30 Aralık 2016

Sorunlu futbolcu transfer edilmeyecekmiş!

"Geçtiğimiz hafta öğrendiğim bir haber nedeniyle tarihe not düşmek adına, bu yazıyı yazmaya karar verdim"

Uzun bir zamandır yaşadığımız onca olay arasında futbola dair yazılar yazmak açıkçası içimden gelmiyordu. Buna karşın geçtiğimiz hafta öğrendiğim bir haber nedeniyle tarihe not düşmek adına, bu yazıyı yazmaya karar verdim.

Türkiye’de futbolun yönetiminin yanında son yıllarda ön plana geçmeye başlayan adına kulüpler birliği denilen bir oluşum söz konusu.

Süper lig içinde son derece etkili bir pozisyon içerisinde görev yapan ve naklen yayın ihalesinden bu yana ağırlığını arttıran bu oluşuma şimdi bir alt lig olan TFF 1.Lig Kulüpler Birliği eklendi.

Birliğin sözcüsü olarak konuşan Mustafa Bozbağ; "TFF 1.Lig Kulüpler Birliği, tüm kulüplerimize hayırlı olsun. Bu yapıyı kurarken TFF 1.Ligin kalitesini ve gelirlerini arttırmayı hedefledik. Çünkü TFF 1.Lig; Süper ligin ve Milli takımımızın alt yapısı durumunda. 21 Milyon taraftarı olan bu ligin, böyle bir oluşuma ihtiyacı vardı.  Bu oluşumun başarıya ulaşması ve Türk futbolunu kalkındırması için Türkiye Futbol Federasyonu başkanı Yıldırım Demirören ve yönetim kurulunun değerli katkılarıyla elbirliğiyle çalışacağız" mesajını kamuoyu ile paylaştı.

Bu konuşmaya biraz söylem analizi ile uğraşan bir akademisyen olarak yaklaştığımızda söylenecek çok fazla lafın olduğunu söyleyerek başlamak isterim.

Her şeyden önce dikkat çekici olan husus her zaman olduğu gibi ‘gelirlerin arttırılması’ siz bakmayın öyle alt yapılar üzerinden Türk futbolunu kalkındırma ifadelerine, bunların hiçbirinin bir kıymeti harbiyesinin olmadığını, en çok bu süslü cümleleri kullananlar biliyorlar. Eğer aksi bir anlayışa sahip olmuş olsalardı bu ülkede milli takımın alt yapısını oluşturduklarını iddia ettikleri bu liglerden üst yapılara ve ulusal takıma futbolcular yetişirdi.

Şöyle bir milli takımda oynayan futbolcularımızın yetiştiği yerlere pardon ülkeye bakalım her nedense büyük bir kısmı ALMANYA menşeli.

Alt yapılar adı altında kurulan bütün organizasyonlar için gelen paraların uzun yıllar boyunca üst yapılardaki batağa saplayanların kimler olduklarını da bu oyunun en büyük parçasını oluşturan federasyondakiler yanıtlasınlar.

Bir diğer dikkat çekici nokta ise ligin başladığından bu yana geçen süre içerisinde oynanan karşılaşmaların naklen yayının bile güç bela başarıldığını ve hala sponsorunun olmadığını unutmuş gibi yapıyorlar!

Bizden de bu ‘muş gibi’ halini benimsememizi ve söylenenlere inanmamızı bekliyorlar. Efendim 21 milyonluk bir taraftar kitlesine sahip bir lig varmış ortada. Herhalde bu ligin takımlarının ait oldukları şehirlerin nüfuslarını toplamak suretiyle bu rakama ulaşmışlar.

Aksi halde böyle bir rakam mevcutsa ve bu rakamın çok değil çeyreğini bile tribünlere çekebilirlerse, önemli bir gişe hasılatı elde edebilirlerdi. Daha somut ve daha gerçekçi ifadeler kullanmak suretiyle ülkemizdeki taraftar olma kriterleri meselesinde yaşanan handikapları aşmayı hedeflediklerini belirtebilirlerdi. Bunun için de kısa, orta ve uzun vadede şunları hedefliyoruz gibi cümleler kursalardı, çok daha inandırıcı olabilirlerdi. Açıklama içindeki bir diğer havada kalan yan ise Türkiye Futbol Federasyonunun yeri ve desteği meselesi.

Ülkenin marka ligi olarak gösterilen Süper ligin hemen altında yer alan TFF 1.ligin statüsünden, saha koşullarına oradan hakem atamalarından verilen cezalara kadar pek çok husus açısından olan bitenler sanki başka bir dünyadanmış izlenimine kapılmanıza yol açabilir. 

Liglerde aşağıya doğru indikçe karşılaşılan manzaralar açısından da büyük hayal kırıklıkları sizleri bekleyecektir. İşin bu boyutları üzerinde hiç durmayan sadece yönetsel açıdan kibarlık göstererek durumu kurtarmaya çalışan anlayışlar sayesinde hiçbir dönem olmadığı gibi şimdi de ilerleme şansımız bulunmamaktadır.

Herkes asıl sorunumuzun ne olduğunu gayet iyi bilmekle birlikte, çözümün değil sorunun bir parçası olmayı tercih etmektedir. Çünkü sorunun parçası olduğu sürece yaşanan bu garipliklerden nemalanma durumu devam edecektir.

