Geçen gün Katalonya sahillerinde yarışan bisikletçileri görünce aklıma Nâzım Hikmet ve İspanya İç Savaşı geldi.
Şair, 1936'da başlayan savaşı başından itibaren yakından izliyordu. Akşam gazetesinde Orhan Selim imzasıyla kaleme aldığı yazılarını, 1937'de Tan gazetesinde "Adsız Yazıcı" imzasıyla sürdürmüştü. Aynı yıl yazdığı Talihsiz Yusuf'un gemisiyle Barselon'a Seyahat şiirinin Karanlıkta Kar Yağıyor bölümü yine İspanya'daki savaşa dairdi.*
* * *
Yazdığı dört romandan üçüncüsü olan Yaşamak Hakkı, Akdeniz kıyısındaki bir İspanyol şehrinde, 18 Temmuz 1936 cumartesi günü başlar.
Roman 1 Ocak 1938'de HABER- Akşam Postası'nda yayımlanmaya başlar. Ne var ki sadece 22 gün yayımlanabilir. 17 Ocak'ta gözaltına alındığında bıraktığı stoklar sadece beş gün yettiği için 22 Ocak 1938 cumartesi günü gazeteyi alanlar, tefrikanın sonunda şu açıklamayı görürler:
"Bitmedi... Nâzım Hikmet'in 'Yaşamak Hakkı' romanından elimizde müsvedde kalmamıştır. Tevkifi dolayısıyla kendisinden yazı almak imkânsız olduğundan tefrikaya devam edemiyoruz."
Çizim: Aydan Çelik
Romanın yayımlanan son bölümüne geldiğimizde başladığı günün devam ettiğini görürüz. Zira 18 Temmuz, modern İspanya tarihinin en kritik günlerinden biridir. 17 Temmuz'da Fas'ta isyan eden İspanyol garnizonunun kumandasını alan General Franco, ertesi gün seçilmiş Cumhuriyet hükümetine karşı savaş ilan etmiştir.
Yazarı tutuklandığı ve sonraki yıllarda da devam etmediği için Yaşamak Hakkı'nın sonunu bilmiyoruz.** Gerçek hayatta neler olduğunu bilsek bile, Halk Cephesi üyesi Don Pedro'nun, onun kayınbiraderi Falanjist Antoniyo'nun, ressam Rodrigo'nun ve diğer karakterlerin kaderini öğrenemiyoruz. Akıbetini öğrendiğimiz tek kişi, sokak çatışmalarında mitralyöz ateşiyle öldürülen çiçekçi Donya Mariya oluyor.
* * *
Nâzım Hikmet'in kalbi en başından beri Cumhuriyetçilerden yanadır ama hayat gönlüne göre vermez. Cumhuriyetçi ordunun 1 Nisan 1939'da teslim olduğu haberini cezaevinde alır. İspanya, hayatında kırık bir hatıra olarak kalır. Ölmeden bir yıl evvel yazdığı İspanya şiirinde hem gençliğini hatırlar hem de "İspanya bir kanlı güldür göğsümüzde açılmış" diye kırgınlığını paylaşır.
İspanya İç Savaşı, sadece Nâzım Hikmet'i değil, aralarında ünlü sanatçıların da olduğu çok sayıda insanı içine çekti. Picasso Guernica'yı yaptı, Hemingway Çanlar Kimin İçin Çalıyor'u, Neruda Kalbimde İspanya'yı yazdı, Robert Capa çarpıcı fotoğraflar çekti.
Bazıları doğrudan savaşa katıldı. Akla gelen ilk isimler, Uluslararası Tugaylar bayrağı altında cepheye giden George Orwell, Wystan Hugh Auden olmalıdır.
* * *
Dünyanın en eski etaplı yarışlarından biri olan Volta a Catalunya 1911'de başladı. Barcelona'dan yola çıkan bisikletçiler voltalarını atıyor, sonunda aynı şehre dönüyorlardı.
Nisan 1931'de Kral 13. Alfonso sürgüne gönderilmiş, ülkede (ikinci) Cumhuriyet ilan edilmişti. Kraliyet rejiminde başlayan Volta, 20. yılında Cumhuriyet rejimi altında yapılıyordu.
1934'te bütün İspanya'yı kapsayan ve daha büyük bir yarış olan La Vuelta başladı. "Cumhuriyet'in Grand Prix"si olarak adlandırılan ilk edisyon ulusal ölçekteydi. 1935 yılında organizasyon uluslararası bir formata büründü.
