25 Ocak 2023

Beş soruda, Erdoğan üçüncü kez Cumhurbaşkanı adayı olabilir mi; Anayasa ve Anayasa Mahkemesi ne diyor?

Erdoğan’ın, Anayasa’nın açık hükmüne rağmen üçüncü kez Cumhurbaşkanlığı’na aday olmasının önünün YSK kararıyla açılması Anayasa’yı ilgadır…

1- Cumhurbaşkanı görev süresi ne kadardır ve bir kimse kaç dönem Cumhurbaşkanı olabilir?

2007 yılında 5678 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun ile Anayasa’nın 101. maddesinde yapılan değişiklikle, Cumhurbaşkanı görev süresinin beş yıl olması aynı yasayla değiştirilen Anayasa’nın 101. maddesinin ikinci fıkrasında ise bir kimsenin en fazla iki defa Cumhurbaşkanı seçilebilmesi düzenlenmiştir.

Anayasa’nın bu hükmü, 2017 yılında kabul edilen referandumda değiştirilmemiştir. Dolayısıyla 2007 yılı değişiklikleri yürürlükte kalmıştır.

Bir konu Anayasa ile düzenlenmişse, bu kuralı kanunla, mahkeme kararıyla veya Yüksek Seçim Kurulu (YSK) kararıyla değiştiremezsiniz, değiştirirseniz Anayasa’yı ihlal etmiş sayılırsınız.

 2- Tayyip Erdoğanın üçüncü kez Cumhurbaşkanı adayı olması, ne gibi hukuksal sorunlara neden olur?

Bir Cumhurbaşkanı olarak Erdoğan, bütün Türk halkı gibi Anayasa’ya uymak zorundadır. Erdoğan, “Hukuk farklı bir şey. Ama bunun yanında guguk, o da farklı bir şey. Şu anda seçimle ilgili yetkinin kimde olduğunu bilmeyecek kadar cahillerin eline kaldık” diyebiliyor. Üstelik kendi değiştirdikleri, farklı bir rejimi getirdikleri Anayasa’ya göre Erdoğan, Meclis karar alıp seçim tarihini öne çekmediği sürece aday olamaz. Erdoğan, sırtını YSK’ya yaslamaktadır ve yine aday olacaktır. Bu tartışmadan kendisine bir mağduriyet yaratmak da istiyor olabilir. Çünkü, daha önceki süreçlerde bu mağduriyeti oya dönüştürebilmiştir.

Erdoğan’ın “hukuk ve gukuk” benzetmesi yaptığı Anayasa’yı her vatandaşımız açıp okuyabilir. Teknik gibi gelebilir ama kurallar ve sınırlar çok nettir. Ortaya çıkan kafa karışıklığının nedeni, iktidar temsilcilerinin Anayasa kurallarını kendilerine göre şekillendirmek istemelerinden kaynaklanmaktadır. Bir nevi, devam etmekte olan maçın ortasında, maçın tüm kurallarını işlerine geldiği şekilde değiştirmek gibi bir şeydir bu anlatılan.

Anayasa’nın 104. maddesine göre Cumhurbaşkanı, devletin başı olup bu sıfatla Türkiye Cumhuriyeti’ni ve Türk Milleti’nin birliğini temsil eder. Cumhurbaşkanı’na, Anayasa’nın uygulanması, devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını yönetme yetkisi verilmiştir.

Bugün Anayasa’nın verdiği bu kadar önemli görevler, özellikle de Anayasa’nın uygulanması görevi dikkate alındığında, seçilecek Cumhurbaşkanı’nın öncelikle Anayasa’ya uygun seçilmesi gerekmektedir. Türkiye Cumhuriyeti’ni ve milletin birliğini temsil eden kişinin, hem ulusal hem uluslararası arenada meşruiyet tartışması içinde olmaması zorunludur. Bu nedenle, bu tartışma çok önemlidir ve yapılması gerekliliği tartışılmazdır.

3- Adaylık konusunda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın durumu nedir?

Cumhurbaşkanı Erdoğan, birinci kez 2014 yılında, ikinci kez 2018 yılında Cumhurbaşkanı olarak seçilmiştir. Dolayısıyla Anayasa’nın öngördüğü, “bir kimsenin en fazla iki defa Cumhurbaşkanı seçilebileceği” kuralına göre iki kez Cumhurbaşkanı olarak seçilmiştir. Dolayısıyla üçüncü kez Cumhurbaşkanı olabilmesi, Anayasa’nın 116/3. maddesine göre, TBMM’nin en az 360 oyla seçimlerin yenilenmesine karar vermesi hâlinde mümkündür.

Kişilerin bulunduğu statüleri onlara ayrıcalıklı bir durum yaratmaz. Kanun koyucu, 2017 yılında yapmış olduğu Anayasa değişikliğinde, geçici madde ile Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 2018 yılında sona eren birinci döneminin sayılmayacağını düzenleyebilirdi, ancak düzenleme yapmamış, bir istisna getirmemiştir.

Kanun koyucunun veya Anayasa’nın vermediği bir istisna, YSK kararıyla, Meclis Başkanı’nın mütalaası ile Anayasa’nın açık düzenlemesine rağmen verilemez.

YSK, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın üçüncü kez Cumhurbaşkanı adayı olması yolunu Anayasa’ya rağmen açarsa, “Anayasa’nın üstünlüğü ve bağlayıcılığı” ilkesiyle bağdaşmayan ve Anayasal düzenlemeyi etkisiz kılacak şekilde Anayasaya aykırı bir karar vermiş olacaktır.

4- “Cumhurbaşkanı Erdoğan üçüncü kez aday olabilir” diyenlerin hukuki gerekçeleri nedir?

