Şu an dünya üzerinde akıbeti belki de en çok merak edilen yarış, ABD ile Rusya’nın Suriye coğrafyasında sürdürdükleri bir yarış! Tarafların farklı noktalardan start alarak depara kalktığı bu yarışın finiş çizgisi, neredeyse 2,5 yıldır tamamıyla IŞİD’in elinde olan Rakka kenti!
Rakka’ya Yarış’ın nasıl sonuçlanabileceğine dair bir tartışmaya kalkışmadan önce, bu yarışın son dönemeçlerinin nasıl dönüldüğüne dair bir arkaplan bilgisi vermekte ve son haftalarda Suriye Fırat’ının yakınlarında olup bitenleri aktarmakta fayda var:
Dönemeçlerden biri, bilindiği üzere, Menbiç. Fırat’ın batısına geçerek Türkiye’nin kırmızı çizgisini silen Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) ABD öncülüğündeki koalisyon uçaklarının desteğinde IŞİD’e karşı sürdürdüğü Menbiç operasyonu üçüncü haftasını doldururken, çatışmaların özellikle şehrin batı kesimlerinde şiddetlendiği ve SDG birliklerinin bu şehrin batısında bulunan El - Bab kenti yolundaki stratejik bir kavşak noktası kabul edilen Yatani köyünü de aldığı yolunda haberler geliyor.
Menbiç operasyonunun Suriye savaşında bir şehrin ele geçirilmesinin çok ötesinde anlam taşıyan da bir boyutu var. Zira Menbiç’in kuşatılması ile birlikte IŞİD’in hem Halep, Hem Rakka hem de Cerablus bağlantısı kopartılmış oluyor.
Menbiç kuşatmasını sağlama alan SDG önümüzdeki haftalarda bu şekilde ilerleyerek batıdaki El-Bab’ı da doğudan kuşatır hale gelecek. Bu arada Suriye ordu birlikleri de muhtemelen doğuya doğru ilerleyerek El Bab’ı güneyden kuşatma çabasına girecek.
El- Bab’ın iyice kuşatılıp izole edilmesiyle birlikte IŞİD güneydeki varlığından kopartılmış ve kuzeyde Türkiye sınırında bir cebe hapsedilmiş olacak.
Bu arada biliyoruz ki, IŞİD’in Suriye’deki merkezi olan Rakka’ya da batıdan Rus uçakları desteğindeki Suriye ordu birlikleri, doğu ve kuzeyden ise ABD uçakları desteğindeki SDG ilerliyor.
IŞİD’i Rakka’nın batı kırsalında sıkıştırmaya çalışan Suriye ordusu, geçtiğimiz haftalarda örgütün Deyr’ez Zor bağlantısını da kopartacak şekilde bir operasyona girişerek El-Tabka bölgesine saldırdı ve IŞİD’e kayıplar verdirdi. Resafe Ovası’na doğru hareketlenmiş olan Suriye ordu birliklerinin bugün El-Tabka’ya 25 km mesafede olduğu söyleniyor. Bu birliklerin önümüzdeki gün ve haftalarda Rakka’nın batı kırsalında yeni harekâtlara girişmesi beklenebilir.
Suriye ve SDG’nin bağımsız operasyonlarının ardından Rakka’nın tam olarak kuşatılmasıyla da, IŞİD Suriye coğrafyasında bu kez 3 ayrı cebe sıkıştırılmış olacak.
Bu durumun Rakka’yı ele geçirecek güçlere ekstra bir stratejik avantaj verecek olması, önümüzdeki dönemi daha da ilgi çekici kılıyor. Rakka’yı Rusların desteğindeki Suriye Ordusu mu alacak, yoksa Amerikalıların desteğindeki SDG (ya da o tarihin yaklaşmasıyla birlikte belki de oluşturulabilecek ve lojistiğini yine YPG’nin vereceği “Menbiç Askeri Konseyi”ne benzer bir “Rakka Askeri Konseyi”) mi?
Şimdi cevabı belki de en çok merak edilen soru bu!
