18 Nisan 2016

Erzurum'da efsanelerde kalan Ermeniler

"He, buradaki köylerin yüzde 90'ı Ermenilerden kalmadır"

Amacımız başından beri hep gidilen rotaların dışında turistik veya sözlü tarihçilerin çok da gitmediği rotalara gitmekti. Erzurum'da Merkez'den sonra köylere yöneliyoruz.

Garin bölgesi tarihi boyunca Ermeni krallıklarına ev sahipliği yaptığından çevre köylerde çok fazla yapı olduğu biliniyor. En azından kaynaklarda geçiyor. Biz de merkeze yakın yerlerden başlıyoruz. Köylerin çoğunda bizi defineci sanıyorlar. Önce ağzımızı biraz yokladıktan sonra kiliseyi veya mezarlığı gösteriyorlar. Definecilik Erzurum'da bir efsane olarak diğer kentlerdeki gibi yayılmış. Altın bulan ailelerin isimleri bile halk arasında dolaşımda. İsim vermesek de zamanında Ermeni kuyumcuların yoğunlukta olduğu Erzurum'un meşhur 1,5 kilometre uzunluğundaki çarşının en zengin kuyumcularından biri için iki farklı kişiden şu hikayeyi duydum:

"Onlar Ermeni. Zaten bu Ermenilerin imza kampanyasına da imza vermişler. O kampanyaya Erzurum’dan 300 imza çıktı onların hepsi de işte o Ermenilerden. Zamanında gitmişler Ermenistan'da akrabalarını bulmuşlar, onlar da altınların yerini söylemiş. Öyle zengin olmuşlar."

Öte yandan Erzurum'un tahıl deposu Pasinler ilçesi yolu boyunca arsaları 15 kilometre süren köyün ağalarının da yan köydeki Ermenilerin arazilerin konarak zengin olduğu anlatılan efsanelerden: "Onların kapısından ekmek yemeyen yoktur" diyor şoförümüz.
 

Gezköy, Surp Minas
 

Patrikhane kayıtlarına göre 1915 öncesinde 1103 Ermeni (144 hane) ve 170 Türk nüfusun bulunduğu köyde bugün kimse yaşamıyor. Erzurum havalimanı yolundaki köy tam otoban kenarında kaldığından ve kilise de köyün otobandan görünen tarafında olduğundan uzun bir süre definecilerin istilasına uğramış. Sonra TOKİ gelmiş ve yazlık site yapacağını söyleyip tüm binaları tek tek satın almış. Şimdi köyde bir tek bina bile yok. Köydeki evleri yıkmaya gelen kepçeler bu yıkım süreci boyunca Surp Minas Kilisesi'nin etrafını da delik deşik etmek için kullanılmış. Köyün ileri gelenlerinden biri bizi de defineci sanıyor.

Yüzlerce delikle köstebek yuvasına dönen kilisenin içi ve çevresi şimdi Anıtlar Kurulu'nun aldığı kararla kısmen korunuyor. Camlarına tuğla örülmeye çalışılmış ama kapısı hala açık. Khoran'daki (mihrab) Aziz resminin bir bölümü halen görülebiliyor ancak yapının önlem alınmaz ise kısa sürede yok olacağı belli.

Yazlık sitelerine bir an önce kavuşmak isteyen yöre halkı da kilise yıkılamadığından inşaatların kısmen durmasından duyduğu kızgınlığı her fırsatta kiliseden çıkarıyor gibi.


 

Yolgeçti - Tsithoğig
 

Sevan Nışanyan'ın haritasından öğrendiğimize göre Bu rotadaki köylerden biri de 'Tsithoğ' (tahminimce zeytinlik anlamında kullanılmış) köylüler Tsithoğug  diyor. Erzurum'da köy isimlerini değiştirme mazisi henüz çok yeni. Köylülerin dediğine göre 6-7 yıl. Kimsenin köylerin eski isimlerini kullanmaktan çekindiği de yok, rahatsız olduğu da. Ben Yolgeçti'yi sordukça onlar Tsithoğug'u anlatıyor.

Köyü gezerken eski, tek katlı bir Ermeni yapısına rastlıyoruz. Reymond Kevorkian'ın Ermeniler kitabındaki köy okulu ile tıpatıp benziyor. Tek değişen demir doğrama pencereler ve kapılar. Okul dağılmış. Çocuklar önünde 'yakar top' oynuyorlar.

Kimse içeri girmemizi yadırgamıyor. Erzurum'un soğuk kış güneşinin sıcaklığı ile karşılıyor çocuklar bizi. İçimiz biraz da olsa ısınıyor onların gülücükleriyle.

Okulun karşısından iki yaşlı amca çıkıyor dışarı bizi karşılamaya.

