29 Mayıs 2024

Küresel ticarete ne oluyor?

Küresel ticarette dün üretimini başarıyla sürdüren tedarikçilerin bugün sorunlarla karşılaştığı görülüyor. Bu sadece ülkemizle sınırlı değildir. Türkiye giyim endüstrisinde de, otomotivde de, yapı endüstrisinde de özellikle Avrupa'nın önemli tedarikçisi konumundadır. Ancak Avrupa'daki müşterilerin bir yandan Kuzey Afrika, Doğu Avrupa ülkelerine de döndüğü görülmektedir. Aynı zamanda Güneydoğu Asya ülkeleri de otomotivde -özellikle Vietnam- önemli tedarikçi durumuna gelmektedir

Yeni dalgalar, yeni koşullar

"Küresel ticarete neler oluyor?" sorusunun kurumsal planda yani şirket stratejileri bakımından yanıtı, üretimin değer zinciri boyunca ayrışması, ayrışan birimlerin değişik coğrafyalarda konuşlanmasıdır. Bunun bir dalga olarak ortaya çıkması 1970'li yıllarda ABD'de GAP, daha sonra İspanya'da Zara grubunun hızlı moda kavramını geliştirmesiyle olmuştur. Daha önceki tarihlerde orta bütçelere hitap etmek üzere İsveç'te H&M, ABD'de çeşitli çok bölümlü mağazalar görülür.

Bu akımın motoru genç ve orta yaşlıların hem bütçe limitlerini hem de hızla değişen zevklerini, tercihlerini karşılamak üzere yılda birkaç koleksiyon hazırlayıp sunmaya imkan veren tasarım ve lojistik olmuştur. Ancak bu da talep değişikliklerini karşılamaya yetmemiştir. Bunlar olurken, Patagonia (ABD), UNIQLO (Japon), teknoloji içeren hızlı niş moda türlerine yönelmiştir. Yani bir yandan eskiler bildikleri yolda devam ederken, bazıları niş üründe, diğerleri teknolojik ürünlerde ihtisaslaşmıştır.

Evrim ve ticaret

Su, önüne çıkan engellerin kenarından, altından kendisine yol yaratıp akmaya devam ediyor. Keza ağaç göğe yükselirken karşılaştığı engellerin etrafından dönüyor. İkisinin de arkasında doğanın getirdiği evrilme gücü var. Küresel ticarette dün üretimini başarıyla sürdüren tedarikçilerin bugün sorunlarla karşılaştığı görülüyor. Bu sadece ülkemizle sınırlı değildir.

Türkiye giyim endüstrisinde de, otomotivde de, yapı endüstrisinde de özellikle Avrupa'nın önemli tedarikçisi konumundadır. Ancak Avrupa'daki müşterilerin bir yandan Kuzey Afrika, Doğu Avrupa ülkelerine de döndüğü görülmektedir. Aynı zamanda Güneydoğu Asya ülkeleri de otomotivde -özellikle Vietnam- önemli tedarikçi durumuna gelmektedir.

Bu doğal seçim yasasının ta kendisidir. Ürününü, üretim şeklini, pazarlama yöntemini, nakit yönetimini, finansman modelini yenileyemeyen, yerini bu savaşları kazananlara bırakmak zorunda kalıyor. Ülkemizde bu saydığımız alanlarda çağın gereklerine uymamakta ısrar edenler var. Bunlar, büyüklükleri ne olursa olsun, etraflarına bakmak zorunda. Bir malın en büyük üreticisi olmak, en fazla pazar payını kontrol eder duruma gelmek, aldatıcı olur.

Coğrafya tek bir ülke değil, dünyanın tamamı

Burada kasdettiğimiz coğrafya dünyanın tamamı. Ulusal sınırlar ancak egemenlik alanı olarak önemlidir. Onun dışında her coğrafya yatırım alanı adayıdır. Zaten birçok şirketimiz Güney Afrika'dan Kuzey kutbuna kadar her noktada yatırım, üretim yapabilir. Ülkelerin başarı ölçüsü, yatırımları çekebilmektir. Yoksa üretimde, satışta rekabet şirketlerin işidir.

Böyle yatırımlar malzeme, hammadde sağlamak için olabilir. Nitekim bütün üretim alanlarında mutlak öncelik yeni malzeme geliştirmek üzerindedir. Yeni malzemenin başlıca özelliği çip teknolojisiyle uyumluluk, hafiflik, şekillendirilebilirliktir. Burada her şeyden önemlisi, insan malzemesinin değişikliğe açık olması, onun gerisinde kalmaması, uygulayıcısı olduğu kadar yaratıcısı olmasıdır. Tasarımdan söz edildi; burada insan beyninin tasarıma açıklığı vurgulanmaktadır.

"Beynin tasarıma açıklığı ve buluş"

Buluş çeşitli içeriklerle tanımlanan bir kavram. Bu kez karşımızda hemen hemen 30-40 yıldır değişik endüstrilerde rekabet edilen alanlarda buluş eğrisinin üst aşamasına tırmanmak için giyim veya otomotiv tedarik endüstrisinde çalışanların ne yapması gerektiği sorusu çıkıyor. Bakılması gereken, rekabetin ne yaptığıdır. Rekabet ne yapıyor, müşteri ne talep ediyor?

