Yanlış duymadınız! Yepyeni bir yarışmamız var. Şişman kadınlar yarışacak. Giyinip kuşanıp jürinin karşısında sıralanacak ve çalakalem eleştirileri göğüsleyecek.

Tabii yarışmanın adını "Şişman Kadın" koymayacaklar. Seyreltip allayıp pullayıp "50 beden şıklık" ya da "Tombul güzeller", belki de "Tombiş dilberler" diyecekler…

Jüri sağlam: AVM pazarlamacısı, takma-kirpikle doğum yapan modacı, pop şarkıcısı ve televizyon yıldızı…

TV'lerin harika çocuğu Caner, işin içinde mi bilmem, ancak iç yapımlar sanırım fikirsizlikten pek bir elzem…

Önce tüm müracaatlar değerlendirilecek. Sonra büyük ödül hayali ya da şöhret bulma sevdası ile katılan yarışmacılara okkalı birer şartname verilecek. Tabii ki okumadan imzalayacaklar. Zaten imzaladıkları sözleşme TV kanalı ile değil bir  başka aracı şirketle olacak.

Yani taşeron birer figuran olduklarını güya kimse anlamayacak.

Sosyal medya hesaplarının şifrelerinden tutun da tüm iletişimleri nasıl ellerinden gidecek. Kim bilir kaç yıl başka bir kanalda boy da gösteremeyecekler.

Haa, haksızlığa isyan mı? Gelsin binlerce liralık tazminat ve de mahkemeler!..

Hatırlar mısınız bilmem? "Yemekteyiz" denen program ilk başladığında masrafla  mobilya alan ve sonunda boşanan insanlar bile vardı evvelden…

Bakalım bu kez hangi skandallar reyting denen canavarı besleyecek gizliden gizliden!..

Hepsi iyi hoş da "Kardeşim" sen ne zaman kumaş, model, biçki, dikiş uzmanı oldun. Desen, işleme, saraciye, aksesuar, şapka teknikleri ile yoğruldun?

Makyöz müsün yoksa kuaför mü?

Diyetisyen misin yoksa son ütücü mü? 

Kime göre neye göre belirleyeceksin? Hangi liyakat ve uzmanlık ile ekranlardan halka sesleneceksin?

İsterseniz size ufak bir ipucu vereyim. Büyük desenler bildiğinizin aksine iri insanları daha ince gösterirler. Çok kalın enine çizgiler de…

Kafanız kalın olmasın, beyniniz sıskadan hallice. İnsanları sirk maymununa çevirmekten vazgeçin, veballeri kalacaktır hep ensenizde.