24 Ekim 2024

Güven bunalımının izini sağlıkta sürmek

Türkiye giderek daha fazla kural ve kaidelerden uzaklaşan bir ülke görünümüne bürünmekte olup kuralsızlık halinin bir gerçeklik olarak hissedilmeye başlandığı bir yere dönüşmektedir. Bu gidişat hepimizi yakından ilgilendirmekte olup toplumsal yapımıza zarar vermektedir

Öyle bir ülkede yaşıyoruz ki tam anlamıyla maşallahı var ve her gün bir önceki günden çok daha fazla gündem değiştirecek olaylar içerisinde geçip gitmekte. Son dönemde önce tağşiş olarak sağlığımıza kastedenler üzerinden yapılan haberleri okuyup, halimize içlendik. Ardından vicdansızca yaşanan bebek ölümleri haberleri ile ne yapacağımızı ne diyeceğimizi şaşırdık! Masum yavrularımızı göz göre göre katledenlerin ve buna zemin hazırlayan ortam üzerinden sürekli olarak yapılan haberleri okuyup duruyor ve birazcık vicdan, izan sahibi olan her bir yurttaşımız adeta iç içini kemirmenin ötesinde, gerçekten harekete geçilmesi gerektiğini haykırıyoruz. Fakat tam bu noktada olayla ilgili hiç değinilmeyen ve sorgulanmayan bir husus olduğu kanaatindeyim ki bu durum ceza davasının da esasını oluşturacak cinsten olup olay birkaç doktor, hemşire ve diğer görevlilerin üzerine yıkılmakla sona ermiş oluyor! Oysa SGK’dan ödemeler doğrudan bu kişilere gerçekleştirilmemekte olup anlaşıldığı kadarıyla hastane sahipleri ve yöneticileri SGK’dan bu iş için gönderilen paraların önemli bir miktarını tutuklanan bu görevlilere prim ve ikramiye olarak veriyorlar. Bu nedenle de asıl soruşturulması gereken bu suça teşvik olmalı ama her nedense bu nokta es geçilmek suretiyle her zaman olduğu üzere bataklığı kurutmayı değil bataklıktaki sinekleri yok etmeyi tercih ediyoruz.

Sağlık alanının diğer alanlardan çok daha özel ve bir o kadar da özgül bir yanı söz konusudur. Burası doğrudan insanların hayatlarına temas eden ve geleceklerini şekillendiren bir alan olarak son derece belirleyici bir yapıya sahiptir. Bu yüzden de bu alanda meydana gelen hayal kırıklıkları ve güven bunalımının yarattığı etkilerin ortadan kaldırılabilmesi diğer alanlarla karşılaştırıldığında çok daha uzun soluklu bir duruma karşılık gelmektedir. Vicdansızlığın her geçen gün biraz daha fazla ete kemiğe büründüğü ülkemizde sağlık alanında yaşanan bu büyük skandalın, güven duygusunun ortadan kalkması konusunda çok ama çok büyük etkisi olacaktır. Sorumsuz sorumlular ülkesi olarak daha önce farklı defalar yazmış olduğum örneklerin bu kez yine karşımıza çıkartılmak istendiğini üzülerek belirtmek istiyorum. Kurumlarda devamlılık esastır ve ortaya çıkan sorumluluk en tepe noktaya kadar silsile halinde devam etmektedir. Ya da en azından eskiden öyleydi diyelim ve bunun eskiden kalmaması gerektiğini bir kez daha hatırlatmış olalım.

Belirli kişi ve etiketler üzerinden yürütülen soruşturmalar ile ilgili olarak son günlerde sosyal medya üzerinden yürütülen açıklamaları, siyasilerin tekrar tekrar dinlemesinde fayda olduğu kanaatindeyim. Göstermelik olarak yapılan soruşturmalar ve denetlemelerin ötesinde insan sağlığı söz konusu olduğunda net bir duruşun ortaya konulmasına ve bu noktada işini iyi yapan savcılara ihtiyacımız olmamalı. Çünkü bütün kurum ve kişiler bu konuda üzerlerine düşeni yerine getirme hususunda tereddüt dahi etmemeliler. Peki bunu yerine getirebiliyor muyuz? Sorusunun yanıtı konusunda ne yazık ki olumlu bir dönüş yapamayacağımızı hepimiz gayet iyi biliyoruz. İşte bu yüzden de sağlık alanı ile hukuk alanındaki güven bunalımı bir kez ortaya çıktığında sonrası çok daha tehlikeli süreçlerin önünün açılmasına yol açmakta olduğu gibi gelecekteki toplumsal bağlarımızın da zedelenmesine neden olmaktadır. Türkiye giderek daha fazla kural ve kaidelerden uzaklaşan bir ülke görünümüne bürünmekte olup kuralsızlık halinin bir gerçeklik olarak hissedilmeye başlandığı bir yere dönüşmektedir. Bu gidişat hepimizi yakından ilgilendirmekte olup toplumsal yapımıza zarar vermektedir. Bu yüzden de acilen ülkeyi yönetenler ile yönetmeye talip olanlar kadar bu ülkenin sahipleri olan vatandaşların da sorumluluklarının bilincinde olarak hareket etmeleri gerekmektedir.