İspanya Turu nisan, Katalonya Turu haziranda düzenlendiği için 1936 temmuzunda başlayan savaştan kendilerini korudu. Ama sonraki yıllarda ikisi de kesintiye uğradı.
İngiliz şair Auden, dehşet içindeki savaşta ambulans şoförlüğü yaparken şiir yazmayı bırakmamıştı. 1937'de yazdığı iyimser şiirinde, barışçıl bir geleceğin içine bisiklet yarışlarını da sokmuştu:[1]
Yarın, bombaların yerini genç şairler alacak,
Göl kıyısında yürüyüşler, dostluk haftaları;
Yarın bisiklet yarışları,
Yaz akşamları mahalle içlerinden geçerek.
Ama bugün yalnızca mücadele...
Ne var ki o da Nâzım Hikmet gibi hayal kırıklığına uğradı. Franco güçleri 26 Ocak 1939'da Barcelona'yı ele geçirdi. Volta Katalonya aynı yılın eylül ayında yeniden yapılmaya başlandı.
Madrid ise mart sonlarında düştü ama İspanya Turu/ Vuelta hemen yapılamadı. 1941 yılında yeniden başladığında artık "Cumhuriyet'in yarışı" değildi.
* * *
Geçtiğimiz pazartesi başlayan Katalonya Turu'nun 103. edisyonu bugün (24 Mart) bitiyor. Dünyanın en sevilen yarışlarından biri olarak milyonlarca bisikletseveri ekran başına topladı. Muazzam manzaralar eşliğinde, şahane dağlık rotalarda, Tadej Pogacar gibi inanılmaz bir bisikletçiyi izleme şansı bulduk. (Bu yazıyı sevgili editörüm Aylin'e yolladığımda Sloven yıldız, yarışı önde götürüyor, arkada kalanlar ise kendi aralarında ikincilik mücadelesi veriyordu.)
Barcelona'da yapılacak son etap yayını bugün Eurosport 2'de, Türkiye saati ile 14.25'te başlıyor, 16.15'te bitiyor.
Eurosport Türkiye yayınlarında dinleme şansı bulduğumuz Enes Kanbur, Berkem Ceylan, Sarper Günsal, Ömer Şentürk gibi dostlarımız sayesinde aldığımız keyif katlanıyor.
Bence bir göz atın...
Hem Nâzım Hikmet'e hem George Orwell'a hem de Katalonya'ya bir selam göndermiş olursunuz!
* Şiirin orijinalinde şehrin adı "Barselon" olarak geçiyor. Dönemin gazeteleri de aynı kelimeyi kullanıyor.
** Edebiyat eleştirmeni A. Ömer Türkeş bu yüzden Nâzım Hikmet'in romanlarının "üç buçuk" tane olduğunu söylüyor.
[1] Eric Hobsbawm, Kısa 20. Yüzyıl, (1914-1991), Aşırılıklar Çağı, Türkçesi: Yavuz Alogan, Sarmal Yayınevi, İstanbul, Ekim 1996, s. 169.
Aydan Çelik kimdir?
Aydan Çelik 1966 yılında Gürün'de doğdu.
İstanbul Ünivesitesi'nde İşletme ve İktisat Tarihi, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi'nde Heykel okudu.
Çizgi film stüdyolarında, reklam ajanslarında, gazetelerde, dergilerde, yayınevlerinde çalıştı.
Erken yaşta bağlandığı bisiklet sporu vesilesiyle Eurosport Türkiye'de konuk yorumcu oldu.
Açık Radyo'da Esra Ertan'la birlikte Şeytan Arabası adında bisiklet programı yaptı.
2006'da Tarih Vakfı Yurt Yayınları'ndan Mişli Geçmiş Zaman adını taşıyan karikatür albümü yayımlandı.
Devam eden yıllarda Bi Tur Versene, İstanbul Bisiklet Rehberi ve Bisiklet Manifestosu adında bisiklet temalı üç kitabı okurla buluştu.
2013'te Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu'nun 50. yaşı için "Pardus" adında bir maskot tasarladı.
Toplumsal Tarih, Cyclist Türkiye, Socrates dergileri yayın kurulu üyesi.
Halen çiziyor, yazıyor, bisiklet üstünde çocukluğunu arıyor.
|