21 Şubat 2025

Yabancı hakem, sorunları ortadan kaldırabilecek mi?

Futbolu uzun zamandır gerçek anlamda konuşmayı bıraktık ve futbolun yerini rakibi ötekileştirmek suretiyle yok eden bir anlayışı hâkim kıldık. Şimdi ortaya çıkarttığımız canavarın ortadan kaldırılması ve adaletin yeniden tesis edilebilmesi için yabancı hakem üzerinden çözüm arıyoruz

Memleketin genel haleti ruhiyesi ile ülke futbolu arasında yakından bir bağ söz konusudur ve yabancı hakemin elli küsur yıl sonra yeniden Türkiye futbol liginde maç yönetecek olması göründüğünden çok daha derin anlamlara sahiptir. Beş-altı yaşlarından bu yana düzenli olarak maç seyreden ve son otuz yıldır da akademik olarak futbolla ilgilenen bir akademisyen olarak yabancı bir hakemin Türkiye süper liginde maç yönetecek olması konusunun son derece ilgi çekici sonuçları bünyesinde barındırmakta olduğu kanaatindeyim. Her şeyden önce ülkede giderek yükselen yerli ve milli iktidar vurgusu göz önünde bulundurulduğunda ve buna iktidarın küçük ortağı olan partinin liderinin süper lig takımlarındaki yabancı oyuncu sayısı ile ilgili açıklamaları eklediğimizde yabancı hakem tayini daha da manidar bir hale dönüşüyor. Bir de bu duruma hali hazırdaki Türkiye Futbol Federasyonu başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu’nun ‘ben görevde olduğum sürece yabancı hakem gelemez’ cümlesini eklediğimizde resim aslında tamamlanmış oluyor.

Belirli aralıklarla yabancı hakemlerin getirilmesi gerektiğini savunanların olduğunu ve bu görüşlerin dönem dönem epey prim yaptığını da söylemeliyim. Ancak bütün bu isteklere karşın elli yıl boyunca bir yabancı hakemin, özel bir atama ile getirilmesi söz konusu olmamıştı. Bu uygulamanın her şeyden önce süper ligin içerisindeki on dokuz takım arasında iki tanesinin diğerlerinden daha farklı bir pozisyona oturtulduğu gerçeğinin bizatihi futbol federasyonu eliyle tescillemiş olduğunu söylemeliyiz. Çünkü birilerinin neden örneğin geçtiğimiz hafta Beşiktaş ile Trabzonspor arasında oynanan karşılaşmada değil de bu pazartesi günü Galatasaray ile Fenerbahçe arasında oynanacak olan karşılaşmada yabancı hakem görevlendirilmesine karar verildiğini izahını yapması gerekir. Tabii bu konuda da hiç kimsenin bir açıklama yapmayacağını veyahut yapılan atamanın var olan yönetmeliklere uygun olduğu gibi ifadeler ile karşı karşıya bırakılacağımızı da şimdiden öngörebiliriz. Ancak yine de bu durum George Orwell’ın Hayvan Çiftliği eserindeki ‘bütün hayvanlar eşittir bazıları daha eşittir’ cümlesinin süper lige uyarlanması durumunu ortadan kaldırmayacaktır: Süper ligimizdeki bütün takımlar eşittir fakat Galatasaray ile Fenerbahçe onlardan daha eşittir.  Bu kararla birlikte süper lig tarihinde iki takımın diğerlerinden başka bir pozisyona haiz oldukları ilan edilmiş olmaktadır. Bu durumla ilgili olarak geride kalan bütün takımların, hayata geçirilecek olan bu kararla ilgili olarak görüşlerini belirtmeleri gerekmektedir. Ancak bunun da yaşanmayacağı konusunda neredeyse birazcık ülkeyi tanıyanlar hemfikir olacaklardır. Sesini çıkarması gereken bir diğer kurum ise Türkiye faal futbol hakemleri ve gözlemcileri derneğidir. Ülkedeki hakemlerden hiçbirisinin bu karşılaşmayı yönetmeye ehil olmadığı yine bu karar ile tarihe not olarak düşülmüştür. Türk hakemlerinin bundan sonraki yönetecekleri bütün karşılaşmalarda yaşanacak her türlü hatanın ardından Türk hakemliğinin tabutuna çakılacak olan çivilerin sayısı artacaktır. Bir başka ifadeyle bu karar elli yıl sonra Türk hakemliğinin ölümünün de kamuoyu ile paylaşılması halidir ve buna vesile olan da bizatihi merkez hakem kurulu yönetimidir.

