01 Ocak 2023

Merhaba demokrasi, yaşasın cumhuriyet!

2024 yılbaşı yazısı

Çıktık açık alınla 100 yılda her savaştan
Erdi Cumhuriyetimiz 100. şeref yaşına 

Onuncu ve ellinci yıl marşlarını bugüne uyarlamak kolay.

Yüzüncü yıl için yeni dizeler eklemek ise pek kolay olmadı.

(Bir yıl önce yazılan bu yazıyı bugüne uyarlamak ise çok kolay oldu; özünde değişiklik gerekmedi, maalesef. Uzun yıllardır olduğu gibi, yine bir sonraki yılbaşı yazılması umulan yeni yıl yazısını bir yıl önceden düşünmek jimnastiğine mahzun geri dönüş).

Evet şimdi 2023 yılını geri bıraktık, 2024 yılı başındayız; umut doluyuz.

Distopyalarımız ile yaşamayı öğrenirken, ütopyalarımızın hazzına tekrardan kavuştuk. Başımızı serin tutalım. 

Bundan bir yıl önce bugünlerde miladi olarak 2023, uygarlık yılı olarak aşağı yukarı 12023 başlıyordu; son buzul çağını ve Göbeklitepe'yi dikkate alırsak. Doğal olarak takvimlerin simgesel yıl döngüsünden fazlası başlıyordu. Pandemi sonrası yaşama mutlak geçiş umuluyordu. Dünya ekonomisinde, uluslararası siyasette, teknolojide, iş yaşamında ve günlük zamanlarda tarihin akışı hızlanıyor, dönemeçler keskinleşiyordu.

Bu tarihsel perspektifte 2022'den 2024 ötesine uzanan en önemli olay, yıllar sonra geriye dönüp bakıldığında, muhtemelen Webb teleskopu olacaktı; belki bir de nükleer füzyon. Daha önce 1968 yılında Apollo 8 astronotlarının çektiği Ay yüzeyinden bakınca ufukta "Dünya doğuşu" fotoğrafı çağdaş çevreci bilincin simgesel başlangıcı olmuştu.

Daha sonra 1990'da Voyager uydusunun, astrofizikçi Carl Sagan'ın önerisiyle, Güneş sisteminden çıkmadan önce kaydettiği "mavi soluk nokta" görüntüsü de narin gezegenimizde sürdürülebilir kalkınma politikalarını tetiklemişti.

"mavi soluk nokta"

Webb teleskobu trilyonlarca galaksi ve gezegenin görüntü ayarını netleştirerek insanlara başka bir varoluş öyküsü anlatmış olmalıydı. Savaşların, sömürünün, doğa ile çatışan ihtirasların anlamsızlık öyküsünü. Yeni enerji teknolojileri ve yapay zekâ devrimleri ile ilerleyen bir öykü.

Küresel risk yönetimi 

Son zamanlar insanlık için de tarihsel önemde sınav yıllarıydı. İklim ısınıyor, hava kirleniyor, ormanlar yanıyor, su azalıyor. Doğal kaynaklar kötü yönetiliyor. Kötü kentleşme, kötü sanayi, kötü tarım, kötü enerji, kötü tüketim… Dördüncü sanayi devrimi ötesinde, doğa ve insan odaklı toplumsal gelişme arayışındayız. Küreselleşmenin yeni bir sürümü devrede. Hareketlilik şelalesi çağındayız: insanlar, mallar, hizmetler, para, bilgi… Ve bulaşıcılığı artan küresel virüsler. Sadece biyolojik değil, finansal virüsler, dijital virüsler. Demokrasilerimizi tehdit eden dezenformasyon virüsleri. Terörist ve dogmatik virüsler. Ve en risklisi: karbon dioksit virüsü.

