçaları alındıktan sonra boş arazilere terk ediyorlardı.
Elektrikli araba mezarlıklarından görüntüler
"Yetenekli olmak şuç mu?"
Özellikle Yellen'in konuyu çok dillendirmesinin ardından Çin Dışişleri Bakanlığı sözcüsü, Çin'in yeni enerji sektörlerindeki "kapasite fazlasının" küresel pazara zarar verdiği görüşünün "tamamen bir yanılgı" olduğunu söyledi.
Geçenlerde resmi haber ajansı Xinhua'da yayımlanan yazı ise bir Çin atasözünden yola çıkarak Çin'in bu konudaki perspektifini ortaya koyuyordu. "Herkes masum ama bir tek yetenekli olan suçlu" mealindeki bu atasözünden (匹夫无罪 怀璧其罪, düz çevirisi "sıradan insanlar masumken elinde yeşim taşı olan suçludur) mülhem "Çin'in kapasite fazlası teorisinin saçma mantığından yola çıkarak 'Herkes masum ama yetenekli olan suçlu" başlıklı yazıda ABD ve Avrupa'nın karşılaştığı sorunun bu ülkelerdeki kurumsal verimliliğin Çin'deki kadar iyi olmamasından kaynaklandığı öne sürülerek bugün fazla gibi gözüken kurulu kapasitenin bu ürünlere olan talebin önümüzdeki yıllarda büyüyeceği dikkate alınarak değerlendirilmesi gerektiği belirtiliyordu. Örnek olarak da 2023'te yüzde 35.2 düzeyinde olan Çin'deki elektrikli/hibrit araç oranının 2033'te yüzde 60'lara ulaşacağı öngörüsünü paylaşıyordu.
"ABD hükümeti, Enflasyonu Azaltma Yasası çerçevesinde elektrikli araçlar da dahil olmak üzere temiz enerji sektörüne yaklaşık 369 milyar dolar vergi teşviki ve sübvansiyon sağladı. Pek çok Avrupa ülkesi de genel olarak elektrikli araç sanayine yönelik çeşitli sübvansiyonlar uygulamaktadır" denilen yazının finali ise "Batı'nın bariz 'çifte standartlarının' ardındaki motivasyonu anlamak zor değil. Çin, küresel pazarda belirli bir rekabet avantajı oluşturdu. Bu durum ABD ve Batı'nın hassas sinirlerini harekete geçirdi" yolundaydı. [1]
* * *
Çin ekonomisindeki yavaşlamaya paralel olarak iç talebin genişlemediği yadsınamaz bir gerçek. Çin'de hane servetlerinin yaklaşık yüzde 70'nin park edildiği gayrimenkul sektöründeki kriz ve ev fiyatlarının düşmesi özellikle orta sınıfta bir fakirleşme algısına yol açıyor. Batıyla yaşanan gerilimin ihracatı kösteklemesinden etkilenen kobiler ve pandemi yasakları döneminde çok yara alan küçük esnafın durumu gibi etkenler de bir araya gelince geleneksel olarak zaten harcamadan ziyade tasarrufa eğilimli Çinlilerin tutumlarını değiştirmesi pek kolay gözükmüyor. Yakın vadede iç talepte önemli bir artış pek mümkün değil kısacası. Bir yandan fiyatlardaki düşüş devam ederken bu durum bütün sektörlerde kapasite kullanımını da etkiliyor.
Nitekim imalat kapasite kullanımı bu yılın ilk çeyreğinde yüzde 73,8'e düştü. Bu, 2020'nin pandemiden etkilenen ilk çeyreği hariç tutulduğunda 2015'ten bu yana en zayıf seviye.
Görünen o ki Çin'in bir kapasite fazlası var. İç talebin zayıflığı dikkate alındığında dış pazarlara ağırlık verilmesi kaçınılmaz olacak. Bu bir yandan da fiyatların düşmesine yol açacak. Nitekim Çin'in ihracatı hacim olarak artarken değer olarak buna paralel bir seyir göstermiyor.
Hasılı Çin'in kapasite konusu önümüzdeki dönemde çokça konuşulacak başlıklardan biri olacak
[1] 新闻调查丨"匹夫无罪,怀璧其罪"——起底"中国产能过剩论"荒谬逻辑, http://www.news.cn/world/20240411/13c31724bbf74608b325048a451ff690/c.html
Cevdet Kadri Kırımlı kimdir?
İzmir'de doğdu.
Yurt içinde ve yurt dışında farklı şirketlerde yöneticilik yaptı.
Çin'de ve Hong Kong'da yaşadı.
"Çin Mucizesinin Sonu mu? Uyuyan Arslan Kağıttan Kaplan" adlı bir kitabı (İletişim Yayınları) vardır.
|