Başlıktaki soruyu bana sorduran Suriye’de son dönemlerde meydana gelen ancak Türk medyasının büyük ölçüde gözünden kaçan bazı gelişmeler. Biz bu gelişmelerin büyük kısmından, Daeş’in, yani bizde bilindiği adıyla IŞİD’in sadece askeri değil aynı zamanda mali sıkıntılar ve zorluklar yaşamaya başladığına dair sinyallerin de yoğunlaştığına hükmeden bir makale sayesinde haberdar oluyoruz.
Hangi makaleden söz ediyorum?
“Middle East Forum” adı verilen ve ABD’nin Filadelfiya şehri merkezli bir düşünce kuruluşunda uzman araştırmacı olarak çalışan Ayman Cevat el Tamimi’nin 22 Nisan 2016 tarihli makalesinden... Ayman Cevat’ı özel kılan, yılların seyri içinde Suriye ve Irak’ta IŞİD’in denetimi altında bulunan bölgelerden elde ettiği resmi ve gayrı-resmi belgeler üzerinde örgüte dair son derece çarpıcı tespit ve değerlendirmeler yapabiliyor olması. O bu belgeleri çoğu örgüt içi ya da örgüt karşıtı çeşitli kaynakların sosyal medya üzerinden gerçekleştirdiği paylaşımlar kanalıyla toplayıp derlemiş.
Ayman Cevat’ın söz konusu makalesi, ABD Askeri Akademisi’nin Terörizmle Mücadele Merkezi (Combating Terrorism Center) tarafından her ay yayımlanan “CTC Sentinel” isimli derginin Nisan 2016 tarihli sayısında yer aldı. “A Caliphate under Strain. The Documentary Evidence” başlığıyla dergide kendine yer bulan makalesinde Ayman Cevat el Tamimi, çok sayıda belgeden hareketle IŞİD’in sadece askeri değil aynı zamanda finansal ve idari açılardan da epeyce sıkıntıya düştüğü sonucuna varıyor.
Söz konusu belgelere bakılırsa, IŞİD’in mali kaynaklarının çoğu bu yapıyı askeri açıdan ayakta tutmak, yani savaşçıların maaşları ve yan ödenekleri için harcanıyor. Cevat’ın Deyr üz Zor bölgesinden elde ettiği belgelerden hareketle yaptığı hesaplamalara göre, IŞİD’in giderlerinin kabaca üçte ikisi askeri harcamalardan oluşuyor.
Ülkenin kuzeyindeki IŞİD savaşçıları için koşullar güneydekine nazaran daha iyi. Ancak IŞİD militanlarının örgütten ne kadar maaş aldıkları tam olarak belirgin değil. Kimi iddialara göre, IŞİD bünyesinde cihat mücadelesi veren yerel savaşçılar 400 dolar, yabancı kökenli savaşçılar ise 800 dolar civarında aylık maaş alıyor. Ancak bu konuda şu ana kadar elde edilmiş belki de en güvenilir kaynak Cevat’ın da paylaştığı belgeler. Bu belgelere göre, bir savaşçının baz maaşı 50 dolar. Bu rakama savaşçının her karısı ve seks kölesi için 50’şer dolar ile çocuk başına 35 dolar daha ekleniyor. Anne baba gibi bakmakla mükellef olduğu kişiler için de ayrıca 35 dolar daha veriliyor.
Yani belgelerden birinde de görüldüğü gibi, 2 karısı ve 6 çocuğu olan bir IŞİD savaşçısı en az 360 dolar maaş alıyor
Buna günlük gıda ve yakacak yardımı ile belirli operasyonel görevleri yerine getirdiğinde aldığı ikramiyeler ekleniyor
Kimi belgelere göre, savaşçıların kazançlarında geçtiğimiz yılın sonlarında bazı kesintilere gidilmiş durumda. Kasım-Aralık 2015 arasında Rakka’da yayımlanmış bazı belgeler bunun en açık kanıtı. Bunlara göre savaşçıların maaşları yüzde 50 oranında düşürülmüş durumda. IŞİD bu kesintiler için örgütün içinden geçtiği “istisnai koşulları” gerekçe gösteriyor.