Yabancı VAR hakeminin getirilmesi ile başlayan sürecin maçı idare edecek hakem üçlüsünün getirilmesi ile devam ettirilmesinin ardından Türk hakemlerinin ülke içerisinde olduğu kadar ülke dışındaki görünürlüğü konusunda da sorunlar daha da artacaktır. Burada asıl üzerinde durulması gereken husus adaletin tesisi için getirildiği düşünülen yabancı hakemin bundan sonra hangi karşılaşmalarda ve hangi koşullarla ülkeye getirilmeye devam edeceği gerçeğidir. Bu noktada da tıpkı yabancı hakem getirilme sürecinin berbat bir iletişim yönetimi ile gerçekleştirildiği gibi bir anlayışın sürdürüleceği düşüncesindeyim. Çünkü komplo teorilerinin havada uçuştuğu ve herkesin kendi haklılığının tescili üzerinden ahkam kestiği bir yerde, kimsenin derdi adaletin tesis edilmesi falan değildir.

Futbolu uzun zamandır gerçek anlamda konuşmayı bıraktık ve futbolun yerini rakibi ötekileştirmek suretiyle yok eden bir anlayışı hâkim kıldık. Şimdi ortaya çıkarttığımız canavarın ortadan kaldırılması ve adaletin yeniden tesis edilebilmesi için yabancı hakem üzerinden çözüm arıyoruz. Bu bir anlamda kendi insanımıza (hakemlerimize) güvenmediğimizin de dışavurumudur. Bununla birlikte söz konusu bakış açısının daha en baştan sakat doğduğunu ve bu durumun ilerleyen aşamalarda başımızı çok daha fazla ağrıtacağını da eklemek durumundayım çünkü güvenmediğimiz bu hakemler de yine bu toplumun yani bu kültürün ürünleri. Bizler ne isek onlar da aynı şekilde odur. Onlar ne ise biz de aynı şekilde oyuz. Yabancı bir hakem üzerinden kendi kültürümüzde ortaya çıkarttığımız bütün o eğrilikleri düze çekeceğimizi düşünüyoruz. Yabancı hakemi kaçınılmaz bulanlara bu işin ilerleyen aşamalarını da göz önünde bulundurmalarını tavsiye ediyorum. Diğer alanlar için de benzer yaklaşıma ve benzer uygulamalara kapı açacak mısınız? Yoksa o kadar da olmaz mı! Diyeceksiniz.

Daha bugünden Slovenyalı hakem Slavko Vincic ile ilgili haberler gündeme getirilmeye ve hakemin geçmişteki yapıp ettikleri, yaşı, uyuşturucu ve pedofili ile ilgili göz altına alınması vb. gibi konular tartışılmaya başlandı bile. Pazartesi gecesi öyle ya da böyle yine hakemin üstelik bu kez yabancı hakemin konuşulacağı bir karşılaşma izleyeceğiz ve ekranlarda onlarca yorumcu bu defa yabancı hakemin getirilmesinin sakıncaları ve komplo teorileri üzerinden gündemin bir kez daha değiştirilmesine destek verecekler.

Ahmet Talimciler kimdir?

