Marvel, çizgi roman (comics) dünyasının efsanevi markası olarak büyük bir okuyucu kitlesine sahip. Bu gelenek, fantastik ve bilim kurgu filmlerle de öne çıkarak son 10 yılda Marvel bağımlısı bir seyirci kitlesi de yarattı ki bu kitlenin içinde özellikle gençler dikkati çekiyor. Marvel’ın 1990’larda yaşadığı ekonomik sıkıntı, çizgi romanların film haklarının satışına neden olunca Disney’in sahibi olduğu Marvel Stüdyoları, film üretimine başladı.

Kaptan Marvel karakterinin ipuçları aslında Marvel’ın “Avengers: Infinity War” filminde ortaya çıkmıştı. Bu film diğer yandan çizgi roman uyarlaması filmlerin popülaritesinde de yüksek bir artış sağladı. Film öyküsü, görsel efektleriyle ilgi odağı oldu. Diğer Marvel filmlerinde olduğu gibi “Avengers: Infinity War” filminin jenerik esnasındaki ek sahnelerinin önemi, Marvel sinematik evrenini geliştirici olarak devam edecek yeni filmler hakkında ipucu içermesiydi. İşte bu filmin ek sahnesinde Marvel Evreni’nin bir başka önemli karakteri ifşa oldu: Kaptan Marvel…

Marvel’ın çizgi dünyasında yazar ve editör Stan Lee tarafından tutkulu bir karakter olarak resmedilen Carol Danvers (Brie Larson), NASA için çalışan bir pilot. Hırsı sayesinde genç olmasına karşın binbaşılığa yükselmiştir ve “Kree teknolojisi”yle ilgili bir görevde yer alır. Konunun uzmanı Dr. Wendy Lawson ile göreve giderken uçağı kullanır. Dünyada yaşam kendi halinde devam ederken ve sıradan insanların uzaylılar kavramını bir fantezi olarak algıladığı bir dönemde, uzaydaki tehlikeli bir halk olan Kree’lerin saldırısına uğrayan ikilinin uçağı düşer. Aslında Lawson da bir Kree’dir. Dr. Lawson’un üzerinde çalıştığı ışık hızı motoru Kree’lerin eline geçmesin diye Carol, onun çekirdeğini imha eder ve çekirdeğin gücü onun vücuduna girer ve süreç içinde evrenin en güçlü kadını olur. Kree komutan Yon-Rogg (Jude Law) Carol’u öldürmek yerine gezegenlerine götürerek hafızasını sıfırlayarak Vers adıyla onu asker yapar.

Bu arada uzaydaki pek çok gezegen arasında savaşlar yaşanmaktadır. En güçlülerinden Kree İmparatorluğu’nun başkenti Hala’da, yayılmacı ve istilacı yaklaşımlarla ilgili görevler, yöneticileri Yüce Zekâ aracılığıyla tebliğ edilmektedir. Kree gezegeni yöneticileri, başka bir halk olan Scrull’ları baş düşman ilan etmişlerdir.  Scrull’lar, Mar-Well’in (Dr. Wendy Lawson) dünyada bilim insanı kisvesi altında üzerinde çalıştığı ışık hızı motorunu ele geçirmeye çalışmaktadırlar. Amaçları Kree’leri yok etmek değil, onlardan kaçarak kendilerine yeni bir yurt bulmaktır. Scrull’larla savaşa katılan Vers, komutan Yon-Rogg ve ekibiyle savaşırken vurulan gemiden kurtulup dünyaya gelir. Yıl 1990’lardır ve dünyanın ilk uluslararası gizli istihbarat teşkilatı “S.H.I.E.L.D.” ajanı Nick Fury, Vers’i fark eder.  Bu süreç Vers’in hafıza kaybını tetikler ve geçmişiyle ilgili bazı şeyleri hatırlayarak üstün güçleriyle Scrull’lar ve Kree’lerin arasında tehdit altında kalan dünyayı kurtarır.  

Filmin müzikleri bir Türk besteciden…

Kaptan Marvel’ın (Carol/Vers/Captain Marvel) dünyasına girebilmek ve olayların bağlantılarını anlayabilmek için yeni başlayanlar için bir kılavuza ihtiyaç var. Film özellikle Amerikan sinemasının dijital teknolojinin olanaklarıyla, özel efektler açısından ulaştığı düzeyi de yansıtıyor. Filmin özellikle esprilerle örülmüş dünyası, yer yer oldukça eğlenceli zaman geçirmeyi de vaat ediyor.

Kaptan Marvel, evrenin ilk kadın süper kahramanının filmi…  Filmin bizim açımızdan önemli özelliklerinden biri ise müziklerinin Türk besteci Pınar Toprak tarafından bestelenmesi. İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarı’ndan mezun olduktan sonra Amerika’ya giden Pınar Toprak, müzik alanında dünyanın en iyi okulu kabul edilen Berklee College of Music’te film müziği ve bestecilik üzerine eğitim aldı. Pınar Toprak, Krypton dizisi, Controlled Chaos, Fortnite gibi projelerle kariyerini bina etti ve son olarak Kaptan Marvel filminin müziklerini yaptı.

Yönetmenliğini Anna Boden ve Ryan Fleck’in yaptığı Kaptan Marvel’ın, “8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü”nde, fantezi olsa da evrenin ilk kadın süper kahramanının filmi olarak vizyona girmesi de anlamlı. Carol ve Vers karakterlerini canlandıran ve 2016 Oscar Ödülleri’nde “Room” filmindeki performansıyla En İyi Kadın Oyuncu ödülünü alan Brie Larson, oyunculuğu ve etkileyici fiziğiyle öne çıkıyor. Farklı dünyası olan filmlerin ve  Hollywood’un önemli erkek oyuncusu Jude Law, olgunlaşmış yüz çizgileriyle farklı bir karakterle karşımıza geliyor. Özellikle S.H.I.E.L.D. özel ajanı Nick Fury’yi canlandıran Samuel L. Jackson’ın ise keyifli oyunculuk performansına vurgu yapalım.