Halep’in kuzey kırsalında ele geçirilen ve altında IŞİD Halep Vali Vekili’nin imzası bulunan Eylül 2015 tarihli bir belgede ise, operasyon dışı zamanlarda örgüte ait araçların çeşitli amaçlarla “gereksiz” kullanımının aşırıya kaçtığına ve bunun da Hazine’ye önemli bir yük getirdiğine dikkati çekilerek, “tüm kardeşlerimizin bağlı oldukları emir’in müsaadesi olmadan Devlet’e ait araçları kişisel ihtiyaçları için kullanmamaları karara bağlanmıştır, bu kararın dikkate alınmaması durumunda, Allah’ın izniyle, bu kişiye yönelik soruşturma açılacaktır....” denilmekte.
Halep valiliğinin imzasıyla yayımlanan Ekim 2015 tarihli bir bildiride ise, “şehirdeki bütün mücahit kardeşlerimizin evlerine 24 saat daimi olarak sunulan elektrik hizmetinde kesintiye gidileceği” vurgulanmakta.
Masrafları kısmaya yönelik önlemlerin dışında örgütün kendisine yeni gelir artırıcı faaliyetler tasarladığına dair delillere de rastlanıyor. Bunlardan biri, “pişmanlık bedeli”ni temel alıyor. IŞİD 2014 Haziran’ında Musul’u aldığında, eski ordu ve polis teşkilatı mensuplarına yönelik “pişmanlık bedeli” adı altında bir uygulama hayata geçirmişti. Örgüt, Eylül 2015’ten geçerli olmak üzere söz konusu uygulamanın kapsamını eskiden seçim komisyonlarında görev yapmış kişileri de içerecek şekilde genişletmiş durumda.
Aynı tarihlerde yayımlanmış bir başka belgede ise, 2015-2016 ders yılında IŞİD’in Talim Divanı’nın himayesi altındaki okullarda ders görecek talebelerin müfredatta okutulacak ders kitaplarının bedellerini karşılamaları gerektiği bildiriliyor.
Örgütün mali sıkıntılarına işaret eden bir başka gösterge, Suriye pound’unun değer kaybetmesiyle birlikte, IŞİD’in denetimi altındaki bölgelerde ABD dolarının daha yoğun bir kullanım görmeye başlaması. Örgüt kendi para birimi olarak ilan ettiği “altın dinar” konusunda ısrar etmek yerine kur farkıyla kendisine bir başka gelir kalemi daha yaratmış halde. Yürütülen propagandaya rağmen, “altın dinar” kendisine derinlikli bir kullanım sahası bulmuş görünmüyor.
Araştırmacı Ayman Cevat’a göre, bütün bu zorlukların ardında, örgütün kimi nakit kasalarının hava bombardımanlarıyla yok edilmiş olması kadar, Türk sınırındaki geçişlerin zorlaştırılması yüzünden IŞİD’in Türkiye erişiminin kısıtlanmasının da payı var. Ayrıca Irak hükümeti de, IŞİD denetimi altındaki bölgelerde görev yapan devlet memurlarına, örgütün bu maaşlar üzerinden vergilendirme yapıp kendisine bir gelir kalemi daha yaratmasını gerekçe göstererek geçtiğimiz yılın ikinci yarısında ödemeleri kesmişti.
Peki bütün bunlar ne anlama geliyor? IŞİD çok mu zorda? Ya da örgüt çöküyor mu?
Ayman Cevat el Tamimi, bizi yıllardır süren iç savaş sırasında elverişsiz yaşam koşulları altında yaşamaya alışmış, işlerin daha da kötüye gitmesini kaldırabilecek bir yapıda olan IŞİD’in kısa süre içinde çökertilebileceği gibi bir zanna kapılmamamız için de uyarıyor.
Yani IŞİD için bıçak kemiğe dayanmış sayılmaz. Zira, örgüt bildiğimiz üzere soygun ve gaspla elde ettiği varlıklar dışında petrol ve doğalgaz ticareti ile elektrik satışından da hatırı sayılır miktarda gelir elde etmeyi sürdürüyor.
Ayrıca onu Ortadoğu’daki çıkarlarına yönelik kullanmak istedikleri için ayakta tutmak isteyen, bu nedenle de “aman Daeş bölünmesin ve de çok güçsüzleşmesin” diye düşünerek fazla dokunmayan, dokunduğunda da örgütün lideri Ebubekir el Bağdadi’ye muhalif olabilecek ikinci adamlarını hedef alan operasyonlar düzenleyen ve tek arzusu onu yok etmek değil içine sızmak olan güçlü dostları var. Yani sırtı kolay kolay yere gelmez.
Yine de, örgüt için belli ki işler pek de iyiye gitmiyor.
twitter: @akdoganozkan