1- Sosyal güvenlik reformu öncesindeki uygulama
Sosyal güvenlik reformu kapsamında 2010/Ekim ayında yürürlüğe giren 5510 sayılı Yasayla getirilen yeniliklerden biri de SSK’ya tabi kadın sigortalılara doğum nedeniyle çalışamadıkları sürelerin sonradan (tıpkı erkeklerin askerlik sürelerinde olduğu gibi) borçlanabilme imkânının getirilmiş olması idi.
Esasen, bu düzenleme öncesinde Emekli Sandığı’na tabi kadın sigortalılar (memurlar) tabi oldukları personel kanunları ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa göre doğum sonrasında kullandıkları 12 aya kadar olan ücretsiz izin sürelerini borçlanabilmekte ve borçlandıkları bu süreleri emekliliklerinde değerlendirebilmekte iken, SSK’ya tabi binlerce kadın sigortalı ile Bağ-Kur’a tabi kadın sigortalıların doğum borçlanması yapabilme gibi hakları bulunmamaktaydı.
Sosyal güvenlik reformu kapsamında çıkarılan 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile SSK’ya tabi kadın sigortalılara da doğum borçlanması yapabilme ve borçlandıkları bu süreleri emekliliklerinde değerlendirebilme imkânı sağlanmıştır.
Ancak, sosyal güvenlik reformu kapsamında yapılan yasal düzenlemelerde Emekli Sandığı'na tabi memurlara ve SSK’ya tabi sigortalılara (işçilere) doğum borçlanması yapabilme imkânı getirilirken, Bağ-Kur’a tabi kadın sigortalılar(esnaflar) bu uygulamanın dışında bırakılmış, başka bir deyişle bunlara doğum borçlanması yapabilme imkânı tanınmamıştır. Bu durum, farklı sosyal güvenlik kurumlarına tabi olanlar arasında norm ve standart birliğini sağlama ilkesiyle yola çıkan sosyal güvenlik reformunun bir çelişkisi olarak karşımızda durmaktadır.
2- 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile getirilen düzenleme
ile getirilen düzenleme
Sosyal güvenlik reformu kapsamında çıkarılan 5510 sayılı Yasanın 41 inci maddesinin (a) bendinde “….5510/4-a bendi kapsamındaki sigortalı (SSK sigortalısı) kadının, iki defaya mahsus olmak üzere doğum tarihinden sonra iki yıllık süreyi geçmemek kaydıyla hizmet akdine istinaden işyerinde çalışmaması ve çocuğunun yaşaması şartıyla talepte bulunulan süreleri borçlanabileceği” şeklinde düzenleme yapılmıştır.
Yapılan düzenleme ile SSK’ya tabi kadın sigortalılara (işçilere) iki doğumu geçmemek ve her doğumdan sonra iki yıl olmak üzere toplam 4 yıllık süreyi (1440 günü) borçlanabilme imkânı getirilmiştir.
SGK’nın 2010/Temmuz ayı sigortalı istatistiklerine göre, 9 milyon 743 bin 072 SSK sigortalısından 2 milyon 348 bin 967’sinin (yaklaşık yüzde 25’inin) kadın sigortalı olduğu dikkate alındığında, uygulamanın çok sayıda kadın işçiyi ilgilendirdiği açıkça görülecektir.
Doğum borçlanması imkânından yararlanılması durumunda kadın sigortalı işçiler, hem daha erken emekli olabilecekler, hem de borçlanılan gün sayısı ve ödedikleri borçlanma bedeli tutarına bağlı olarak daha yüksek emekli aylığı alabileceklerdir.
Yasa maddesinde SSK’lı kadın sigortalıların doğum borçlanması yapabilmeleri için üç şart öngörülmüştür.
Bu bağlamda, doğum sonrasında borçlanma yapılacak olan sürelerde;
-Hizmet akdine istinaden işyerinde çalışılmaması,
-Çocuğun yaşaması,
-Ve borçlanma talebinde bulunulması gerekmektedir.
Yasada doğum borçlanması ile ilgili olarak yukarıda belirtilen şartlar dışında doğumdan önce sigortalı olunması, işten ayrıldıktan sonra 300 gün (9 ay) içinde doğum yapması, sigortalı olmadan önceki doğumların borçlanılamayacağı gibi herhangi bir şarta yer verilmemiştir.
