Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın Doğan Holding Onursal Başkanı Aydın Doğan'ı sık sık eleştirmesini bugünkü köşesine taşıyan Hürriyet yazarı Mehmet Yakup Yılmaz, "Dünyada nelerin olup bittiğinden habersiz bir uzaylı, yandaş medyayı okuyarak Türkiye'de neler olup bittiğini öğrenmek istese şöyle düşünebilir: Türkiye’de iki siyasi lider var ve bunlar seçime giriyor. Birisi halihazırda Cumhurbaşkanı. Diğeri hem ana muhalefet, hem yavru muhalefet, hem terörü destekliyor, hem cemaatçi" dedi.
Yılmaz, yazısında "İkincisinin üstelik gazeteleri, televizyonları, dergileri, radyoları var, adı da Aydın Doğan. Bu ikisi seçime girecekler ve birinden biri kazanacak, diğeri kaybedecek! Şu andaki tablo, bir uzaylıya sadece bunu düşündürtebilir. Ama biz uzayda yaşamıyoruz, Aydın Doğan isimli bir siyasetçi yok, seçime filan da girmiyor" ifadelerine yer verdi.
Mehmet Yakup Yılmaz, "Aydın Doğan’dan hoşlanmıyorlar, onu yok etmek istiyorlar çünkü bu ülkede basın özgürlüğünün son kalesi denince akla gelen sembol isim o. Eğer onun yayın organlarında çalışıyorsanız düşündüklerinizi yazabiliyorsunuz, söyleyebiliyorsunuz. Ve bundan hiç ama hiç hoşlanmıyorlar" görüşünü dile getirdi.
Mehmet Yakup Yılmaz'ın Hürriyet gazetesinin bugünkü (24 Ekim 2015) nüshasında yayımlanan yazısının ilgili kısmı şöyle:
Aydın Doğan'ı sevmemelerinin nedeni
Dünyada nelerin olup bittiğinden habersiz bir uzaylı, yandaş medyayı okuyarak Türkiye'de neler olup bittiğini öğrenmek istese şöyle düşünebilir:
Türkiye’de iki siyasi lider var ve bunlar seçime giriyor. Birisi halihazırda Cumhurbaşkanı.
Diğeri hem ana muhalefet, hem yavru muhalefet, hem terörü destekliyor, hem cemaatçi.
İkincisinin üstelik gazeteleri, televizyonları, dergileri, radyoları var, adı da Aydın Doğan.
Bu ikisi seçime girecekler ve birinden biri kazanacak, diğeri kaybedecek!
Şu andaki tablo, bir uzaylıya sadece bunu düşündürtebilir.
Ama biz uzayda yaşamıyoruz, Aydın Doğan isimli bir siyasetçi yok, seçime filan da girmiyor.
Memleketin bin tane sorunu varken, Cumhurbaşkanı’nın ve yandaş medyanın uğraştığı tek kişinin Aydın Doğan olmasının nedenini bizler gayet iyi biliyoruz.
Aydın Doğan’dan hoşlanmıyorlar, onu yok etmek istiyorlar çünkü bu ülkede basın özgürlüğünün son kalesi denince akla gelen sembol isim o.
Eğer onun yayın organlarında çalışıyorsanız düşündüklerinizi yazabiliyorsunuz, söyleyebiliyorsunuz.
Ve bundan hiç ama hiç hoşlanmıyorlar.
İstiyorlar ki bütün medya kontrollerinde olsun, onlar adına trollük yapsın, herhangi bir muhalif, sesini duyuracak mecra bulamasın.
Bunu istiyorlar çünkü kurdukları yağma düzeni bir gün yıkılacaksa bu nedenle olacağının farkındalar.
Var güçleriyle Aydın Doğan’ı korkutup sindirmek ve en sonunda da medyasını satıp savıp gitmesini istemelerinin nedeni bu.
O diz çökmedikçe daha da kontrollerini kaybediyorlar.
Tekrarlaya tekrarlaya sakız ettikleri ve mahkemelerde yüzlerine çarpılmış yalanları tekrarlayıp duruyorlar.
Bir işe yaramayacağını hâlâ göremiyorlar.
O çaydan istediğimi söylemiştim
AKP Milletvekili Aziz Babuşçu bir demeç vermiş ve şöyle diyor: “Küresel bir kuşatma ile karşı karşıyayız.”
Küresel kuşatmanın nedeni de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı siyaset dışına çıkarma çabasıymış.
Böyle yapılırsa, “Büyük Türkiye” hayalinin de sonu gelecekmiş çünkü bunlar “hasta adamı ayağa kaldırıp, koşturmaya başlamışlar”!
Hep diyorum ya bunların içtikleri çaydan ben de istiyorum.
İnsana güzel hayaller görme fırsatı veriyor, nereden satın aldıklarını bir açıklasalar da biz de faydalansak.
O çayı içince belli ki şöyle düşünüyorlar:
Türkiye bilimde çağ atlayacak, bütün Nobelleri toplayacaktı, küresel kuşatma buna engel oluyor!
Türkiye, Mars’taki suyu Amerikalılardan önce bulacaktı, uzay gemimiz küresel kuşatmayı aşıp atmosferi geçemedi!
Kişi başı milli gelirimiz tam 55 bin doları geçiyordu ki mesai bitti diye bankaları erken kapattılar, geçemedik!
On günde Şam’a gidip Emevi Camisi’nde cuma namazı kılacaktık ki Gaziantep–Halep yolunda kırmızı ışık yandı, mecburen yeşile dönmesini bekliyoruz hâlâ!
Emeklilerimiz refah içinde yaşayacak, her emekli Londra’da ev sahibi olacaktı ki bankalar mortgage vermeyi durdurdu, emeklilerimiz ellerinde milyonlarca pound’la ortada kaldı.
Asrın liderimiz ABD ve Rusya başkanlık seçimlerine girmeye karar vermişti ve her iki seçimi de kazanacağını anketler gösteriyordu ki seçime hile karıştırdılar, Türkiye’nin önünü kestiler!
Tekrarlıyorum: Şu çaydan ben de istiyorum!