Ahmet Talimciler kimdir?

Ahmet Talimciler, 1970 yılında İzmir Karşıyaka'da dünyaya geldi. Karşıyaka spor kulübünün minik ve yıldız takımlarında, Tarişspor kulübünün genç takımında oynadı. 1988 yılında Ege Üniversitesi Coğrafya bölümüne kaydoldu ve iki yıl burada okuduktan sonra tekrar sınava girerek aynı üniversitede Sosyoloji bölümünü kazandı. 

1994 yılında "Futbolun Toplumsal İşlevi" başlıklı lisans teziyle bölümden mezun oldu. Ardından Ege Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsünde 1998 yılında Türkiye'de Futbol Fanatizmi ve Medya İlişkisi başlıklı yüksek lisans tezini, 2005 yılında da Türkiye'de Futbol ve İdeoloji İlişkisi başlıklı doktora tezini tamamladı. 

2001 yılında Milliyet Gazetesi Sosyal Bilimler ödülünü kazandı. 

1996 yılında Araştırma Görevlisi olarak başladığı Ege Üniversitesi Sosyoloji bölümünden 2019 yılında ayrılarak İzmir Bakırçay Üniversitesi Fen- Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Uygulamalı Sosyoloji ana bilim dalına profesör kadrosuyla geçiş yaptı. Halen aynı üniversitede görev yapmayı sürdürmektedir.

Son yirmi yılda yerel ve ulusal düzeyde gazetelerde, internet sitelerinde yazmıştır. Mart 2016'dan bu yana T24'te başta spor ve gündelik hayata ilişkin olmak üzere gündeme ilişkin yazılar yazmaktadır. Karşıyaka Belediyesinin çıkartmakta olduğu Gazete Karşıyaka'nın yazarlarındandır.

Bir diğer önemli tutkusu ise radyo yayıncılığıdır, üç yıl boyunca TRT İzmir Kent Radyosunda Sporun Arka Planı programını hazırlayıp sunmuştur. Halen TRT Türkiye'nin Sesi Radyosu Memleketim FM'de Spor Daima programına cuma günleri konuk olmayı sürdürmektedir. YouTube üzerinden yayınlanmakta olan Geek Futbol programının da yorumcularından birisidir. Evli ve spor tutkunu bir çocuğun babasıdır. 

Kitapları

- Türkiye'de Futbol Fanatizmi ve Medya İlişkisi (2003,2014, Bağlam Yayınları)

- Sporun Sosyolojisi Sosyolojinin Sporu (2010,2015, 2018, Bağlam Yayınları)

- Futbol Yazıları (2017, Bağlam Yayınları)

- Türkiye'de Futbol En Az Futboldur (2020, Spor Yayınevi ve Kitabevi)

- Saçmanın İktidarı (2021, Sakin Kitap)

- Beklentilerin Tersine Çıktığı Alan: Eğitim (2022, Sakin Kitap)

- İlkelerimizi Kim Yazacak? Cem Can Yazıları (Yayına Hazırlayan- 2012, Moss Spor)

- Fair Play Yemin İstemez (Yayına Hazırlayan- 2012, Moss Spor) 

- Şiddet, Şike ve Medya Kıskacında Futbol ve Taraftarlık (2015, Litera Türk Academia, Müge Demir ile)

- Football in Turkey (Editör- 2016, PL Academic Research)

 

 

Yazarın Diğer Yazıları

Herkesin haklı olduğu yer

İster futbolda isterse toplumsal hayatımızın diğer bütün alanlarında olup bitenler karşısında sağduyu denilen anlayışı hayata sokamadığımız müddetçe ortak bir zemini inşa edebilmemiz ve buradan sağlıklı bir toplumsal yaşamı başarabilmemiz mümkün olmayacaktır

Sonları beceremeyen ve bunu tartışamayanların ülkesi

İster futbolda ister siyaset dünyasında olsun sorgulanmayan, tartışılmayan ve sistematik bir hale dönüştürülmeyen hiçbir yapının mutluluk getirebilmesi de söz konusu değildir

Yine bir 10 Kasım

Resmi devlet ideolojisinin yarattığı ve katı kurallar içerisinde insani vasıflarından arındırdığı Mustafa Kemal Atatürk imgesinin yıkılmakta olduğunu buna karşın bu ülkenin insanlarının kalplerinde yaşattıkları Mustafa Kemal Atatürk imgesinin ise her geçen 10 Kasım ile biraz daha fazla büyüdüğünü bir kez daha yüksek sesle haykıralım

"
"