26 Eylül 2023

Erivan'ı Rusya'ya karşı koruyacak olan da Türkiye 

Ankara'nın Erivan ve Bakü'ye doğru mentorluk yapması; Paşinyan'ı Rusya'yı daha fazla karşısına almaması için uyarması gerekir. Bakü'ye ise Paşinyan'ın iktidarını daha fazla riske atacak adımlardan kaçınması telkin edilebilir. Erdoğan- Aliyev'in Nahçıvan'da buluşmasının sembolik önemi var; ancak kimi yabancı yorumcuların beklediği gibi Zengezur koridorunun bir an önce açılması için ültimatom verilmedi. Orta Koridoru riske atmamak için Zengezur konusunda ince ayar diplomasi gerekiyor

Sahada kazanılan zaferleri, diplomatik akılla masada sağlama almak gerekir. 

Bu nedenle Ermenistan'ın ilk Cumhurbaşkanı Levon Ter Petrosyan, Dağlık Karabağ ile onu çevreleyen Azeri bölgeleri Ermenistan güçlerinin kontrolüne geçince, "savaşı değil, muhabereyi kazandık" demiş; Bakü ve Ankara ile anlaşmanın yollarını aramıştı.

Geçenlerde yazdığım yazıda aktardığım gibi, Daşnaklar ve Dağlık Karabağ Ermeni liderliği; diplomatik masada esnek bir tavır almak yerine, zafer sarhoşluğu ile maksimalist tutum aldılar ve sonunda da Ter Petrosyan'ın başını yediler.

Ankara ise, Ter Petrosyan'ı ne yapar da iktidarda tutarız demek yerine, barış için o dönem eldeki en uygun lider olan Ter Petrosyon'ın ayağının kaydırılmasını kös kös seyretti.

Umarım Azerbaycan ve Türkiye yine aynı hataya düşmez; zafer sarhoşluğu ile maksimalist tavırlar içine girip, Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan'ı fazlaca köşeye sıkışıp, iktidardan düşmesine yol açmaz. Zira onun yerine gelecek olanlar, Dağlık Karabağ Ermenilerinin yada Daşnakların temsilcileri olacaktır ve onlar çok daha sert tutum alacaklardır. 

Bakü'nün "Ermenistan'da iktidara kim gelirse gelsin, Dağlık Karabağ'ı aldık ya," demesi, ya da "Erivan sertleşirse, ona da gününü gösteririz," diye düşünmesi sığ görüşlük olur. Zira Paşinyan'ın gidip yerine şahinlerin gelmesi kimi sevindirir? Tabii ki Rusya ve İran'ı. Bunun da İlham Aliyev için çok sevindirici olacağını düşünmüyorum.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev

Ankara'dan Bakü'ye ve Erivan'a doğru mentorluk

İşte bu noktada, Ankara'nın hem Bakü'ye hem de Erivan'a doğru "mentorluk" yapması lazım. 

Her şeyden önce; Rusya'nın tutumunu iyi analiz etmek, bundan sonra atacağı adımları doğru hesaplamak gerekir. Bir kısım sığ analizlerde vurgulandığı gibi Karabağ'daki son gelişmelerin Rusya'nın bölgedeki etkisinin zayıflaması olarak değerlendirilmesi bizi bazı tuzaklara düşürebilir.

Evet; gözümüzde büyüttüğümüz Rusya, Ukrayna'da duvara tosladı. Ancak Kremlin'in bir noktada duvara toslaması, başka noktada hata yapacağı anlamına gelmez. 

"Rusya askeri anlamda dikkat ve enerjisini Ukrayna'ya yönlendirdi, o nedenle Ermenistan'da pasif kaldı" yada "Ukrayna savaşı karşısında Türkiye'nin desteğini kaybetmemek için Bakü lehine Erivan'ı gözden çıkardı" şeklindeki çıkarımlar, fazlaca erken yapılmış, aceleci yorumlar olur.

Bu anlamda, en başta uyarılması gereken Nikol Paşinyan'dır. "Nikol, Rusya'yı bu kadar karşına alma; hele Batı'ya hiç bel bağlama; sonun Gürcistan'ınki gibi olmasın. Saakaşvili de Batı'ya güvendi, sonra kravatını kemirdiği ile kaldı," demek gerekir.