Dünya işleri açısından en az üç önemli değişim ekseni var son yıllarda:

  1. Alan ve zaman algısı: fiziksel ve sanal alanların kısmi bütünleşmesi. "Metavers coğrafyası" gelişirken, ekonominin, sosyal yaşamın, etik kaygıların ve hukuksal düzenlemelerin dijital dünyaya uyum dinamikleri sarmalı. 
  1. Küresel dengeler atlasının ana başlıkları: enerji, finans, teknoloji, iklim, insan, güvenlik, sağlık ve kültür. Her başlıkta, her ülkenin artıları ve eksileri; olumlu ve olumsuz eğilimleri var. ABD halen önde fakat yegâne süper güç değil.
  1. Uluslararası ilişkiler ve iç siyaset. Demokrasilerde ve hatta diğer rejimler için de kaçınılmaz olarak vatandaş odaklı dış politika çağı. Ekonomi, yeşil dönüşüm, dijital teknolojiler ve sosyal ilerleme alanları bütünsellik içinde.

Ülkeler arası rekabet bu eksenlerde şekilleniyor. Uluslararası ekonomi küreselleşme ve korumacılık yumağına döndü. Mikroçip üretim zincirleri, 5G, biyotek ve nükleer füzyon gibi çok önemli analiz etkenleri. Küresel değer ağlarındaki istikrarsızlık, kaymalar ve yeni fırsatlar ticaret ile sınırlı değil; enerji, hizmetler, yetenekler, teknoloji, yatırımlar, lojistik, sağlık, turizm, tarım, büyük veri… Rekabet yalnızca gezegen sathında değil. Uydular, uzay istasyonları, Ay ve Mars programları ile uluslararası ilişkiler jeo-stratejik kalıplarını kırdı, atmosferi aştı: uzay son sınır.

Bu ilginç zamanlarda, ABD en önemli güç kaynağı olan demokrasisini korumaya çabalıyor. Rusya ise Ukrayna savaşında ekonomik ve siyasal olarak daha da küçüldü. Şimdi 2024 yılında Ukrayna halkı yaşamlarını yeniden inşaya çalışırken, Rusya halkı demokrasi için mücadeleye başlıyor. Washington-Pekin hattında ise ilişkiler karşılıklı husumet ve bağımlılıkların paradoksunda, iki taraf için de hassas. ABD ve Çin rekabetinin odağında kuantum bilgisayarı mega-devrimi, yeşil enerji teknolojileri, hipersonik ve siber silahlar ve de farklı iki toplumsal yaşam vizyonu öne çıkıyor. Tabii ABD yalnız değil. Tüm vahim politika hatalarına rağmen simgesel anlamı ile Batı dünyası pandemi sonrası dönemde güçlendi. Kuzey Amerika, Avrupa, Japonya, G. Kore, Avustralya ve Yeni Zelanda'dan Latin Amerika ve Güney Doğu Asya'ya doğru genişleyen ülkeler grubu söz konusu.. Bu "geniş Batı" asgari müştereklerde tanımlanıyor: demokrasi, hukuk devleti, piyasa ekonomisi, bağımsız düzenleyici kurumlar, vatandaş-devlet ilişkisi, teknoloji-özel yaşam dengesi ve sosyal kalkınma ülküleri. Denklemde ayrıca artık dünyanın ek kalabalık ülkesi ve derin sorunlara rağmen bir demokrasi olan Hindistan da var. Farklı bir zeminde, G20 hâlâ küresel karar grubu olmaya en yakın siyasi oluşum.

2023 yılı sonunda Türkiye nerede?

Geri döndü. Dünya sahnesinde yıldızı tekrardan parlıyor. İnsan uygarlığının daha iyi bir toplum olma mücadelesine Türkiye artık daha iyi katkıda bulunuyor; değer yaratıyor. Türkiye'nin son yılları çetin geçmişti: hukuk devleti, insan hakları ve kurumlarda erozyon, terör, darbe girişimi, olağanüstü hal, mülteci dalgaları, sert seçim dönemleri, dış politika girdapları, pandemi, derin ekonomik kriz, Ukrayna'nın işgali ve enerji çalkantıları… Tam da Cumhuriyet'in ikinci yüzyılına girerken, 2023 meclis ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinde devlet ve partiler saydam, tarafsız ve güvenilir bir süreci başarı ile yönetti; halkın demokratik çoğulculuğu sonuçlara yansıdı; iyi oldu. Demokratik meşruiyet tamam.