-Hoş geldiniz

-Hoş bulduk.

-Nedir bu bina amca.

-Eski okulmuş çok eskiden. Ermenilerden kalma.

- Bu köy Ermenilerin mi?

- He buradaki köylerin yüzde 80 - 90'ı Ermenilerden kalmadır. Buranın adı da 'Tsitavuğ.'

- O ne demek?

- Ermenice. Buraların isimleri hepsi Ermenice, yeni değişti. Ermenilerden kalma buralar. Kilise varmış şimdi yıkıldı. Mezarlık yol çıkışında. Ermeniler dedelerimizi almışlar 'Ardzvi'ye götürüp yakmışlar.

- Ardzvi?

- O da Ermeni köyü...

Hayretler içinde amcanın Ermenice 'ts' ve 'tz' harflerini ne kadar rahat kullandığını dinliyorum. Ermenice terimleri gayet iyi biliyor ve konuşuyor. Onu bu konuda daha çok zorlamaya gönlüm el vermiyor. Ermenice'yi bu denli düzgün konuşmayı tahminen ailesinden öğrendi. Ermenilerle birlikte yaşadıklarını birkaç kez hatırlatıyor bana konuşmamız sırasında.

Bir süre sustuktan sonra tekrar başlıyor:

- Götürüp yakmışlar, kesmişler...

Mudurga, Müdürge, Çayırtepe

 

Erzurum'un kuzeyindeki merkeze yakın Ermeni köylerinden biri de Mudurga. Şimdiki adı Çayırtepe, köylüler ise Müdürge olarak kullanıyorlar. Burada Surp Kevork Manastırı, Surp Agop ve Surp Sırpots Nahadagats (şehitler kilisesi) olduğu yazıyor Ermeni kaynaklarında. Bugün ise bu kiliselerin sadece taşları kalmış, o taşlar ise  köyün evlerinin çeşitli yerlerinde kullanılıyor.
 

Köprü Köy
 

Ermenice adı Hovvi Gamurç (Çoban köprüsü) olan köy Pasinler girişinde. Köprünün hemen yanındaki köy bugün bir Alevi köyü. Genç bir köylü burada bulunan Meryemana Kilisesi'nin bugün bir Alevi dedenin mezarının bulunduğu tepe olduğunu söyledi. Kiliseyle ilgili herhangi bir kalıntı bulunmasa da adak yeri olarak kullanılan bu tepeye köyde herkse Meryem Ana tepesi diyor.


Arus Köyü

 

Erzurum'un en geniş Ermeni yerleşim yerlerinden biri de Muş sınırındaki Hınıs. Hınıs girişinde Kürtçe Türkçe hoş geldiniz tabelası karşılıyor gelenleri. Hınıs'ta bulunan Ermeni köylerinde ayakta kalabilenlerin sayısı ise çok az.

Bunlardan biri Arus köyü.

Şimdiki adı Yolüstü. Kürt nüfusun yoğunlukta olduğu köydekilerin büyük çoğunluğu son 10 yılda göç etmiş. 70 haneli köydeki en eskilerden Mustafa amca ise yerli olmamasına karşın köyün Ermeni geçmişinden haberdar. Mustafa amca köyün adının buradaki Ermeni gelinden geldiğini anlatıyor. Başkalarının çekinerek yerini göstermek istemediği Surp Sarkis Kilisesi'nden kalanları gösteriyor bize.

Köyün sırtını dayadığı dağa oyulmuş kaya içi adak yerlerini, Ermenilerden kalan evleri bizlere gösteriyor.

Çoğu delik deşik olmuş bu evler Ermeni mezarlığına bakıyor.

Yol kenarında kalan mezarlıktan ise tek bir iz bile yok...


Arta Kalan Projesi Açık Toplum Vakfı, Heinrich Böll Stiftung Derneği Türkiye Temsilciliği, Calouste Gulbenkian Vakfı, Aziz Surp Tur ve Ermeni Kültürü ve Dayanışma Derneği tarafından desteklenmiştir.

Fotoğraflar: Umut Vedat

Yazarın Diğer Yazıları

İnkârcılığın çaresizliği

Demek ki milleti ayakta tutabilmek için bir tek geriye bu kin ve nefret kaldı

Sen kilise yapadur bakan, yıktıklarınız hortluyor bir yandan

Jandarma, Ahlat Müzesi, usanmamış definecilerle uğraşmış...

Yaşama eylemi

Her neye sinirlendiyseniz veya her neye üzüldüyseniz, duygunun geçici bedeninizin ve sizin kalıcı olduğunuzu size hatırlatan bir kitap "Yaşam Eylemi" adı üstünde