Kendilerine has günlerinden bahsetmiyorum tabii. Kendileri olmaya devam etmeleri gereken, hatta bunu extrem koşullarda yaptıkları günleri söylüyorum. Gerçi soruyu yanıtlamak çok haddime değil. Hala sadece bir oğulum. Fakat baba olmada anneliğe de başka şeylere benzemeyen şeyler olduğunu düşünmek zor değil.
Des Vents Contraires (Ters Rüzgarlar) haftanın yenisi bir Fransız filmi. Bir adamın, hayatında esmeye başlayan iki yeni rüzgarla yolalma çabalarını anlatıyor. Paul (Benoit Magimel) bir baba ve bir yazar, anladığımız kadarıyla en verimli döneminde de değil. Bir sabah karısı Clement’le (Audrey Tatou) yaptıkları (ve galiba rutin olan) tartışmanın herşeyi değiştireceğinden habersiz. Doktor olan Clement Paul’den çocuklarla iligli daha çok sorumluluk yüklenmesini ister, daha fazlasını kaldıramayacağını söyler. Sonra Clement ortadan kaybolur. Paul’ün onu arama girişimi sonuç vermez. Artık Paul tek başına bir ebeveyn ve tümden değişen hayatına çözümler bulması gereken bir adamdır. “Çok daha” baba olmak yetmeyecektir ona. Ağabeyinin davetiyle doğup büyüdüğü yerlere dönmek, başka işler de denemek zorunda kalır.
Filmde memleket Paul için de benzer anlamlar taşıyor. Girdisi çıktısı belli sokaklar, “öyle” kokan bir gökyüzü ve iki yüzü keskin hesaplaşmalar. Yeni hayatına adaptasyon sürecini Paul, oğluyla görüşmesi yasak bir başka baba ile ilişkisinde, ve geçmişte kendi babasına tavırlarından şikayetçi ağabeyiyle tartışmalarında yeniden yeniden işlemekle karşı karşıyadır.
“Ters Rüzgarlar” Olivier Adan’ın aynı adlı romanının bir adaptasyonu. Jalil Jespert yönetmiş ve senaryo yazımına Olivier Adan ve Marion Laine ile birlikte dahil olmuş. Filmin klasik Fransız drama izleklerine sadık olduğunu belirtmek lazım. Bizatihi olaylara odaklanmaktan çok, onlardan arta kalan ya da onları önceleyen şeylerin duygularıyla ilgileniyor film. Karakterleri öngörülebilir mantıklarda sergilemeyen, onların saçma, şaşırtıcı, hüzün ve heyecan verici yanlarına yer açan bir tarz bu. Ayrıca sert tartışmalar ve bağırış çağırışlara gizlenen hassasiyetler... Bence Fransız sinemasının en güçlü yanları bunlar ve Ters Rüzgarlar’da da etkisini hissettiriyor.Benoit Magimel iyi bir oyuncu, ağabeyini oynayan Anoine Dulery’nin en az onunki kadar büyük desteği Ters Rüzgarlar’ı destekliyor.
Bir baba bir kaptandır ne de olsa, Paul’ün, arkadan esmeyen rüzgarlarla yaptığı seyir beyaz perdede.