Türkiye'de 2023'ün ilerleme alanları yakın geleceğini de aydınlatıyor. İşte bazıları:

Anayasa. Etkin işleyen bir parlamenter demokrasi tesis edildi. Mutlak özgürlükçü, eşitlikçi ve çevreci bir Anayasa yürürlükte. Bu çerçevede tüm dünyaya örnek olan yaratıcı bir yargı reformu süratle başarıldı. Güvenlik kurumları ve politikaları da güçlendi bu sayede. Güvenlik ve özgürlüklerin çelişen değil, birbirini güçlendiren alanlar olduğu anlaşıldı nihayet. Son seçimler sonrasında Cumhurbaşkanı ve TBMM'nin siyasal olgunluk, basiret ve bilgelik içinde hareketi çok önemliydi. Sivil toplumun her kesimi ile etkileşim içinde, geniş ulusal uzlaşmaya dayalı bir anayasal reform süreci bu sayede hızla başladı. Ülkenin ufku açıldı.

Liyakat. Ekonomiden, hukuka, dış politikadan bilime her alanda değerli bilgi, deneyim, yaratıcılık ve emek sahibi kadrolar görevde. Meclis, hükümet, belediyeler, kamu kurumları ve siyasal partilerde vasatlık furyası bitti. Her alanda yönetim takımları gençler, yaşı ileriler, kadınlar, erkekler ve tüm diğer eşitlik ve çeşitlilik etkenlerinin bileşimiyle oluşuyor. Liderlik 21. yüzyıla uygun katılımcı bir anlayışla şekilleniyor. Dar kadrocu, yakınındaki nitelikli insanlardan tırsan, hemşerici, tarikatçı, politbürocu, arkadaşçı, camiacı, kayırmacı zihniyetler kaybediyor; ülke kazanıyor. 

Eğitim. Kapsamlı bir reform başladı. Hedefler berrak. Türkçe iletişim yeteneği ve matematik zekâsı gelişmiş, genel kültüre meraklı, sosyal eşitlik, doğa, teknoloji ve yaratıcılık duyarlıklı, finansal ve dijital okuryazarlığı ileri, İngilizceye anaokulundan başlamış öğrenciler. Özgüvenli bir gençlik. Ekonomik ve toplumsal yaşamda saygınlık anahtarına dönüşmüş bir mesleki eğitim sistemi. Bilgiye ulaşmak, sorgulamak, kullanmak ve geliştirmek merkezli bir eğitim anlayışı. Bilimsel özgürlük rüzgarıyla uluslararası rekabet gücü yükselen üniversiteler. Maddi ve manevi koşullarıyla yüceltilmiş bir eğitimcilik mesleği.

Diğer yapısal reformlar: iş piyasası, mali piyasalar, ekonomik yönetişim kurumları, tarım, enerji… Ayrıca kamu ihaleleri… Sonuçları zamanla alınacak da olsa, süreçlerin başlaması bizzat olumlu etkiler yayıyor. Bu ortamda "startup" ekosistemi serpilmeye devam ediyor. Fintek, yeşil dönüşüm, akıllı kentler, tarım gibi alanlara açılan geniş yelpazede dünya yıldızları çoğalıyor. Eşzamanlı olarak Türk şirketleri çevresel, sosyal ve kurumsal yönetişim ("ESG") ile değerlerinin parladığı bir döneme girdiler. Siyaset bunun için uygun zemini sağlıyor.

