Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde aylardır bilinci kapalı olarak ve artık vücut fonksiyonlarının önemli bir kısmı iflas etmiş bir şekilde yatan bir hasta Berkin Elvan. 16’ncısı meçhul hayatının 15 yaşına girdiğinin bile farkında olamadı Ocak ayında.
16 Haziran 2013’te onu ekmek almaya giderken vuran polis memurları itinayla yargıdan kaçırıldı. Sanki vurulmakla cürüm işleyen Berkin’miş gibi, onu vuranlar bugün bir de yattığı yeri ablukada tutuyorlar.
Neden Berkin’i vuranlar ve Gezi’de 6 gencimizi sopalarla, tekmelerle, kurşunlarla öldüren katiller ellerini kollarını sallaya sallaya aramızda dolaşıyorlar?
Neden adaleti, bağımsız yargıyı mumla aramak durumunda kalıyoruz Türkiye’de? Ve neden o serbest dolaşanlara Zirve Yayınevi katliamının sanıkları ile Hrant Dink davası tutuklularından Erhan Tuncel de katıldı geçen hafta?
Yoksa hükümetimiz 14 yaşındaki çocukları vuranlar ve kalleşçe cinayetler işleyen katiller yargılanabilsin diye yargı kurumlarımızın terkibinde gerekli oynamayı (!) yapmamış, yargıyla oynamamış olabilir mi?
***
Geçtiğimiz hafta internete düşen ses kaydına bakılırsa, hükümetimiz istediğinde yargıyla çok güzel “oynuyor.” Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile eski Adalet Bakanı Sadullah Ergin arasında geçtiği iddia edilen sese kaydı doğruysa eğer, telefon konuşması şöyle gerçekleşiyor:
Başbakan bir iş adamının dava dosyasının bir sonraki safhada Yargıtay Ceza Genel Kurulu’na gideceğini öğreniyor. Merak ettiği husus Ceza Genel Kurulu’ndan iş adamı hakkında arzuladığı yönde bir karar çıkıp çıkmayacağı. Yaptıkları yasal değişikliklerle Kurul’un istedikleri “tertip”e bürünüp bürünmediğiyle ilgili olarak Başbakan’ın eski Adalet Bakanı’na sorduğu sorulardan biri şöyle:
“Biz onunla oynamış mıydık?”
Cumhuriyet tarihimiz boyunca bu tip görüşmelerde kim bilir kaç kez söylenmiş, olağanüstü bir “hayat bilgisi” de içeren bir soru.
Gerçi, o bilgi “başkalarının hayatının bilgisi!”
Ama belki öyle olduğu için de Eski Adalet Bakanı’nın verdiği cevaplar soru kadar kıymetli.
Ve biz o kıymetli cevaplardan anlıyoruz ki, “evet onunla oynamışlar.” Oynandığı için de, Adalet Bakanı Yargıtay Ceza Kurulu’nda, “bir sıkıntının olmayacağı” teminatını veriyor Başbakan’a.
Ve ikili konuşmanın devamında “oynanılan” yapının yeni terkibi ve detayları üzerinde duruyorlar. Konuşma parmak hesabıyla ve inşallahlarla su gibi akıp gidiyor!
***
Böylece öğreniyoruz ki, yürütmenin zirvesinde yargıdan diledikleri gibi kararlar çıkmasını sağlamak için yasamadan yararlanan “dava takipçileri” varmış.
Ve bu memlekette adalet (!) bu takipçilerin bir “oynamasına” bakıyormuş, inşallah!
Biz de bu “dava takipçilerinin” oyun bahçesine devlet diyormuşuz, maşallah!
Bu bahçede yargı bağımsız, kuvvetler ayrı imiş. Elhamdülillah!
Berkin 15 yaşına girdiğini bilemedi. Onunla Gezi’de iki top oynayamadık! Ama Allah devletimize zeval vermesin. Maazallah!
“Biberine, gazına! Tekmelerin hasına...” İllallah!
“Yok mu çaresi dostlar? Fesubhanallah!”