Bugünkü yazımızda ev kadınlarının sosyal güvenliklerini nasıl sağlayabilecekleri konusu bağlamında el sanatları ile uğraşan ev kadınların sosyal güvenlikleri, SSK’lı olarak çalışmış olan kadınların doğum borçlanması hakları ve hiçbir sosyal güvencesi bulunmayan kadınların sağlık hakları açıklanacaktır.
El sanatları ile uğraşan ev kadınlarının sosyal güvenliği
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun Geçici 16 ncı maddesine göre hizmet akdiyle herhangi bir işverene tabi olmaksızın sürekli ve kazanç getirici nitelikte evde el sanatları ile uğraşan ev kadınlarının daha az prim ödeyerek isteğe bağlı sigortalılık yoluyla emeklilik hakkını elde etme ve sağlık yardımlarından yararlanma hakları bulunmaktadır.
Bu haktan yararlanmak için vergi dairelerinden evde el sanatları ile uğraşıldığına dair belge alınıp Sosyal Güvenlik Kurumuna ibraz edilmesi ve primlerin her ay ödenmesi yeterlidir.
Bu belgeyi alan ev kadınları her ay 30 gün prim ödemek yerine 2012 yılı için 19 gün, 2013 yılı için 20 gün, 2014 yılı için 21 gün, 2015 yılı için 22 gün, 2016 yılı için 23 gün, 2017 yılı için 24 gün, 2018 yılı için 25 gün, 2019 yılı için 26 gün, 2020 yılı için 27 gün, 2021 yılı için 28 gün, 2022 yılı için 29 gün, 2023 ve sonraki yıllar için 30 gün prim ödeyerek her ay 30 gün sigortalılık hizmeti kazanacaklardır.
SGK isteğe bağlı sigortalılığında normalde 30 gün sigortalılık hizmeti için 30 gün üzerinden prim ödenmesi gerekmektedir.
Oysa, evde el sanatları ile uğraşan ev kadınları için getirilmiş olan isteğe bağlı sigortalılıkta 2023 yılına kadar daha az miktarda prim ödenerek, emeklilik için her ay 30 gün sigortalılık hizmeti kazanılmaktadır.
Örneğin; Nilay hanım, 2012 yılında Vergi Usul Kanununun 9 maddesine göre bulunduğu yerdeki vergi dairesinden aldığı belge ile SGK isteğe bağlı sigortalılığına müracaat ettiğinde 2012 yılının ilk altı ayı için 283,68.-TL yerine,179,66.-TL prim ödeyerek, bunun karşılığında emeklilik için 30 gün sigortalılık hizmeti kazanacaktır.
Bu kapsamda isteğe bağlı sigortalılığa prim ödeyen ev kadınlarının ödedikleri primler de 5510 sayılı Kanunun 4/b, yani Bağ-Kur kapsamında sayılacağından, önceki yazılarımızda belirtilmiş olan Bağ-Kur şartlarına göre emekli olacaklardır.
Daha önce SSK’lı olarak çalıştıktan sonra doğum yapmış olan ev kadınlarının doğum borçlanması hakları
Sosyal güvenlik mevzuatında SSK statüsünde çalışan kadınlara doğum nedeniyle çalışamadıkları süreleri sonradan borçlanabilmeleri imkanı tanınmıştır.
Buna göre;
-Doğum öncesinde SSK sigortalısı olarak çalışılmış olması,
-Doğum sonrasındaki borçlanılacak olan sürede (en fazla 2 yıl) çocuğun yaşamış olması,
-Doğum sonrasındaki borçlanılacak olan sürede çalışılmamış/prim ödenmemiş olması, şartıyla, SSK sigortalısı kadın veya vefat etmiş olması halinde geride kalan hak sahiplerinin (eş, çocuk, anne-baba) doğum borçlanması yapma hakları bulunmaktadır.
