MHP Genel Başkan Adayı Prof. Dr. Ümit Özdağ, Genel Başkan Bahçeli yönetiminden gelen "10 Temmuz'da sabah tüzük değişikliği öğleden sonra genel başkan seçimini yaparız" şeklindeki öneriye dair "İşte o zaman kaos olur" dedi. Özdağ, Bahçeli yönetiminin önerisine ilişkin olarak, "Tüzük değişikliğinin yürürlüğe girmesi için Yargıtay Başsavcılığı'na bu değişikliğin verilmesi gerekiyor. Tüzük değişikliğinden sonra üst kurul delegeleri listesinin 15 gün askıda kalma süresi var. Genel Merkez'in dediğini yaparsak; bir delege gider dava açar ve kongreyi iptal ettirir. İşte o zaman kaos olur" diye konuştu.
“Bahçeli aday olmayacaktır"
Ümit Özdağ, “Sayın Bahçeli'nin, 19 Haziran'da Ankara'da toplanacak üst kurul delege sayısını gördükten sonra genel başkan adaylığı kararını vereceğini düşünüyorum. Büyük katılımdaki sayıyı gördükten sonra aday olmayacaktır” dedi.
Genel Başkan Özdağ, önce Çağrı Heyeti'yle tüzük değişikliğini ve ardından genel başkan seçiminin yapılması gerekiğini açıklarken "MHP'nin tüzük kurultayı 19 Haziran'da mahkemenin verdiği karar uyarınca gerçekleşecek. Sonra 10 Temmuz'da Genel Merkez tüzük değişikliği yapılıp üzerinden 15 günden fazla gün geçtiği için herhangi bir sıkıntı olmadan 10 Temmuz'da genel başkan seçimli kongreyi yapacak diye umuyoruz" ifadelerini kullandı.
Prof. Dr. Özdağ, “Tayyip Erdoğan'ın öngörüsüz dış politikası Türkiye'yi krize sürüklüyor. Suriye'deki iç savaş ülkemize taşınıyor. Eğer MHP'de bir değişim yaşanmazsa çok daha ciddi sıkıntılar olur” dedi
MHP Genel Başkan adayı Ümit Özdağ'ın Sözcü'den Nil Soysal'a verdiği söyleşi şöyle:
– Önce İstanbul, sonra Midyat… Ramazan ayını hain terör saldırılarıyla karşıladık. Ne oluyor, Türkiye nereye gidiyor?
Suriye iç savaşı Türkiye'ye taşınıyor. Bunun ne kadar ağır bir ifade olduğunu biliyorum. Ancak ne yazık ki durum bu… Erdoğan'ın öngörüsüz dış politikası, Türkiye'yi ağır bir krize sürüklüyor.
İlk defa varlık sorunu yaşıyoruz
– Kriz derken…
Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en ağır krizinden bahsediyorum. Türkiye neredeyse onarılması imkansız bir kriz yaşıyor. Erdoğan, Davutoğlu ve Yıldırım üçlüsü, bu krizi devletin “beka” yani “varlık” sorunu yaşaması diye tanımladılar. Bu bir tanımlama olmaktan çok, bir itiraf… Çünkü ülkemizi varlık sorunu yaşamaya sürükleyen AKP'nin politikaları oldu. Bugün yaşadığımız ve önümüzdeki dönemde derinleşecek olan krizin dört boyutu var. Birinci boyut; Türkiye'nin toprak bütünlüğünün tehdit altında olmasıdır. İkinci tehdit; Türk Milleti'nin milli kimliğinin AKP politikalarıyla zayıflatılması sonucu, milli birlik ve berberlik ruhumuzun sabote edilmesinin ortaya çıkardığı tehdittir. Üçüncü tehdit; devlet cihazının parçalanmış ve ağır tahrip görmüş olmasıdır. Dördüncü büyük tehdit ise Türk ekonomisinin AKP döneminde bir Lale Devri ekonomisi olduğu ve çöküşe geçtiği gerçeğidir. Türkiye'nin çevresindeki gelişmeler de, Türkiye'deki krizi derinleştiriyor. ABD ve Rusya, PKK'ya Suriye'de Kürt koridorunu açarak bir devlet kuruyor.
"Başkan olursam MHP iktidara gelir"
– Böyle bir ortamda MHP'de yaşananları nasıl izah edersiniz?
MHP'de bir uyanış, silkelenme yaşanıyor. Kongre artık bir tüzük ve genel başkan değiştirme kongresi olmaktan çıktı. Erdoğan'ın hukuk dışı tek adam yönetimi kurma girişimine karşı, MHP'li kitleler demokrasi, hukuk devleti istiyor ve bunun mücadelesini veriyor.
– Siz neyin mücadelesini veriyorsunuz?
Benim genel başkanlığımdaki bir MHP, Türkiye için bir ekonomik kalkınma ve milli güvenlik programını temsil edecek. Ben; Dünya Gayri Safi Milli Hasılası'nın yüzde 3'ünü üreten bir Türkiye için adayım. Hukukun üstünlüğü, ekonomik kalkınma ve ileri eğitim seviyesi üçgenini gerçekleştirmek için adayım. Maceracı dış politikalara son verecek bir Türkiye için adayım. Tekrar milli kimliğimiz etrafında “Ne Mutlu Türküm Diyene” diyen bir Türkiye için adayım. Şehit haberleri almadan uyanacağımız bir Türkiye için adayım. Ben ve arkadaşlarım önce genel başkanlık, sonra başbakanlık için kilitlendik. Genel başkan olduğumda partimi iktidara taşırım. Bozkurt avına kilitlendi mi, kurtulma ihtimali yoktur.
– Giden 2 milyon seçmene rağmen mi?
