01 Ocak 2022

Elveda 2023, Yaşasın Cumhuriyet! | 2024 yılbaşı yazısı

Coşkun hareketlilik çağındayız: insanlar, mallar, hizmetler, para, bilgi… Ve bulaşıcılığı artan küresel virüsler. Sadece biyolojik değil, finansal virüsler, dijital virüsler, demokrasilerimizi tehdit eden dezenformasyon virüsleri, terörist ve dogmatik virüsler ve en önemlisi karbondioksit virüsü

Çıktık açık alınla 100 yılda her savaştan
Erdi Cumhuriyetimiz 100. şeref yaşına

Onuncu ve ellinci yıl marşlarını bugüne uyarlamak kolay. Yüzüncü yıl için yeni mısralar eklemek ise pek kolay olmadı. 

Şimdi 2023 yılını geri bıraktık, 2024 yılı başındayız; umut doluyuz.

Özellikle son birkaç yıl ülkemiz için çetin bir dönem oldu: hukuk devleti, insan hakları ve kurumlarda erozyon terör, darbe girişimi, olağanüstü hâl, mülteci dalgaları, sert seçim dönemleri, dış politika girdapları, pandemi, ekonomik kriz… Son seçimlerde ise, devletin kurumsal yapısı tarafsız ve güvenilir bir süreci başardı; halkın demokratik çoğulculuğu sonuçlara yansıdı. 

Desen: Selçuk Demirel

İnsanlık için de tarihsel önemde sınav yıllarıydı. Tabii dünya 2020'lerdeki fırtınalardan henüz çıkamadı. Dördüncü sanayi devrimi ötesinde, doğa ve insan odaklı toplumsal gelişme arayışındayız. Küreselleşmenin yeni bir sürümü devrede. Coşkun hareketlilik çağındayız: insanlar, mallar, hizmetler, para, bilgi… Ve bulaşıcılığı artan küresel virüsler. Sadece biyolojik değil, finansal virüsler, dijital virüsler, demokrasilerimizi tehdit eden dezenformasyon virüsleri, terörist ve dogmatik virüsler ve en önemlisi karbondioksit virüsü. 

Dünya işleri açısından en az üç önemli değişim ekseni var:

  1. Alan ve zaman algısı: Fiziksel ve sanal sistemlerin kısmi bütünleşmesi. Bu "metavers coğrafyası" gelişirken, ekonomik ve sosyal yaşamın dijital dünyaya uyum ve tepki dinamikleri de pekişiyor. 
  1. Küresel dengeler atlasının ana başlıkları: Finans, teknoloji, iklim, insan, güvenlik, sağlık ve kültür. Her başlıkta, her ülkenin artıları ve eksileri; olumlu ve olumsuz eğilimleri var. ABD genelde önde fakat yegâne süper güç değil.
  1. Uluslararası ilişkiler ve iç siyaset. Demokrasilerde ve hatta diğer rejimler için de kaçınılmaz olarak vatandaş odaklı dış politika çağındayız. Ekonomi, yeşil dönüşüm, dijital teknolojiler ve sosyal ilerleme alanlarının bütünsellik içinde.

Bu eksenlerde şekillendi son yıllarda ülkeler arası rekabet. Küreselleşme ve korumacılık yumağına döndü uluslararası ekonomi. Küresel değer ağlarındaki istikrarsızlık, kaymalar ve yeni fırsatlar ticaret ile sınırlı değil; hizmetler, yetenekler, teknoloji, yatırımlar, lojistik, sağlık, turizm, tarım, büyük veri… Ayrıca rekabet yalnızca gezegen sathında değil. Uydular, uzay istasyonları, Ay ve Mars programları ile uluslararası ilişkiler jeo-stratejik kalıplarını kırdı, atmosferi aştı: Uzay son sınır. 

