08 Nisan 2024

Kupanın adı süper, geride bıraktıkları ise…

Fenerbahçe ve Galatasaray kulüplerinin, ezeli rekabet gibi bir kavramı kullanma hakları ortadan kalkmıştır. Artık kendi duruşlarının mutlak surette doğru olduğunu düşünenlerin, ortak bir paydada rekabet edebilme ihtimalleri kalmamıştır! 

Futbol, bu topraklarda uzun bir süredir rahat bir soluklanma alanı olma vasfını ne yazık ki yitirdi. Ülkenin en köklü iki kulübünün başkanlar düzeyindeki atışmaları ile başlayan ve ardından olmayan futbol federasyonu yönetiminin katkıları ile arşa yükselen komplo hikayeleri sonrasında nur topu gibi bir süper kupa polemiğimiz oldu. Söz konusu kupa polemiği önce Suudi Arabistan’da ardından da Şanlıurfa’da futbolun değil kişisel yaklaşımların öne çıkarılması ile ülkenin futbol tarihinin yaralanmasına yol açıverdi. Aslında 7 Nisan 2024 tarihinin bundan sonra ülkenin futbol tarihi açısından şöyle sıkıntılı bir anlayışa karşılık gelmesi gibi bir durumla karşı karşıya bırakılmış olduk. Bundan sonra ülkenin futboluna ve sporuna damga vurduğunu iddia eden Fenerbahçe ve Galatasaray kulüplerinin, ezeli rekabet gibi bir kavramı kullanma hakları ortadan kalkmıştır. Artık kendi duruşlarının mutlak surette doğru olduğunu düşünenlerin, ortak bir paydada rekabet edebilme ihtimalleri kalmamıştır! 
 
 
Fenerbahçe Kulübü Başkanı Ali Koç ve yönetim kurulu üyeleri almış oldukları karar ile haklı olduklarını düşündükleri bir anlayışı hem Türkiye Futbol Federasyonuna hem de rakipleri Galatasaray’a kabul ettirmeyi denemiş ve bunda istediği sonucu elde edemeyince de U-19 takımını sahadan çekmiştir. Her şeyden önce A takımın değil U-19 takımının maça çıkartılmış olması ve daha en başından maçın yarıda biteceği açıklamasının yapılmış olması durumu sportif rekabet açısından kabul edilebilecek bir yaklaşıma karşılık gelmez. Keşke Fenerbahçe takımı maça çıkmış olsaydı ve maçın sonunda kupayı kaldırmak suretiyle hem TFF yönetimine hem de rakibine yönelik iddialarının yanıtını sahada vermiş olsaydı. Bu halde istediğiniz kadar artık dur demenin zamanı gelmişti ifadelerini kullanın ya da son on beş yıl içerisinde yaşanan gelişmeler üzerinden geçmişle olan hesaplaşmalarınızı temize çekmeyi deneyin, tüm bunların sonlandırılacağı yer ve sonlandırma şekli bu olmamalıydı. 
 
Ülke futbolunun yüzüncü yıla dair anlamlar içeren bir özelliği olan adı süper olarak nitelendirilen kupasının, başına gelenleri de tarih yazacaktır. Tarih için ‘şimdiki geçmiştir’ ifadesi kullanılır bir başka deyişle bugünü nasıl anımsıyorsak öyle tarihleştiririz. Tarih olaylar değil anlayışlarla biçimlendirilmekte olan bir birikime karşılık gelmektedir. Bununla birlikte tarih yalnızca istatistiki kayıtlara da indirgenemez. İçerisinde duyguları, değerleri ve anlamları da barındırmaktadır. Bu yüzden de tarih her zaman kazananın haklı olduğunu belirtmez! Süper Kupa adı altında yaşanan rezaletler silsilesi adeta çekilmeyi bekleyen yeni sezon dizileri gibi bir hikâyeyi bünyesinde barındırmakta. Burada ne isterseniz var; kendi kişisel ikballeri uğruna ülkenin futbolunu/sporunu yok sayanlar mı? Ya da sahte büyüklükler yaratmak suretiyle kendi haklılıkları için hem geçmişi hem de geleceği heba edenler mi? İstemediğiniz kadar figür ile karşı karşıya gelme durumu ile karşılaşabileceğinizi rahatlıkla söyleyebiliriz. 
 
Futbolu ve onun etrafından dönen güzellikleri el birliğiyle yok eden zihniyetler sayesinde kültürel mirasımız olan iki büyük kulübümüzün tarihsel geçmişini de susturmayı başardık! Devir daha fazla rakibini ötekileştirmek suretiyle kendisini taraftarları nezdinde haklı olduğunu göstermek isteyen yöneticilerin devridir artık. Fakat bütün bu olumsuzlukları normalleştiren yönetici tayfası, kendilerinin de tarihin tozlu sayfalarında bir gün yer alacaklarını unutmuşa benziyorlar. Zaman geçecek ve geriye aslında nasıl bir iz bıraktığınız kalacak. İşte o noktada sizin payınızı ne sahip olduğunuz şeyler ne de söyledikleriniz belirleyecek. Nasıl bir duruş ortaya koyduğunuz kadar o duruşunuzla karşınızdakilere de nasıl davrandığınız kısacası şu gelip geçici dünyada nasıl izler bırakabildiğiniz belirleyici olacaktır. Görünen o ki anlı şanlı kulüplerimizin yöneticileri kültürel çeşitlilik ve hoşgörü noktasında daha en başta sınıfta kalacaklar. 
 