Bu görüşü savunanlar, 2017 yılında yapılan Anayasa değişiklikleri ile yeni bir sisteme geçildiğini, dolayısıyla önceki dönemdeki görev süresinin sayılmayacağını belirten bir yorumda bulunup tekrar aday olabileceğinden bahsetmektedirler. 

 Oysaki buradaki tartışma konusu, sistemin değişmesiyle elde edilen bir hakla ilgili değil, bir kimseye ayrıcalık tanınıp tanınmamasıyla ilgilidir. Anayasa, bu konuda nettir. Türkiye Cumhuriyeti’nde bir kimse ancak iki dönem Cumhurbaşkanlığı yapabilir.

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nda mevcut düzenlemenin yapıldığı 1961 Anayasası’ndan bugüne birçok değişiklik yapılmış, hatta anayasalar yeniden düzenlenmiştir. Ancak hiçbiri, Cumhurbaşkanı’nın sistem değişikliğiyle tekrar aday olabileceği düşüncesini gündeme getirmemiştir. Çünkü bir Cumhurbaşkanı’nın öncelikli görevi Anayasa’yı uygulamak ve Anayasa’ya uymaktır.

5- Bu durumla ilgili geçmiş yargı kararları ne diyor?

Anayasa Mahkemesi, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün ikinci kez aday olmasını yasaklayan Cumhurbaşkanı Seçim Kanunu’nun Geçici 1. maddesi ile ilgili 2 no’lu iptal kararının gerekçesinde, Cumhurbaşkanı’nın halkoyu ile seçilmesi hâlinde görev süresinin beş yıl olduğunu, bir kimsenin ikinci kez Cumhurbaşkanı olabileceğini, Abdullah Gül’ün 11. Cumhurbaşkanı olarak 7 yıllığına seçildiğini, seçildikten sonra Anayasa’nın 101. maddesinin değiştiğini belirtmiş ve buna göre Abdullah Gül’ün ikinci kez Cumhurbaşkanı adayı olabilmesinin yolunu açmıştır. Anayasa Mahkemesi bu kararında, Abdullah Gül’ün 7 yıllık süresini, yani Cumhurbaşkanlığı yaptığı ilk dönemi yok saymamış, dolayısıyla “ikinci kez 5 yıl süre ile Cumhurbaşkanı olabilir”  demiştir.

Bu kararın önemi şudur: Bugün iktidar, Cumhurbaşkanı’nın üçüncü kez adaylığını, sistem değişikliği üzerinden tartışmaktadır. Oysaki 2007 Anayasa değişikliği ile Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, süre ve seçim usulü değiştiği hâlde mevcut Cumhurbaşkanı’nın önceki görev süresi yok sayılmamış, kronometre sıfırdan başlatılmamıştır. Anayasa Mahkemesi’nin bu kararı bağlayıcıdır ve bu karara göre kimseye ayrıcalık tanınamaz. Erdoğan’ın, Anayasa’nın bu açık hükmüne rağmen üçüncü kez Cumhurbaşkanlığı’na aday olmasının önünün YSK kararıyla açılması ise Anayasa’yı ilgadır.

 

Bülent Yücetürk kimdir?

Bülent Yücetürk 1970 yılında, Malatya’da doğdu.

İlk öğrenimini Cumhuriyet Köyü İlköğretim Okulu’nda, orta öğrenimini Akçadağ Öğretmen Lisesi'nde parasız yatılı öğrenci olarak tamamladı.

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden 1991 yılında mezun oldu. “Kamu Hukuku” dalında yüksek lisans yaptı.

1991 – 1993 yılları arasında, Ankara Barosu’na kayıtlı olarak avukatlık yapan, 1993 yılında Ankara hâkim adayı olarak mesleğe başlayan Bülent Yücetürk sırasıyla Sivas Cumhuriyet Savcılığı, Diyarbakır Çermik Hâkimliği, Aksaray Gülağaç Cumhuriyet Savcılığı, Ankara Haymana Cumhuriyet Savcılığı, Afyonkarahisar Cumhuriyet Savcılığı ve Ankara Cumhuriyet Savcılığı görevlerinde bulundu.

Cumhuriyet savcılığı yıllarında özellikle bilişim, uyuşturucu, basın suçları, çocuk suçluluğu, çocuk istismarı konularında çalıştı.

26 Nisan 2018 tarihinde, Cumhuriyet Halk Partisi’nden milletvekili aday adayı olmak için görevinden istifa etti.

Halen Ankara Barosu’na kayıtlı olarak avukatlık yapıyor; çeşitli televizyon kanallarında ve Ocak 2022’den itibaren T24’te, hukuki değerlendirmeler başta olmak üzere, görüşlerini paylaşıyor.

Yazarın Diğer Yazıları

Özel-Erdoğan görüşmesi bağlamında anayasa tartışması

Parlamenter Sistem tartışmasını bugünlerde gündeme getiren husus, CHP ve muhalefetin Anayasa’ya bakış açıları değil, bizzat AKP ve Erdoğan’ın uygulamaya koydukları Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi denen ucube sistemin, uygulandığı kısa dönem içinde ülkeyi ekonomik olarak çöküntüye uğratması, büyük bir yoksul halk yaratması ve ülkeyi yolsuzluk bataklığına saplamış olmasıdır

İmamoğlu ve kelebek etkisi

Tek başına mücadele eden ve iktidarı seçimlerde yenecek İmamoğlu, Türkiye' de bir değişimin fitilini de ateşleyecektir

Oyun Teorisi ve İmamoğlu

31 Mart seçimi, belki de Oyun Teorisi’nin bir kez daha test edildiği bir seçim olacak