Doğum borçlanması, en fazla 2 çocuk ve her doğumdan sonra en fazla 2 yıl olmak üzere toplam 4 yıl (1440 gün) için yapılabilecektir.
Borçlanma tutarı, sigortalının veya hak sahiplerinin prime esas günlük kazanç alt ve üst sınırları arasında olmak üzere, kendilerince belirlenecek günlük kazancın % 32'si ile borçlanılacak gün sayısının çarpılması suretiyle hesaplanmaktadır.
Buna göre;
-2012 yılının ilk altı ayında 1 doğum için 2 yıllık süre alt sınırdan borçlanılacaksa (29,55.-TL x %32 x 720 gün) 6.808,32.-TL
-2012 yılının ilk altı ayında 2 doğum için 4 yıllık süre alt sınırdan borçlanılacaksa (29,55.-TL x %32 x 1440 gün) 13.616,64.-TL,
tutarında ödeme yapılması gerekmektedir.
Doğum borçlanması yapacak olan SSK’lı kadın sigortalılar, doğum sonrasındaki 2 yıllık sürenin tamamını borçlanmak zorunda olmayıp, prim gün sayılarındaki eksikliklerini tamamlayacak şekilde kısmi borçlanma yapma hakkına da sahiptirler.
Dolayısıyla, daha önce SSK’lı olarak çalışmış olan ev kadınları emeklilik yönünden eksik prim gün sayılarını yukarıda belirtildiği şekilde doğum borçlanmasıyla tamamlayarak emekli olabilirler.
Hiçbir sosyal güvencesi bulunmayan ev kadınlarının sağlık yardımlarından yararlanması
Sağlık yönünden hiçbir sosyal güvencesi bulunmayan (eşinden veya çocuklarından dolayı sağlık yardımı almayan) ev kadınları, genel sağlık sigortası kapsamındaki sağlık yardımlarından, gelir durumlarına göre primleri Devlet veya kendileri tarafından ödenerek yararlanabilirler.
Bu durumda olan ev kadınlarının sağlık yardımlarından yararlanabilmeleri için bulundukları yerdeki Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıflarına müracaat ederek gelir testine tabi tutulmaları gerekmektedir.
Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıfları tarafından ailede yaşayan tüm aile fertlerinin gelir ve harcamaları dikkate alınarak gelir testi yapılacak ve gelir testi sonucunda aile içinde kişi başına düşen gelirin, asgari ücretin 1/3’ünden az olması halinde, sağlık primleri Devlet tarafından karşılanarak sağlık yardımlarından yararlanma hakkını elde edeceklerdir.
Kişi başına düşen gelirin asgari ücretin 1/3’ü ile asgari ücret arasında olması halinde ise, asgari ücretin 1/3’ü matrahı üzerinden % 12 oranında genel sağlık sigortası primi ödeyerek,
Kişi başına düşen gelirin asgari ücret ile asgari ücretin 2 katı arasında olması halinde ise asgari ücret matrahı üzerinden % 12 oranında genel sağlık sigortası primi ödeyerek,
Kişi başına düşen gelirin asgari ücretin 2 katından fazla olması halinde ise, asgari ücretin 2 katı matrahı üzerinden % 12 oranında genel sağlık sigortası primi ödeyerek, sağlık yardımlarından yararlanabileceklerdir.
Örneğin; Ev kadını Aysel hanımın gerek kendisinin, gerekse eşinin çalışmadığını, 18 yaşından küçük bir de çocukları olduğunu, 2012 yılında gelir testi için Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfına başvurduğunu ve yapılan gelir testi sonucunda da toplam aylık gelirlerinin 700.-TL olduğunu varsaydığımızda, kişi başına düşen aylık gelirleri 233,33.-TL olacağından, Aysel hanım ve diğer aile fertlerinin sağlık primleri Devlet tarafından ödenerek genel sağlık sigortası kapsamındaki sağlık yardımlarından yararlanma hakkı elde edeceklerdir.