Öğrencisi ölür, öğretmeni ölür… Okul müdür yardımcıları okuldaki perdeyle uğraşırken ölür, öğrenciler atık havuzuna düşerek ölür…
Milli Eğitim Bakanlığı'nın Mesleki Eğitim Merkezi (MESEM) okullarının çocuk işçiliğinin devlet eliyle teşvik edilmesi olduğunu yazmıştım.
Dört gün işe, bir gün okula giden MESEM öğrencilerinden dokuzu son bir yılda iş cinayetlerinde hayatını kaybetti.
Yaşları 14'tü, 15'ti, 16'ydı, 17'diydi…
Gelecek pazartesi 17 milyon öğrencinin ders başı yapacağı Türkiye'de bir öğretmen de okulunda perdeyle uğraşırken düştü ve yaşamını yitirdi. Öğretmeni de ölür…
MEB'in Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli'nin iller bazında tanıtımına hazırlanan bir okulda çalışıyordu Sibel Turan… İl Milli Eğitim Müdürlüğü'nün talimatıyla model tanıtım etkinliği için okuldaki konferans salonunun sahne perdesini düzeltmeye çalışırken iddiaya göre 10 metre yüksekten düştü.
Sibel Turan
Okulun adı Bahçelievler Prof. Mümtaz Turhan Sosyal Bilimler Lisesi. Edebiyat öğretmeni olan Sibel Turan okulda müdür başyardımcısıydı. Okulun web sayfasındaki duyuruda "Beklenmedik bir kaza" sonucu ölmüştü Sibel Turan… İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü'nün paylaşımına göre ise "Elim bir kaza"da yaşamını yitirmişti. Bir öğretmen neden o kadar yükseğe çıkmak zorunda kalır çalıştığı okulda? Sahne perdesiyle ilgilenmek öğretmenlerin görevlerinden biri midir? Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli tanıtım talimatının mecburiyetiydi Sibel öğretmeni o kadar yükseğe çıkartan…
Çünkü okullarda yeterli sayıda yardımcı personel yok, teknik eleman yok. Okulların hangi şartlarda yeni eğitim - öğretim yılına hazır hale getirildiğini görmek, duymak, bilmek isteyen yok.
Sibel öğretmen öldü, tanıtım etkinliği başka bir okula alındı. Maazallah tepki olur. Ölüm mekânında hiçbir şey olmamış gibi tanıtım yapmak da ayıp olur.
Sibel Turan Milli Eğitim Bakanı ile
Memleketi Artvin-Şavşat'ta toprağa verilen Sibel Turan'ın ölümüyle ilgili süreci eğitim sendikaları takip edecek.
İstanbul'daki cenaze töreni
Türkiye Yüzyılı'nın tamirci, temizlikçi, boyacı öğretmen Maarif Modeli'ni ölümle karşılıyoruz. İtibardan tasarruf olmaz ama insandan olur, temizlikten de tasarruf olur! Zira okullardaki personel eksikliğini konuşurken yeni bir yönetmelik çıktı. Artık okullarda kadrolu hademe yok gibi bir şey… Temizlik görevlisi ihtiyacı İŞKUR'un Toplum Yararına Program (TYP) kapsamında sözleşmeli personel tarafından karşılanıyor. Ama İŞKUR TYP yerine İşgücü Uyum Programı (İUP) ile yoluna devam edecek. Söz konusu yönetmelik 29 Ağustos'ta Resmi Gazete'de yayımlandı. Buna göre okullarda temizlik görevlisi olarak çalışacaklar en fazla 10 ay çalışabilecekler.
Asıl bomba ise temizlik çalışanları ilk aydan sonra üç gün çalışacak olmaları… Öğrenciler haftanın beş günü okula gidiyorlar. Üç günden sonra kalan iki günde okulu kim temizleyecek? Temizliğin, hijyenin okul personeli ve öğrencilerin sağlığı için zorunluluk olduğunu MEB bilmiyor mu? Biliyor… Bunu rağmen neden bu yönetmelik? Öğretmen ve öğrenciler ellerinde bez, paspas, çamaşır suyu okul mu temizleyecekler? MEB okulları temizlik personeli ihtiyacını okul aile birliğinden ya da belediyelerden karşılamaya mı zorluyor? Okullar temizlik parasını nereden bulacaklar? Yoksul bölgelerdeki okulların velileri mi temizliğe gelecekler? Tablo böyle olunca "kayıt parası" iddialarının tabii ki ardı arkası kesilmez, ki var. Milli Eğitim Bakanı her ne kadar "Herhangi bir okul yöneticisinin 'Ben sizin çocuğunuzu okula kayıt etmek için sizden kayıt ücreti istiyorum' diyebilecek bir inisiyatif alanı yok" dese de gerçekler bakanı teyit etmiyor.
Temizlikten tasarruf halk sağlığından vazgeçmek demek. Sibel Turan'ı bu hayattan kopartan "tasarruf" kamu okullarının bir gerçeği ve bu sadece öğretmenlerin değil, kamunun ve velilerin de sorunu….
Candan Yıldız kimdir?
Candan Yıldız, Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi mezunu.
Gazeteciliğe HBB'de On'da On Haber program editörlüğü ile başladı.
Kanal D, TV 8, Birgün Gazetesi, CNNTürk, İMC TV, Halk TV'de muhabirlik, editörlük, ana haber editörlüğü ve haber program koordinatörlüğü yaptı.
Haber kanallarında çeşitli program formatları yarattı. Radyo ve Gazetecilik Ödülleri En İyi Program Ödülü/(1997), Çağdaş Gazeteciler Derneği En İyi Haber Program Ödülü/ (2002) ödülünü aldı.
Avustralya'da SBS Türkçe Radyo Haberler servisine haber yaptı.
"Öteki Sesler" isimli belgesel yaptı. "Dicle'nin Göz Yaşları" ile "Şiddete Karşı Anlatılar-Ayakta Kalma ve Dayanışma Deneyimleri" ortak çalışmalarda yazarlık yaptı.
T24'le birlikte internet gazeteciliğine adım attı.
|