Seçim sonuçlarına ilişkin tartışmalar, oyların çalınıp çalınmadığına dair güvensizlik sandık ve seçim güvenliği için kritik bir olgu. 

Hangi partinin seçmeni olursa olsun, sandıktan çıkan sonucun şaibeli olmasını istemez diye düşünüyorum. 

Bu nedenle sandık güvenliği süreci çok hayati. Bu nedenle partilerin sandık kurullarına görevli vermesi çok hayati. Bu nedenle partilerin müşahitleri çok önemli. Bu nedenle sivil toplumun gönüllü müşahitleri çok önemli. 

14 Mayıs'taki seçimde de gördük ki güvenli ve şeffaf seçimler için sandıklardan çıkan sonuçların ıslak imzalı tutanaklarla kayıt altına alınması seçimlerin güvencesi. 

Bu da çok sayıda insanın sandıklarda görevli olabilmesiyle mümkün. 

Ancak 14 Mayıs saat 17.00'den sonra YSK ve AA'nın verilerine alternatif olarak devreye sokulan CHP seçim sisteminin, ANKA verilerinin yaratılan beklentiyi karşılamaması, sandık başlarını tutan gönüllülerin motivasyonunu nasıl etkileyeceği merak ediliyordu.

Oy ve Ötesi, Türkiye Gönüllüleri gibi oluşumlara gönüllü katılımın azalıp azalmayacağı da merak edilen bir diğer konuydu.

Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turu için Oy ve Ötesi'nden gelen veriler şöyle: 

15 Mayıs itibariyle gönüllü başvurularında artış olmuş. 70 bin gönüllüden 200 bin gönüllüye ulaşmışlar. 

Yani son 4 günde 130 bin yeni gönüllü gelmiş. Öyle ki büyükşehirler için gönüllü başvuruları artık kapatılmış. Zira ihtiyaç artık yokmuş. Örneğin 30 bin sandığın olduğu İstanbul'da gönüllü sayısı 40 bine ulaşmış. 

Buna rağmen Anadolu'daki sandıklar için gönüllü ihtiyacı hâlâ sürüyor, çağrılar da devam ediyor. 

"Oyunuza sahip çıkın" diyen Türkiye Gönüllüleri de, 17 Mayıs itibariyle 50 bin yeni gönüllüye ulaştıklarını açıkladı.