Birçok ülkede düzenlenen Karanlıkta Diyalog (Dialogue in the Dark) sosyal girişim projesi, İstanbul'da açıldığı günden bu yana 1 ayda tam 6 bin 500 ziyaretçiyi ağırladı.
Gayrettepe metro istasyonundaki 1500 metrekarelik alanda yürütülen Karanlıkta Diyalog projesi, ziyaretçilerini görme engellilerin gündelik yaşamını deneyimlemeye davet ediyor. Zifiri karanlık koridorlarda görme engelli rehberler eşliğinde ilerleyen konuklar, karanlığın içinde İstanbul'da sıradan bir gün yaşıyor: Önce bir parka gidiyor, ardından trafikte karşıdan karşıya geçiyor, tramvay ve vapurla yolculuk ediyor ve son olarak da içeceklerini alarak bir cafede oturuyor.
Bu ilginç deneyimi biz de yaşadık. 8 kişilik bir grupla ellerimizde beyaz bastonlar, karanlık koridorlarda unutulmaz bir yolculuk gerçekleştirdik. Zifiri karanlıkta ilerlerken bizleri rahatlatan tek şey birbirimizle konuşmak ve rehberimiz Engin Grantepe'nin sesi oldu: "Sakin olun arkadaşlar hepinize yardım edeceğim. Burada karanlık yok diyalog var unutmayın" Yaşadığımız bir buçuk saatlik bu ilginç deneyim bizlere görme engellilerin şehirde yaşadıkları güçlükleri anlatmaya yetti.
Gözlerinizin görmediği bir hayatı yaşamak oldukça güçtü. Parkta dolaşıp ağaçları, kuşları görememek, tramvaya binip İstiklal Caddesi'ni ağır ağır seyrederek geçememek ve vapura binip şehr-i İstanbul'un güzelliğini doyasıya izleyememek. İnsan göremeyince, işitme, koklama ve dokunma duyuları harekete geçiyordu. Aslında gördüğümüz halde bir çok şeyi kaçırdığımızı da farketmiştik; kuşların sesi, şehrin melodisi, vapurda yüzünüze çarpan rüzgarın serinliği ve denizin kokusu...
Bu ilginç deneyimde sinemaya giderek, görme engelliler için özel anlatımlı olarak hazırlanan kısa bir çizgi filmi de dinledik. Rehberimiz Grantepe, şehir sinemalarında da kendileri için bu tür film gösterimleri yapılmasını istediklerini belirtti.
Öta yandan 'Karanlıkta Diyalog' projesi 25 görme engelliye de iş olanağı sağladı. Proje kapsamında çalışmaktan çok mutlu olduğunu söyleyen rehberimiz Engin Grantepe, görme engelli olarak şehirde karşılaştığı güçlükleri ise şöyle anlattı:
"Halk arasında tavuk karası olarak bilinen gece körlüğü hastalığına yakalandım. 2010 yılından bu yana görmüyorum. Karanlık dünyaya alışmak güç oldu. Ama sonra cesaretimi toplayıp sokağa çıktım. Sokakta beni zorlayan en önemli şey kaldıramlara park eden araçlar oluyor. Özellikle de kamyonlar. Kasaları yüksek olduğu için sopalarımız altına giriyor ve önümüzü boş zannedip kafamızı kasaya vuruyoruz. İşgal edilen kaldırmlarda yürüyemiyor, yol kenarından gitmek zorunda kalıyoruz. Karşıdan karşıya geçmek ve hangi otobüse bineceğimizi bulmak da büyük sıkıntı oluyor."
Bu arada dünyada 16 kalıcı müzesi bulunan Diyalog Müzesi'nin İstanbul'da da müzeye çevrilmesinin planlandığı açıklandı. Yetkililer, "Gerek istihdam ettiğimiz görme engelli rehberlerin istihdamlarının kalıcı hale gelecek olması gerekse toplumun bu projeyi benimsemiş olması bu konudaki ümidimizi arttırıyor. Muhtemelen kamunun da desteğiyle Gayrettepe'de kalıcı olacağız" dedi.