Erkan Baykut
Son dönemdeki kritik davaların sanıklarının, mahkeme solanlarının kerametinden midir bilinmez ama, emniyet ve savcılık ifadelerini değiştirme performansları dikkat çekici. Her ne kadar bu topraklar, "aynasızlar" cumhuriyetinde, karakollardaki kötü muamele, işkence vakalarıyla çok tanış olsa da Sinan Ateş cinayeti sanıklarının ifadelerini değiştirmesi "Karakolda doğru söyler, mahkemede şaşar" türküsü kadar naiflik içermese gerek. Tutuklu kaldıkları süreçte hukuk kitaplarını hatmetmediklerine göre ortada bir aklın olduğu olduğu gerçek.
Benzer bir akıl Diyarbakırlı Ramazan Hoca'yı öldüren Erkan Baykut'ta da var. Baykut, hakim karşısına çıktığı ilk duruşmada cinsel istismar faili olduğunu iddia ettiği Afgan Abdul Saboor Muradı'ya benzettiğini öne sürdüğü Ramazan Hoca'yı öldürme gerekçesi için şöyle demişti: "Planlı değildi, o anlık ruh haliyle öldürdüm. Dükkâna girdiğimde elimde taş vardı. Taşı attım, kendisini savunmaya kalkınca korktum, iki haftadır taşıdığım bıçakla bıçakladım."
Son duruşmada ise ifadesini değiştirip cinayeti dört ay öncesinden planladığını, bıçağı da cinayetten iki hafta önce değil iki ay önce ve öldürmek için aldığını öne sürdü. Ortalama bir zekânın sorabileceği "bir insan tanımadığı, hiç görmediği, görüşmediği bir insanı sadece birine benzettiği için öldürür mü?" sorusunun hiçbir yanıtı yok.
Sanık Erkan Baykut'un cinayet günü "uyuşturucunun etkisi altındaydım" iddiasının da inandırıcılığı şüpheli. Zira dava dosyasına giren kamera görüntülerinde Erkan Baykut'un iddiasını doğrulayacak "normal" dışı bir hareketi yok. T24'ün ulaştığı görüntüleri buraya bırakıyorum…
Bana ulaşan kız kardeşi Aynur Çelik, Diyarbakırlı Ramazan Hoca için "Benim kardeşim kendisini Allah'a adamış biriydi. Sadece din değil felsefe, hukuk kitapları da okurdu gece gündüz. Parayla da işi olmazdı. Öyle ki Youtube yayınlarını bile gelir kazanmaya kapatmış birinden söz ediyoruz. Kardeşim bazı gazetecilerin dediği gibi 'baldırı çıplak' değildi. İş insanları ne teklifleri yaptı ama hiçbiri kabul etmedi. Maşalar öldürdü kardeşimi" cümlelerini kurarken, bu davanın kritik sorusu şu: Neden öldürüldü? Kendi halinde, mütevazı bir hayatı olsa da dini sohbet yayınları milyonlara ulaşabilen Diyarbakırlı Ramazan Hoca tarikat ve cemaatler için genel olarak şunları söylüyordu.
"Yoğun bir kampanya var maalesef. İsmi önemli değil. Cahil, kendini bilmez, edepten, terbiyeden ahlaktan yoksun insanlarla benim işim olamaz, ne dünyada ne ahirette… Ben tüm tarikatlar sapıktır demedim. Genel anlamda uyutma politikası var, rant kapılarına dönüşmüş. Tek tük iyi hocalar ve şeyhlerimiz var. Genel olarak tarikatlar bir yorumdur ve hurafelerle doludur."
Hatırlatalım yine…
Sanık Erkan Baykut ilk duruşmada "Benim tarikatla işim olmaz, dini inancımı geliştirmek için izlediğim bazı videolar oluyordu. İsim vermem gerekirse Kerem Önder isimli kişinin videolarını izliyordum" demişti.
Dini vaazlar veren Kerem Önder isimli kişi, Hüseyin Çevik'le Youtube yayınları yapan bir kişi.
Hüseyin Çevik de Diyarbakırlı Ramazan Hoca'yı yayınlarında hedef göstermiş bir kişi.
Çağlayan'daki İstanbul Adliyesi 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen ilk duruşmada sanık Erkan Baykut için İstanbul Barosu'ndan bir avukat atanmıştı. İkinci duruşmada ise Baykut'u Ankara Barosu'na kayıtlı avukat Yakup Yaşar Mirzaoğlu da savundu. Avukat Mirzaoğlu açık kaynaklara göre hukuk bürosu olan bir avukat. Babasının yanında inşaatlarda çalıştığını söyleyen Erkan Baykut'un annesiyle altlı üstlü oturduğu evden dar gelirli bir ailenin çocuğu olduğu anlaşılıyor. Komşularının "dindar bir çocuktu ama biraz da keyifçi bir arkadaştı" dediği Erkan Baykut'la ilgili avukatlarının akıl sağlığına ilişkin rapor alınması talebi "duruşmalarda yapmış olduğu savunması, akıl hastalığına dair herhangi bir beyanında belirtinin bulunmaması, daha önceden bu konuda raporunun olmaması" gerekçesiyle reddedildi.
Mahkemede ifade değiştiren sanıkların savunması gerçeklere mi dayanıyor yoksa bir aklın kurgusu mu? Tanımadığı bir insanı "birine benzettiği" için öldürdüğünü iddia eden bir kişi ifadesini değiştirerek dört ay öncesinden öldürmeyi planladığını iddia ediyor ve "bıçağı öldürmek için aldım" diyerek suçu doğrudan üstlenmek istiyorsa acaba birilerini mi korumak istiyor sorusu sorulmalı değil mi?
TIKLAYIN: Öldürülen Diyarbakırlı Ramazan Hoca'nın dosyasına ilişkin yanıt bekleyen sorular
TIKLAYIN: Öldürülen Diyarbakırlı Ramazan Hoca'nın yakını konuştu: Radikal İslamcı olsa ekmeğini, parasını paylaşır mıydı?
TIKLAYIN: Diyarbakırlı Ramazan Hoca cinayeti davasında dikkat çeken tarikat-cemaat diyaloğu
Candan Yıldız kimdir?
Candan Yıldız, Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi mezunu.
Gazeteciliğe HBB'de On'da On Haber program editörlüğü ile başladı.
Kanal D, TV 8, Birgün Gazetesi, CNNTürk, İMC TV, Halk TV'de muhabirlik, editörlük, ana haber editörlüğü ve haber program koordinatörlüğü yaptı.
Haber kanallarında çeşitli program formatları yarattı. Radyo ve Gazetecilik Ödülleri En İyi Program Ödülü/(1997), Çağdaş Gazeteciler Derneği En İyi Haber Program Ödülü/ (2002) ödülünü aldı.
Avustralya'da SBS Türkçe Radyo Haberler servisine haber yaptı.
"Öteki Sesler" isimli belgesel yaptı. "Dicle'nin Göz Yaşları" ile "Şiddete Karşı Anlatılar-Ayakta Kalma ve Dayanışma Deneyimleri" ortak çalışmalarda yazarlık yaptı.
T24'le birlikte internet gazeteciliğine adım attı.
|