Kültür-Sanat

"Üvey evlat mıyız diye düşünmeye başladık"; Erdoğan'ın açıkladığı müzik yasağı kararından sonra müzisyenler ve işletmeciler ne yapacak?

“Sektörün tüm bileşenleri bu cümleden kırıldı"

24 Haziran 2021 11:00

Gözde Yel-Melis Karaca

Fransa'da gençleri kültür-sanata teşvik etmek amacıyla 300 Euro destek sağlanması henüz duyurulmuşken, Türkiye'de müziğe ve gece hayatına darbe vuracak nitelikte bir açıklama yapıldı. Normalleşme adımlarının görüşüldüğü kabine toplantısında, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, mekânların canlı veya banttan müzik yayınının saat 24.00 ile sınırlandırılacağını duyurdu.

Koronavirüs kısıtlamaları yeme-içmeden hazır giyime, eğlenceden otomotive pek çok sektörde derin yaralar açtı. Salgının en ağır darbe vurduğu eğlence sektörü çalışanları, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Kusura bakmasınlar, gece kimsenin kimseyi rahatsız etmeye hakkı yok" açıklamasıyla duyurduğu müzik saati kısıtlamasıyla bir darbe daha aldı.

Sosyal medyada Erdoğan'ın "kusura bakmasınlar" ifadesine atıf olarak açılan #kusurabakıyoruz etiketiyle tepkiler gelmeye devam ederken, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun ise söz konusu eleştirilerin "ideolojik bir çarpıtma olduğunu" savundu ve bu karara "sevinmek gerektiğini" söyledi. 

AKP kulislerinden gelen bilgilere göre, müzik saati kısıtlaması için genelge yayınlanacak. Ancak sınırlamanın pandemi süreciyle sınırlı kalıp kalmayacağı ve kalıcı olup olmayacağı henüz bilinmiyor. 

Turizm Restoran Yatırımcıları ve Gastronomi İşletmeleri Derneği (TURYİD) Başkanı Kaya Demirer de Covid salgınından sonra da devam edeceğinden endişe duyulan kısıtlamayla ilgili Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ile görüştüğünü söyleyerek, "Müziğin 24.00 ile sınırlandırılması kademeli normalleşmenin bir parçası. Sayın Bakan bunu başka hiçbir yere çekmeye gerek olmadığını, kısıtlamanın yakın bir zamanda kademeli bir şekilde kalkacağını söyledi" dedi.

Erdoğan'ın kısa sürede müzisyenler ve kamuoyu tarafından tepki çeken ifadeleri, kararın bilimsel bir gerekçe ile değil, "keyfi" olarak alındığı ve "yaşam tarzına müdahale olduğu" yorumlarını beraberinde getirdi. İşletmeciler ve müzik emekçileri ise en hareketli geçecek yaz sezonunda, işlerini hangi koşullarda ve saatlerde yapabileceklerini anlayabilecekleri "genelgeyi" bekliyor. 

Müzik kısıtlaması gece hayatının sonu mu olacak, eğlence sektörü pandemiden sağ kurtulabilecek mi, kısıtlamaların hukuki dayanağı nedir, sektör emekçileri nasıl geçinecek; T24 kısıtlamanın etkilerini ilgilerine sordu: 

Doğan Duru: Biz kimseyi rahatsız etmek üzerine bir şeyler yapan insanlar olmadık

Konser yasaklarına tepki olarak Maçka Parkı’nda yaptıkları konserle gündeme gelen Redd grubunun solisti Doğan Duru, Erdoğan’ın cümlesini “rahatsız edici” olarak nitelendiriyor: 

“Biz müzisyenler, kimseyi rahatsız etmek üzerine bir şeyler yapan insanlar olmadık. Bir kurallar düzeni vardır ve o kurallar devletin, Turizm Bakanlığı’nın, mülki idarenin verdiği kurallardır. Canlı müzik ruhsatlarından, konser salonu ruhsatlarına, bar, pavyon ruhsatlarına kadar her şey orada zaten yazılı. Bu kurallar sanki ihlal edilmişçesine bir cümle kurmak yanlış."

