06 Temmuz 2019

En tartışmalı Merkez Bankası başkanının ardından...

Çetinkaya’nın görevden alınması büyük bir sürpriz...

Murat Çetinkaya, Merkez Bankası tarihinin belki de en tartışmalı döneminin başkanı oldu. Bu cümleyi “Merkez Bankası’nın en tartışmalı başkanı oldu” şeklinde kurmak da mümkün.

Ama bundan önce, Çetinkaya’nın görevden alınmasının büyük bir sürpriz olduğunu söyleyelim. Şu anda Çetinkaya’nın niçin görevden alındığına dair hiçbir şey bilmiyoruz. Bu belirsizlik insanın aklına doğal olarak, “Acaba iktidarın faiz indirimi baskısına direndiği için mi?” sorusunu getiriyor.

Çünkü birkaç aydır piyasalar, Merkez Bankası’nın ne zaman ve ne kadar faiz indirimi yapacağını tartışıyor. Zira enflasyon yüzde 15.72’ye düştü ama Merkez Bankası’nın politika faizi yüzde 24’te kaldı. Bu koşullarda Türkiye normal bir ülke olsa Merkez Bankası’nın kallavi bir faiz indirimi yapması gerekir.

Fakat Türkiye normal bir dönemden geçmiyor, başta S-400 krizi olmak üzere Türkiye’nin siyasi riskleri ve maliye politikasındaki gevşeme para politikasının hızlı biçimde gevşetilmesine olanak tanımıyor. Ekonomistlerin birçoğu bu görüşte. Ama iktidar bu görüşte olmayabilir. Ve yaprak kımıldamayan piyasaları canlandırabilmek için faizlerin bir an önce ve öyle yarım puan filan değil birkaç puan indirilmesini istiyor olabilir.

Nitekim Erdoğan 23 Haziran seçimi öncesinde faizlerin düşmesi gerektiği yönündeki görüşünü bir kez daha tekrarlamıştı. Hatta yakında bu konuda gerekli adımların atılacağına inandığını da söylemişti. Acaba iktidar ile Çetinkaya, faiz indiriminin zamanı ve büyüklüğü konusunda anlaşamadılar mı? Çetinkaya’nın görevden alınmasına dair tutarlı ve inandırıcı bir açıklama yapılmadıkça piyasalar bu şüpheyi taşıyacaktır...

Çetinkaya’nın Merkez Bankası’nın en tartışmalı başkanı olması konusuna gelince…

Bilindiği gibi Murat Çetinkaya, iktisat bölümü mezunu değildi, Boğaziçi Üniversitesi’nde siyaset ve uluslararası ilişkiler okumuştu. Özgeçmişinde ekonomi alanında yüksek lisans sürdürdüğü yazıyordu ama YÖK veritabanında Çetinkaya tarafından yazılmış bir tez bulunamamıştı…

Öte yandan Çetinkaya’nın döneminde Merkez Bankası’nın itibarı büyük bir erozyona uğradı. Bu durum iktidarın her istediğini yapıyor, algısından kaynaklandı. Hatırlayalım, 2017’nin sonunda ekonominin aşırı ısındığı ortaya çıkmış, piyasalar Merkez Bankası’ndan faiz artırımı beklemeye başlamıştı. Zira aşırı ısınan ekonominin soğutulması, faiz artırımı yoluyla para politikasının sıkılaştırılmasından geçiyordu. Ne ki, Merkez Bankası beklenen faiz artırımına bir türlü gitmedi. Piyasalar, bu isteksizliğin 24 Haziran seçimleriyle ilişkili olduğunu, iktidarın Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde ekonominin yavaşlatılmasını istemediğini düşündü. Beklentiler 24 Haziran sonrasına sarktı. Ama Merkez Bankası 2018 Temmuzunda da faiz artırımına gitmeyince ekonominin bugünkü krize girmesine yol açacak olan ağustos krizi patladı...

Murat Çetinkaya belki de en tartışmalı Merkez Bankası başkanı olarak tarihe geçiyor. Ama görevden alınmasındaki belirsizlik önümüzdeki dönemin de tartışmalı olacağı izlenimini veriyor...

TIKLAYIN: Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya görevden alındı

TIKLAYIN: Çetinkaya'nın görevden alınmasına CHP'den ilk tepki: Bunu yapanlar "Bizim ekonomi yönetimimize güvenin" deme hakkını kaybetmiştir

TIKLAYIN: Ekonomistler Merkez Bankası Başkanı Çetinkaya'nın görevden alınması hakkında ne dedi?

TIKLAYIN: Yeni Merkez Bankası Başkanı'ndan ilk açıklama: İletişim kanallarını üst düzeyde kullanacağım

TIKLAYIN: Eski Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz'dan Çetinkaya'nın görevden alınmasına ilişkin değerlendirme

Yazarın Diğer Yazıları

Helalleşme yazısı

Helalleşelim. Ama ayrılmayalım

Cumhurbaşkanı Erdoğan faiz indirimi konusunda neden ısrarcı? Kafasındaki plan ne?  

Muhtemelen (İki aydır olduğu gibi) kur akışa bırakılacak, faiz indirimleri sürecek, seçim öncesi olası atakları karşı rezerv açığı kapatılmaya çalışılacak, inançla yola devam edilecek.

Anadolu burjuvazisi şimdi ne düşünüyor?

2018’e kadar amasız, fakatsız destekledikleri AKP’nin arkasında dimdik duruyorlar mı hâlâ? Yoksa ekonomideki, dış politikadaki maceracılıktan, beceriksizlikten bezdiler mi?