Bildiğim kadarıyla Ankara'da bazı yetkililer Ermenistan yönetiminin Rusya'yı tamamen dışlayarak bölgede rahat hareket edemeyeceği, kalıcı barış için Rusya'nın muhakkak denklemin içinde olması gerektiği görüşündeler. Bu görüşte olmaları Rusya'yı çok sevdiklerinden değil, realist olduklarından. 30 yıldır hareketsiz kalan AB'nin katkısına kimsenin itiraz edeceği yok; ancak Paşinyan'ın Rusya'yı dışlayıp sırtını Batı'ya dayayacağı şeklindeki bir algı, Kremlin'i kızdırır, işini çok zorlaştırır. Zira, Rusya'nın isterse Erivan'da yönetim değiştirme kapasitesini küçümsememek gerekir. 

Paşinyan'ın Batı'nın gazına gelmemesi gerekir

Ankara'dan gelecek mantıklı tavsiye, Paşinyan'a Rusları dışlamadan Batı'yı yakınında tutma yönünde olur. Bir nevi, Ankara Erivan'a dolaylı yoldan mentorluk yaparak Moskova'nın hışmından koruyabilir.

Azerbaycan'a mentorluk çok daha zor olabilir. Kim kime mentorluk yapıyor emin değilim.

Askeri anlamda elbet Türkiye tecrübesiyle Bakü'yü yönlendiriyordur; ancak siyaseten Bakü Ankara'yı ne ölçüde dikkate alıyor emin olamıyorum. Ayrıca Ankara'da Kafkaslar politikasını, Savunma Bakanlığı mı, Dışişleri mi, yoksa Beştepe'nin danışmanları mı yönlendiriyor, onu da tam bilmiyorum.

Ancak sahada kazanılan zaferin masada pekiştirilmesi için, Bakü'nün de itidalli davranması; özellikle Karabağ Ermenilerinin haklarını garanti altına alarak, moral üstünlüğü elinde tutmasının önemli olduğunun söylenmesi gerekir. Bu noktada, sayıları 120 bin olduğu söylenen Dağlık Karabağ'daki Ermenilerin çok büyük çoğunluğunun bölgeyi terk etmesi, Bakü'nün böyle bir göçü teşvik edip, tercih edeceği bir sonuç mudur, iyi düşünmeli. Böyle bir göçün Ermenistan'daki demografik yapıyı değiştirip, şahinlerin elini güçlendirecek bir sonuca götürmesi arzu edilir mi; dün bir araya gelen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'la Aliyev'in bunları konuştuklarını tahmin ediyorum. Erdoğan'ın askeri operasyon sırasında sivillere gösterilen hassasiyete iki kez vurgu yapmış olması belki bu bağlamda değerlendirilebilir.

Nahçıvan mesajı, koridor savaşları

Öte yandan, Erdoğan ile Aliyev'in Nahçıvan'da biraraya gelmelerinin elbet sembolik bir önemi var. Ancak bazı yabancı yorumcuların beklediği gibi, Azerbaycan'ı Nahçıvan'a bağlayacak Zengezur koridorunun açılması için Erivan'a "ültimatom" verilmedi.

Çünkü koridorun açılması için tam da bu zamanlamayla ağır baskı yapmak mı gerekir, bunun da iyi hesaplanması şart. İran sınırından geçen bu koridorun açılması özellikle Tahran yönetimini çok rahatsız ediyor. 

İran'daki Azeri nüfus nedeniyle Ermenistan'ı destekleyen Tahran'ın bel altı vuruşlarıyla ortalığı karıştırma potansiyeli yüksek.

Zengezur için tam bu aşamada baskı zaten zor durumda olan Paşinyan'ın muhaliflerine karşı daha da zayıflamasına yol açabilir. Tekrar olacak ama, ne Ankara'nın ne de Bakü'nün "o da Paşinyan'ın derdi" deme lüksü var.

