Beşiktaş salt Napoli’yi yenmedi ‘çok bilen’ bizlerin de üstesinden geliverdi! Çoğu kez Şenol Güneş’i yerden yere vuran ‘bana’ ise gerekli yanıtı sahaya sürdüğü kadro ile yine Şenol Güneş verdi! Doğruya doğru; Anderson Talisca’nın ilk 11’de yer almaması, Vincent Aboubakar’ın da Napoli karşısında da ‘gol umudu’ olması üzerine kalemimin ucunu iyice sivriltmiştim ki, kırıverdim elbette!..
 
Beşiktaş ilk yarıda ürettiği 1.5 pozisyon ile 2 gol buldu ve de çok şaşırttı. Zira bu taktik Beşiktaş’ın değil de genelde Avrupa Kupaları’ndaki rakiplerinin oyun sistemi ile bağdaşıyordu. Adriano Correia deneyimini konuşturdu; Ricardo Quaresma, Tolgay Arslan’ın akılcı pasını ceza alanı içine gönderdi, Adriano da ağlara… Dries Mertens’in eşitliği sağladığı golde bireysel değil de pozisyon hataları göze çarptı. Vincent Aboubakar’ın Beşiktaş’ı tekrar öne geçirdiği gol ise ‘dönüm’ noktası oldu hem Beşiktaş, hem de eleştirilerden yılan genç futbolcu için. Beşiktaş’ın İtalya deplasmanında yediği gole karşın tekrar öne geçmesi, üstüne üstlük golü atan ismin de geldiği günden bu yana ‘bizler’ tarafından acımasızca eleştirilen Vincent Aboubakar olması, ‘şaka gibi’ dedikleri türdendi, hiç kuşkusuz. Fabricio Agosto Ramirez’in Drias Mertens’e ceza alanı içinde yaptığı hareket tartışmasız penaltı kararını gerektiriyordu, öyle de oldu. Ama Fabri hatasını Lorenzo Insigne’nin vuruşunda gole izin vermeyerek hatasını telafi etti. Kıssadan hisse; Beşiktaş’n kalesi artık Fabri’nin, Tolga Zengin’den çok iyi yedek kaleci olur, alacağı rakam ise bonusu!

Rus hakem Sergei Karasev’in ceza alanı içinde Caner Erkin’in Drias Mertens’e yaptığı hareketi ‘penaltı’ olarak değerlendirmesi ise elbette ‘ağır’ karardı ancak Beşiktaş adına! Pozisyonun şablonu Beşiktaş lehine yaşansaydı kuşku yok ki bu kez de ‘penaltımız verilmedi’ serzenişleri olacaktı. Pozisyon penaltı mıydı? Bana göre değildi ancak Mertens oyununu iyi oynadı!  Penaltı atışını kaçıran Insigne’nin yerine oyuna dahil olan Manolo Gabbiadini ise kaçırmadı ve skoru bir kez daha eşitledi sonrasında da Şenol Güneş’in akılcı değişimleri geldi. Cenk Tosun, Gökhan İnler, Anderson Talisca… Ne yalan söyleyeyim, yine ‘söylenmeye başladım!’ Ama yok, öyle olmadı Vincent Aboubakar attığı golle Beşiktaş’a Napoli deplasmanında unutulmayacak bir yengi hediye etti, bizleri de susturuverdi…

Beşiktaş çok mu iyi oynadı ilk yarı için ‘hayır’, ikinci yarı içinse ‘göreceli…’ Ne var ki tüm takım sahadan galibiyetle ayrılmak için sözbirliği etmişçesine oynadı ve bunu da başardı. ‘Ricardo Quaresma oyunu biraz daha ciddiye alsa’ deme lüksüne ise sahip değiliz çünkü bunu gerçekleştirirse büyük olasılıkla Beşiktaş değil, Real Madrid forması giyer! Rus hakemi yerden yere vurmanın ise hiç anlamı yok, orası İtalya, hem de Napoli, serde de Akdenizlilik mevcut! Beşiktaş’ın Napoli’yi kendi saha ve seyircisi önünde yenmesi gurur ve onur verici anekdot olarak yer edecek belleklerde. Ancak bendeki yeri ise biraz daha farklı olacak. Oldukça net görüldü ki Olcay Şahan ile Tolga Zengin, Beşiktaş için ‘olsalar da olur, olmasalar da olur’ enleminde iki oyuncu. Gereksizlikleri dün gece öylesine belirginleşti ki gerisi…