Dış ilişkiler. Avrupa Birliği değişiyor. Farklılaştırılmış entegrasyon düzeni, yani esnek üyelik eksenleri oluşuyor. 2022 yılında ilk adımlarını atan Avrupa Siyasal Topluluğu önemli. Türkiye dahil AB üyesi olsun veya olmasın tüm kıta ülkelerini kapsıyor. Türkiye bu yakın gelecekte iyi konumlanmak üzere AB ile gümrük birliğini çağa ve uluslararası rekabete uygun olarak yeniledi. Tüm üretim sektörlerinde, dijital alanda, yeşil dönüşümde, sosyal haklarda, yani genel olarak Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları çerçevesinde Avrupa ekonomik alanına dahil oldu. Bu sayede dünyanın diğer ülkeleri için de çekim gücü arttı. Simetrik olarak, dünyaya açıldıkça Avrupa'da etkisi derinleşti. Türkiye "Avrupa'nın Avrasya açılım merkezi" konumunu yeniden kazanıyor. Katma değeri yüksek ihracat, istihdam ve teknoloji yaratan yatırımlar, nitelikli turizm ve kültürel cazibe yükselişte. Rusya ile ilişkiler "normal". Orta Doğu'da etkili ama Orta Doğulu değil. Türkiye Cumhuriyeti yüzüncü şeref yaşında dünyaya açık, özgüvenli ve saygın bir ülke

Ve ekonomi. Doğal olarak tüm bu ilerlemeler sayesinde ülke sağlıklı bir büyüme ivmesini yakalamak üzere. Seçimler sonrasında anayasal reformun başlaması ve ekonomik yönetimin bilimsel ve kurumsal temellere kavuşması ile Türkiye ilk aşamada dünyadan aldığı finansal ve siyasal krediyi iyi kullandı. Zaten hukuk, liyakat, akıllı dış politika ve AB süreci ülkenin dünyada tavan yapmış olan kredi risk primini hızla düşürmüştü. Enflasyon ve döviz kurları da aşamalı olarak istikrara kavuştu. Güven tesis edildi. Küresel değişime uyum sağlamak açısından, ekonomik istikrar temel etkendir. 

Şimdi hedef gelir dağılımı eşitsizliği için, ülkenin bekası için, diğer ülkelere de örnek olacak bir genel sistem reformu; çünkü 21. yüzyılda ekonomik ve sosyal eşitsizliklerle savaş bir uygarlık meselesidir. Göç hareketleri artacak. Demokrasiler sarsılacak. Küresel virüsler bulaşıcı. İnsanlığın teknolojisi, deneyimi ve bilgeliği de artacak. Tabii söz konusu olan "Dünyayı kurtarmak" değil. Gezegenimizin buna ihtiyacı yok. Güneş ve Jüpiter var olduğu sürece Dünya güvenlik içinde. Doğa kurur, donar, batar ama toparlar; son 4,5 milyar yılda sık sık olduğu gibi. Eşitsizlikler ve iklim değişikliği gezegeni değil, sadece 12 bin küsur yıllık insan uygarlığını tehdit ediyor. İşte bu açıdan da, 2023 yılının gelişmeleri sayesinde, Türkiye artık daha iyi bir Dünya için mücadelenin önemli bir aktörü.

2023'ü böyle geride bırakırken, 100. yıl marşımızın sedası gök kubbede bâki:

Yaşasın Türkiye Cumhuriyeti
Yaşasın demokrasi
Merhaba Dünya

Yazarın Diğer Yazıları

Başkanlık, başkancılık, başkansızlık...

Mesele “başkanlık” veya “başkansızlık” değil, iyi bir anayasal düzen. Toplumun çoğulcu dokusu ve  kaynaklarını kalkınma enerjisine dönüştürebilen akıllı bir anayasal düzen. Aksi yönde gelişen “başkancılık” ise, bir milletin yeteneklerine, basiretine ve onuruna hakarettir. 

Geleceğin harabeleri ve hayalleri

Bu da geçer ya hû. Önemli olan tarihin akışını görebilmek, zamanı hissedebilmek. "Boşlukta bir noktayız, uzayın ve zamanın sonsuzluğunda trilyonlarca galaksi var." Bu doğru. Diğer taraftan, bu gerçek bizi şimdiki zaman ve mekânda etkisiz bir yaşam türüne dönüştürmemeli

Burjuvazi, ekonomi ve demokrasi

Sanayi devrimleri burjuvazinin toplumsal rolünü hep yukarıya çekti. Fakat artık mevcut kapitalist sistem kendi yarattığı demokrasiyi ve uygarlığın gezegen doğası ile uyumlu yaşamını tehdit eder hâle geldi