Dün bir haber düştü. Haber RTÜK’ün Açık Radyo’nun “lisansının iptal edildiğini” duyurdu. Bir kere haberi almıştık 3 Temmuz’da. Geri çevrilmişti. Tekrar neden? İtirazın dün reddine karar vermek niye?
Dünyada gerçekten fenomenal olaylar olmakta. Bir yandan Antroposen çağına girdik. Diğer yandan insan doğayı ve atmosferi kirletmekteydi ve artık yok etme safhasına geçildi. Yangınlar nefes alma imkanları sağlayan ormanları yok etmekte. Oksijen azalmaya başlıyor. Denizler kirlenmekte ve balık türleri azalmakta.
Bunların yanında 10 Ekim gecesi bir sürü yerde güneş patlamaları görüldü. Gökyüzü cehennem kızıllığına büründü. Kimisi için dehşet manzarası kimisi için ise romantik bir gecenin olağanüstü güzelliği. Bunlar bize öyle imajlar verdiler ki, gökyüzü kızıl ile yeşil arasında geldi ve gitti.
Kuzey Amerika’dan (New York, Şikago vb.) Avrupa’ya (Berlin ve hatta Fransa’nın güneyinde Nice’in tepelerinden bile), bizde de Sakarya’da ve Kastamonu’da görülebilen bu renkler gökyüzünde bir “alamet kıyamet” etkisi yarattı. Her ne kadar iklim ısınması ile güneş patlamaları arasında direkt bir ilişki olmasa bile (öyle söylenmekte) yine de Türkiye’de televizyonlarda haber olarak gösterilen ABD’de Florida’ya kadar gelen ve on kadar ölüyle neticelenen Milton ve Fransa’nın kuzeyinde Kirk fırtınalarıyla aynı döneme denk gelmesi bir sürü soruyu yan yana getirebilir. Cevabımız olmasa bile bu atmosferin dünyaya fenomenal bir şekilde yansıması ile yağan yağmurların şiddeti şehirleri sular altında bırakabiliyor. Pembemsi arabeskler gökyüzünü aydınlatabiliyor.
Perşembe’yi Cuma’ya bağlayan gece görülen bu olay basına yansımıştı her yerde. Bizde de yayınlandı tabii bu görüntülerin haberleri. Eskiden insanlar kuzey ülkelerine gidiyorlardı. 10 Ekim’i 11 Ekim’e bağlayan gece Amerika ve Avrupa ülkeleri bu olayın görüntülerini, Kuzey ışıklarını (borealleri) yaşadı, gördü ve görüntüledi. Gökyüzünün muhteşem gösterisine tanık oldu. Nice’de Fabron’un tepelerinden görüntü alındı. İsmi üstündeydi Türkçeleştirilmiş halinde Aurora Borealis, Kuzey Işıklarıdır. Yani, Kuzey’de mevcuttu ama bu sefer güneyde, Akdeniz’de bile görüntülendi.
Biz bu tip doğal afetin, küresel ısınmanın ve buna karşı gelişen tedbirlerin haberlerini genelde Açık Radyo’nun ekolojist tavrından dinlemekteydik. Açık radyo kâinata açılan bir radyodur ve “açık” kalmalıdır. Bu radyonun Türkiye’nin ve ona bağlı olarak dünyanın sadece doğa siyasetine ait haberleri vermesi bakımından dolayı bile önemlidir ve elzemdir. Yani “vazgeçilmezdir.”
Doğanın ve atmosferin haberlerini almak için bu radyoya Türkiye’de herkesin ihtiyacı vardır. Bunca ödül almış olan ve neredeyse otuzuncu yılına gelen Açık radyo, tekrar edelim adı üstündedir: Vazgeçilemez ki “açık” kalmalıdır.
Ali Akay kimdir?
Ali Akay Paris'te, 1976-1990 yılları arasında Paris VIII Üniversitesi'nde Sosyoloji, Felsefe ve Siyaset Bilim okudu. 1990 yılından beri İstanbul'da, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Sosyoloji Bölümü'nde öğretim üyesidir. Aynı Üniversitenin Resim Bölümü'nde 1992 yılından beri doktora derslerini sürdürmektedir.
Yurt dışında Paris, New York ve Berlin'de dersler vermiştir. Türkiye'de ve yurt dışında birçok kurumsal ve kurum dışı sergilerin küratörlüğünü yapmıştır.
1992 yılında Toplumbilim dergisini kurmuş ve 2011 yılına kadar bu dergiyi sürdürmüştür. 2011 yılında, Toplumbilim dergisinin yeni ismiyle şu anda devam etmekte olan Teorik Bakış dergisini kurmuştur.
Yurt içinde ve yurt dışında yazıları yayımlanmıştır ve sanat, sosyoloji ve felsefe üzerine birçok kitabı vardır.
|