26 Ocak 2022

Parti içi rekabet mi büyükelçiler kararnamesini geciktirdi?

2021 yılı büyükelçi kararnamesi çıkmadan bitti. Çok uzun yıllardır ilk kez büyükelçiler kararnamesi yayımlanmamış oldu. Rivayet muhtelif. Bazıları kararnamenin gecikmesini, yurt dışı görev bekleyen AK Parti'lilerin çekişmesine bağlıyor

Her sene büyükelçiler kararnamesi yayımlanır; böylece bakanlığın hem iç hem de yurt dışı görevlendirmelerinde gerekli değişiklik aksamadan gerçekleşmiş olur.

2021 kararnamesi malumunuz 2021 yılı bitmiş olmasına karşın çıkmadı. Neden? Rivayet muhtelif.

Koridor dedikodusuna göre, AK Parti içinde kapağı yurt dışına atma yarışı kızıştığı için kararname bir türlü son halini alamıyor. Temel kriter elbet liyakat değil. "Odadan en son kim çıkarsa" kriteri geçerli anladığım. Beştepe'den en son çıkan başkenti kapıyor.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun da bakanlık yani kendi çalışanlarına sahip çıkıp, kararnameyi takip etmediği şikayeti yaygın. Zaten kendine yakın gördüğü isimlerin tayinini bile çıkarttırmakta zorlanıyor. 

Bakan'ın tercihleri bile son dakikada değiştiriliyor

Örnek vereyim.

2020 kararnamesinde kimlerin yer alacağı o yılın 20 Aralık tarihinde Çavuşoğlu'nun tayini çıkanlara açtığı telefonlar akabinde basına düştü. Normalde, telefonla bildirim yapıldıysa Cumhurbaşkanından onay çıkmış demektir. İlgili başkentten agreman istenir, agreman yani kabul yazısı gelince de Cumhurbaşkanının kararnameye imza atmasıyla büyükelçi görevlendirildiği ülkeye gider.

Misal, 2020 Aralık ayında Washington'a yada Paris'e atanacağı ortaya çıkan isimler birkaç ay içinde görev yerlerinde işe koyuldular.

Çavuşoğlu'ndan Berlin'e atanacağı haberini alan Ahmet Başar Şen'in kararnamesi ancak Haziran ayında imzalanabildi de kendisi Ağustos'ta işbaşı yapabildi. Almanya gibi AK Parti'nin oy deposu bir ülkeye kariyer diplomat yerine, siyasi bir atama yapılmasının daha isabetli olacağını söyleyip bu göreve yeşillenen bazı partililerin bu imzayı geciktirdiğinden şüpheleniyorum. 

Sonuçta Şen, Ahmet Demirok'un kaderini paylaşmadı. Berlin'e gidebildi.

Demirok'a ise Bakü'ye gideceği söylenmişti. Geçmişe dönüp baktığınızda 20 Aralık'ta basında çıkan listede Demirok'un karşısında Bakü'yü görürsünüz. Sonra bir de baktık; abra kadabra Demirok yerine AK Parti eski milletvekili Cahit Bağcı atanmış. 

Yine listeye bakarsanız Bakanlığın Gaziantep Temsilcisi Adnan Keçeci'nin karşısında Rabat yazıyor. Duyduğuma göre Rabat'tan agreman da istenmiş. Bu agreman da gelmiş. 2020 Aralık oldu 2021 Aralık; ama halen Keçeci atanmış değil. Bu nasıl iş?

AK Parti Türkiye'sinde bunlar olağan işler!

Çok sayıda büyükelçi evde oturuyor

Şimdilerde yine bir büyükelçiler kararnamesinin eli kulağında olduğu söyleniyor.

Neredeyse iki düzine büyükelçi, belki de daha fazlası evde oturmuş atanmayı bekliyor. Bu mesleğe yıllarını vermişler; en verimli ve en tecrübeli oldukları dönemi evde geçiriyorlar. 

Yeni kararnamede de ciddi sayıda siyasi atamanın yapılması bekleniyor. 

Listedeki başkentler arasında Kopenhag, Talinn, Zagreb, Budapeşte, Tiflis, Pekin, Kuala Lumpur var.

Normal şartlarda kararnamenin en kilit yerlerinden birinin New York daimi temsilciliği olması beklenir. Dışişleri'nin eski müsteşarı, bakanlık da yapmış olan Büyükelçi Feridun Sinirlioğlu'nun yaş haddinden emekli olması beklenirken, görev süresi geçen sene uzatılmıştı. Bu uzatma herhangi bir süre kısıtlaması ile yapılmadı. Ankara'daki yaygın kanı Sinirlioğlu'nun bu görevde kalmayı sürdürüceği yönünde.

Yazarın Diğer Yazıları

Türkiye kazançlı mı; İsrail ne yapıyor, gidişat ne yönde?

Mevcut durumun en büyük kazananı (şimdilik) İsrail. Suriye’deki tüm askerî altyapı tesislerini bombaladı. Ülkedeki tapu dairelerini, her tür evrak bulunduran devlet kurumlarının binalarını bombaladığına dair duyumlar da ayrıca dikkat çekici. Bir kaynağım bu durumu, İsrail’in Suriye’yi “sıfırlaması” olarak yorumladı

Esad gitti diye üzülen yok, başarı öyküsü içinse erken

Kimse Esad düştü diye ağlayacak değil. Ancak mevcut durumdan bir başarı hikâyesi üretmek için de erken. Suriye’nin normalleşmesi için bir fırsat penceresi açıldı. Ancak süreç büyük risklerle dolu

Trump’ın dış politikası: Öyle de yapabiliiir, böyle de yapabiliiiir…

Suriye’de olan gelişmeler de hem Ukrayna savaşı hem Gazze savaşı hem de Trump’ın ikinci dönemiyle doğrudan bağlantılı. İhtimal aktörler, Trump başkanlık koltuğuna oturmadan pozisyon alıyorlar

"
"