Medyada olanlar siyasete ve ekonominin çarklarına dair çok şey söyler. Siyaset bulanık… Erken seçim hep olduğu gibi yine konuşuluyor. Medyadaki değişim de dikkat çekici…
Değişimden al haberi…
Sözcü’den ayrılan ekibin yeni gazete ve televizyon kuracakları haberlerine de bu bağlamda bakmak istedim. (Habercilikte yeni ana akımı temsil eden internet medyasında olan bitenler, Google algoritmasının değişmesiyle kayıp yaşayan bağımsız mecraların karşılaştığı zorluklar ve aldığı sermaye / kaynak desteği azalan / kesilen mecraların durumu, ayrı bir yazı konusu.)
Hatırlayacaksınız Sözcü’nün patronu Burak Akbay yurtdışında, “FETÖ’ye yardım” iddiasıyla yargılandığı davadan ceza aldı ve dosyası öğrendiğim kadarıyla Yargıtay’da…
Basılı gazeteler arasında en çok satan gazetelerden biri olan Sözcü’nün televizyonu yine hatırlanacağı üzere uzun süre açılamamıştı.
Kanal yayın hayatına başlamak için 1,5 yıl RTÜK'ten logo onayı beklemişti. Daha önce Turkuaz Medya Grubu bünyesindeki A Haber’i kuran Erdoğan Aktaş 2020’de göreve Sözcü’de gelmiş, 7 Temmuz 2021 tarihinde RTÜK tarafından logo değişikliğine onay verilmişti. Kanalın yayın hayatı 14 Mayıs 2023 Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimleri öncesine denk gelmiş, kanal 1 Mart 2023'te yayına başlamıştı.
Bu uzun girizgâhın nedeni, bir dönemin Hürriyet’i gibi Sözcü’nün kendi dönemindeki ağırlığının altını çizmek ve bugünlerde yazarlarını, editoryal kadrosunu kaybetmesinin nedenini yazmak.
Sözcü yazarlarını kaybediyor, zira hem içerde çeşitli anlaşmazlıklar var hem de yeni bir gazete ve televizyon kurulacak.
Bir ara parantez, Sözcü’nün bu kayıplara karşı basında etkili, ağırlığı olan isimlere teklif götürdüğünü de biliyorum.
Devam edelim…
Kurulacak yeni kanalın adı iddiaya göre Nefes… Bu isimle hâlen dijital yayın yapan bir mecra olduğunu da not edelim. Medyaya yeni bir Nefes mi, siyasetteki kutuplaşmaya karşı yeni bir Nefes mi olacak, henüz kesin bir şey söylemek için erken.
Ama medyaya yansıyan isimler “yeni Nefes” duygusunu çağrıştırmıyor. Gazetenin kurucu genel yayın yönetmeni Metin Yılmaz olacak. Yılmaz 17 yıl Sözcü’nün genel yayın yönetmenliğini yapmıştı.
Metin Yılmaz
Medya geleneğimizde Simavi’lerden Karacan’lara ‘gazeteci patronlar’ olageldi. En yakın bilinen isim de “Gücü Özgürlüğünde” sloganıyla yayın hayatına başlayan Habertürk’ün kurucusu, Haziran 2007’de hayatını kaybeden Ufuk Güldemir… CHP’den aktif siyasete atılan Tuncay Özkan da Kanaltürk’ün sahibiydi. KRT ile de ilişkiliydi.
Öğrendiğim kadarıyla Metin Yılmaz’la uzun yıllar beraber çalışmış, Sözcü’nün de avukatlığını yapmış İsmail Yılmaz kanalın sahibi görünüyor. Ama bu sahipliğin kâğıt üstünde olduğu söylentileri de yok değil. Zira Cumhuriyet’ten iki isme giden transfer teklifi “Gerçek patron kim” sorularına beklenen ölçüde yanıt verilmediği için reddedilmiş.
Gazetelerin az sattığı bir dönemde gazete çıkarmak büyük cesaret. Hele televizyon kurmak daha da büyük bir cesaret. Zira kuruluş ve operasyon maliyetleri milyon dolarlardan başlıyor.
Planlanan kanalın ana sponsorunun Türkiye’deki gayrimenkul sektörünün oyuncularından biri Erden Timur olduğu iddiası da gündeme geldi. Nef inşaat şirketinin sahibi Erden Timur Galatasaray Klubü’nün yöneticilerindendi. Timur, yıllar önce Güneri Cıvaoğlu’na verdiği söyleşide şirketi Nef ile ilgili şöyle demişti:
“Hayata nefes alarak başlarız. Yaşama son nefesi vererek veda ederiz, o yüzden kurucusu olduğum şirkete de nefesten esinlenerek Nef adını koydum.”
O Nefes şimdi bu medyaya mı ulaştı? Soruyu Erden Timur’la paylaştım. İddiayı yalanladı ve “Uzaktan yakından alakam yok” yanıtını verdi.
