23 Haziran 2020 16:13
Hükümetin 'çoklu baro' ve 'nispi' temsil içeren yasa değişikliği teklifine karşı baro başkanlarının 19 Haziran'da bulundukları illerden Ankara'ya doğru başlattığı 'Savunma Yürüyüşü' tamamlandı. "Savunma yürüyor", "Savunma susturulamaz" sloganları ile yürüyen baro başkanları, polis müdahalesi, geceyi dışarıda geçirme ve kötü hava şartlarına rağmen yürüyüşü planladıkları biçimde bitirdi.
Yürüyüşün son gününe kadar herhangi bir engelle karşılaşmayan baro başkanları, program kapsamında Ankara girişinde bir araya gelerek Anıtkabir'i ziyaret etmek istedi. Dün öğlen saatlerinde kentin girişinde durdurulan baro başkanlarının kente girişi Ankara Valiliği'nin yasak kararı gerekçe gösterilerek engellendi. Karara itiraz eden ve yürümekte ısrar eden hukukçulara müdahale eden polisin sert müdahalesi kameralar tarafından kaydedildi. Baro Başkanları Ankara girişinde yağmurlu bir gece geçirmelerine rağmen yürüyüş ısrarlarından vazgeçmeyerek 27 saatin ardından Anıtkabir'i ziyaret ederek programı sonlandırdı.
TIKLAYIN - Ankara'ya girişlerine izin verilmeyen baro başkanları oturma eylemine başladı
Baro başkanlarına yapılan polis müdahalesi sırasında Ankara'da yürüyüş yapan meslektaşlarını bekleyen baro başkanları ile Anıtkabir'i ziyaret eden Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu'nun paylaştığı fotoğraf 'baro başkanları arasında bir ayrışma' olduğu tartışmalarını gündeme getirdi. Fotoğrafın sosyal medyada paylaşılması üzerinde başlayan tartışmaların ardından Feyzioğlu ile Anıtkabir'i ziyaret eden avukatlar verdikleri demeçlerde, kendilerinin yürüyüş yapan diğer baro başkanları ile birlikte Anıtkabir ziyaret etmek için beklediklerini ancak polis engeli nedeniyle geç kalınması üzerine planlamanın aksadığını belirtti. Sivas Baro Başkanı Hacı Yılmaz Demir, Feyzioğlu'nun paylaştığı fotoğraf üzerine başlayan tartışamalara ilişkin, "Şahsım anlamında, Sivas Barosu olarak ben herhangi bir paylaşımda bulunmaması adına uyardım. Fakat kendi takdiridir. Bu kamuoyunda farklı algılandı" dedi.
TIKLAYIN - Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu'nun paylaştığı fotoğraf istifa getirdi
Baro başkanlarının kente girişine izin vermeyen polis, yürüyüşe katılanların teker teker geçmesine de zin vermeyeceğini belirtti. Polisin müdahalesi ve yasak kararını protesto eden baro başkanları bulundukları yerde oturma eylemi gerçekleştirdi. Baroların yürüyüşünün durdurulduğu noktada yer alan bir inşaatın şantiyesinin şefi, 'özel mülk olduğu ve işçilerin dikkatinin dağıldığı'gerekçesiyle avukatlardan bulundukları alanı terk etmelerini istedi. Sonuç vermeyen tartışmanın ardından eylemlerine devam eden avukatlar, polisin izin geçişlerine izin vermemesi üzerine geceyi Ankara girişindeki otoban kenarında geçirdi.
Yapılan ikna çabaları ve hukuki hatırlatmalara rağmen yürümelerine izin verilmeyen baro başkanları, geceyi bulundukları yerde geçirme kararı aldıklarını ve bulundukları yere çadır kuracaklarını açıkladı. Polisin alınan karara itirazına rağmen avukatlar geceyi bulundukları yerde geçirirken, çadır kurulmasına ise izin verilmedi. Gece saatlerinde baro başkanlarının bulunduğu yeri çevreleyerek barikatlar kuran polisler, aynı zamanda yoldan geçenlerin korna çalarak yaptığı destek gösterilerini engellemek için de alanı otobüslerle çevreledi. Geceyi yağmur altında geçiren avukatlara, Ankara Büyükşehir Belediyesi de yiyecek, içecek ve yağmurluk göndererek destekte bulundu. Ankara Büyükşehir Belediyesi ayrıca gündüz saatlerinde, avukatların Ankara'nın girişindeki bekleyişi için sıcak hava nedeniyle çadır gönderdi ancak polis alana çadır kurulmasını engelledi.
Günün ağarması ile bilikte alandan ayrılmak isteyen baro başkanları izin verilmezken kişisel ihtiyaçları için bariyerlerin dışına çıkanların yeniden içeri girmesine de izin verilmedi. Baro başkanlarının bekleyişi sürerken polis barikatları arasında bekleyen baro başkanlarının yanına gitmek isteyen Bilecik Barosu Başkanvekili Hasan Şahin gözaltına ise gözaltına alındı. Şahin polis tarafından engellendiği anları şu şekilde anlattı: "Baro başkanı olup olmadığımı sordular. Başkanvekili olduğumu ve avukatlık kanunları uyarınca başkanın tüm yetkilerine sahip olduğumu söyledim. İçeri almayacaklarını söylediler. Müdürleri de aynı tutumu sergiledi. Zor kullanmadan ya da gözaltına alınmadan içeri gireceğimi söyledim ve içeri doğru yöneldim. O sırada bana zor kullandılar, etrafımı sarıp kollarımdan tutarak dışarı çıkarmaya çalıştılar. Bu sırada yere de düştüm ama beni zorla dışarı çıkardılar. Olayı gören meslektaşlarımızın da müdahalesiyle durumu anlattık ondan sonra alana zorla dönebildim"
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ve İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener Anakara'ya girişi engellenen ve polis ablukasında bekleyişi süren baro başkanlarına destek ziyaretinde bulundu.