Hal böyle olmakla birlikte, 5510 sayılı Yasanın yürürlüğe girmesinden sonra SGK tarafından hazırlanan ikincil mevzuatta (yönetmelik, tebliğ ve genelge) yasa ile SSK’lı kadın sigortalılara ilk defa getirilmiş olan doğum borçlanması imkânının kısıtlanmasına/daraltılmasına yönelik düzenlemeler yapılmış ve bu konuda aradan geçen 3 yıla rağmen istikrarlı bir uygulama sağlanamamıştır.
Neticede, yasa ile çelişik idari düzenlemeleri nedeniyle SGK aleyhine binlerce dava açılmış ve bu davalardan pek çoğu da SGK aleyhine sonuçlanmaya başlamıştır.
3- SGK’nın doğum borçlanması konusunda yasa ile çelişik idari düzenlemeleri
SGK ilk olarak 28 Eylül 2008 tarihinde yayınlanan hizmet borçlanması tebliğinde, kendi bilgi işlem sigortalı veri tabanında yeterli bilgi mevcut olmasına rağmen, gereksiz yere doğum yapan SSK’lı kadın sigortalıların doğumdan sonraki iki yıllık sürede işyerinde çalışmadıklarını işyerine onaylatacakları belgeyle ispatlanması istenmiştir.
Daha sonra, SGK’nın 26 Aralık 2008 tarihinde yayınladığı 2008/111 sayılı genelgesinde, bu defa tebliğde belirtilen belgeleme şartı kaldırılmış, bunun yerine yasada, yönetmelikte ve tebliğde olmamasına rağmen sigortalı kadının işten ayrıldıktan sonra 300 gün (9 ay) içinde doğum yapmış olma şartı getirmiştir.
SGK’nın doğum borçlanması konusunda yasa ile çelişik yaptığı bu idari düzenlemeler kamuoyunda ve basında pek çok eleştiriye maruz kalmış ve SGK aleyhine binlerce davanın açılmasına yol açmıştır.
SGK bir yandan kamuoyundaki tartışmaları sona erdirmek, bir yandan da kurum aleyhine açılan davaların önünü kesmek için doğum borçlanması ile ilgili önceki tebliği kaldırarak 01 Temmuz 2010 tarihinde yeni bir tebliğ yayımlamıştır. Bu tebliğde doğumdan sonraki sürelerin işyerinden belgelenmesi, sigortalı kadının işten ayrıldıktan sonra 300 gün (9 ay) içinde doğum yapmış olması gibi şartlar kaldırarak yasaya uygun düzenlemeler yapılmıştır.
Doğal olarak bu durum doğum borçlanmasını bekleyen binlerce SSK’lı kadın sigortalıyı umutlandırmıştır.
Ancak, SGK 16 Eylül 2010 tarihinde yayınladığı 2010-106 sayılı Hizmet Borçlanma İşlemleri Genelgesinde, bu defa yasada ve tebliğde yer almamasına rağmen doğum tarihinden önce SSK sigortalısı olunması şartını getirmiştir.
SGK’nın 2010-106 sayılı Genelgesiyle getirilen bu şart, hem SSK sigortalısı olarak çalışmaya başlamadan önce yapılan doğumlarla ilgili sürelerin borçlanılmasının, hem de sigortalılık başlangıç tarihinin borçlanılan süre kadar geriye gitmesinin, başka bir ifadeyle daha erken yaşta emekli olunmasının önünü kapatmıştır.
Sonuç olarak, SGK’nın kadın sigortalı işçilerin doğum borçlanması ile ilgili son düzenlemelerinde de yasaya aykırılıkların devam etmesi ve kamuoyundaki tartışmaların sona erdirilemediği dikkat alındığında, bir süre sonra yeni düzenlemelerin yapılmasının muhtemel olduğu görünmekle beraber, son düzenlemeler ışığında doğum borçlanmasının şartları, ödenecek olan borçlanma tutarı ve hizmet borçlanmasının emekliliğe etkisi konuları aşağıda açıklanmıştır.
YARIN:
- Kimler doğum borçlanması yapamayacak, kimler yapabilecek?
- Doğum borçlanması hesabı nasıl yapılacak, nasıl ödenecek?