Bu ilginç zamanlarda, ABD en önemli güç kaynağı olan demokrasisini korumaya çabalıyor. Washington-Pekin hattında ise ilişkiler karşılıklı husumet ve bağımlılıkların paradoksunda, iki taraf için de hassas. ABD ve Çin rekabetinin odağında kuantum bilgisayarı mega-devrimi, yeşil enerji teknolojileri, hipersonik ve siber silahlar ve de farklı iki toplumsal yaşam vizyonu öne çıkıyor. Tabii ABD yalnız değil. Tüm vahim politika hatalarına rağmen simgesel anlamı ile Batı dünyası pandemi sonrası dönemde güçlendi. Kuzey Amerika, Avrupa, Japonya, G. Kore, Avustralya ve Yeni Zelanda'dan Latin Amerika ve Güney Doğu Asya'ya doğru genişleyen, Hindistan'a açılan bir ülkeler grubu söz konusu. Bu"geniş Batı" asgari müştereklerde tanımlanıyor: demokrasi, hukuk devleti, piyasa ekonomisi, bağımsız düzenleyici kurumlar, vatandaş-devlet ilişkisi, teknoloji-özel yaşam dengesi ve sosyal kalkınma ülküleri. Diğer taraftan, G20 hala küresel karar grubu olmaya en yakın siyasi oluşum. 

Türkiye nerede 2023 yılı sonunda?

Geri döndü. Dünya sahnesinde yıldızı tekrardan parlıyor. İnsanlık uygarlığının daha iyi bir toplum olma mücadelesine Türkiye artık daha çok katkıda bulunuyor; değer yaratıyor. Son yılların ilerleme alanları yakın geleceği de aydınlatıyor. İşte bazıları: 

  • Anayasa. Etkin işleyen bir parlamenter demokrasi tesis edildi. Mutlak özgürlükçü, eşitlikçi ve çevreci bir Anayasa yürürlükte. Bu çerçevede tüm dünyaya örnek olan yaratıcı bir yargı reformu başarıldı. Güvenlik kurumları ve politikaları da güçlendi bu sayede. Güvenlik ve özgürlüklerin çelişen değil, birbirini güçlendiren alanlar olduğu anlaşıldı nihayet. Son seçimler sonrasında Cumhurbaşkanı ve TBMM'nin siyasal olgunluk, basiret ve bilgelik içinde hareketi çok önemliydi. Sivil toplumun her kesimi ile etkileşim içinde, geniş ulusal uzlaşmaya dayalı bir anayasal reform süreci bu sayede hızla tamamlandı. Ülkenin ufku açıldı. 
  • Liyakat. Ekonomiden, hukuka, dış politikadan bilime her alanda değerli bilgi, deneyim ve emek sahibi kadrolar görevde. Meclis, hükümet, belediyeler, kamu kurumları ve siyasal partilerde vasatlık furyası bitti. Her alanda yönetim takımları gençler, yaşı ileriler, kadınlar, erkekler ve tüm diğer çeşitlilik etkenlerinin bileşimiyle oluşuyor. Liderlik 21. yüzyıla uygun katılımcı bir anlayışla şekilleniyor. Dar kadrocu, yakınında nitelikli insanlardan tırsan ve kayırmacı zihniyet kaybediyor; ülke kazanıyor.
  • Eğitim. Kapsamlı bir reform başladı. Hedefler berrak. Türkçe iletişim yeteneği ve matematik zekâsı gelişmiş, genel kültüre meraklı, sosyal eşitlik, doğa, teknoloji ve yaratıcılık duyarlıklı, İngilizceyi anaokulundan itibaren ileri düzeyde öğrenmiş öğrenciler. Ekonomik ve toplumsal yaşamda saygınlık anahtarına dönüşmüş bir mesleki eğitim sistemi. Bilgiye ulaşmak, sorgulamak, kullanmak ve geliştirmek merkezli bir eğitim anlayışı. Bilimsel özgürlük rüzgarıyla uluslararası rekabet gücü yükselen üniversiteler. Maddi ve manevi koşullarıyla yüceltilmiş bir eğitimcilik mesleği. 
  • Diğer yapısal reformlar: iş piyasası, mali piyasalar, ekonomik yönetişim kurumları, tarım, enerji… Sonuçları zamanla alınacak da olsa, süreçlerin başlaması bizzat olumlu etikler yayıyor. Bu ortamda "startup" ekosistemi serpilmeye devam etti. Fintek, yeşil dönüşüm, akıllı kentler, tarım gibi alanlara açılan geniş yelpazede dünya yıldızları çoğalıyor. Eşzamanlı olarak Türk şirketleri çevresel, sosyal ve kurumsal yönetişim ("ESG") ile değerlerinin parladığı bir döneme girdiler. Siyaset bunun için uygun zemini sağlıyor. 
  • Dış ilişkiler. Avrupa Birliği değişiyor. Farklılaştırılmış entegrasyon düzeni, yani esnek üyelik eksenleri oluşuyor. Türkiye bu yakın gelecekte iyi konumlanmak üzere AB ile gümrük birliğini çağa ve uluslararası rekabete uygun olarak yeniledi. Tüm üretim sektörlerinde, dijital alanda, yeşil dönüşümde, sosyal haklarda, yani genel olarak Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları çerçevesinde Türkiye Avrupa ekonomik alanına dahil oldu. Bu sayede dünyanın diğer ülkeleri için de çekim gücü arttı. Simetrik olarak, dünyaya açıldıkça Avrupa'da etkisi derinleşti. Türkiye "Avrupa'nın Avrasya açılım merkezi" konumunu yeniden kazanıyor. Katma değeri yüksek ihracat, istihdam ve teknoloji yaratan yatırımlar, nitelikli turizm ve kültürel cazibe yükselişte. Rusya ile ilişkiler "normal". Orta Doğu'da etkili ama Orta Doğulu değil. Türkiye Cumhuriyeti yüzüncü şeref yaşında dünyaya açık, özgüvenli ve saygın bir ülke. 
  • Ve ekonomi. Doğal olarak tüm bu ilerlemeler sayesinde ülke sağlıklı bir büyüme ivmesini yakalamak üzere. Seçimler sonrasında anayasal reformun başlaması ve ekonomik yönetimin bilimsel ve kurumsal temellere kavuşması ile Türkiye ilk aşamada dünyadan aldığı finansal ve siyasal krediyi iyi kullandı. Zaten hukuk, liyakat, akıllı dış politika ve AB süreci ülkenin dünyada tavan yapmış olan kredi risk primini hızla düşürmüştü. Enflasyon ve döviz kurları da aşamalı olarak istikrara kavuştu. Güven tesis edildi. Küresel değişime uyum sağlamak açısından, ekonomik istikrar temel etkendir.