Bu, finiş çizgisinin Rakka olduğu çok önemli bir yarış. Ve Rakka’nın durumu bu anlamda II. Dünya Savaşı sırasındaki Berlin’in durumunu andırıyor. II. Dünya savaşı sona ererken ABD askerleri ile Sovyet Kızıl Ordu birlikleri birbirlerinden önce Berlin'e girebilmek amacıyla büyük bir yarış halindeydiler. Almanya’nın kayıtsız şartsız teslim olmasıyla sonuçlanan son Berlin muharebesinin cephedeki en büyük galibi de Sovyetler Birliği olmuştu.
Bu kez yarış Rakka’ya! Ve tıpkı Berlin’de belirli bir aşamada olduğu gibi, burada da belki şu an hesap edilmeyen bir diğer faktör, savaşı kaybedecek olan gücün kime, yani hangi “düşmana” teslim olmayı seçeceği.
Malum, Berlin’de savaş Sovyet ordusunun kente girdiği 2 Mayıs 1945 günü Kızıl Ordu’nun kesin hakimiyeti ile bitmişti. Ancak çatışmalar kentin kuzeybatısında ve güneybatısında 8 Mayıs’a kadar devam etmişti. Bunun da sebebi, Almanların Kızıl Ordu birliklerine teslim olmaktansa, Amerikan ve İngiliz kuvvetlerine teslim olmak istemesiydi.
Rakka’ya yarışın IŞİD ile olası pazarlıkları daha da ilginç hale getireceği kesin. Bu durum, zamanı gelince Amerikalılar ile Rusların arasını muhtemelen daha da açacak.
Savaşın o perdesinde neler olup biteceğini yaşayıp göreceğiz. Hesapların çatışmaların her safhasında yeniden şekillendiğini ve sonucun bugün her olasılığa açık olduğunu unutmamalıyız.
Bugün için kesin olarak bildiğimiz bir şey var ki, Suriye ordusunun Rus desteğindeki askeri kazanımlarının yoğunlaşması, Suriye cephesinde anlamlı bir zafere her geçen gün daha fazla ihtiyaç duyan Washington’un epeyce canını sıkıyor. Moskova’nın Şam üzerindeki nüfuzunu barış görüşmelerinin ilerletilmesi yönünde kullanmadığını ileri süren ABD, bu konuda Rusya’ya yönelik uyarılarının dozunu artırırken, “keşke karagücü kullanabilsem” şeklinde bir düşünceyi de içeride giderek daha çok pişiriyor.
Amerikan Dışişleri Bakanlığı’ndaki 51 diplomatın, Obama’nın Suriye politikasını protesto eden ve Beşar Esad yönetimini hedef alan askeri operasyonlara girişme çağrısında bulunan bir bildiri yayımlamaları ve Dışişleri Bakanı John Kerry’nin de bu bildiriden yana olduğunun iddia edilmesi bu anlamda çok da şaşırtıcı değil.
Bu arada Rus uçaklarının geçtiğimiz günlerde ABD’nin desteklediği bazı muhalifleri Ürdün sınırı yakınlarında bombalaması da iki ülke arasında bir başka gerilime yol açmış görünüyor. Amerikalılar Rusya’ya kasten yaptıkları yolunda suçlamalar getirirken, Ruslar ise, Amerikalıların muhalif güçlerin lokasyonlarını kendilerine daha önceden bildirmediklerini söylüyorlar.
Kuzeyde olsa belki işgal ettiği topraklardan Türkiye’ye teslim olarak feragat etmeyi seçecek olan IŞİD’in El-Bab – Menbiç hattının güneyinde böyle bir “şansı” yok! Burada muhataplar farklı. Bu muhatapların Rakka Yarışı’nda yeni hangi açılımları sergileyecekleri ise şu an için muamma!
Ancak Rus Savunma Bakanı’nın geçtiğimiz cumartesi günü Suriye’deki Hmeymim hava üssünü ziyareti ve burada Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad ile buluşması Moskova’nın bölgedeki rolünü daha da geliştireceğinin ve Rakka Yarışı’nın kızışacağının habercisi gibi.