Duru, beklentilerinin böyle bir cümle olmadığını, daha kapsamlı bir açıklama beklediklerinin altını çiziyor.

“Sektörün tüm bileşenleri bu cümleden kırıldı ve üzüntü duydu. Bu saat kısıtlamasının Covid sonrası devam edeceği konusunda da şüphelerimiz oldu” düşüncesini dile getiren Duru, söz konusu saat kısıtlamasının salgının ardından da devam etmesi durumunda, sektörün nasıl yıpranacağını şu sözlerle anlatıyor:

“Kapıda bekleyen taksiden, güvenlik görevlisinden, içeride çalışan insanlara kadar bu sektörün bir yürüyüş şekli var. O yürüyüş şekli de kanunlarla ifade edilmiş. Bütün bunları hiçe sayarak böylesine bir cümle kullanmak ve bu cümlenin altını da detaylandırmamak bizde şüpheler uyanmasına neden oluyor.

Bu ülke sınırlarında yaşayan insanların, herkesin bir güvencesi var; o da devlet. Bir anayasamız var ve işlerin nasıl yürüyeceği de orada yazıyor. Bizim beklentimiz keyfilikten uzak olunması, kurallar neyse öyle davranılması ve herkesin yaşam şekline saygı duyulması."

Redd'in geçmiş konserlerinden birinde Doğan Duru

"Kaybeden her zaman emeğinin peşinde olan tanınmayan arkadaşlarımız olacaklar"

Duru, geç saatte sahne alan ve tanınmamış müzisyen/grupların bu kısıtlamadan en çok etkilenen grup olacağının altını çizerek, “Zaten konserler 11’de başlıyor, bazen iki grup sahneye çıkıyor. Mekanların ciroları düşecek, çalan müzisyenlerin sayısı azalacak, personel sayısı azalacak. Belki mekanlar erken kapanacağı için gece müşterisi bekleyen taksicinin de müşterisi azalacak; yani bu durum sektörü zincirleme olarak etkileyecek. Kiminin kaymağını yediği, çok yüksek fiyatlara sahneye çıktığı, kimi insanların da emeğinin peşinde olduğu bir sektör bu. Gece 1’den sonra sahneye çıkma şansı bulan tanınmamış bir sürü müzisyen arkadaşımız var,  burada kaybeden her zaman emeğinin peşinde olan tanınmayan arkadaşlarımız olacaklar” diyor.

"Bu dönemde müzisyenlerin tek dostu müzisyenler"

Bütün müzisyenlerin saat kısıtlamasına tepki göstermesi gerektiğinin savunan Duru, şöyle devam ediyor:

“Biz kendi kendimizi dert etmeliyiz. Sesi çıkmayan arkadaşların sanatla, sepetle alakası yok muhtemelen, o arkadaşlar kendilerini ticaretle ilişkilendirdikleri için sessiz kalıyorlar. Bazı isimlerin konforları çok yerinde olduğu için ve zaten onarın 12’de işleri bittiği için ses çıkartmayacaklardır, yüksek kaşelerle seri açık hava konserleri yapacaklardır. Bu dönemde çok etkilenmiş bu sektör olabildiğince kenetlenmeli, yardımlaşmalı. Konserler programlarının da hakkaniyetli bir şekilde dağıtılmalı. Bu dönemde müzisyenlerin tek dostu müzisyenler, bunu kimsenin unutmaması gerekiyor."

Off Gümüşlük

Bodrum’da bulunan mekan Off Gümüşlük de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “müzik kısıtlaması” açıklamasının ardından işletmenin geçireceği yaz sezonunu anlamak için genelge bekleyenlerden. 

Off Gümüşlük, kısıtlamanın detaylarının hâlâ bilinmediğini vurgulayarak şunları aktarıyor: 

"Yapılan açıklama dışında elimizde bir genelge olmadığı için kısıtlamanın detaylarını bilmiyoruz. Mekan tipleri arasında uygulama farklılıkları var. Otel, restoran, bar gibi... Dayanağını çözemiyoruz. Normalleşme sürecinin öncelikli uygulamaları içinde olmadığımızı zaten görüyoruz.”