Hatıralar aslında hafızamıza yapılan birer kayıttan ibarettir. Bugün sahip olduğumuz duygu ve düşünce haritalarımız da hafızamıza kaydettiğimiz bilgi ve duyarlıklardan başka bir şey değildir. 
 

Ahmet Talimciler kimdir?

Ahmet Talimciler, 1970 yılında İzmir Karşıyaka'da dünyaya geldi. Karşıyaka spor kulübünün minik ve yıldız takımlarında, Tarişspor kulübünün genç takımında oynadı. 1988 yılında Ege Üniversitesi Coğrafya bölümüne kaydoldu ve iki yıl burada okuduktan sonra tekrar sınava girerek aynı üniversitede Sosyoloji bölümünü kazandı. 

1994 yılında "Futbolun Toplumsal İşlevi" başlıklı lisans teziyle bölümden mezun oldu. Ardından Ege Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsünde 1998 yılında Türkiye'de Futbol Fanatizmi ve Medya İlişkisi başlıklı yüksek lisans tezini, 2005 yılında da Türkiye'de Futbol ve İdeoloji İlişkisi başlıklı doktora tezini tamamladı. 

2001 yılında Milliyet Gazetesi Sosyal Bilimler ödülünü kazandı. 

1996 yılında Araştırma Görevlisi olarak başladığı Ege Üniversitesi Sosyoloji bölümünden 2019 yılında ayrılarak İzmir Bakırçay Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Uygulamalı Sosyoloji ana bilim dalına profesör kadrosuyla geçiş yaptı. Halen aynı üniversitede görev yapmayı sürdürmektedir.

Son yirmi yılda yerel ve ulusal düzeyde gazetelerde, internet sitelerinde yazmıştır. Mart 2016'dan bu yana T24'te başta spor ve gündelik hayata ilişkin olmak üzere gündeme ilişkin yazılar yazmaktadır. Karşıyaka Belediyesinin çıkartmakta olduğu Gazete Karşıyaka'nın yazarlarındandır.

Bir diğer önemli tutkusu ise radyo yayıncılığıdır, üç yıl boyunca TRT İzmir Kent Radyosunda Sporun Arka Planı programını hazırlayıp sunmuştur. Halen TRT Türkiye'nin Sesi Radyosu Memleketim FM'de Spor Daima programına cuma günleri konuk olmayı sürdürmektedir. YouTube üzerinden yayınlanmakta olan Geek Futbol programının da yorumcularından birisidir. Evli ve spor tutkunu bir çocuğun babasıdır. 

Kitapları

-Türkiye'de Futbol Fanatizmi ve Medya İlişkisi (2003,2014, Bağlam Yayınları)

-Sporun Sosyolojisi Sosyolojinin Sporu (2010,2015, 2018, Bağlam Yayınları)

-Futbol Yazıları (2017, Bağlam Yayınları)

-Türkiye'de Futbol En Az Futboldur (2020, Spor Yayınevi ve Kitabevi)

-Saçmanın İktidarı (2021, Sakin Kitap)

-Beklentilerin Tersine Çıktığı Alan: Eğitim (2022, Sakin Kitap)

-İlkelerimizi Kim Yazacak? Cem Can Yazıları (Yayına Hazırlayan- 2012, Moss Spor)

-Fair Play Yemin İstemez (Yayına Hazırlayan-2012, Moss Spor) 

-Şiddet, Şike ve Medya Kıskacında Futbol ve Taraftarlık (2015, Litera Türk Academia, Müge Demir ile)

-Football in Turkey (Editör- 2016, PL Academic Research)

 

 

Yazarın Diğer Yazıları

Yine bir 10 Kasım

Resmi devlet ideolojisinin yarattığı ve katı kurallar içerisinde insani vasıflarından arındırdığı Mustafa Kemal Atatürk imgesinin yıkılmakta olduğunu buna karşın bu ülkenin insanlarının kalplerinde yaşattıkları Mustafa Kemal Atatürk imgesinin ise her geçen 10 Kasım ile biraz daha fazla büyüdüğünü bir kez daha yüksek sesle haykıralım

Yüz birinci yılında Cumhuriyet

Yüz birinci yılda cumhuriyetin en çok halkın çaba ve uğraşlarıyla kazanılacağını ve eğer bunlar gösterilmezse kaybedileceğini aklımızdan hiç ama hiç çıkartmamalıyız. Şikâyet etmekte olduğumuz bütün olumsuzluklar karşısında özellikle de hukuk, özgürlük, hoşgörü ve laiklik konusunda cumhuriyete sıkı sıkı sarılmak durumundayız

Güven bunalımının izini sağlıkta sürmek

Türkiye giderek daha fazla kural ve kaidelerden uzaklaşan bir ülke görünümüne bürünmekte olup kuralsızlık halinin bir gerçeklik olarak hissedilmeye başlandığı bir yere dönüşmektedir. Bu gidişat hepimizi yakından ilgilendirmekte olup toplumsal yapımıza zarar vermektedir

"
"