10 Mayıs 2023

Oryantalist Batı kafasına Türkiye'den demokrasi dersi

Belki de son 50 yılın en adil olmayan seçim ortamında oy kullanmaya gideceğimizi biz yaşayarak görüyoruz. Onlar ise otomatiğe bağlayıp, nasılsa demokratik seçim olmaz deyip kestirip atma eğilimindeler

Benim yurt içi ve yurt dışında temas içinde olduğum yabancılarla, yakınlarımın temas içinde olduğu yabancılarların çok büyük bir bölümü yakın zamana kadar Türkiye'de iktidar değişimine pek şans tanımıyorlardı.

Recep Tayyip Erdoğan'ın kaybedeceği bir seçime gireceğine inanmayanlar… Türkiye'de gerçekten demokratik seçimler olacak mı diye şüphe duyanlar… Erdoğan kaybetse de kabul etmez ki, iktidarı bırakıp gitmez ki diyenler..

20 yıllık AKP iktidarının son yıllarında büyük bir baskı altında yaşamaya alışmış (Öyle ya, madem tek adam rejiminden rahatsızlık vardı niye daha önceki seçimlerde iktidara kapı gösterilmedi!), nüfusunun ezici çoğunluğunu Müslümanların oluşturduğu Türk toplumunun muhafazakâr-dinci bir rejime karşı demokratik bir refleks gösterebileceğine inananların sayısı azdı.

Yabancı haber merkezlerinde de benzer bir havayı sezmek mümkündü. "Zaten Erdoğan kazanacak diye bakıyorlar. Tersinin de geçeli olabileceğini gösteren veriler var desem de ikna etmekte zorlanıyorum" dedi çok bilinen bir Batılı gazetenin Türkiye temsilcisi. Benzer yorumları başka Batılı meslektaşlardan da duydum.

Bu anlayış nedeniyle Batılıları eleştirmeden önce, yakınlarımızın arasında da benzer hissiyata sahip olanların, misal, "niye oy vermeye gidelim, nasılsa çalacaklar," ya da "Erdoğan hayatta iktidarı bırakmaz" diyenler olduğunu unutmamakta fayda var. Kimi Türklerin özgüven sorununun analizini başkalarına bırakıyorum.

Batılılara gelirsek, Türk demokrasisine dönük önyargılı bakışın ardında oryantalist bir yaklaşım olduğuna kuşku yok. Türkiye'yi hem doğulu hem Müslüman gördüklerinden demokrasiyle bağdaştıramıyorlar. Erdoğan'lı Türkiye bir nevi bu kaanatlerinin kanıtı oldu. Türkiye demokrasiden uzaklaştıkça, Türkiye'nin Avrupa içindeki yerini düşünmek zorunda kalmamaları onlar açısından rahatlatıcı bir konfor alanı oluşturdu.

O nedenle bu konfor alanından çıkmakta zorlanıyorlar. İktidar değişirse, ezberleri bozulacak.

Belki de son 50 yılın en adil olmayan seçim ortamında oy kullanmaya gideceğimizi biz yaşayarak görüyoruz. Onlar ise otomatiğe bağlayıp, nasılsa demokratik seçim olmaz deyip kestirip atma eğilimindeler.

Ancak seçimlerin son virajında bu bakış açısında bir değişim gözlemlemek mümkün. Yurt dışından çok sayıda basın mensubu Türkiye'ye akın akın gelmeye başladı.

Sonuçtan bağımsız olarak, aslında şimdiden Türk toplumu oryantalist kafaya bir demokrasi dersi veriyor.

14 Mayıs'ta iktidar değişimi ise, tek adam rejimlerinin seçimlerle devrilebileceği, çoğunluğu Müslüman bir toplumun da demokratik refleks gösterebileceğini kanıtlaması açısından önemli bir örnek oluşturacak. Ve tabii Macaristan'da Orban'dan Amerika'da Trump'a, liberal demokrasiye tehdit oluşturan dünyadaki tüm liderlere de moral bozucu bir mesaj Türk sandıklarından gitmiş olacak.

