Ustam’ın hikâyesi 1940’larda başlamış ablasının yanında. Benimki 60’larda Boğazkesen tarafında…  

O, aynı yıllarda ilk atelyesini kurmuş Balıkpazarı karşısında. Ben 90’larda katılmışım “Yıldırım Mayruk Destanı”na… 

Nesiller ve  nesiller geçmiş bu atölyelerden… Devlet başkanları ve başbakan eşlerinden, prenses ve kraliçelerden, medya patroniçelerine… Ünlü yıldızlardan ticaretin ve sanatın zirvelerine…  

10 bin kadın giyinmiş terzihanelerimizde. Her bir kostüm tek ve eşsiz dikilmiş gündüzlü geceli mesailerde…

Anneannenin gelinliği de bizim olmuş, annenin de ve şimdi sırada torunların gelinlikleri ile zirvedeyiz yine… Düşünsenize hangi kadın annesinin alışveriş ettiği yeri benimserdi ki  gençliğinde?!..

Lale Belkıs’tan Çağla Şıkel’e… 

Yetmemiş. Ülkenin en uzun soluklu defileler zincirinin rekoru elimizde. Bugüne kadar tam 76 koleksiyon sunulmuş en göremli şekilde. Yıldırım Mayruk defilesinde yürümeyen manken manken değildir denmiş ve bu olmuş tartışılmaz bir mesele… Lale Belkıs’lardan Başak Gürsoy’lara, Funda Göngörler’den, Sabahat Doğanyılmazlar'a, Sema Şimşekler'den Deniz Pulaşlar'a hatta Demet Şenerle'rden Deniz Akkaya ve Çağla Şıkeller'e…

Yüzlercesine kariyer zirvesi sunmuş podyumlarımız.

Şimdi bir tanesi daha gündemde. 300 saat ile 1200 saat arası el işçiliği ve dünyanın en kaliteli malzemeleri ile gerçekleşen bir moda sunumu haliyle; kendi atelyelerimizde hem de!.. 

Sarılar , yeşiller, pembeler… Uçarı gönüllerin sevdalı renkleri bir kez daha bu coğrafyada esecek. Işıltılar gözleri şenlendirecek. Geleceğe ve demokrasiye umutlarda açacak yine en güzel empirmelerin çiçekleri!..

Yine merdivenler çıkacak Atatürk’e!

Kuartet canlı müzik eşlik edecek yarınlara atılan özgür adımlara. Her kostümde bu coğrafyanın kadını bir kez daha özlenen görünüme bürünecek. Nineden toruna gençlik, güzellik ve zarafet meşalesi elimizde alev alev…

Kimi saray için soyunup kimi para için örtünürken nefret etme bizden yeter ki izle severek!..

Yine, her seferinde olduğu gibi Atatürk’e yücelen merdivenlerde kadınlarımız sadece yurdumuzu değil bir kez daha dünyayı aydınlatacak.

Bu defile ve her defile, ona olan şükran borcumuzun bir belgesi olarak yeniden tarihe yazılacak.