Bu yazının yazılmasına vesile olan açıklamalar ise toplantının bitiminde alınan kararlarda saklı: "Bundan sonra kulüplerden sorunlu olarak ayrılan bir oyuncu bir başka 1.lig kulübü tarafından transfer edilemeyecek. Böylece sık sık kulüplerle problem yaşayarak takım değiştiren oyuncular bir kez daha düşünerek hareket edecekler. Lige hızlıca bir isim sponsoru bulunacak ve birliğin asıl amacı takımların gelirlerini arttırmak olacak’." Neresini düzeltmekle uğraşacağımızı şaşıracağımız bir açıklama var ortada.

İnsan haklarına aykırı olarak alınan bir kararı kamuoyu ile paylaşma konusunda herhangi bir sakınca görmeyen kulüpler birliği denilen bir oluşumla karşı karşıyayız. Kulüplerle sorunlu olarak ayrılan bir oyuncu bir başka kulübe de gidemeyecek kararını alma yetkisini size kim veriyor! Nasıl böyle bir hakka sahip olabiliyor ve futbolcuların en doğal haklarını gasp edebilme yetkisini kendinizde görebiliyorsunuz! 

Bir de bu durumda olan futbolcuların bir kez daha düşünecekler ifadesini kullanabilme gafletinde bulunuyorsunuz! Sizler böyle bir kararı alırken acaba ne kadar düşündünüz! 

Peki olan biteni daha net ortaya koyalım; kulüplerinden sizlerin deyişiyle sorunlu olarak ayrılan oysa ki sizlerin taahhütlerini yerine getirmediğiniz için yani paralarını alamadıkları için yasal yollara başvuran futbolculardan söz ediyoruz.  

Aslında şunu söylediğinizi ve şöyle bir düzeni özlediğinizi de bu açıklamalar ortaya koyuyor: bizler ne kadar kötü yönetim gösterirsek gösterelim, iktidar biziz ve bizim dediğimiz olur. 

Futbolcular bizlerin köleleridir, paralarını alamadıkları zamanda bile seslerini çıkartmadan hadlerini bilmeleri gerekmektedir! Kulüplerin gelirlerini arttırma amacıyla yola çıkan kulüpler birliğinin ve ona her türlü desteği verecek olduğunu söyledikleri federasyonun, finansal fair play adı verilen bir uygulama konusundaki düşüncelerini de kamuoyu ile paylaşmalarını bekliyoruz. 

Neden şu anda TFF 1.lig içerisinde yer alan beş kulüp yollarına gençlerle devam etmek zorunda kalmıştır. Bu lig içerisinde mücadele eden kulüpler arasında teknik kadro ve futbolcularına düzenli olarak ödeme yapan kulüp kaç tanedir? Neden her yıl bu liglerdeki futbolcular, mahkeme yoluyla alacaklarını tahsil etme yoluna gitmektedirler? 

Transfer edilirken bu oyunculara verilen sözler neden yerine getirilmez? Herhalde hiçbir futbolcu sorun yaratmak için bir takımdan öteki takıma doğru koşturmuyor! Alacaklarını istediği zaman ‘sen bizim evladımızsın’ sözleri ile karşı karşıya kalan ve yaşadıklarında herhangi bir değişme olmadığında ‘serbest kalma’ opsiyonunu kullanan futbolcular mı? Sorunlu olarak kabul edilecekler!

Son bir nokta ise Türkiye Profesyonel Futbolcular Derneği bu açıklamalara karşı bir bildiri yayınlayarak tavrını ortaya koydu. Ancak ne yazık ki bu açıklamanın kamuoyu ile buluşmasını sağlayacak olan futbol medyası gereken ilgiyi göstermedi. O günden bu yana bu insan haklarına aykırı, kölelik düzeni eleştiren onlarca köşe yazısı yazılmalıydı!

Tabii ki bunların hiçbirisi olmadı! Başta Süper ligde oynayan futbolcular olmak üzere, meslektaşlarının hayatlarına getirilmeye çalışılan kısıtlamalara karşı çıkmaları gerekiyor! Aksi takdirde benzer uygulamalarla kendileri de eninde sonunda karşı karşıya kalacaklardır. ‘Bana dokunmayan yılan bin yaşasın’ anlayışı hayatın her alanını yaşanmaz kılıyor!

Yazarın Diğer Yazıları

İçeriye taklit, dışarıya zehirli ürünler

Yeni bir yıla girmenin eşiğindeyiz ve yapılan denetimlerde ele geçirilen kaçak içkiler ve kaçak içki yapımı için hazırlanan hammaddelerin miktarı dahi, bu ülkede bazı şeylerin hiç değişmediğini gösteriyor

Herkesin haklı olduğu yer

İster futbolda isterse toplumsal hayatımızın diğer bütün alanlarında olup bitenler karşısında sağduyu denilen anlayışı hayata sokamadığımız müddetçe ortak bir zemini inşa edebilmemiz ve buradan sağlıklı bir toplumsal yaşamı başarabilmemiz mümkün olmayacaktır

Sonları beceremeyen ve bunu tartışamayanların ülkesi

İster futbolda ister siyaset dünyasında olsun sorgulanmayan, tartışılmayan ve sistematik bir hale dönüştürülmeyen hiçbir yapının mutluluk getirebilmesi de söz konusu değildir

"
"