Orta Koridor; yani Çin'i Avrasya ve Kafkaslar üzerinden Türkiye'yle birlikte Avrupa'ya bağlayacak çoklu hattın hayata geçmesi için Zengezur koridoru önem taşıyor. Benim tahminim, Hindistan - Orta Doğu-Avrupa koridorundan dışlanan Türkiye; bundan sonra Bakü'nün hamlelerini Orta Koridoru riske atmadan yapması gerektiğini düşünüyor. Ermenistan'da şahin bir yönetimin, Kafkaslarda sürekli çatışma riskini canlı tutması, Orta Koridora ilgiyi azaltır.

Barçın Yinanç kimdir?

Barçın Yinanç, 1968 yılında doğdu, ODTÜ Uluslararası İlişkiler Bölümü'nü bitirdi. 1990'da stajyer olarak başladığı Milliyet Ankara Bürosu'nda 10 yılı aşkın bir süre diplomasi muhabirliği yaptı. Ardından televizyon haberciliğine geçerek önce TV8, sonra CNN Türk Ankara Bürosu'nda çalıştı.

Türkiye-ABD, Türkiye-AB ilişkilerinin yanı sıra Kafkaslar'dan Ortadoğu'ya, geniş bir coğrafyada Türk dış politikasıyla ilgili gelişmeleri takip etti. Çok sayıda yabancı hükümet yetkilisiyle söyleşiler yaptı, BM, NATO ve AB gibi uluslararası kuruluşların zirvelerini, perde arkası gelişmeleri yerinden haberleştirdi.

2004 yılında İstanbul'a yerleşti, CNN Türk ve Referans gazetesinin ardından İngilizce yayımlanan Hürriyet Daily News'da (HDN) çalışmaya başladı. Haber koordinatörü, yorum sayfası editörü olarak çeşitli görevler aldı; 2010'dan başlayarak on yıl boyunca gazetenin pazartesi söyleşilerini gerçekleştirdi. Bu süre boyunca dış politika analizlerini yazmaya devam etti.

Pek çok uluslararası düşünce kuruluşunun toplantılarına konuşmacı, kolaylaştırıcı olarak katılıyor, yabancı yayın organlarının yayınları için yorumlar yapıyor. AtlatmaHaber adlı podcast serisini hazırlayan Yinanç Diplomasi Muhabirleri Derneği, Uluslararası Kayak Kayan Gazeteciler Derneği (Ski Club of International Journalist) ve Dış Politikada Kadınlar platformunun üyesi.

Son yayını; Women, Peace and Security Agenda in Turkey and Women in Diplomacy: How to Integrate the WPS Agenda in Turkish Foreign Policy (Türkiye'de Kadın, Barış ve Güvenlik Ajandası-Diplomaside Kadın: Türk Dış Politikası'na Kadın, Barış ve Güvenlik Ajandası nasıl dahil edilir) başlığını taşıyor.

Aralık 2020'den itibaren T24'te yazan Barçın Yinanç, T24 ekranında da, her hafta Metin Kaan Kurtuluş'la birlikte "Dış Politika ile İçli Dışlı" adlı programını yapıyor.

 

Yazarın Diğer Yazıları

Fransa'nın hasmane tutumuna karşın Airbus'tan rekor alım

Türkiye'ye son derece hasmane tutum sergileyen Fransa'dan çok büyük ölçekli bir alım yapılmasının, Türk Hava Yolları'nın Airbus'a geçen sene verdiği rekor siparişin üstüne yeni bir sipariş vermeyi planlıyor olmasının bir Ferdi Tayfur şarkısı kadar ses getirmese de önemli olduğunu görmek lazım

Erdoğan küçük heyetle Paris'e gitmeye isteksiz

Kamuda tasarrufun Cumhurbaşkanlığını kapsayıp kapsamadığını test etmenin bir yolu da önümüzdeki dönem yapılacak dış seyahatlere bakmak olabilir

Vaşington ziyareti neden ertelendi-iptal edildi?

İlk 4 yılında Erdoğan’a pas vermeyen Biden’ın “Söz verdik bir kere. Gelsin fotoğraf verelim, yetsin” şeklinde bir tavır almaktansa, hazır Erdoğan çok sıkışmış ve işbirliğine yatkınken ziyaretten daha içerikli bir sonuç alma yoluna girdiği anlaşılıyor