03 Mart 2022

Woody Allen'dan Allende'ye dönüşen Zelenski

"Sahnede Zelenki'yi canlandıran sahte Zelenski ile oyuncunun taklidini yapan gerçek Zelenski vardı"

Fransız düşünür, yazar Bernard–Henri Levy, Ukrayna'da çeşitli aralıklarla üç kez söyleşi yaptığı, savaş karşıtı bir sanatçının savaş kahramanına dönüşünü anlatıyor.

Bu yazıda Levy'nin satırlarını özetleyeceğim...

Savaşmak zorunda kalan bir tiyatrocu.

Hukuk okuyan ama kendisini en iyi sanat ile ifade edebileceğine inanan Zelenski bu satırlar yayımlandığında hâlâ hayatta kalabilecek mi? 

"Generalleri ile birlikte konuşlandığı sığınağında Rusya saldırısını püskürtmeye devam eden Zelenski'yi, 1940'ın Eylül'ünde Alman bombardımanı altında Londra'nın kenar mahallerinde yürüyen Churchill gibi başında kaskı olmaksızın görüyoruz videoda. 25 Şubat'ta, AB Toplantısına tele konferans yoluyla bağlandığında "Belki de bu beni hayatta son görüşünüz." diyor…

Avrupa'ya büyüklüğün ne olduğunu gösteriyor Zelenski. Büyüklük belki de budur, bu sakin ve gururlu kahramanlık.

Zelenski'nin duruşunda Allande'nin Moneda'da ölüm mangaları tarafından kuşatıldığında gösterdiği soğukkanlılık var.

Biden'ın onu ülkeden çıkarmayı teklif ettiği zaman "Cephaneye ihtiyacım var. Taksiye değil." deyişinde de Putin'e "Beni öldürebilirsin ama özgürlük fikri bedenimin ötesinde de yaşayacak." demesinde de aynı sakin ve gururlu kahramanlığını görüyorsunuz.

  • O'nu ilk kez 2019 yılında Cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk turunun arifesinde Mujdan'da bir balık restoranında gördüm. Vlad Davidzon adlı gazeteci arkadaşım tanıştırdı bizi. Vlad, savaş çıkar çıkmaz yine Ukrayna'ya koştu.

Çok gençti. Üzerinde kot pantolon, yıpranmış bir spor pabuç, yakası aşınmış siyah bir gömlek vardı. Geceyi Kiev'in kenar mahallerinden birinde cafe-tiyatro'ya dönüşmüş eski bir buz pateni pistinde geçirmiş, son performansını kutlamıştı. "Halkın Hizmetkarı Tiyatrosu"ndaki tek kişilik gösterisi ile ünlü olmuştu. İgor Koloymozky'nun sponsorluğunda çekilen Başkan 'ı canlandırdığı bir dizide de çok rağbet görmüştü.

Halkın anladığı tarzda sevimli espriler yapan Fransız komedyen Coluche'u az tanıyordu. "Siyasete kendisini adamasına gerek yoktu. Cumhuriyetçi büyük bir lideri vardı Mitterand gibi." dedi.

İtalyanların ünlü komedyeni ve 5 Hareketinin kurucusu olan Beppe Grillo'dan ise hiç hoşlanmıyordu. Ronald Reagan hakkında hemen her şeyi biliyordu. Herkesi güldürebiliyordu. Ya Putin'i?

"Rusça oynuyorum, biliyorsunuz. Moskova'da gençler skeçlerime tapıyor. Çok gülüyorlar."

Sonra masaya doğru eğilip sesini alçalttı: "Bir şey var. O adamın gözleri var ama bakışı yok. Ya da bakışı var ama buz gibi, ifadeden yoksun." dedi.

Sohbetimizin bir diğer konusu ise Yahudilikti. Ailesi soykırımda yok olmuş bir Cumhurbaşkanı olacaktı. Bu nasıl olur diye sorduğum zaman "Çok basit." dedi, "Ukrayna'da Fransa'dan daha az Yahudi düşmanı var. Rusya'da durum aynı. Kızıl Ordu'nun Ukrayna birimleri değil mi Auschwitz'i özgürleştiren?"

