Medya

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ve Çağdaş Gazeteciler Derneği'nden AB ülkelerine çağrı: Gazetecileri engelleyen ayrımcı vize tavrına son verilsin

16 Haziran 2023 14:19

T24 Haber Merkezi

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) ve Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD), Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin gazetecilerin işini yapmasını zorlaştıran vize uygulamalarına son vermesi için çağrıda bulundu.

T24'e konuşan TGC Genel Sekreteri Sibel Güneş, Türkiye ile AB ülkeleri arasında yıllardır sürdüğünü belirttiği vize sorununun TGC üyelerinin ve tüm gazetecilerin mesleklerini yapmalarını engelleyen ağır bir soruna dönüştüğünü ifade etti. Gazetecilerin haber yapmak için bulunduğu birçok Schengen vizesi başvurusunun reddedildiğini, olumlu dönüş alan birçok kişiye de kısa süreli vizeler verildiğini vurgulayan Güneş, "Biz Türkiye Gazeteciler Cemiyeti olarak tüm ziyaretlerde ve görüşmelerde konuyu konsolosluklara ileterek meslektaşlarımızın vize taleplerine olumlu yanıt verilmesi için acil çözüm üretilmesini istedik" diye konuştu. 

Güneş, "AB ülkelerinin temsilcilikleri bir an önce gazetecilik faaliyetini engelleyen bu ayrımcı tavırdan vazgeçmeli ve gazetecilerin vize taleplerine olumlu vermelidir" dedi. 

ÇDG Başkanı Kıvanç El de Türk vatandaşlarının karşılaştığı vize problemlerinden gazetecilerin de nasibini aldığını söyleyerek, "Schengen ülkeleri elçilikleri her ne kadar tüm başvurulara benzer şekilde yaklaştıklarını ve süreçleri “hızlı” işlettiklerini beyan etseler de bu yaşanan gerçeklikten uzak olduğu açıktır" dedi. El, "Genel kanı 'örtülü bir ambargo' uygulandığı şeklindedir" ifadesini kullandı. 

"Birçok gazeteci arkadaşımız 'kişisel ilişkiler'i ile vize süreçlerine müdahil olup süreçleri hızlandırmaya çalışmaktadır" diyen El, "Bazı sorunlar çözülürken bazıları ise çözülememekte vize reddi ile karşılaşılmaktadır. Ancak elbette buna gerek kalmadan vize sorunu çözülmelidir" çağrısında bulundu.

"AB, gazetecilerin iltica edeceğini düşünen bir anlayışla hareket etmemelidir" 

El, "Gazetecilerin kendi ülkelerine iltica edeceğini düşünen bir anlayışla hareket eden Avrupa ülkelerinin bu 'genel anlayıştan' kurtulmaları gerekmektedir. Zaten iltica etmeyi düşünen meslektaşımız varsa bunu usulüne uygun şekilde başvurusunu yapacaktır" dedi. 

El, T24'e yaptığı açıklamada, "Bu noktada büyükelçiliklerin, konsoloslukların, özellikle de meslekleri gereği çok sık yurtdışına giden gazetecilere 'önyargı' ile yaklaşmayarak kolaylık sağlayan bir sistemi getirmeleri şarttır. Verilen vize süreleri konusunda 1 günlük, 3 günlük gibi komik uygulamalardan kaçınılmalıdır" diye konuştu.

Sarı basın kartı sahibi gazetecilerin gri pasaport almaya hakkı olduğunu belirten El, birçok gazetecinin sarı basın kartı almakta dahi zorlandığına dikkati çekerek şunları söyledi:

"Diğer bir konu ise gri pasaport konusudur. Basın kartı sahiplerinin yasa gereği İletişim Başkanlığı’na başvurarak bu hakkı kullanmaları ve Avrupa’ya işleri için vizesiz seyahat etmelerinde imkan bulunmaktadır. Ancak 'basın kartı sahipleri' noktasında İletişim Başkanlığı devreye girip gri pasaport sağlaması gerekirken onlarca meslektaşımıza hak ettikleri halde basın kartı vermeyip veya süreçleri uzatarak, gri pasaport haklarını da bir anlamda ellerinden almaktadır."

Gazetecilere bedel mi ödetiliyor?

El, şöyle devam etti:

"Özetle; halkın haber alma hakkı için çalışan ve dolayısıyla da bir tür kamu görevi yürüten gazetecilerin engellemelerle karşılaşması, sebebi olmadıkları bir sorunun ve siyasi süreçlerin bedelini gazetecilere ödetme anlamına da gelmeye başlamıştır" diyen El, "İletişim Başkanlığı’nın basın kartı politikası yeterince engel çıkarıyorken vize sorunlarının yaşanması da gazetecilerin yaşadığı zorlukları artırmaktadır." 

DMD: 'Davetlere ayrım yapılması tanımı' kabul edilebilir değil

Diplomasi Muhabirleri Derneği Başkanı Özgür Ekşi, "Devletin tüm vatandaşlarını ayırım yapmadan koruması anayasanın gereğidir. Diplomasinin ilk gereği mütekabiliyet olduğu için Dışişleri Bakanlığı her bir ülke ile ayrı ayrı temasa geçmeli ve vize süreçlerini eşitlemelidir" değerlendirmesinde bulundu.

DMD olarak Türk vatandaşlarına vize konusunda "gereksiz" sorun yaratıldığı ve buna çözüm gerektiğinin farkında olduklarını söyleyen Ekşi, "Tüm Türk vatandaşlarının ülke içi kadar ülke dışında da eşit muamele gördüğü kimseye konumundan dolayı ayrımcılık içermeyen bir uygulamaya tarafız" dedi.

"Bu eşitliğin muhatabının da Türkiye Cumhuriyeti Devleti olduğuna inanıyoruz çünkü bu devleti Türk vatandaşları oluşturmaktadır" diyen Ekşi, "Türk vatandaşlarına davranış şekli devletimize göstermek istenen tavrın da pratiğe dönüşmüş halidir" ifadelerimi kullandı.

DMD, diplomatik misyonların davetlerini boykot etme gibi bir uygulamaya da gitmeyeceklerini ifade etti. Ekşi, "DMD mensupları açısından Schengen Büyükelçiliklerinin davetlerine icabet etmemek de yapılması gereken işin önemli bir kısmını yapmamak anlamına gelmektedir. Davetlere ayrım yapılması tanımı da bu nedenle kabul edilebilir değildir" diye konuştu.

T24 Genel Yayın Yönetmeni çağrı yapmıştı

T24 Genel Yayın Yönetmeni Doğan Akın, kaleme aldığı köşe yazısında Türkiye'deki AB temsilciliklerinin gazetecilerle eşitsiz bir ilişki kurduğunu vurgulamış ve meslek örgütlerini çağrı metni yayımlamaya davet etmişti. 

Akın, yazdığı örnek çağrı metninde, "Üyelerimizi, meslektaşlarımızı; yıllardır devam eden bu kabul edilemez ayrımcı tavır düzeltilene kadar, haberciliğin elzem kıldığı istisnalar dışında, Schengen ülkelerinin Türkiye'deki temsilci ve temsilciliklerinin davetlerine/programlarına katılmamaya, rutin görüşme taleplerine yanıt vermemeye davet ediyoruz" ifadelerini kullanmıştı.

Doğan Akın yazdı | Schengen vizesi eziyeti için gazetecilere çağrı, AB başkentlerine mektup