Sayısı hızla artan film yapımımız aynı ölçüde verimli değil
Yılın sonu geldi. Ve bizim o klasik görevimiz de... Yani yılın en iyilerini kişisel olarak seçip sizlere hatırlatmak...
İşte şu ana dek gösterime çıkan filmlerden oluşturduğumuz listeler. Ki tüm bu filmleri görüp T24’de yazdım. Arayıp bulabilirsiniz.
Yılın en iyi 10 yabancı filmi:
1. Roma- Alfonso Cuaron
2. Sevgisiz- Andrey Zvyagintsev
3. Vahşiler- Scott Cooper
4. 3 Billboard Ebbing Çıkışı-Missouri- Martin McDonagh
5. Yaz- Kirill Serebrennikov
6. Yeşil Rehber- Peter Farrelly
7. Ben Tonya- Craig Gillespie
8. Kara Panter- Ryan Cooper
9. Uğur Böceği- Greta Gerwig
10. The Post- Steven Spielberg
Meraklıları için işte daha fazlası:
Yılın en iyi ikinci 10 yabancı filmi:
1. Şafaktan Önce- Jean Stephane-Sauvaire
2. Tutsak- Paul Weitz
3. Dul Kadınlar- Steve MacQueen
4. Suyun Sesi- Guillermo Del Toro
5. Bohemian Rhapsody- Bryan Singer
6. Yıldızlar Asla Ölmez- Paul McGuigan
7. Yüz- Malgorzata Szumowska
8. Canavar- Michael Pierce
9. Bir Yıldız Doğuyor- Bradley Cooper
10 .El Royale’de Zor Zamanlar- Drew Goddard
Ve bir üçüncü liste:
Yılın en iyi üçüncü 10 yabancı filmi:
1. Köpek Adası- Wes Anderson
2. Stalin’in Ölümü- Armando İannucci
3. Whitney- Kevin McDonald
4. Phantom Thread- Paul Thomas Anderson
5. Hakaret- Ziad Doueiri
6. Sessiz Bir Yer- John Krasinski
7. Paramparça- Fatih Akın
8. Don Kişot’u Öldüren Adam- Terry Gilliam
9. Karanlıkla Karşı Karşıya- Spike Lee
10. Mission İmpossible: Yansımalar- Christopher McQuarrie
Dikkat çeken noktalar
Bu toplamda özellikle Amerikan sinemasının genç yönetmenleri ve arayış içeren filmleriyle öne çıktığı görülüyor. Ama diğer sinemalar da fena değil. İlk 10’da iki Rus filminin, ilk 20’de iki Meksika filmininin yer alması; ayrıca birkaç İngiliz yapımının yanı sıra Polonya, Lübnan, Almanya (üstelik Türk yönetmeni Fatih Akın imzalı) gibi ülkelerden gelen filmlerin olması, dünya sineması adına sevindirici.
Yılın en iyi 10 Türk filmi:
Bu bölümü yazarken, birkaç iddialı filmi görmediğimi belirteyim. Kabahat bende, yönetmenlerinden özür diliyorum. Özellikle Mahmut Fazıl Coşkun’un Anons, Ümit Ünal’ın Sofra Sırları, Banu Sıvacı’nın Güvercin filmleri gibi.
1. Kelebekler- Tolga Karaçelik
2. Ahlat Ağacı- Nuri Bilge Ceylan
3. Daha- Onur Saylak
4. Müslüm- Can Ulkay-Ketche
5. Kar- Emre Erdoğdu
6. Renksiz Rüya- Mehmet Ali Konar
7. Taksim Hold’em- Michael Önder
8. Bizim İçin Şampiyon- Ahmet Katıksız
9. Aşkın Gözlerine İhtiyacım Yok- Onur Ünlü
10. Aydede- Abdurrahman Öner
Bir 8 film daha
Ve bir ikinci liste. Ama burada sadece toplam 18 film çıkarabildim. Boş iki yere o göremediğim filmleri gönlünüzce yerleştirin lütfen!..
1. Yol Kenarı- Tayfun Pirselimoğlu
2. İyi Oyun- Umut Aral
3. Beni Hatırla- Çağan Irmak
4. Cebimdeki Yabancı- Serra Yılmaz
5. Hürkuş: Göklerdeki Kahraman- Kudret Sabancı
6. Arif v 216- Kıvanç Baruönü
7. Çirkin Kıral Efsanesi (belgesel)- Hüseyin Tabak
8. Baba Nerdesin, Kayboldum- Ahmet Karaman
9. ..............
10. .................
Ustalar, yeniler...ve duygusallığın yeri
Görüldüğü gibi, sayısı hızla artan film yapımımız aynı ölçüde verimli değil. Özellikle o sayısız komedi içinden geriye Cem Yılmaz’lı bir Kıvanç Baruönü filminden başka bir şey kalmıyor. Ustaların bu yıl yokluğu bu sonuçta etken olabilir.
Ustaların ustası Nuri Bilge’nin filmi onun ‘zor başyapıtı’ oldu. Ama Roma da öyle değil mi? Gerçek sinemaseverin bu zorluğu aşıp o filmleri değerlendirmesi beklenir.
Onur Ünlü üç, Çağan Irmak’sa iki filmiyle en ‘verimli ustalar’ oldular. Buna karşılık çok sayıda yeni yönetmen geldi. Ve bize farklı yapımlar sundular. İyi Oyun gibi deneysel. Ama en çok da duygusal: Müslüm, Bizim İçin Şampiyon, Aydede, Baba Nerdesin Kayboldum bu alanda öne geçtiler.
Kimi filmlerse duygusallıkla deneyselliği birleştirdiler. Kelebekler başarısını belki bu senteze borçluydu. Ve Tolga Karaçelik, üstelik çok seyirci çeken filmiyle artık usta statüsüne geçti. Benzer şeyler Daha, Kar gibi filmler için de söylenebilir.
Renksiz Rüya ise yılın tümüyle Kürtçe olan tek filmiydi. Ve üstelik çok iyi bir filmdi. Özlediğimiz kültürel çeşitlilik yolunda önemli bir adım...
Mukadderat; bir yandan yalnız bizde değil, tüm dünyada da var olan aile kurumunun miras denen olayla boğuşmasını ele alır. Öte yandan bu yaşlanmayı kabul etmeyen bir kadının portresidir
Tümüyle sadizm ve sado-mazoşizm duygusu sinmiş "Barda 2", belki tüm zamanların en kanlı Türk filmi olmaya adaydır. Bu kıyımdan kurtulan pek azdır. Böyle bir filmin bir kadının elinden çıkması kendi başına bir olaydır bence...
Ölüm ilanlarının dışında ne yazılı basında ne de TV’lerin kültür saatlerinde hiç anılmadı. Oysa kapsayıcı bir bakışla, bugün Yeşilçam öncesi, kendisi ve sonrasındaki onca filmin önemli bir bölümü, bugün Sami Şekeroğlu sayesinde bizim olmuştu