  • Zelenski ile ikinci görüşmemiz Yalta Avrupa Stratejileri yıllık toplantısında oldu. Filantrop Victor Pinchuk tarafından düzenlenen mini Ukrayna Davos'u. Her yıl olduğu gibi yine jeopolitik uzmanı bilim adamları, ABD temsilcileri, NATO yetkilileri, emekli ve halen görevde olan Avrupalı başbakanlar, entelektüeller ve Zelenski. Cumhurbaşkanı seçilmişti, yolsuzluğa ve ekonomiye karşı çok etkili bir konuşma yaptı.

Ama esas olay kapanış yemeğinde oldu. Kapanışta peynirin yanında sunulan hep bir sürpriz olurdu. Bir seferinde Donald Trump gelmişti, bir başka sefer Elton John, Stephan Hawking… Bu sefer tüy dikmişlerdi gerçekten. Sahnede yeni başkanın eski çalışma arkadaşları vardı. Her biri birisini taklit ediyordu. Biri Merkel'i, diğeri Trump-Clinton telefon görüşmesini hicvediyordu. Bir diğeri ise kötü İngilizcesi ile etrafında çevirmen arayan Zelenski'yi taklit ediyordu ki yeni Başkan sandalyelerin üzerinden atlayarak kendisini sahneye atıverdi.

Sahnede Zelenski'yi canlandıran sahte Zelenski ile oyuncunun taklidini yapan gerçek Zelenski vardı. Sahtesi gerçeği ile gerçeği sahtesi ile dalga geçiyordu. Çevirmen aranıyor ama metnin zorluğundan dolayı çuvallanıp duruluyordu. Tadına doyulmaz bir gösteriydi…

Savaşın eşiğinde bir devletin dublörü ile atışmaktan büyük zevk alan başkanı. Salondakiler avatarı tarafından "Çivilenen" yeni Başkan mı daha komikti yoksa onu taklit eden oyuncu mu daha komik kararsızdı ama kahkahadan yıkılıyordu ortalık.

Zelenski, o akşam Woody Allen'ın "Kahire'nin Mor Gülü"nde yaptığı gibi bizi oyunun içine çekiyordu.

Show'un sonunda yanına gidip Moskova'daki düşmanın bu duruma ne der diye sorduğumda: "Doğru bu komik pozlar? FSB'nin repertuarında kesinlikle yok! Ama gülmek büyük bir silahtır ve mermer adamlar için öldürücü bir darbe olabilir. Bakalım, bekleyip göreceğiz!" dedi.

  • Zelenski ile son olarak geçen yıl karşılaştık. Yeni Ukrayna ordusunun özel birlikleriyle sınır teftişindeydi. Direnişçilerin sayılarını, komutanların isimlerini tek tek biliyordu. General Viktor Ganuschak'tan bahsediyordu. (…) Donbas'tan döndük. Otelde foto muhabirleri Marc Russel ve Gilles Hertzog masanın ortasına çektikleri tüm fotoğrafları yaydılar. Baktım, karşımda tamamen farklı bir Zelenski vardı.

Volodimir Zelenski, Putin'in O'nun ve demokrasinin sonunu getirmek için kararlı olduğunu biliyordu. Katil ruhlu, cam gözlü adamı güldüremeyeceğini anlamıştı.

O akşam, Kiev'deki gala yemeğindeki sanatçının savaşçıya dönüştüğünü gördüm.

O artık hayatım boyunca imrendiğim Cumhuriyetçi İspanyollar, Saraybosnalılar, Kürdistan için savaşan Kürtler gibi bu role hiç uygun olmasalar da uymasa da savaşa karşı olan bir savaşçı olmuştu.

Bedeni hafif ağırlaşmıştı. Danton'a dönüşmeye başlamış genç çehresinde bugün dünyayı şaşkına çeviren cesaretini görmüştüm.