Şimdi hedef gelir dağılımı eşitsizliği için, ülkenin bekası için, diğer ülkelere de örnek olacak bir genel sistem reformu; çünkü 21. yüzyılda ekonomik ve sosyal eşitsizliklerle savaş bir uygarlık meselesi. Göç hareketleri artacak. Demokrasiler sarsılacak. Küresel virüsler bulaşıcı. İnsanlığın teknolojisi, deneyimi ve bilgeliği de artacak. Tabii Dünyayı kurtarmıyoruz. Güneş ve Jüpiter var olduğu sürece gezegen güvende. Doğa kurur, donar, batar ama toparlar; son 4,5 milyar yılda sık sık olduğu gibi. Eşitsizlikler ve iklim değişikliği gezegeni değil, sadece on bin küsur yıllık insanlık uygarlığını tehdit ediyor. Türkiye artık daha iyi bir Dünya için mücadelenin önemli bir aktörü. Bu konuda etkili bir deneyim ve eylem ülkesi. 

2023'ü böyle geride bırakırken, 100. yıl marşımızın sedası kubbede bakî:

Yaşasın Türkiye Cumhuriyeti
Yaşasın demokrasi
Merhaba Dünya 

Yazarın Diğer Yazıları

Başkanlık, başkancılık, başkansızlık...

Mesele “başkanlık” veya “başkansızlık” değil, iyi bir anayasal düzen. Toplumun çoğulcu dokusu ve  kaynaklarını kalkınma enerjisine dönüştürebilen akıllı bir anayasal düzen. Aksi yönde gelişen “başkancılık” ise, bir milletin yeteneklerine, basiretine ve onuruna hakarettir. 

Geleceğin harabeleri ve hayalleri

Bu da geçer ya hû. Önemli olan tarihin akışını görebilmek, zamanı hissedebilmek. "Boşlukta bir noktayız, uzayın ve zamanın sonsuzluğunda trilyonlarca galaksi var." Bu doğru. Diğer taraftan, bu gerçek bizi şimdiki zaman ve mekânda etkisiz bir yaşam türüne dönüştürmemeli