12 Haziran 2012

Özürlülerin İstihdamı ve Sosyal Güvenlikleri

Özürlü vatandaşlar her toplumda korunma kapsamına alınmış ve bunlara hayatın her alanında kolaylıklar sağlanmasına yönelik...

 

Özürlü vatandaşlar her toplumda korunma kapsamına alınmış ve bunlara hayatın her alanında kolaylıklar sağlanmasına yönelik düzenlemeler yapılmıştır.

Ülkemizde de durum farklı değildir. Nitekim Anayasamızda da bizzat özürlülerle ilgili özel hükümler yer almıştır.

Anayasamızın; “Çalışma hakkı ve ödevi” başlıklı 50 nci maddesinde “bedeni ve ruhi yetersizliği olanların çalışma şartları açısından özel olarak korunacağı”, “Sosyal güvenlik bakımından özel olarak korunması gerekenler” başlıklı 61 inci maddesinde “Devletin, sakatların korunmalarını ve toplum hayatına intibaklarını sağlayıcı tedbirleri alacağı” hükümlerine yer verilmiştir.

Anayasa hükümlerinden de anlaşılacağı üzere, özürlülerin özellikle çalışma ve sosyal güvenlik açısından korunmasını bizzat Devlet üstlenmiştir.

Türkiye’deki özürlü sayısına bakıldığında, 4 milyonu erkek, 5 milyonu da kadın olmak üzere yaklaşık 9 milyon civarında, bir başka ifadeyle toplam nüfusumuzun yaklaşık % 12’sinin özürlü olduğu görülmektedir.  

Özürlü nüfusun bölgelere göre dağılımında da farklılık bulunmaktadır.  Buna göre, en çok özürlü Marmara Bölgesi'nde (toplam nüfusun %13,1’i) bulunurken, en az özürlü Güneydoğu Anadolu Bölgesinde (toplam nüfusun %9,9’u) yaşamaktadır.

Diğer ülkelere baktığımızda da, örneğin; İngiltere'de özürlü oranı % 13, Avusturya'da % 20.9, Yeni Zelanda'da % 20, İsveç'te % 12.1, Norveç'te ise % 18 civarındadır. Özellikle gelişmiş ülkelerle de kıyaslandığında Türkiye’deki özürlü sayısının aslında fazla olmadığı anlaşılmaktadır.

Toplumda her insan gibi özürlülerin de en başta gelen öncelikleri çalışma hayatı ve sosyal güvenlikleridir. Anayasamız dışında, daha doğrusu Anayasa hükümlerine paralel olarak özürlülerin çalışma hayatı ve sosyal güvenlikleri ile ilgili kanun ve diğer düzenlemelerde, özürlülere kolaylık sağlayıcı ve bunların çalışma hayatına katılımlarının ve sosyal güvenliklerinin sağlaması konusunda hem kendilerine hem de bunları istihdam eden işverenlere zorunluluklar ve bu zorunlulukların yanı sıra da bazı kolaylık ve teşvikler getirilmiştir.

Çalışma hayatı açısından 4857 sayılı İş Kanunu’nun 30 uncu maddesiyle 50’den fazla işçi çalıştıran özel işyerlerine toplam işçi sayısının % 3’ü oranında özürlü işçi çalıştırma zorunluluğu getirilmiş, bu zorunluluğun yanı sıra bu şekilde işçi çalıştıran özel işyerlerine çalıştırılan özürlü işçilerin sosyal güvenlik primlerinin (alt sınır üzerinden) işveren hissesinin tamamının Hazine tarafından karşılanması öngörülmüştür. Hatta, 50’den fazla işçi çalıştırıp % 3’den fazla özürlü işçi çalıştıran işyerleri ile 50’den az işçi çalıştırdığı, yani özürlü çalıştırma yükümlülüğü bulunmadığı halde özürlü işçi çalıştıran işyerlerinde her özürlü için sosyal güvenlik primlerinin (yine alt sınır üzerinden) işveren hissesinin yarısının yine Hazine tarafından karşılanması uygulaması bulunmaktadır.

Bu şekilde özel işyerleri özürlü istihdamını Türkiye İş Kurumu aracılığıyla sağlamaktadır.

Dolayısıyla, İş Kanunuyla bir yandan özürlü çalıştırma zorunluluğu getirilmiş iken, bir yandan da özürlü çalıştırma teşvik edilmiş ve bunların istihdamları konusunda kolaylıklar sağlanmış olduğu dikkate alınarak, işsiz özürlü vatandaşlarımızın mutlaka Türkiye İş Kurumuna kayıtlarını yaptırmaları gerekmektedir.