Zelenski kazanabilir. Onursuz yaşamaktansa yumruğu havada silahı ile ölmeyi seçen bu genç adam, geceyi bombardıman altında geçiren halkına her sabah yeni bir mesaj gönderiyor ve "Hala özgürüz, direnin." diyor.

Eğer ona yardım etmeye karar verirsek, Putin'in kabusu haline getirebiliriz. Uçak ve silah desteği yaparsak inandığı şeyin gerçekleşmesini sağlayabiliriz.

Yüzündeki o uykulu gülümsemede ve güvende, bombaların ortasında bile kaybetmediği mizah gücünde Varşova gettolarının efsane figürlerinin izini taşıyor Zelenski.

Umarım, Tanrılar O'nun yanında olur çünkü Kiev savaşında özgür dünya yeni bir özgürlük savaşçısı ve Prensler Avrupa'sı gerçek bir kahraman, yeni bir kurucu buldu."

Levy'nin yazısı dualar ve temenniler ile burada bitiyor…

Savaş başladığından beri bizim buralar ise suskun. İkiyüzlü Batı'nın iyi niyetli insanları "Savaşa hayır!" diye sokaklara döküldü. Bizde bu kadarı bile olamadı. Malum, aktivist eylem yapar, sorumluluk almaz. Bağırır gider. Bizim buralarda o bile yapılmıyor. Mutlak bir suskunluk, derin bir menfaat kollama hali, bizi her zamankinden daha da antipatik yapıyor.

Komedyenlerimiz mi? Herkes gibi onlar da yazlık–kışlık ev alma derdinde. Ne olsun? dünya hâli işte…

"Savaş bitti"

Savaşın başladığı gün, Hüsamettin Koçan Kadıköy Mine Sanat Galerisi'nde bir sergi açtı. Adı "Savaş Bitti".

Duvarda şöyle yazıyordu:

"(…)tarihin insanın mutluluk, barış, güzellik ve sevgi belgelerinden daha çok yıkıcılığı üstünden kazananları aklayan ve mağlupları yok sayan bir karakteri olduğunu görmekte daha fazla gecikemezdim. Ben bu durumu tarihin tek taraflı kazananlar üstünden anlatıldığı, kaybedenlerin de başka bir kazanan hikayesini destanlaştırdığı kabul ettim.

Halbuki, tarih insanın barışını, sevgi arayışını, güzellik arayışını ve insan olma derinliğini kazandıran sanatın, kültürün, felsefenin, şiirin, destanların anlatıldığı övünç duyabileceğimiz şeylerin metinlerinden oluşmalıdır. Çünkü bu metinler sahici, insan ve doğa yanlısıdır. Bu metinler saldırı naraları ile kendini yüceltmemiştir. Bunu da en çok bütün coğrafyalarda varlığını sürdüren insanoğlu üzerinde görürüz. O izler işte sahicidir. Ve şu anda barış içeresinde ortak yarattıkları bir uygarlığın çatışmalarına tanıklık etmektedirler.

Savaş Bitti sergim bu nedenle hayatiyet izlerinden uzaklaşmış, bir tarihsel metin oluşturma çabasını bir araya getirdi. Bu nedenle gerçek tarih, sanat tarihi üstünden insanın varlık hikayesini anlattığı zaman sanılanın aksine daha gerçekçi olacaktır."  

Yazarın Diğer Yazıları

"Tutti Frutti"den Kızılcık Şerbeti'ne

Diğer her şey hayatın olağan seyrine uygunmuş gibi, laikçi görünümlü siyasal İslam propagandası pompalanıyor, diye isyan eden edene

Mazisi silinenlerin ülkesi olduk

Niyetim bıkmadan usanmadan yaşadığımız topraklarda insanların giderek sığınabilecekleri rutinlerinin, mekanlarının elinden alınmasına dem vurmak

Sahte dünya sahte gündem

Fran Lebowitz'in New York'un nasıl mahvolduğunu, kimliksizleştirildiğini ve gelmiş geçmiş bütün belediye başkanlarından ne kadar nefret ettiğini yazmasını çok sevdim. Mahvedilen tek yer İstanbul değil neyse ki, diye zevkle kaşınarak…