“Müzik emekçileri için durum hayati boyuta geldi” 

Adının ‘eğlence sektörü’ olması bu sektörün ciddiyetini gölgeleyemez. Pandemiyle mücadelede faydası olan uygulamalarda çok zor şartlardan geçerek elimizi taşın altına fazlasıyla koyduk ve gerekirse koymaya devam ederiz ama konuyla bağlantısını kurmakta güçlük çektiğimiz uygulamalar bizi endişelendiriyor. Hayatını turizm ve eğlence sektöründen devam ettirmeye çalışan herkesin ve özellikle müzik emekçilerinin çektikleri ekonomik sıkıntı olmaktan çıkıp hayati noktaya geldi. Birçok işletme gibi Off Gümüşlük’ü de bugünlere getiren en başta müzik emekçileridir. 

Görülmemek, duyulmamak yok sayılmaktır. Yok sayılmanın üzüntüsü ve galiba artık biraz da şaşkınlığı içindeyiz. Yayınlanacak genelgeden daha yapıcı ve daha kapsayıcı uygulamalar çıkmasını umuyoruz, bekliyoruz…”

“Virüsün gece tarifesi yoktur herhalde”

Ezginin Günlüğü ve Komik Günler gruplarında saksofon, fagot ve piyano çalan müzisyen Can Göktürk de, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamasına ilişkin olarak, “Elbette ki hiçbir canlı, başka hiçbir canlıyı, sadece gece vakti değil, günün hiçbir saati rahatsız etmemeli. Ama bu cümle eğer mesleğimiz olan müzik için söylendiyse; açıkçası bu açıklamayı ben de dahil benim gibi düşünen insanların tamamının yanlış anladığına inanmak istiyorum” yorumunu yapıyor.

AVM, otel, restoranlardaki “olağanüstü” pandemi kurallarının uygulanması halinde müzisyenlerin de dinleyicilerle buluşabileceğini belirtiyor Göktürk ve şöyle devam ediyor:

“Pandemi öncesinde de 00.00 sonrasında hiçbir sanatçının rahatsızlık verdiğini ben duymadım, her şey bu kadar esnekken, keşke sanat için de aynı önlemler geçerli olsa, virüsün gece tarifesi yoktur herhalde… “ 

Göktürk, Sanatçı Burhan Şeşen'in İyi Parti kürsüsünde yaptığı konuşmaya atıfta bulunarak şunları söylüyor:

"Sadece müzik ya da sanat etkinlikleri için uygulanan bir karar olunca insan ister istemez bir durup düşünüyor gerçekten ’üvey evlat’ mıyız diye. Sosyal medyada eleştirildiği gibi rastgele verilmiş, keyfi bir karar olduğunu düşünmüyorum. Mutlaka ki bir amacı, bir sebebi vardır bu işin. Peki yaşam tarzına müdahale mi derseniz, hiç kimsenin, müziğe bir düşmanlık beslediğine inanmak bile istemem."

Komik Günler'in konserlerinden birinde Can Göktürk (Fotoğraf: Melis Gözüyukarı)

"Dinleyicilerimiz de dahil, hepimiz etkileneceğiz!"

Konser salonunda, barda ve sahne alınan saatlerin değişiklik gösterdiğini de belirten Göktürk, bu işten en çok kimlerin etkileneceğine ilişkin soruya ise şöyle yanıt veriyor: 

“Hepimiz! Hepimiz etkileneceğiz! Dinleyicilerimiz de dahil, hepimiz! Daha fazla, çoğunlukla düğünlerde, barlarda çalan müzisyen arkadaşlarımız etkilenecek, belki onların aileleri, belki çocukları etkilenecek. Festivaller etkilenecek. Belki geçtiğimiz Haziran ayından sonra daha fazla önem vermeyi planladığımız turizm sektörü de etkilenecek. Bütün gün işte çalışmak zorunda olup akşam kafasını rahatlatmak, eğlenmek, hüzünlenmek, dans etmek isteyen insanlar etkilenecek. Hepimiz etkileneceğiz…”