Diğer yandan, İş Kanununda, özürlülerle ilgili düzenlemeler bunlarla da sınırlı değildir. Örneğin özürlülerin yer altı ve su altı işlerinde çalıştırılma yasağı getirilerek koruma altına alınmışlardır.

Konuya sosyal güvenlik açısından baktığımızda ise, gerek mülga 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu, gerekse 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile, özürlü vatandaşlarımız için yaş şartı aranmadan daha kolay şartlarla emekli olmalarına imkan sağlanmıştır.

Bu çerçevede, 1/10/2008 tarihinden önce vergi indirimden yararlanan ve özür dereceleri en az % 40 olan özürlülere işe giriş tarihlerine göre yaş şartı aranmadan aşağıda tabloda belirtilen özel şartlarla emeklilik hakkı sağlanmıştır.

 

SİGORTALILIK SÜRESİNİN  BAŞLANGICI

I.DERECE ÖZÜRLÜ

(% 80-99,9)

II.DERECE ÖZÜRLÜ

( % 60-80)

III.DERECE ÖZÜRLÜ

( % 40-60)

Sigortalılık
Süresi

Gün
Sayısı

Sigortalılık
Süresi

Gün
Sayısı

Sigortalılık
Süresi

Gün
Sayısı

06/08/1991'den önce

15

3600

15 yıl

3600

15

3600

07/08/1991 - 06/08/1994

15

3600

15 yıl 8 ay

3680

16

3760

07/08/1994 - 06/08/1997

15

3600

16 yıl 4 ay

3760

17

3920

07/08/1997 - 06/08/2000

15

3600

17 yıl

3840

18

4080

07/08/2000 - 06/08/2003

15

3600

17 yıl 8 ay

3920

19

4240

06/08/2003 - .10.2008

15

3600

18 yıl

4000

20

4400



Yine 1/10/2008 tarihinden önce veya sonra işe girip girmediklerine bakılmaksızın özür durumları % 60 ve üzerinde olanlara yaş şartı aranmadan 10 yıl sigortalılık süresi ve 1800 prim ödeme gün sayısıyla, hatta bunlardan özürlülük durumları itibarıyla başkasının bakımına sürekli muhtaç iseler 10 yıl sigortalılık şartı da aranmadan sadece 1800 gün prim ödeme gün şartıyla malulen emekli olmalarına imkan sağlanmıştır.

1/10/2008 tarihinden sonra ilk defa işe girip özür dereceleri % 40 ila % 60 arasında olanlara da yine yaş şartı aranmadan daha kolay ve aşağıdaki tabloda belirtilen özel şartlarla emekli olmaları yönünde düzenleme yapılmıştır.

SİGORTALILIK SÜRESİNİN
BAŞLANGICI

ÇALIŞMA GÜCÜNDEN KAYIP ORANI

%50- %59

%40- %49

Sigortalılık
Süresi

Gün
Sayısı

Sigortalılık
Süresi

Gün
Sayısı

.10.2008 - 31.12.2008

16

3700

18

4100

01.01.2009 - 31.12.2009

16

3800

18

4200

01.01.2010 - 31.12.2010

16

3900

18

4300

01.01.2011 - 31.12.2011

16

4000

18

4400

01.01.2012 - 31.12.2012

16

4100

18

4500

01.01.2013 - 31.12.2013

16

4200

18

4600

01.01.2014 - 31.12.2014

16

4300

18

4680

01.01.2015'den sonra

16

4320

18

4680

 

 

Sonuçta, görüleceği üzere, hem çalışma hayatı hem de sosyal güvenlik açısından özürlü vatandaşlarımıza yapılan özel düzenlemelerle hem daha kolay istihdam edilmeleri, hem de yaş şartı aranmaksızın daha uygun şartlarla emekli olmalarına imkan sağlanmıştır.

 


 

 

 

Yazarın Diğer Yazıları

BES’e prim ödenmesi engelli aylığının kesilmesine yol açar mı?

SGK tarafından 2022 sayılı 65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Kanunu’nun ilgili maddelerince bağlanan aylık,kamuoyunda genellikle...

10 soruda kısmi süreli çalışanların borçlanma hakkı

Yazımızda, kısmi süreli iş sözleşmesi ile çalışanların sosyal güvenlik hizmet borçlanmasına ve dikkat edilmesi gereken hususlara değinilecektir

Nikâhsız eşe ve evlilik dışı çocuklara SGK aylık bağlar mı?

Ölüm olayı, geçimleri sigortalı veya emekli tarafından sağlananlar açısından güvence sağlanması gereken riskler arasında yer almaktadır

"
"