06 Aralık 2013

70’lerin Texas’ında aşk ve ölüm

Yumuşak bir tonla anlatılmış, karanlık ve hüzünlü bir Derin Amerika öyküsü. Öylesine tipik biçimde Amerikan ki...

ÖLÜMSÜZ AŞK      

(Ain’t Them Bodies Saints)

Yönetim ve senaryo: David Lowery

Görüntü: Bradford Young

Müzik: Daniel Hart

Oyuncular: Rooney Mara, Casey Affleck, Ben Foster, Keith Carradine, Jacklynn Smith

 

Çağdaş bir tür western. Dekor Texas, ama dönem 1970’ler...Bir sürü kirli işe karışmış olduğu anlaşılan Bob, hamile karısıyla birlikte polis tarafından kuşatıldığı evinde silahlı çatışmaya girer. Ancak vurulan polis onun değil, karısı Ruth’un kurşununa hedef olmuştur. Bob suçu yüklenir ve hapse girer. Ruth doğurduğu kızını tek başına büyütmeye çabalarken, Bob hapisten kaçar. Ama buluşmaları yine de imkânsız gibidir.

Yumuşak bir tonla anlatılmış, karanlık ve hüzünlü bir Derin Amerika öyküsü. Öylesine tipik biçimde Amerikan ki... Elbette genç arkadaşların Terrence Malick ve onun ilk önemli filmi Badlands’le kurduğu ilişki doğru. Ama filmin referansları öylesine çok ve de daha eskilere gidiyor ki...

Genç sanatçı David Lowery yazıp yönettiği filmde, Bob –Ruth çiftinin hem koruyucusu, hem de düşmanı olan nüfuzlu Skeritt kişiliğini Keith Carradine’a vererek bilinç bir seçim yapıyor. O da özellikle 70’lerde taşrayı anlatan filmlerin gözde oyuncularından değil miydi? McCabe and Mrs. Miller’den Nashville’e, Welcome to L.A.’ den The Long Riders- Vahşi Sürücüler’e?

Estetik açıdansa yönetmen yarı-karanlığı seviyor. Hemen hep şafak ya da günbatımına denk getirdiği çekimlerden iç mekanlara, hep alacakaranlıkta gezdiriyor bizi. Gözlerimizi yorma pahasına....

Ben Affleck’in oyuncu olarak kendisinden daha yetenekli kardeşi Casey Affleck yine kusursuz bir ezik adam portresi çizerken, Mara Rooney gayet ikna edici bir Ruth oluyor. Gösterişsiz filmlerin altında kimi zaman yatan değeri bulabileceklere göre...

   

Yazarın Diğer Yazıları

Bir diktatörlükte yaşanmış iç burucu gerçek dramlar

Eunice tutuklanır, en zalim biçimde sorgulanır. Aynı şey sadık hizmetçileri Zeze, hatta sevimli köpekleri Dimpao’nun bile başına gelir; hayvancık ezilir gider... Ve sonunda Eunice, kimi itirazlara rağmen, Sao Paolo’ya göç etmeye karar verir. Artık yol iyice gözükmüştür

Holocaust’un izlerini en yumuşak, ama en acı biçimde anlatmak

Hepimiz değilse de bir bölümümüz Avrupa seyahatlerinde eski toplama kamplarını görmüştür. "Gerçek Acı" filminin belki en ilginç yanı, o korkunç manzaraları hiç göstermeden, bizlere acısını duyurmayı başarmasıdır

Kanada’da çeşitli kültürlerin ve dillerin buluşması

"Evrensel Dil", içerdiği mizah duygusu filme neredeyse bir tutam gerçek-üstücülük bile kazandırıyor. Bu çok değişik filme nasıl ve hangi çerçeveden bakacağınıza bağlı... Kendi adıma hayli özgün buldum

"
"