Yaşananların ardından hem yaptığı açıklamala hem de baroların eylemine sahip çıkmaması nedeniyle tepki gösterilen TBB Başkanı Metin Feyzioğlu, alana geldi. Feyzioğlu'nun alana geldiğini gören baro başkanları, geldiği yöne doğru sırt çevirerek Feyzioğlu'nu protesto etti. Yapılan protesto sonrası alandan ayrılan Feyzioğlu, daha sonra Cüneyt Özdemir'in yayınına katılarak kendisine yönelik eleştirilere cevap verdi. Sorunları diyalog yoluyla çözmeye çalıştığını ve Ankara'da bütün kapıların kendilerine açık olduğunu ifade eden Feyzioğlu, "İstifa etmeyi düşünüyor musunuz?" sorusuna ise "İstifa etmemi gerektiren herhangi bir durum yok; konu benimle ilgili değil" yanıtını verdi.
Ankara'da 27 saat boyunca bekletilen baro başkanları 19 Haziran'da başlattıkları yürüyüşü tamamlamak için Anıtkabir'e doğru yola çıktı. Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu ise tepkiler nedeniyle Anıtkabir'e yapılan yürüyüşe alınmadı. Yürüyüşlerine yeniden izin verilmesine ilişkin kararı değerlendiren Ankara Barosu Başkanı Erinç Sağkan, “‘Bu yol açılmadığı müddetçe buradan bir yere kıpırdamayacağız. Bir ay da sürse, bir sene de sürse biz buradayız’ dedik ve o yol ondan sonra açıldı. Yolun açılmasının tek sebebi kararlılığımızdır” ifadelerini kullandı.
Yürüyüşün ardından Baro Başkanları Anıtkabir'e ulaştı. Baro başkanlarının toplu fotoğraf çekilmesinin ardından açıklama yapan Ankara Barosu Başkanı Erinç Sağkan, “Baroları Ankara’da büyük bir coşkuyla karşılamamız gerekirken maalesef büyük bir şiddet ve hak gaspıyla karşılandığına şahit olduk. Ancak barolar bu şiddete karşı boyun eğmediler ve direnişe geçtiler. İlk günden beri söyledikleri şey şuydu: Bu yaptığınız hukuka aykırıdır, kanunsuzluktur. Sizler bizim en temel hakkımızı gasp ediyorsunuz. Yazılı bir emir var mı, valilik kararı var mı diye soruyoruz, yok diyorsunuz. Zaten olamaz” diye konuştu.
Sağkan ayrıca yürüyüş boyunca yaşadıkları hak ihlâllerine ilişkin de suç duyurusunda bulunacaklarını dile getirdi.
Ankara Barosu Başkanı Sağkan, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu’nun dün Anıtkabir’de verdiği fotoğrafa ilişkin ise şunları kaydetti: “Sayın Feyzioğlu’nun uzun zamandır insan haklarını savunmaktan uzaklaştığını ve bunun karşısında olduğunu görüyorduk. Dün meslektaşları darp edilirken, arkadaşları yerde sürüklenirken yanlarında olmamış bir Barolar Birliği Başkanı ile karşı karşıya kaldık. Baro başkanları zordayken gelmeyip olay çözüldükten sonra gelen bir Baro Başkanı’nın tavrı ile karşı karşıya kaldık. Bunu kabul etmiyoruz, onu vicdanı ile baş başa bırakıyoruz.”
Avukat Sağkan, barolara dair çıkarılmak istenen yasaya dair eylem planlamasını kamuoyuyla önümüzdeki günlerde paylaşacaklarını söyledi.
Feyzioğlu bugün gazeteci Cüneyt Özdemir'in YouTube kanalında kendisine yöneltilen eleştirilere yanıt verdi. Feyzioğlu, "Neden detsek vermek yerine Anıtkabir'e gittiniz?" sorusunu, "Biz o yürüyüşe katılmak istemedik. O da bizim hakkımız. Her dünya görüşünden insanın gittiği bir yer Anıtkabir. Benim önerdiğim programı bazı baro başkanları tasvip etmedi" diye yanıtladı.
Konuşmasının başında, "Şu an onlara tek söz söylenemez. Neden? Çünkü çok zor şartlarda sabahı ettiler. Ve temel hakları ilan edildi. Silahsız saldırısız yürüyüş hakkı temel haktır" diyen Feyzioğlu, yürüyüşe katılmama sebebini ise şöyle açıkladı:
"Yürüyüş kısmı Türkiye Barolar Birliği ve bazı baro başkanları tarafından doğru bir yöntem değil. Doğru yöntem olmamasıyla hak olması ya da olmaması çok farklı. Benim o yöntemi uygulamıyor olmam, o yöntemi uygulanmaması gerektiğini göstermez. Ya da bir hukuksuzluk olduğunu asla göstermez. Tam aksine bir haktır. Ama bizim çözümü Meclis'te arıyor olmamız da yürüyüş yapan arkadaşlarımızca kınanamaz. Çünkü amaç aynı."
© Tüm hakları saklıdır.