Hatırlarsınız 2016’yı 2017’ye bağlayan geceyi ve REİNA saldırısını… Ve ardından uluslararası hukuku hiçe sayan yasadışı bir organize operasyon ile Kuzey Kıbrıs’tan Ankara’nın emiri ile Türkiye’ye getirtilip, gözaltısı bile olmayan bir suçlama ile polisler eşliğinde linç edilip, tutuklanıp, Silivri’de bir hücreye atılıp, 56 gün sonra tahliye edilip, o suçtan beraat edişimi…

Gökçer Tahincioğlu’nun da makalesinde belirttiği gibi. Hemen bir başka dosyadan bir başka suç yapıştırılıp güya 6 ay 20 gün ceza verilişini…

2 yıldan fazla oldu ve iddianame ancak hazırlandı. Dünyanın gözü önünde, Türk Hava Yolları, TGS, Emniyet’in Havalimanı polisleri, TAV Terminali, hatta Anadolu Ajansı ve bazı medya maymunlarının tetikçiliği ile gerçekleşti olay…

Devlet Hava Meydanları sorumluluğumuz yok dedi. İstanbul Valisi Vasip Şahin, sorumlu polisler için soruşturma izni vermedi. İlk ifademi Segbis ile alan savcıdan sonra 4 savcı daha değişti ve nihayet Bakırköy 28. Asliye Ceza, kamu davasının dosyasını kabul etti.

13 saldırgan tespit edildi, ifadeleri alındı, teşhisleri yapıldı. O arada 24 yaşında olan birinin, Beylikdüzü’ndeki evinde dövülerek ölü bulunduğunu söylediler.

“Yerli ve milli” duygularla, aynı zamanda NATO askeri lojistik üssü olan 12 Y apronunda oldu tüm bu olaylar.

KKTC’de İçişleri Bakanlığı hukuksuzluğu kabul etti ve şimdi sorumlular hakkında dava dosyalandı. KKTC Anayasası’nın değiştirilmesi dahi teklif edilemeyen 3. maddesi açıkça ihlal edilmiş, yasa çiğnenmişti. Yani İngilizlerin 100 yıl önce bıraktığı emsal hukuku, bugünkü Türkiye Cumhuriyeti hukukundan 50 yıl ilerideydi ve çok daha adil ve hızlıydı.

 Dişlerim kırıldı, düşlerim kırılmadı!

Ayrıca bir yandan tekme tokat linç ederken bir yandan da kopan saatimi alıp cebine koyan yağmacılar da görüntülerdeydi.

Dişlerim kırılmış ama düşlerim kırılmamıştı. İdrarımdan günlerce kan gelmiş ama içimi kin basmamıştı. 

Üstüm başım parçalanmıştı. Gece karanlığında o travmanın içinde polisler bir de tehditle bana kağıt imzalamatmaya çalışmışlardı. Onun da tazminat davası TAV ve TGS ye açıldı. O da Çağlayan da görülecek; TGS'nin ‘’Barbaros Şansal evrensel hukuk ilkeleri kurallarına göre kendi sebep olmuştur’’ savunmasına rağmen…

Gördünüz mü? Davası olacak.

Sonuç ne çıkar, kimlere uzar tabii ki bir garantisi yok ancak kayıtlara geçecek. AİHM’ye dek uzayacak. Kim bilir ‘’Ben havalimanında emir vereni gelir mahkemeye ifşa ederim ama ne kadar para vereceksin’’ diyen yerli ve milli görevli de olayda tespit edilip ceza alacak!..

Dedim ya davası olmaz demeyin bal gibi olacak. Ve ak ile kara gün gibi ortaya çıkacak.  

Ha, yırtanlar mı? Onların hepsini biliyoruz işte bir gün asıl onların davası olmayacak.  Eminim ki düğmeye basan ve Kazım’ın 20 yıldır eve uğramadığı kumar masasında dolar dalgalandıran karısı da nasibini alacak.