Barçın Yinanç kimdir?

Barçın Yinanç, 1968 yılında doğdu, ODTÜ Uluslararası İlişkiler Bölümü'nü bitirdi. 1990'da stajyer olarak başladığı Milliyet Ankara Bürosu'nda 10 yılı aşkın bir süre diplomasi muhabirliği yaptı. Ardından televizyon haberciliğine geçerek önce TV8, sonra CNN Türk Ankara Bürosu'nda çalıştı.

Türkiye-ABD, Türkiye-AB ilişkilerinin yanı sıra Kafkaslar'dan Ortadoğu'ya, geniş bir coğrafyada Türk dış politikasıyla ilgili gelişmeleri takip etti. Çok sayıda yabancı hükümet yetkilisiyle söyleşiler yaptı, BM, NATO ve AB gibi uluslararası kuruluşların zirvelerini, perde arkası gelişmeleri yerinden haberleştirdi.

2004 yılında İstanbul'a yerleşti, CNN Türk ve Referans gazetesinin ardından İngilizce yayımlanan Hürriyet Daily News'da (HDN) çalışmaya başladı. Haber koordinatörü, yorum sayfası editörü olarak çeşitli görevler aldı; 2010'dan başlayarak on yıl boyunca gazetenin pazartesi söyleşilerini gerçekleştirdi. Bu süre boyunca dış politika analizlerini yazmaya devam etti.

Pek çok uluslararası düşünce kuruluşunun toplantılarına konuşmacı, kolaylaştırıcı olarak katılıyor, yabancı yayın organlarının yayınları için yorumlar yapıyor. AtlatmaHaber adlı podcast serisini hazırlayan Yinanç Diplomasi Muhabirleri Derneği, Uluslararası Kayak Kayan Gazeteciler Derneği (Ski Club of International Journalist) ve Dış Politikada Kadınlar platformunun üyesi.

Son yayını; Women, Peace and Security Agenda in Turkey and Women in Diplomacy: How to Integrate the WPS Agenda in Turkish Foreign Policy (Türkiye'de Kadın, Barış ve Güvenlik Ajandası-Diplomaside Kadın: Türk Dış Politikası'na Kadın, Barış ve Güvenlik Ajandası nasıl dahil edilir) başlığını taşıyor.

Aralık 2020'de itibaren T24'te yazan Barçın Yinanç, T24 ekranında da, her hafta Metin Kaan Kurtuluş'la birlikte "Dış Politika ile İçli Dışlı" adlı programı yapıyor.

 

Yazarın Diğer Yazıları

Gazze savaşının gölgesinde Alman liderden üç günlük ziyaret

Gazze savaşında iki ülke birbirine tam zıt noktalarda duruyor. Almanya orantısız derecede İsrail'i, Türkiye de orantısız derecede Hamas'ı destekliyor. İktidar Hamas'ın tutumunu yumuşatması için çaba gösterirken, Berlin'in Netanyahu hükümetine desteğinin ne kadar İsrail halkının yararına olduğu sorgulanabilir

Yeni dönemde CHP'nin dış politikası nasıl şekillenecek?

Seçim sonuçları Türk kamuoyu kadar kadar dünya için de sürpriz oldu. Bu nedenle uluslararası kamuoyu, CHP'ye ayrı bir gözle bakmaya başladı bile. Yani CHP'nin uluslararası ilişkiler ve dış politikaya eskisinden çok daha fazla önem vermesi kaçınılmaz

Seçimler bitti, Bakü'yle İsrail sendromu da bitmeli

Ankara, Ermenistan liderinin AB ve ABD ile yaptığı üçlü toplantıya tepki gösterdi. Bakü'nün dayatmasına teslim olan iktidar, Kafkaslar'da barış için gerekli adımları atamıyor. Azerbaycan'ın korkusuna inisiyatif alamayınca boşluğu başka aktörler dolduruyor