Ben ve ekibim milletvekili seçilme sürecinde projelerimizi ve vaatlerimizi Gaziantepli vatandaşlarımıza anlatmıştık. Onlar inandı. Gaziantep'teki oy oranımızı yüzde 113 artırdı. Gaziantep halkı, beni MHP'nin milletvekili seçti. Şimdi Türkiye de inanacak.
"Kurultay 19 Haziran'da yapılacak"
– Peki kurultay bilmecesi nasıl çözülecek? Tüzük kurultayı 19 Haziran'da mı, yoksa 10 Temmuz'da mı yapılacak?
MHP'nin tüzük kurultayı 19 Haziran'da mahkemenin verdiği karar uyarınca gerçekleşecek. Sonra 10 Temmuz'da Genel Merkez tüzük değişikliği yapılıp üzerinden 15 günden fazla gün geçtiği için herhangi bir sıkıntı olmadan 10 Temmuz'da genel başkan seçimli kongreyi yapacak diye umuyoruz.
– Genel Merkez; “10 Temmuz'da sabah tüzük değişikliğini öğleden sonra genel başkan seçimini yaparız” diyor…
Yapamaz. Çünkü kurultayla yapılacak tüzük değişikliğinin yürürlüğe girmesi için Yargıtay Başsavcılığı'na bu değişikliğin verilmesi gerekiyor. Tüzük değişikliğinden sonra üst kurul delegeleri listesinin 15 gün askıda kalma süresi var. Genel Merkez'in dediğini yaparsak; bir delege gider dava açar ve kongreyi iptal ettirir. İşte o zaman kaos olur.
– Kaos var zaten… Devlet Bahçeli; “19 Haziran'ı tanımıyoruz” dedi.
Bakın; mahkeme Çağrı Heyeti'ni tüzük kongresini yapmakla görevlendirdi. Çağrı Heyeti de 19 Haziran'da kongreyi yapma kararı aldı. Bundan sonra “Tanımam” demenin hiçbir hukuki anlam ve sonucu yok.
Bahçeli'nin "Oyunu boz" çıkışına cevap: Oyuna gelme kurultaya gel
– Bu yarışta deyim yerindeyse; “sessiz” bir kampanya yürütüyorsunuz. Buna neden olarak; “Ülkücülerin adayı benim” mi diyorsunuz?
Ben kamuoyuna değil üst kurul delegelerine yönelik bir çalışma yapıyorum. Ondan dolayı sessiz, sakin bir çalışma sürdürüyorum. Rize'de 9 Nisan'da genel başkan adaylığı açıklamasını yaptığım günden bu yana 43 şehri gezdim. Bazılarına birkaç kez gittim. İstanbul ve Ankara delegeleriyle yaptığımız temaslar bu 43 şehrin içinde değil. Kongre gününe kadar yaklaşık 65 şehrin delegeleriyle yüz yüze şehirlerinde görüşmüş olacağım. Delegelerimiz; Türk milliyetçiliği konusundaki hassasiyetimiz, milli ve dik duruşumuz, kararlılığımız nedeniyle değişim isteğinde bana destek veriyor.
– Sizin sloganınız; “Oyuna gelme kurultaya gel.” MHP grup toplantısında saçlarını kazıtıp “Oyunu boz” yazdıran gençle Sayın Bahçeli'nin çektirdiği fotoğrafa bakılırsa, Genel Merkez'in de karşı bir sloganı var. Ne diyorsunuz?
Ülkücü Hareket, 2002'den 2011'e kadar sürdürdüğüm, MHP'nin Türkeş çizgisinde Türk Birlikçi bir parti olarak iktidara yürümesi için verdiğim siyasi-fikri mücadeleyi unutmadı. Bütün baskı ve iftiralara rağmen her platformda MHP'yi nasıl savunduğum bütün ülkücülerin aklında. Benim, yakamda başka parti rozeti olmadan siyaset yapmam ülkücülerin içini rahatlatıyor. Kongre üyelerinin desteğine baktığımda, iktidara benimle yürüme isteği ve heyecanını görüyorum. Onun için tüm delegelerimize “Oyuna gelme kurultaya gel” diyorum.
"Kongre süreci gayet centilmence geçiyor"
– MYK toplantısına katılımınızın engellenmesi sonrasında Meclis grubundaki 13 milletvekili ve 20 MYK üyesinin kongreye katılacağı iddiaları ortaya atıldı. Genel Merkez'e yakın isimlerden muhalif kanada kayma söz konusu olur mu?
Türkiye Erdoğan tarafından hızla erken genel seçime sürükleniyor. Başkanlık sistemini istiyor ihtirasla… Dikkat edin, Erdoğan 29 Mayıs'ta seçim kampanyasını başlattı zaten. MHP eğer bir değişim yaşamaz ise erken genel seçimde baraj altında kalır ve çok ciddi sıkıntılar yaşayabilir. Bu durumu hemen hemen bütün MHP milletvekilleri ve yöneticileri, teşkilat mensupları gibi görüyor. Her an çok ilginç açıklamalar gelebilir.
– Peki Meral Akşener'in yaptığı mini miting, Koray Aydın'ın bu konudaki eleştirisi muhalif hareketi nereye taşır?
MHP'de kongre süreci bütün hukuki gerilimlere rağmen büyük ölçüde centilmence geçiyor. Beni destekleyen üst kurul delegesi arkadaşlarım diğer aday arkadaşların toplantılarına gidiyor. Bu kurultay çok önemli. Zaten kongrede sadece genel başkan değil zihniyet değişimini de hedeflemeliyiz. MHP şu anda Türkiye'de “Saray rejimi”ne karşı demokratik mücadelenin ve hukuk devleti mücadelesinin öncü gücü durumunda. Bundan dolayı, seçmenin çok büyük ilgi ve desteğini alıyor.