Giyim endüstrisinde UNIQLO'dan söz ettik. Niş bir ürün üretiyor ve onun teknoloji merdiveni bir ölçüde belli. Teknolojik gelişmenin olabileceği alanlar, dikiş teknolojisi, kesim yöntemi olabilir. Sıçrama arayışında tekstil mühendisleri, tasarımcılar yaratıcı olabilir.

Otomotiv alanı çok daha geniş. Değer zinciri daha uzun. Parça sayısı fazla olduğu için her malzeme, tasarım değişikliği pek çok başka parçanın işleyişini etkileyecektir. Bu nedenle bu endüstride simülasyon çalışmaları önemlidir.

Teknolojik gelişme parçalar- komponentlar arasında senkronizasyon sorusuna yol açmaktadır. Teknolojik gelişmenin arkasındaki dinamikler nasıl işleyecektir?

Bunlar henüz yanıtlanamayan sorulardır. Benzer sorular uzay çalışmaları sırasında Elon Musk ve ekibinin de karşısına çıkmaktadır.

Ahmet Çelik Kurtoğlu kimdir?

Ahmet Çelik Kurtoğlu, 1942'de Ankara'da doğdu. 1965 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nden mezun oldu.

Akademik kariyerini 1982 yılına kadar aynı kurumda sürdürdü, Cambridge Üniversitesi'nde lisansüstü derecesi aldı. 1972-74 yılları arasında Yale Üniversitesi'nde doktora sonrası çalışmaları yaparken teknolojik gelişme ve endojen büyüme teorisi üzerinde yoğunlaştı, 1997-2006 yılları arası Galatasaray Üniversitesi'nde ders verdi.

T.C. Dışişleri Bakanlığı'nın görevlendirmesiyle 1978-82 yılları arasında B .M. UNCTAD "Teknoloji Transferi Davranış Kodu" müzakerelerinde T.C. delegesi olarak yer aldı.

1983-86 yıllarında arasında İktisadi İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) Kalkınma Merkezi'nde araştırma yöneticisi olarak görev yaptı. Türkiye ve beş Asya ülkesinde Müşavir Mühendislik sektörü üzerinde yaptığı çalışma OECD tarafından yayınlandı.

1987 yılında Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) kurucu direktörü olan Kurtoğlu, 1992 yılından itibaren Karadeniz Ekonomik İşbirliği İş Konseyleri Genel Sekreteri, daha sonra 2008 yılına kadar DEİK Yönetim Kurulu ve İcra kurulu üyesi olarak görev yaptı. DEİK pek çok Türk şirketin uluslararası işbirliği kurması sürecinde yardımcı oldu.

Prof. Dr. Kurtoğlu, yurtdışındaki faaliyetini 1994-2006 yılları arasında European Roundtable of Industrialists (ERT) adlı kurumda danışman olarak sürdürdü. ERT en büyük 50 Avrupa sanayi şirketi başkanları tarafından, AB Komisyonuna politika tavsiyesi yapmak üzere kurulmuştur. Politika tavsiyesi danışmanların oluşturduğu çalışma gruplarında geliştirilmektedir.

1999 yılında Kurdoğlu Danışmanlık A.Ş.'ni, 2003 yılında "İyişirket Danışmanlık A.Ş."yi kurdu ve strateji, şirket değerlemesi ve satış müzakeleri, iş geliştirme ve finansman, kurumsal yönetim (governance) konularında danışmanlık hizmeti verdi.

2001 yılında TMSF "9 Banka Yönetim Kurulu Üyesi" olarak, 2002-2007 yıllarında arasında Tekfenbank Yönetim Kurulu, 2012-2019 yılları arasında Tekfen Holding A.Ş. Bağımsız Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev yaptı.

2007-2008 döneminde TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı oldu

A.Çelik Kurtoğlu teknoloji ve uluslararası ekonomik ilişkiler konularında yayın yapmıştır. Son çalışması olan "Değer Zincirinin Evrimi", Aralık 2022'de Efil Yayınevi tarafından yayınlanmıştır.

 

Yazarın Diğer Yazıları

Asteriks’ten BRICS’e

BRICS üyesi ülkelerin yönetim standartlarının, kültürel birikiminin, siyasal tercihlerinin ne nitelik ne de nicelik bakımından ortak bir yanı bulunmamaktadır. BRICS’in AB gibi bir kurumsal yapıya ulaşması hedeflenmemektedir, hedeflense de bunun gerçekleşmesi olası değildir

Filenin Sultanları'ndan yapay zekâya

Dönem demir çelik ve ağır sanayi yatırımı değil, akıl, yaratıcılık dönemi ve yaratıcılığını temel koşulu sorgulamak

Gün gerçekten ağarıyor mu?

Gençler soru sormak istiyor, siyaset onları 1400 yıl öncenin dünyasına götürmek istiyor. Bunun mümkün olmadığını görmek için P. Klee'nin 100 yıl önce çizdiği tabloyu mu incelememiz gerekiyor? Gençler, evrenin en önemli sermayesi olan aklı kullanarak soruyorlar. Yüzlerce yıllık eskiden gelen kurallar onların akıl filtresinden geçiyor. Önlerinde yapay zekâ, kuantum fiziği gibi yeni dünyanın temel taşları var