Nefes TV’nin başına geçecek ismin, 11 yıl boyunca yazdığı Sözcü’den kasım ayı başında ayrılan, aynı zamanda OdaTV’nin sahibi olan Soner Yalçın olacağı ifade ediliyor. Yalçın’ın adı, Tuncay Özkan’la kavgaları sürecinde “Yalı Partisi” haberlerine de konu olmuştu. Yalçın’ın siyasetin aktörleriyle, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun ekibiyle ilişkileri de biliniyor.
Soner Yalçın
Sözcü’nün verdiği maaşların üç katı ücretler teklif ettiği konuşulan, tazminat kayıplarını taahhüt ettiği belirtilen Nefes’in, medya grubu inşa etme sermayesi bağlamında nefesi nereye kadar yetecek? Konuştuğum bir kaynak beş yıllık bir kaynaklarının olduğunu söyledi.
İkitelli’de 4 bin metrekarelik bir binanın iki katı gazetenin, iki katı da televizyon için planlanmış. Televizyon için KRT ile görüşüldüğü, ancak anlaşmaya varılamadığı da belirtiliyor. Hatta KRT’de maaşların 20 gün gecikmesi satışla ilişkilendirilmişti, ama anladığım kadarıyla el sıkışma olmamış.
Nefes gazetesi ve televizyonu nasıl bir boşluğu dolduracak? Nasıl bir yayın politikası izleyecek, iktidara muhalif mi olacak ya da kontrollü muhalefet mi yapacak? Bir gazeteci arkadaşım, AKP’li bazı isimlerin kendisine “O kanal bizim tarafın işi” dediği iddiasını aktardı, ben şüpheyle karşıladım. Başka bir söylenti de İmamoğlu’nu destekleyen iş insanlarının bu kanalın arkasında olduğu yönünde.
Rivayetler çeşitli…
Gazetecilikte birinci kural, bu değirmenin suyu nereden geliyor sorusunu sormak. Bir avukatın kanal sahibi olması hayatın olağan akışını zorluyor, malum -ortalamanın çok üzerinde kazandığı tahmin edilen- Ersan Şen de kuramadı. Şen’in girişimcisi olduğu Ekol TV Yalıkavak Marina vakası ile gündeme gelen Mübariz Mansimov’a nasip oldu ya da olduruldu…
Ancak Nefes’in asıl patronunun kim olduğuna yönelik çeşitli rivayetlerin dolaşıma girmesi iktidarın iş çevrelerine yönelik yaptırım olasılığıyla da ilgili olabilir tabii… Ya da yıpranmama hakkı… Ancak elbette -varsa İsmail Yılmaz dışında- patron kim sorusunu sormak meşru ve doğru olan.
KRT için şimdilerde Sadettin Saran’ın sahibi olduğu Saran Medya’nın talip olduğu konuşuluyor.
Sadettin Saran
Benzer bir hareketlilik 31 Mart 2019 seçimleri sonrası ‘İmamoğlu yanlısı kanal’ olarak hedef gösterilen Olay TV’nin kurulması döneminde de yaşanmıştı. Ancak o kanalın ömrü sadece 26 gün oldu.
Ne kadar doğru olduğunu bilmiyorum; ancak bir dönemin hak ihlalleri haberleriyle bilinen Radikal gazetesinin isim hakkının da Demirören grubunca satıldığı veya devredildiği konuşuluyor.
Yeniçağ yazarı Yavuz Selim Demirağ, gazetenin genel yayın yönetmeni olduğu yönündeki haberler için “Aslı yoktur” dedi.
Ankara ekibi için ismi geçenlerden birinin, uzun süre Milliyet'te çalışan Ayhan Aydemir olduğu konuşuluyor.
Gazete patronunun kim olduğu yönünde ise Kanada'da faaliyet gösteren bir iş insanı olduğu söylentisi var
Medyadaki bu hareketliliği izini sürerek siyaseti okumak mümkün demiştim yazının başında… Ne olursa olsun, gazeteci gazeteciliğini, siyasetçi de siyasetçiliğini yapmalı. Başka amaçlar için araçsallaştırıldığında gazeteciliğin ne kadar büyük itibar kaybettiği konusunda yeterince tecrübe yaşamadık mı!
Candan Yıldız kimdir?
Candan Yıldız, Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi mezunu.
Gazeteciliğe HBB'de On'da On Haber program editörlüğü ile başladı.
Kanal D, TV 8, Birgün Gazetesi, CNNTürk, İMC TV, Halk TV'de muhabirlik, editörlük, ana haber editörlüğü ve haber program koordinatörlüğü yaptı.
Haber kanallarında çeşitli program formatları yarattı. Radyo ve Gazetecilik Ödülleri En İyi Program Ödülü/(1997), Çağdaş Gazeteciler Derneği En İyi Haber Program Ödülü/ (2002) ödülünü aldı.
Avustralya'da SBS Türkçe Radyo Haberler servisine haber yaptı.
"Öteki Sesler" isimli belgesel yaptı. "Dicle'nin Göz Yaşları" ile "Şiddete Karşı Anlatılar-Ayakta Kalma ve Dayanışma Deneyimleri" ortak çalışmalarda yazarlık yaptı.
T24'le birlikte internet gazeteciliğine adım attı.
|