5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’na göre,
- Kanunları gereği verilen ücretsiz doğum ya da analık izni süreleri,
-SSK (5510/4-a) sigortalısı olan kadının, iki defaya mahsus olmak üzere doğum tarihinden sonra iki yıllık süreyi geçmemek kaydıyla hizmet akdine istinaden işyerinde çalışmaması ve çocuğunun yaşaması şartıyla talepte bulunulduğu süreleri,
- Er veya erbaş olarak silah altında veya yedek subay okulunda geçen süreleri,
-Emekli Sandığı tabi sigortalıların personel mevzuatlarına göre aylıksız izinde geçen süreleri,
-Sigortalı olmaksızın doktora öğreniminde veya tıpta uzmanlık için yurt içinde veya yurt dışında geçirilen normal doktora veya uzmanlık öğreniminde geçen süreleri,
-Sigortalı olmaksızın avukatlık stajını yapanların normal stajda geçen süreleri,
-Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında geçen sigortalılık süreleri hariç, sigortalı iken herhangi bir suçtan tutuklanan veya gözaltına alınanlardan bu suçtan dolayı beraat edenlerin tutuklulukta veya gözaltında geçen süreleri,
- Grev ve lokavtta geçen süreleri,
- Hekimlerin fahri asistanlıkta geçen süreleri,
-Seçim kanunları gereğince görevlerinden istifa edenlerin istifa ettikleri tarih ile seçimin yapıldığı tarihi takip eden aybaşına kadar açıkta geçirilen süreleri, sigortalı veya hak sahipleri borçlanmak suretiyle sigortalılık hizmetlerine ekletebilmektedirler.
Borçlanılacak sürelere ait günlük prim tutarı, sigortalıların veya hak sahiplerinin talepte bulundukları tarihte 5510 sayılı Kanunun 82 nci maddesine göre prime esas alt ve üst sınırlar arasında olmak üzere kendilerince belirlenen günlük kazacın %32’si oranındadır.
Buna göre, 01.07.2011-31.12.2011 tarihleri arasında hizmet borçlanma taleplerinde SGK’ya ödenecek olan en düşük borçlanma tutarı günlük 8.93 TL, en yüksek tutarı da günlük 58,03 TL tutarındadır.
Hizmet borçlanmalarının hangi miktar üzerinden yapılacağı sigortalı veya hak sahipleri tarafından karar verilecek olmakla birlikte, bu kararın sağlıklı olması bakımından aşağıdaki hususlara da dikkat edilmesi gerekmektedir.
Zira, emekli aylığının miktarını birincisi ortalama aylık kazanç, diğeri de aylık bağlama oranı olmak üzere iki parametre belirlemektedir. Dolayısıyla, ortalama aylık kazancın ve aylık bağlama oranının yüksek olması emekli aylığının da yüksek olmasını sağlamaktadır.
Yapılacak hizmet borçlanmalarının alt sınırdan mı, üst sınırdan mı, yoksa ikisi arasındaki bir rakamdan mı yapılacağı konusu kişinin ekonomik gücünün ne olduğu, kaç yaşında emekli olacağı, emekli olduktan sonra ortalama kaç yıl daha emekli maaşı alabileceği, borçlanma bedeli dışındaki geçmiş ve gelecekteki sigorta primine esas kazançlarının ne olduğu/olacağı gibi pek çok parametreye bakılarak karar verilmesi gereken bir konudur.
Şayet, borçlanma yapacak kişinin sigortalılık süresi içindeki primlerinin büyük bir çoğunluğu alt sınırdan ödenmiş ve hesaplanan borçlanma bedelinin ödenmesi de o kişinin ekonomik gücünü önemli oranda etkiliyorsa, bu kişinin üst sınır üzerinden borçlanma yapması emekli maaşında kayda değer bir artış sağlamayacağından alt sınır üzerinden borçlanma yapabilecek iken, sigortalılık süresi içindeki primleri tavandan ödenmiş ve hesaplanan borçlanma tutarının ödenmesi de o kişinin ekonomik gücünü olumsuz etkilemiyorsa bu kişi tavandan borçlanma yolunu seçebilecektir.
Yine, borçlanma yapacak olan kişi erken yaşta emekli olacak, başka bir ifadeyle ortalama ömür dikkate alındığında uzun yıllar emekli maaşı alma imkanı olacaksa, borçlanma tutarını alt sınırdan değil daha yüksek bir kazanç üzerinden yapmayı tercih etmesi lehine olacaktır.
