'Hala Tanığız Platformu' tarafından Pınar Selek'in müebbet cezasını ve yaşadığı haksızlıkları kamu
oyununun alışarak unutmasının önüne geçebilmek üzere düzenlenen, ‘Pınar Selek’in Mücadelesinin Düşündürdükleri Akademide Özgürlük, Siyasette İrade, Yargıda Adalet’ sempozyumuna ben de katıldım.
Kendi alanlarında insan hakları adına yılmadan mücadele eden çok sayıda akademisyen, avukat, gazeteci, yazar, öğrenci vesivil toplum aktivisti 20 Nisan günü Cezayir Salonu’nu doldurmuştu.
İnsan konuşmacılarıdinlerken, ‘İnsan hakları adına acaba ben bu ülkede ne yapıyorum?’ diye sormaktan kendini alamıyordu.
Sempozyumdaki konuşmalardan aklımda kalan en çarpıcı şeyler;
Sosyolog Prof.Dr. Neşe Özgen’in, “Bugün 850 üniversite öğrencisi hapiste. Saldırılar çok yoğun. Korkarım yeni Pınar’lar geliyor!”
-
Strasbourg Üniversitesi Öğretim üyesi Prof. Dr Samim Akgönül’ün, “Strasbourg Üniversitesi bir akademisyenin arkasında durmuştur. Hem de hiç kıvırtmadan durmuştur. Bu Türkiye’deki üniversitelere örnek olmalıdır.”
-
Pınar Selek davasının avukatlarından Tora Pekin’in, “Bu dava hem skandal hem de bir rezalettir. TDK’nın sözlüğüne baktım skandalın kelime anlamı,’olağanüstü beklenmedik utanç verici bir olay’, rezaletin ise ‘toplumun duygularını inciten bir olay’dır.”
-
Strasbourg Üniversitesi rektör yardımcısı Francis Kern’in, “Araştırma özgürlüğüne engel koymak bir ülkenin geleceği için ekonomik ve toplumsal bir risktir.”
-
Avukat Martin Pradel’in, “Pınar Selek hala mahkum edilmedi ve bu yüzden de hala masum. Bu demek oluyor ki hala suçsuz! Bizim hala mahkemeden onun suçlu olduğuna dair almış oldukları kararı ispat etmelerini talep etme hakkımız var.”
-
MSGSÜ Sosyolojik Araştırma Kulübü’nden Senem Kahraman’ın, “Sosyoloji öğrencileri olarak Pınar Selek’in araştırma yöntemlerinden esinlenerek yeni sorular üretmeye çalışıyoruz.'
-
Gazeteci Aydın Engin’in, “Selek ailesi hep muhalif olmuştur. Pınar Selek de, ‘cinsel, dinsel, etnik ayrımcılığın tümüne karşı çıkmak, barış dilini ustalıkla kullanmak ve kutsal devletin dokunulmaz saydıklarına karşı ödünsüz ve sorgulayıcı bir tavır geliştirmek’ gibi devlet nezdinde affedilmez eylemlerde bulunmuştur.”
-
Yazar Ömer Faruk Gergerlioğlu ‘nun, “Davanın adaletle noktalanması için herkesi dayanışmaya çağırıyorum.”
-
Hala Tanığız Platformu’ndan Senem Donatan’ın ise, “Pınar Selek’in mücadelesinden herkesin ilham alması gerekiyor.”sözleri oldu.
Ve aynı gün dinlediğinizde bir yandan adalet adına içinizi acıtan ama dayanışmayı gördüğünüzde de bir o kadar umut verici olan daha bir çok önemli açıklama yapıldı aslında…
Fakat tüm bunların yanında sempozyum kapsamında gerçekleşen bir şey daha vardı ki o da aslında Pınar Selek’in belki de kalbinden ve aklından geçenleri en iyi anlatan masallarından biri olan ‘Su Damlası’nın foto-roman sergisiydi.
Su Damlası, küçük bir kız çocuğunun korkmadan hayata, yaşama karışmasının hikayesi aslında.
Bilmiyorum daha önce hiç okudunuz mu ancak Pınar’ın masallarında sokak hep biz öğretilenin aksine korkulması, kaçılması değil gidilmesi, görülmesi, öğrenilmesi ve yaşanması gereken yer olarak anlatılır daha çok.
Özellikle de kız çocuklarının sokağın içinde daha da çok olması gerektiğinin altını çizer Pınar…
Ve hep, ‘Masalını kaybeden insan hayallerini de kaybeder’ der.
Projenin mimarı olan Dilara Kızıldağ sergiye ilişkin, ‘Pınar’ı tanıyan ve ona destek veren kadınlar olarak 8 Mart günü biraraya geldik. Amacımız Pınar'ın, ‘Su Damlası’ masalını görselleştirmek ve onun mücadelesine destek vermekti. Aramızda masalı paylaştık ve her birimiz üzerimize aldığımız bölümü kendimizce görselleştirdik. Aynı masalı okusak da hepimizin aklında ayrı bir hayal vardı. Ve bu hayaller 20 Nisan’da birleşti ve ortaya bu muhteşem proje çıktı.’
Bence Pınar Selek’i yakından tanıtmak, onu anlamak istiyorsanız en çok masallarına kulak vermelisiniz.
Ve Cezayir Salonu’nda 26 Nisan’a kadar açık kalacak olan sergiyi de bu nedenle mutlaka ziyaret etmelisiniz.
-
Fotoğraf çekerek, görsel tasarım hazırlayarak ya da sadece katılarak sergide emeği geçenler:ŞehlemSebik, EbruCanan, NisaAzize Çelik Baş, Mürüvvet Cin, Ece Çavuş, Boğaç Uzun, Levent Pişkin, Hilal Esmer, Sinem Vardar, Ayça Ceylan, Nursaç Güner, Meryem Güldurdak, Gülden Arsal, Özlem Özçelik, Özlem Onay, Özlem Kepenekçi, Dilek Çağlayan, Cihan Başbuğ, Ülfet Sevdi, Süleyman Ermiş, Oya Kızıldağ Atila, Dilşah Saylan, Pınar Saatçi, Aslı Öktener Köse, Melike Özkarakahya.