Geçtiğimiz haftalarda sadece istihbarat değil aynı zamanda insanlık tarihinin de en karanlık sayfalarına ışık tutar nitelikte çok önemli ve ilginç bir gelişme meydana geldi. George Washington Üniversitesi'nin Dijital Ulusal Güvenlik Arşivi, ABD hükümetinin CIA aracılığıyla uygulamaya koyduğu ve uyuşturucunun da yardımıyla insan zihnini silip yeniden programlayarak davranış değişikliği yaratmayı hedefleyen, eski bir operasyonun (MKUltra) ayrıntılarını içeren bir belgeler koleksiyonunu 23 Aralık 2024 tarihinde yayınladı.
Geçmişi ‘50’li yıllara giden ve uyuşturucular, ilaçlar, hipnoz ve psikolojik manipülasyon yöntemleri yoluyla insan zihnini kontrol altına alacak teknikler geliştirmeyi amaçlayan bu programın adı MKUltra. CIA’in en kötü şöhretli ve en karanlık programlarından biri bu MKUltra. Ulusal Güvenlik Arşivi tarafından yayımlanan söz konusu koleksiyon, CIA'in 1952'den 1970'lere kadar bu program çerçevesinde insanlar üzerinde yürüttüğü ve “psikolojik işkence” olarak nitelenebilecek deneylerin ayrıntılarına ilişkin 1.200'ün üzerinde belge içeriyor. Belgeler insan zihnini silmek ve yeniden programlama yollarını keşfetmek amacıyla Soğuk Savaş döneminde bu “teknikler” yoluyla uygulanan gizli programın çok sayıda ayrıntısıyla dolu.
CIA kimyageri Sidney Gottlieb tarafından geliştirilen ve elektroşok tatbikinden yüksek doz LSD kullanımına değin çeşitli yöntemlerin kullanıldığı MKUltra ile asıl hedef, “özel sorgulamaları” ve askeri operasyonları kolaylaştırmak imiş. Programın, düşman ajanlarının sorgulamaları sırasında veya savaş zamanlarında (en azından eldeki bilgilerin sınırlılığı çerçevesinde) uygulanmadığı anlaşılıyor. Ancak, 1953’ten başlayarak onlarca yıl boyunca bir yandan 80 Amerikan üniversitesinde, tıbbi tedavilerde, hapishane hastanelerinde, bağımlılıkla mücadele kliniklerinde ve gençlik ıslahevlerinde bir yandan da New York ve San Francisco'da CIA’e ait “güvenli evlerde” uygulanmış. Resmî kurumlarda davranış bilimleri alanının önde gelen bilim insanları tarafından yürütülen program CIA evlerinde narkotik ajanlarının denetiminde uygulanmış.
Yine belgelerden öğreniyoruz ki, ABD'li ilaç devi Eli Lilly & Company 1954'ün sonlarında geliştirdiği ve LSD üretimini basitleştiren tekniğiyle CIA'in davranış kontrol çabalarının merkezinde yer alan yeni bir psikoaktif kimyasal maddenin baş tedarikçisi olmuş.
MKUltra suistimalleri ilk kez New York Times gazetesinde bundan 50 yıl önce Amerikalı gazeteci Seymour Hersh tarafından konu edilerek araştırılmıştı. Daha sonra konu yine Amerikalı gazeteci ve tarihçi Stephen Kinzer tarafından araştırılmış ve Gootlieb’in çalışmalarını da kapsayan tüm araştırma bulguları 2019 yılında “Poisoner in Chief” isimli kitabında yayınlamıştı. Ancak konuya dair resmî belgeler ilk kez Dijital Ulusal Güvenlik Arşivi’nin açıkladığı belgeler sayesinde kamuoyuyla buluşmuş oluyor. Koleksiyondaki belgelerin çoğu, CIA'in davranış ve zihin kontrol deneylerini en yetkin şekilde anlatan kitap olarak kabul edilen “The Search for the Manchurian Candidate” kitabının yazarı John Marks tarafından Ulusal Güvenlik Arşivi’ne bağışlanmış. Bunlar Marks'ın büyük ölçüde ABD’deki Bilgi Edinme Hürriyeti Yasası aracılığıyla elde ettiği CIA kayıtlarından oluşuyor. Koleksiyona katkıda bulunan bir diğer kaynak ise, 1953'te bir CIA çalışanı tarafından gizlice LSD verildikten 10 gün sonra New York City’deki bir otelin “10. kattaki penceresinden düşerek ölen” bir ABD Silahlı Kuvvetleri biyokimyacısı olan Frank Olson'un ailesine teşkilat tarafından iletilmiş belgeler. Bazı Kongre soruşturma ve tanıklık kayıtları ile CIA'in okuma odasından bazı belgeler de eldeki malzemeleri desteklemek üzere koleksiyona dahil edilmiş.
CIA’in kirli ve gizli tarihini örtbas edip silme çabasına rağmen bir kısmı günümüze kadar yok olmadan gelebilmiş bu belgeler, teşkilatın insan “zihnini uçurmak” amacıyla yürütülen onlarca yıllık programın son derece rahatsız edici bir anlatısını sunuyor. Lakin orijinal proje kayıtlarının çoğu CIA Direktörü Richard Helms ile uzun süre MKUltra şefi olarak da görev yapan CIA Teknik Hizmetler Bölümü Kimya Bölümü şefi Sidney Gottlieb tarafından 1973'te imha edilmiş. “En karanlık” belgeler muhtemelen imha edilmiş olacağı için projenin ne kadar korkunç boyutlara vardırıldığını belki hiçbir zaman öğrenemeyeceğiz.
Elde kalan belgelerde zihin kontrolü programı ile ilgili şu bilgilere yer veriliyor:
“Doz uygulanan kişilerle bir saatten uzun süreyle görüşülecek ve her şey planlandığı gibi giderse, bu kişiler sorguya çekildiklerini neredeyse hiç hatırlamayacaklardı. Bir deneyde, deneklere (güçlü bir metamfetamin uyarıcısı olan) Desoxyn ile birlikte ‘ağır dozlarda’ (hızlı etkili, yatıştırıcı bir barbitürat olan) sodyum pentotal verildi. Şaşırtıcı olmayan bir şekilde, entegrasyon ‘olağanüstü bir başarı’ olarak ilan edildi.”
Bir diğer ilginç bilgi, federal narkotik ajanı George White tarafından 1952'de ajandasına aldığı 5 nolu belgede yazıyor:
“CIA'in LSD gibi uyuşturucuları test ettiği ve bundan haberi olmayan Amerikalılar üzerinde başka deneyler yaptığı bir güvenli evi işleten federal narkotik ajanı George White'ın günlüğünden 1952 tarihli bir giriş. (Belge 5)”
Belgelerde George White, Sidney Gottlieb tarafından kendisine CIA için danışman olması yönünde teklif yapıldığını da açıklıyor. Teklifi kabul eden White daha sonra New York ve San Francisko’da CIA’e ait güvenli evlerin yönetiminden sorumlu oluyor. Bu evlerde gizlice LSD verilen ABD vatandaşları çeşitli zihin kontrol deneylerine maruz kalıyorlar.
Belgeler arasında “narkoz” ve “hipnoz”un bir arada kullanıldığı ARTICHOKE sorgulama yöntemlerinin iki taraflı oynadığından şüphelenilen ajanlarda “başarılı” kullanımına ilişkin 1952 tarihli bir rapor da var.