"Yeterince sanatçıların yanında olunsaydı intihar eden arkadaşlarımız da şu an bizimle beraber olacaklardı"

Göktürk, ayrıca müzisyenlerin güvencesizliğine de dikkat çekerek pandemi sürecinde yaşanan intiharlara vurgu yapıyor:  

"Müzisyenler biliyorsunuz her gün başka bir mekanda çalışır, hangi gün nerede çalışacağının bir garantisi yoktur. Dolayısıyla bir ‘patron’u da yoktur. Ne sigortası ne emekliliği vardır. Ben yine şanslıyım ki üyesi olduğum kurumlardan emekliliğim için isteğe bağlı sigortamı yatırabiliyorum, Kültür Bakanlığı’nın verdiği hibeyse, ona bile zor yetiyor, ki bu hibeleri de birkaç ay aldık. E bunun kirası, faturası, yemeği var daha… Ben 34 yaşında tekrar ailemden harçlık almaya başladım, bu zaten maddi ve manevi bir etkilenme. Ben kendimi geçiyorum, hayatını sanata adamış ve başka meslek yapmak zorunda kalan sanatçı arkadaşlarım var, evini kapatıp memleketine ailesinin yanına dönen bir sürü sanatçı arkadaşım var, intihar eden müzisyen arkadaşlarımız var. Yastığa kafamı koyduğumda ‘BEN’ rahat uyuyamıyorum. Yeterince sanatçıların yanında olunsaydı intihar eden arkadaşlarımız da şu an bizimle beraber olacaklardı, belki de müziğimizi beraber çalacak, şarkılarımızı beraber söyleyecektik…"

Avukat Gül: İş sahipleri dava açabilirler

Avukat Ali Gül, İçişleri Bakanlığı’nın çıkaracağı bir genelgeyi il hıfzısıhha kurullarına göndereceğini ve bundan sonra müzik yayınının 24.00 sonrası yasaklanmasına ilişkin kural alınacağını belirtti. 

Kısıtlama nedeniyle aktif çalışma saatleri 24.00’ü aşan, müzik yayını yapamadığında iş kaybı yaşayacak işletmelerin bu durumda neler yapabileceğine ilişkin soruyu yanıtlayan avukat Ali Gül, şunları söylüyor:

“Mekan sahipleri, bahse konu il hıfzıssıhha kurulu kararlarına karşı iptal davası açabilirler. Yine aynı şekilde yaşadıkları iş kaybını da tam yargı davası açarak devletten tazmin edebilirler. İş sahiplerinin bu yollara mutlaka başvurması gerektiğini düşünüyorum.” 

“Eğlence sektörünün küçülmesi için ellerinden geleni yapıyorlar”

Pandemiye dair hemen hemen tüm yasaklar kalkarken, müzik yayını kısıtlamasının sürmesini avukat Gül, şöyle değerlendiriyor:

“'Birileri rahatsız oluyor' gerekçesiyle müzik yayınının yasaklanması, hükümetin daha önceki yasakları da ideolojik saiklerle getirdiğini yeniden kanıtlıyor. Alkol yasakları da bunun başka bir örneğiydi. Hükümet yalnızca belirli bir süreliğine insanların yaşam tarzına müdahale etmiyor, bu müdahaleyi kalıcı hale getiriyor zira söz konusu işletmeler zaten 2 senedir çok zor durumdaydı. Bu işletmelerin batması ve eğlence sektörünün daha da küçülmesi için hükümet elinden gelen her şeyi yapıyor.

Aslında pandemiyi gerekçe göstermeden, doğrudan gerçek niyetlerinin insanların yaşam tarzına müdahale etmek olduğunu açıklasalar, bizim açımızdan da anlatması daha kolay olur.”