Ahmet Talimciler, 1970 yılında İzmir Karşıyaka'da dünyaya geldi. Karşıyaka spor kulübünün minik ve yıldız takımlarında, Tarişspor kulübünün genç takımında oynadı. 1988 yılında Ege Üniversitesi Coğrafya bölümüne kaydoldu ve iki yıl burada okuduktan sonra tekrar sınava girerek aynı üniversitede sosyoloji bölümünü kazandı. 

1994 yılında "Futbolun Toplumsal İşlevi" başlıklı lisans teziyle bölümden mezun oldu. Ardından Ege Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü'nde 1998 yılında Türkiye'de Futbol Fanatizmi ve Medya İlişkisi başlıklı yüksek lisans tezini, 2005 yılında da Türkiye'de Futbol ve İdeoloji İlişkisi başlıklı doktora tezini tamamladı. 

2001 yılında Milliyet Gazetesi Sosyal Bilimler ödülünü kazandı. 

1996 yılında Araştırma Görevlisi olarak başladığı Ege Üniversitesi Sosyoloji bölümünden 2019 yılında ayrılarak İzmir Bakırçay Üniversitesi Fen- Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Uygulamalı Sosyoloji ana bilim dalına profesör kadrosuyla geçiş yaptı. Halen aynı üniversitede görev yapmayı sürdürmektedir.

Son yirmi yılda yerel ve ulusal düzeyde gazetelerde, internet sitelerinde yazmıştır. Mart 2016'dan bu yana T24'te başta spor ve gündelik hayata ilişkin olmak üzere gündeme ilişkin yazılar yazmaktadır. Karşıyaka Belediyesinin çıkartmakta olduğu Gazete Karşıyaka'nın yazarlarındandır.

Bir diğer önemli tutkusu ise radyo yayıncılığıdır, üç yıl boyunca TRT İzmir Kent Radyosunda Sporun Arka Planı programını hazırlayıp sunmuştur. Halen TRT Türkiye'nin Sesi Radyosu Memleketim FM'de Spor Daima programına cuma günleri konuk olmayı sürdürmektedir. YouTube üzerinden yayınlanmakta olan Geek Futbol programının da yorumcularından birisidir. Evli ve spor tutkunu bir çocuğun babasıdır. 

Kitapları

- Türkiye'de Futbol Fanatizmi ve Medya İlişkisi (2003,2014, Bağlam Yayınları)

- Sporun Sosyolojisi Sosyolojinin Sporu (2010,2015, 2018, Bağlam Yayınları)

- Futbol Yazıları (2017, Bağlam Yayınları)

- Türkiye'de Futbol En Az Futboldur (2020, Spor Yayınevi ve Kitabevi)

- Saçmanın İktidarı (2021, Sakin Kitap)

- Beklentilerin Tersine Çıktığı Alan: Eğitim (2022, Sakin Kitap)

- İlkelerimizi Kim Yazacak? Cem Can Yazıları (Yayına Hazırlayan- 2012, Moss Spor)

- Fair Play Yemin İstemez (Yayına Hazırlayan- 2012, Moss Spor) 

- Şiddet, Şike ve Medya Kıskacında Futbol ve Taraftarlık (2015, Litera Türk Academia, Müge Demir ile)

- Football in Turkey (Editör- 2016, PL Academic Research)

 

 

Yazarın Diğer Yazıları

Hediyeleri ifşa edenler

Değişen zaman ile değer yargılarının da değişeceği gerçeği ile çok garip bir biçimde yüzleşmek durumunda kalıyoruz

Türkiye’nin muhalefetle olan imtihanı

Kafa karışıklığı bir türlü geçmeyen ve bütün yaşanan olumsuzluklara karşın umut olmayı başaramayan muhalefetin Türkiye’yi kısır döngüden çıkarabilmesi olası değildir!

Futbolumuzun beyin yakan halleri

Yapı, algı, organizasyon vb. ifadelerin havada uçuştuğu bir yerde futbolun bırakın kendisini, onu çağrıştıran herhangi bir parçasının dahi konuşulması mümkün değildir

"
"